Pirireis havuza çekildi… İsmail Demir: Pirireis denizaltısında özel sektörün tasarımları ve ürünleri kullanılmaktadır

MDN İstanbul

Yeni Tip Denizaltı projesinin ilk denizaltısı olan Pirireis’in havuza çekilme, 5’inci denizaltı olan Seydialireis’in ilk kaynak töreni, Gölcük Tersane Komutanlığı’nda gerçekleştirildi.
Kızakta tüm donatımı yapıldıktan sonra Pirireis’in 2020’nin ilk yarısında denize indirilmesi hedefleniyor. 2022-2027 yılları arasında hizmete girmesi planlı Reis Sınıfı denizaltıları, Türk Deniz Kuvvetleri’nin ilk havadan bağımsız tahrik sistemli denizaltıları olacak.
Sahip olduğu yakıt pili teknolojisi sayesinde havadan bağımsız tahrik kabiliyetine sahip denizaltılar, Türk Deniz Kuvvetleri için ilk olma niteliği taşıyor.
2022 itibarıyla hizmete girmeye başlayacak denizaltılar, gizlilik içinde uzun süre harekât icra edebilme yeteneğine, yüksek süratli gelişmiş torpidolara ve satıh hedeflerine atılabilen güdümlü mermi kabiliyetine sahip olacak.
Havadan bağımsız tahrik sistemine sahip Yeni Tip Denizaltı projesi kapsamında 6 yeni tip denizaltı inşa edilecek. Pirireis havuza çekim aşamasına gelirken, ikinci denizaltı Hızırreis’in donatımı, 3’üncü ve 4’üncü denizaltıların da gövde imalatları sürüyor.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen Yeni Tip Denizaltı projesi kapsamında inşa edilen Pirireis’in; mukavim tekne dış çapı 6,3 metre, toplam uzunluğu 67,6 metre (standart denizaltılardan yaklaşık 3 m daha uzun), toplam yüksekliği 13,1 metre, su çekimi 6,8 metre, suüstü deplasmanı 1,855 ton, dalmış durumdaki deplasmanı ise 2,013 ton olacak.
Hidrojen yakıt hücresi teknolojisi ile geliştirilen denizaltılar, su sathına çıkmaksızın haftalarca dalmış durumda harekât gerçekleştirebilecekler. Sessiz seyir yapma yeteneğine de sahip olacak denizaltıların hizmete girmesi ile Türk Deniz Kuvvetleri’nin muharebe etkinliğine önemli katkı sağlanmış olacak. Sualtı, suüstü ve kara hedeflerine karşı silahlarla donatılmış olan denizaltılar birçok tipte torpido, füze atabilme ve mayın dökebilme özelliğine sahip bulunuyor.

‘‘Denizaltı inşa edebilen 16
ülkeden biriyiz’’

Gölcük Tersane Komutanı Tuğamiral Aydın Eken, dünya genelinde 16 ülkenin denizaltı inşa edebildiğini ve uzay araçları inşasından sonra teknolojik olarak en zor ve karmaşık mühendislik yapısı olan denizaltılarımızın 1976 yılından bu yana Gölcük Tersane Komutanlığı’nda inşa edilebiliyor olduğunu belirterek, ‘‘Bugün havuza çekeceğimiz projenin ilk gemisi olan Pirireis denizaltısının, inşasına 28 Eylül 2015 tarihinde başlandı; yüzer havuz üzerinde icra edilecek olan nihai donatım aşaması da dahil olmak üzere yaklaşık 60 km uzunluğunda kablo, 25 km uzunluğunda boru devresi çekilmiş olacak. Pirireis denizaltısı 300 adedi ana ekipman olmak üzere 4 bine yakın sistem ve cihazın, toplamda ise 350 bin parçanın montajı, 30 bine yakın inşa dokümanı kullanılarak ve yaklaşık 200 bin adam/gün emek sarf edilerek gerçekleştirilmiş olacaktır,’’ dedi.

‘‘Ar-Ge çalışmalarımız
gelecek projelerde kullanılacak’’

Yeni Tip Denizaltı Projesi’nin bir sözleşmenin ötesinde önemli bir program niteliği taşımakta olduğunu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kamu ve özel sektörü ile ahenk içerisinde çalıştığı örnek bir program haline dönüştüğünü belirten Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ‘‘Bu program kapsamında Başkanlığımızca yürütülmekte olan faaliyetlerde Milli Savunma Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Tersaneler Genel Müdürlüğü, Gölcük Tersane Komutanlığı gibi birçok devlet kurumu ile eşgüdüm ve uyum içerisinde beraberce çalışılmaktadır. Diğer taraftan yine proje kapsamında Aselsan, Havelsan, STM, Milsoft, Gürdesan gibi bir dizi özel sektör kuruluşunun denizaltı platformuna ve sualtı teknolojisine yönelik tasarımlarını ve üretimlerini gerçekleştirdiği ürünler kullanılmaktadır. Sözleşme kapsamında Milli Savunma Bakanlığı Gölcük Tersane Komutanlığı, Batarya Fabrikası Müdürlüğü, Araştırma Merkezi Komutanlığı’na muhtelif altyapıların modernizasyonu kapsamında yeni tezgâh, sistem, cihazlar sağlanarak ek imkân ve kabiliyetler kazandırılmıştır. Benzer şekilde özel sektör temsilcilerine de teknoloji transferleri yapılarak önümüzdeki yıllarda denizaltı platformları ve sualtı araçlarında kullanılacak sistem ve cihazların tasarım, üretim ve testlerini yapabilme kabiliyetleri kazandırılmıştır. Yeni Tip Denizaltı projesi kapsamında Başkanlığımızca yürütülen teknoloji transferi, altyapı geliştirme, yerlileştirme ve sanayileştirme faaliyetlerinin olumlu sonuçlarını almaya başlamış bulunuyoruz.
Bu proje bir program kapsamında yürütülmektedir demiştik. Bu arada teknoloji transferi, altyapı geliştirme ve teknik personel yetiştirme, ürün yerlileştirme ve sanayileştirme gibi çok boyutlu hedeflerin tamamlanmasını içeren stratejik öneme haiz bir projedir. Bu kapsamda Milli Savunma Bakanlığı envanterine girecek olan Reis Sınıfı denizaltılarında mevcut sistemlerin geliştirilerek kullanılmasına yönelik Ar-Ge faaliyetlerine de başlanmış olup, yerli ve milli yakıt pili ana elektrik motoru, bataryalar ve çeşitli tipte sonarların geliştirilmesine kurumumuz bünyesinde başlanmıştır. Ar-Ge faaliyetleri kapsamında elde edilecek ürünlerin önümüzdeki senelerde başlayacak olan diğer sualtı platformları projelerimizde kullanmaya başlanması ve teknik açıdan dünya pazarında tercih ediliyor olması, kurumumuzun stratejik hedefleri ile orta ve uzun vadeli planları arasında yer almaktadır. Proje kapsamında tedarik edilen denizaltılar havadan bağımsız tahrik sistemi için dünya üzerinde kullanılmakta olan 3 farklı sistemden yakıt pili teknolojisini kullanmakta olup, Donanmamız için bir ilk olma niteliği taşımaktadır. Bugün havuza çekim işlemini gerçekleştirdiğimiz Pirireis denizaltımızın 2022 yılında hizmete girmesi planlanmaktadır. Proje kapsamında inşa faaliyetlerine devam edilmekte olan diğer 5 denizaltımızın ise 2027 yılına kadar hizmete girerek Donanmamızın gücüne güç katması beklenmektedir,’’ dedi.
Genelkurmay Balkanı Orgeneral Yaşar Güler konuşmasında denizaltıların donanmalar açısından öneminin altını çizerek, ‘‘Bugün denizaltıların 3 boyutlu ortamda hareket edebilmeleri, uzun süre lojistik destek almadan harekât yapabilmeleri ve en önemlisi tespit ve teşhis edilmeden sürpriz etkisi yaratabilmeleri deniz harbinde üstünlük sağlamakta ve deniz harbinin kaderini değiştirme imkânı vermektedir. Bu nedenle Türk Deniz Kuvvetleri denizlerdeki güç mücadelesinde envanterindeki denizaltılar ile etkin ve caydırıcı bir güç olarak yer almaktadır. Değişen harekât ihtiyaçlarına ve teknolojik ilerlemelere uygun olarak platformlarını değiştiren Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Reis Sınıfı denizaltılar ile de yeni imkânlara kavuşacak ve gücüne güç katacaktır,’’ şeklinde konuştu.

‘‘Ülkemize emrivaki
yapılmasına izin veremeyiz’’

Törene katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise yaptığı konuşmada, gelecek yıl bitmeden serinin son gemisi olan Selmanreis’in inşasına başlanacağını ve 2022 yılından itibaren her yıl bir denizaltının daha hizmete gireceğini, Yeni Tip Denizaltı projesi sürecinde elde edilen tecrübe ve birikimle, Milli Denizaltı projesini süratle hayata geçirmenin hedeflendiğini söyledi.
Doğu Akdeniz’de yaşanan münhasır ekonomik bölge ve deniz yetki alanlarına ilişkin olaylara da değinen Erdoğan, Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye’nin balıkçılıktan ancak yüzde 1 oranında pay alabileceği bir düzene razı olmayacaklarını; aynı şekilde kimsenin denizin altındaki hidrokarbon kaynaklarının aranması ve işletilmesinden tamamen dışlanmış bir Türkiye’ye rıza göstermelerini beklememesi gerektiğini vurgulayarak, “Ege’deki egemenliği, kendilerine ait olmayan ada, adacık ve kaya parçaları üzerinden hazırladıkları proje ile Türkiye’nin haklarına göz dikenler, meydanın boş olmadığını bilmelidir. Masa başında çizilen haritalarla, çevre hassasiyeti veya bilimsel faaliyet kisvesi altında ülkemize emrivaki yapılmasına izin veremeyiz. Bizim gerek kıta sahanlığı gerek münhasır ekonomik bölge ve deniz yetki alanları meselesinde yerleşik uygulamalara aykırı hiçbir adımımız yoktur.
Elbette bu konuda hak sahibi olduğunu söyleyen herkesle de görüşmeye, konuşmaya ve hakkaniyet esasına göre yeni yollar bulmaya çalışacağız ama hiç kimse bizi dışlama, kıyılarımıza hapsetme, ekonomik çıkarlarımızı gasp etme niyetiyle karşımıza gelmesin. Ege’nin de Akdeniz’in de sahibi bu denizlere kıyıları olan ülkelerin tamamıdır. En uzun kıyı sahibi ülke olarak biz de buradaki haklarımızı korumak için sonuna kadar tüm imkânlarımızla mücadele etmekte kararlıyız,” dedi.

Bunu Paylaşın