Petrolde varilin dibi delindi

MDN İstanbul

Currency Skyscraper colored after Stock Market Crash
Küresel ekonomide son dönemde en dikkat çekici gelişmelerin başında, kuşkusuz petrol fiyatlarında yaşanan baş döndürücü düşüş geliyor. Senin başında ya da ortasında yapılan tahminlerde fiyatların 100 dolara geleceğine kesin gözüyle bakılırken, kasım ayı sonu itibarıyla brent petrol fiyatı 61,86 dolara geriledi. Bu, 3 Ekim tarihinden bu yana yüzde 28 yani 24 dolarlık, son 1 ayda ise yüzde 20 yani neredeyse 14 dolarlık bir düşüş anlamına geliyor

Petrol fiyatları uzun zamandır bu kadar kısa dönemde bir sert harekete sahne olmamıştı. Peki, fiyatlardaki bu sert düşüşü Türkiye ekonomisi açısından nasıl okumak gerekiyor?
Her şeyden önce, Türkiye yüksek cari açık veren bir ülke ve bu açığın önemli kısmı enerji faturasından kaynaklanıyor. Öte yandan petrol fiyatlarındaki düşüş, enflasyona da pozitif yansıyacak bir gelişme. Dolayısıyla ilk bakışta fiyatlardaki sert düşüşün, Türkiye için çok olumlu bir gelişme olduğunu söylemek ve düşünmek mümkün.

Türkiye’nin sıcak para ihtiyacı
olumsuz etkilenecek

Ancak bu noktada ekonomistlerin önemli bir itirazı devreye giriyor. Şöyle ki, içinden geçtiğimiz küresel ekonomik dönem likiditenin ‘anavatanına’ çekildiği ve özellikle de Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin dış kaynağa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu bir dönem. Türkiye’ye son dönemde dışarıdan gelen hem portföy hem de diğer yatırımların kompozisyonuna bakıldığında, Körfez Bölgesi ülkeleri ve Rusya gibi ülkelerden gelen petro-dolar diye de tabir edilen kaynakların olduğu görülüyor. Petrol fiyatlarında yaşanan bu tarz sert düşüşler de bu ülkelerin şirketlerinin ve fonlarının bilançolarını ciddi anlamda tahrip ediyor. Varlıklarında ciddi bir erime yaşayan bu şirket ya da fonlar da yurtdışı yatırımları kısma yönünde eğilim gösteriyor. Hâl böyle olunca da ilk bakışta, Türkiye ekonomisi için olumlu gözlenen petrol fiyatlarındaki düşüş, madalyonun diğer tarafını çevirince farklı bir etkiye de neden olabilecek gibi duruyor. En azından ekonomistler ve uzmanlar, analizlerinde, olası bu olumsuz etkinin de altını kalın bir şekilde çiziyor. Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı risk senaryosuna göre, 2019’da petrol fiyatlarının varil başına 35 dolara kadar düşebileceği açıklaması ve “Bunun gerçekleşmesi halinde, yaptırımların da etkisiyle Rus ekonomisi 2019’da resesyona girer” yorumu, ekonomistlerin kaygısının hiç de haksız olmadığını gösteriyor.
2018’e 66 dolar seviyesinde başlayan ve aslında yılın ilk yarısında 80 doların üzerine çıkmış olan petrol, ağustosta 70 dolara gerilemişti. Ağustos ayının devamında kayıplarını silen petrol, 3 Ekim’de 86,75 dolar ile son 4 yılın zirvesini görmüştü. Peki, fiyatlar neden yükseldi?
OPEC ve diğer üretici ülkelerin arz kesintisine sadık kalmaları, ABD ham petrol stoklarında azalma olması, ABD’nin İran’a uygulayacağı yaptırım kaygıları ve talepteki artış fiyatların yıl içinde yükselmesini sağladı. Ancak ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarının küresel büyümeyi zorlayacağı ve petrol talebinin azalacağı kaygısı, dönem dönem fiyatlarda gerilemeye neden olsa da yıl içi yükseliş trendi korundu.

Petrol fiyatları neden
düşüyor?

ABD Başkanı Trump, yıl içinde çok defa fiyatlardaki yükselişin suni olduğunu, gerçeği yansıtmadığını belirterek OPEC’i suçlamıştı, OPEC ise arz kesintisine devam ederek günlük milyon/varil üretimlerine sadık kaldı. Ancak OPEC’in toplantıda arz kesintisine davam edebilmesi haberleri dahi fiyatlardaki düşüşü engelleyemedi. Ekim ayında küresel piyasalardaki satışlar hızlandı ve enerji-emtia hisselerinde de sert kayıplar yaşandı. Hisselerdeki düşüş güvenli liman özelliği taşıyan varlıklara ve ABD tahvillerine talebi artırdı.
Enerji hisselerindeki düşüş, fiyatları baskılarken ABD ham petrol stoklarında artış olması da düşüşü hızlandırdı. ABD’nin İran’a uygulayacağı yaptırımların petrol ihracatı ve ticaretini zorlayacağı kaygısı fiyatlardaki yükselişin nedenlerinden biriydi ancak ABD, Çin, Yunanistan, Hindistan ve Türkiye gibi ithalatının büyük kısmını İran’dan yapan 8 ülkeye 6 aylık geçici muafiyet tanıdı. Bu muafiyet ile korkulan sorunun yaşanmayacağı düşüncesi de fiyatlardaki geri çekilmeyi destekledi. Yine ekim ayı içinde S. Arabistan’ın üretimi artıracağı haberleri de fiyatları baskıladı. S. Arabistan’ın, gerek İran ambargosu gerekse OPEC ve diğer üreticilerin üretim açığını kapatmak için günlük üretimini artacağı haberleri, petrol üzerinde negatif etki yarattı.

Bunu Paylaşın