Nassia tankeri deniz kazası ve yangının hatırlattıkları

MDN İstanbul

Saim Oğuzülgen

İTÜBOA Onursal Başkanı, Uzakyol Gemi Kaptanı ve Emekli Baş Kılavuz Kaptan Saim Oğuzülgen, 1994 yılında İstanbul Boğazı Karadeniz girişinde yaşanan yangınlı tanker kazasını ve kaza sonucunda uygulamaya geçen/geçmesi gereken düzenlemeleri değerlendirdi


Petrol Boru Hatları, tehlikeli yüklerin taşınması için en emniyetli taşınma şeklidir.

13 Mart 1994 NASSIA tankeri kazası ve yangını sonrasında Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru hattı inşa edilmiş ve 2005 yılında faaliyete geçirilmiştir. Novorossiysk-Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı’nın projesi hazır ve beklemektedir.

13 Mart 1994 tarihinde saat 22.20 civarında İstanbul Boğazı Karadeniz girişi, Büyük Liman önlerinde iki geminin çatışmasıyla meydana gelen “İnsan Ölümlü, Yangınlı ve Çevre Felaketli Deniz Kazası” sırasında Kurban Bayramı’nın birinci günü olması sebebiyle İstanbul’da bayram kutlamaları yapılmaktadır.

İstanbul Limanı Kılavuzluk İstasyonunda (Harem) nöbetçi kılavuz kaptan olarak görevde bulunuyordum. Akşamın ilerleyen saatlerinde bayramlaşma telaşı tamamlanmış, istirahat halinde salonda televizyon seyrederken, saat 22.25 civarında televizyon ekranında “İstanbul Boğazı’nda tankerler çarpıştı, boğaz yanıyor” alt yazısı geçti ve tüm kılavuz kaptan arkadaşların dikkati habere odaklandı. Yaptığım araştırma sonucunda Kavak Kılavuzluk İstasyon’undan aldığım telefon bilgisinde, İstanbul Boğazı’nın Karadeniz girişinde, Kavak Kılavuzluk İstasyonu’nun olduğu bölgede iki geminin çatıştığı, tanker olanın Dikilikaya Sığlığı’nda oturmuş ve yanmakta olduğu, diğer yük gemisinin Anadolu Kavağı vapur iskelesinin kuzeyinde karaya oturmuş ve yanmakta olduğu, deniz yüzeyinin tamamen alevlerle kaplanmış olduğu, bölgede bir dehşetin yaşanmakta olduğu bilgilerini öğrendim.

Rumeli Kavağı doğumlu olmam yanında mesleki sorumluluk duygum içinde, İstanbul Boğazı kılavuz kaptanları ve servis motoru ile saat 22.55’te olay yerine geldiğimde dehşet verici manzarayı gözlerimle gördüm. Gemiler karaya oturdukları yerde ve denizin üzeride alevler içinde yanıyor ve dehşet verici bir kargaşa yaşanıyordu. Bu bölgede görevli olmamama rağmen yaşanmakta olan olay karşınında neler yapabilirim diye düşünürken, içinde bulunduğum kılavuzluk servis motorunun muhabere cihazından o zamanki Ulaştırma Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Altan Köseoğlu ve görevlisi bulunduğum Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü Genel Müdür Muavini Nurettin Alptoğan’ın sözlü talimatları ile kendimi olayın içinde buldum.

Kavak Kılavuzluk İstasyonu muhabere merkezine geçerek olay ile ilgili detaylı bilgiler aldım. İlgili ve yetkililere yaşanan olay ile ilgili detaylı bilgileri vermeye başladım.

Bu arada kazaya karışan M/V SHIP BROKER isimli (G.K. bayraklı) dökme yük gemisinin İstanbul Boğazı’na Marmara Denizi’nden girdiğini, kılavuz kaptan alarak seyrini tamamladığını, Karadeniz çıkışında kılavuz kaptanını bıraktığını, M/T NASSIA isimli (G.K. bayraklı) ham petrol tankerinin Rusya’nın Novorosisk Limanı’ndan 98,600 ton ham petrol yükü ile İstanbul Boğazı’na Karadeniz’den giriş yaptığını ve kılavuz kaptan almak üzere seyir yaparken, Büyük Liman önlerinde Shipbroker isimli geminin dümeninin iskele alabandada kilitlenmesi sonucu üzerine gelerek Nassia’nın iskele baş omuzluğundan çatıştığını ve çatışma sonucu her iki gemide denize akan petrolün de yanması sonucu yangın çıktığını ve deniz yüzeyinin alevlerle kaplandığını öğrendim.

Ulaştırma Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Altan Köseoğlu ve bilahare olay yerine gelen TDİ Genel Müdürü Kenan Öner ile her iki geminin üzerine gittiğimizde Ship Broker’a Alemdar II isimli kurtarma yardım gemisinin su topları ile müdahale etmekte olduğunu, gemi makinesinin çalışmakta olduğunu, dümeninin iskele alabandada bulunduğunu,  radar direğine tırmanarak alevlerden korunmak isteyen iki gemicinin ‘yardım edin’ feryatlarını ve çığlıklarını duydum, Nassia tankerine gittiğimizde ise iskele baş omuzluğunun ve bordası ile deniz yüzeyinin alevler içinde, sancak can filikasının mayna edilmiş olduğunu ve römorkörün yanan bölgeye su sıkmakta olduğunu gözlemledim.

14 Mart Pazartesi günü yangınlarla mücadele ederken İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu’nun talimatı üzerine Sarıyer Emniyet Müdürlüğü’nde bulunan İstanbul Milletvekili Yıldırım Aktuna, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve Belediye Başkanı Nurettin Sözen’in bulunduğu toplantıya katılım gösterildi. Bu toplantıda tek profesyonel denizci olmam dolayısı ile önerim olan, tanker yangını ile bulunduğu yerde değil Karadeniz’e çıkarılarak  yangın söndürme mücadelesinin yapılması kararı tartışıldı ve önerim uygun görüldü. Tekrar denize ve olay yerine döndüm.

14, 15, 16 ve 17 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen söndürme, yedekleme ve kurtarma operasyonları neticesinde 18 Mart Cuma günü saat 04.00’da alevlerin görülmediği ve yangının tamamen sönmüş olduğu gözlendi. Operasyona devam edildi. Operasyona katılmakta olan tüm deniz vasıtalarına gidilerek, tarafımdan sistemin genel kontrolü yapıldı. Durumun normal olduğu görüldü. Sanmar 2 römorkörüne geçilerek İstanbul İtfaiye Müdürü ile durum değerlendirmesi yapıldı ve yangının tamamen sönmüş olduğu tespiti ve kararı alındı.

Saat 07.45’te İstanbul Kriz Merkezine ve tüm ilgili ve yetkili yerlere, yangının söndürme operasyonunun tamamlandığı tarafımdan bildirildi.

13 Mart 1994 Pazar günü saat 22.20 civarında İstanbul Boğazı Karadeniz girişinde Ship Broker ve Nassia isimli gemilerin çatışması sonucu meydana gelen insan ölümlü, yangınlı ve çevre felaketli deniz kazasında, 98,600 ton ham petrol yükü bulunan Nassia isimli tankerde çıkan yangın, o zamanki şartlarda, imkân ve kabiliyetlerle 4 gün 5 saat 40 dakika gibi bir zaman içinde söndürülmüştür.

Saat 12.00’da İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu’nun Karaburun Tahlisiye İstasyonu’na gelmesi üzerine kendisine bilgilendirme yapılmış ve operasyonun deniz yönetimi Kaptan Ömür Öztaşkın’a devredilmiştir.

Bu deniz kazası sonucunda 28 denizci hayatını kaybetmiş, 15,000 ton civarında ham petrol denize dökülmüş ve yanmış, çevre felaketi oluşmuş, çatışan iki gemi hurdaya gitmiş ve İstanbul Boğazı deniz trafiğine uzun süre kapalı kalmıştır.

Bilahare Türk Boğazları ile ilgili Uluslararası Denizcilik Teşkilatı’nda (IMO) yapılan çalışmalar ve tartışmalar aşamasında Teşkilatın o zamanki Genel Sekreteri William O’Neil’e ve Teknik Komite Başkanı Efthimios E. Mitropoulos’a NASSIA tankeri deniz kazası ve Türk Boğazları’nda yaşanan deniz trafiği sorunları ile ilgili tarafımdan özel bilgilendirmeler yapılmıştır.   

Bu deniz kazası ve yangını sonrasında, hazırlıkları daha önce yapılmış olan;

• Boğazlar ve Marmara Bölgesi Deniz Trafik Düzeni Hakkında Tüzük, 01 Temmuz 1994 tarihinde yürürlüğe konulmuştur. (Türk Boğazları ile ilgili ilk yasal düzenleme)

• Türk Boğazları Deniz Trafik Ayrım Düzenleri, 01 Temmuz 1994 tarihinde uygulanmaya başlanmıştır.

• Türk Boğazları Rapor Sistemi, 01 Temmuz 1994 tarihinde uygulamaya başlanmıştır.

• Türk Boğazları Gemi Trafik Kontrol Teşkilatı kurularak, 01 Temmuz 1994 tarihinde faaliyete geçirilmiştir.

• Uluslararası standartlara haiz “Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Teşkilatı” kurulmuş, 30 Aralık 2003 tarihinde faaliyete geçirilmiştir.

• Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı inşa edilmiş (1,768 km), 25 Mayıs 2005 tarihinde faaliyete geçirilmiştir.

• İstanbul Boğazı’nda seyir emniyeti ile ilgili ilave emniyeti tedbirleri alınmış ve uygulanmaya başlanmıştır (tek yönlü trafik, riskli gemilerin kılavuz kaptan alması, römorkör refakati vb.).

13 Mart 1994 tarihinde İstanbul Boğazı’nda Nassia isimli tanker ve Ship Broker isimli geminin çatışması ile meydana gelen insan ölümlü, yangınlı ve çevre felaketli deniz kazasının üzerinden 27 yıl geçmiş; bu müddet zarfında Türk Boğazları’ndan yılda 150 milyon ton olmak üzere 4 milyar ton civarında ham petrol ve türevi madde tankerlerle taşınmış, yılda 45 bin gemi geçişi olmak üzere 1 milyon 200 bin civarında gemi geçiş yapmıştır.  İnsan ölümlü, yangınlı ve çevre felaketli benzer bir kaza yaşanmamıştır.    

Araç trafiğinin olduğu her yerde kaza olma ihtimali bulunmaktadır. Önemli olan alınacak emniyet tedbirleri ile kaza ihtimalini azaltmak ve kaza halinde zararlarını en aza indirmektir.   

Son çare

Projesi hazır olan “Novorossiysk-Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı”nı inşa etmek, İstanbul Boğazı’nda seyir emniyeti için ilave emniyet tedbirleri almak ve “İSTANBULMAKS” isimli bir gemi modeli planlamasını yaparak uygulamaya koymak, Türk Boğazları’nı yangın ve çevre felaketli gemi kazalarından korumak için değerlendirilebilir.

Önerilen ve alınabilecek bu ilave emniyet tedbirleri yanında; kılavuz kaptan alımı yaygınlaştırılarak ve geçiş yapan gemilerin kaptanlarında Türk Boğazları ile ilgili farkındalık oluşturularak, Türk Boğazları ve özellikle İstanbul Boğazı’nda seyir, can, mal ve çevre emniyeti ile deniz güvenliğinin en üst seviyeye çıkarılması ve olası deniz kazalarının en aza indirilmesi gerçekleştirilmiş olacak; Türk Boğazları bölgesinde yaşayan insanların “sağlıklı çevrede sürdürülebilir yaşam hakları korunacak ve sağlanacaktır”.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın