Meslek Komitesi toplantısına imar affı damga vurdu

MDN İstanbul

İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) 2’nci Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı 14 Aralık 2018 tarihinde, Piri Reis Üniversitesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Danışmanı Ali Kurumahmut, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, DTO Meclis Başkan Yardımcısı Kenan Türkantos, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz Ticaret Genel Müdürü Durmuş Ünüvar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürü Okay Kılıç, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Salim Özpak, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kıyı Emniyet Genel Müdürü Hızırreis Deniz ve birçok sektör temsilcisinin katıldığı İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) 2’nci Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı’nda denizcilik sektöründe ön plana çıkan sorunlar komite temsilcileri tarafından dile getirildi.
Resmi Gazete’de yayımlanan 20 Eylül 2018 tarihli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tebliğine göre; liman ve tersane tesisleri ile istinat duvarı, dolgu alanı, iskele, havuz, spor sahaları ve benzeri bina niteliğinde olmayan yapılar da imar affı kapsamına eklenmişti. Bu yapıların bina birim maliyet bedelinin hesaplanmasına esas olacak kriter ise iskele, liman, tersane tesisleri için metrekare başına bin 500 TL, istinat duvarı, dolgu alanı, havuz, spor sahaları ve benzeri bina niteliğinde olmayan yapılar için metrekare başına 150 TL olarak ücret alınacağı kamuoyuna duyurulmuştu. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan GİSBİR Başkanı Murat Kıran, “Bizim imar planlarımız 2016’da çıktı. Bizim revizyon imar planımız veya imar planımız yokken benim üyem işletme belgesini nasıl çıkarsın? Sayın Cumhurbaşkanımız ve hükümet, bir imar barışı çıkaralım dedi. İmar barışı ile ilgili çıkarılan tebligatta diyor ki, tersaneler, limanlar, iskeleler imar barışından yararlanır. Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğümüz, bu durumu herkese görüş olarak sundu. Dün akşam bize yazı geldi ‘yararlanamazsınız’ diye. Niye yararlanamıyorum? Önümüze gelen neden ise ‘yarın öbür gün bu iskele çökerse bunun altında biri kalırsa biz kime hesap vereceğiz.’ İmar affından yararlanan yüzlerce, binlerce bina var, bunlar bir depremde çökerse bu kanunu çıkartandan hesap mı sorulacak. Bu imar barışı ile kaçak olan yapıları kaçak olmaktan kurtararak işletme belgelerimizi alabilmenin yolu açılacak. Biz bu imar barışından yararlanabiliyor olsak işletme belgesi almamış olan altı üyem, onlarca yat imalatı ve tekne bakım-çekek işi yapan üyem, işletme belgesini alabilecek” dedi.

“Limanlar yönetmeliğinde düzenlemeye ihtiyaç var”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Danışmanı Ali Kurumahmut ise Limanlar Kanunu’nda bir revizyona ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, ‘’Başta limanlar yönetmeliği olmak üzere diğer düzenlemeleri de kısa süre içerisinde yapacağız. Sizlerin hiçbir sorunu yanlış ve eksik değil. Biz sorunlarınızın bütün zorluklara rağmen doğru olduğuna inanıyoruz” şeklinde konuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan tebliğin de, liman ve tersanelerin ilk etapta af kapsamında olmadığını kaydeden Kurumahmut, tebliğ üzerinde yapılan değişiklikle liman ve tersanelerin de bu kapsama alındığını kaydetti.

“Aliağa’da 17.00’dan sonra ikmal yaptırmıyorlar”
Gemi Akaryakıt İkmal ve Sağlama Komitesi Başkanı Mustafa Muhtaroğlu, sektörün önde gelen sorunlarına ilişkin bilgi vererek, “İzmir, Aliağa bölgesini ikmal anlamında geliştirmek istiyoruz. Ancak bölgedeki gümrük saat 17:00’dan sonra ikmal yaptırmıyor. Türkiye’nin her yerinde 24 saat ikmal yapılabilirken bu bölgede 17:00’dan sonra ikmal yapılamamasını anlayamadık. Geminin limana ne zaman geleceği belli değil, 17:00’da gelen bir gemi 16 saat ertesi günü beklemek zorunda kalıyor, bu durum hem döviz girdisi hem de iş hacmi açısından bizim için önemli bir kayıp,” dedi. Öte yandan demirleme konusunda boğazdan geçecek gemilerin kılavuz kaptan olmadan geçiş yaparak demirlemesi gerektiğini anlatan Muhtaroğlu, “Boğazdan geçecek gemi pilotsuz geçiş yapacak daha sonra demirlemek için gelip pilot alacak. Bunun kaldırılması lazım” diye konuştu.

“Kılavuz kaptanla demirlemeye, düzenleme geliyor”
Kurumahmut, kılavuz kaptanla demirleme konusuna ilişkin bilgi vererek, “23’üncü Madde ne diyor? ‘Demirleme yerlerine gelen gemiler kılavuz kaptan ile demirler ve kılavuz kaptanla yol alır.’ Kuzey Girişi, Güney Girişi, Çanakkale Boğazı ve Zincirbozan’ı bu işin dışında tutalım diyoruz ama bu da yeterli değil. 10 gemilik karantina demir yerimiz var. 168 saat demirleyen gemiler önce karantina yerine, sonrasında C yerine demir atar ve demir alır diyebiliriz. Bunlarda kılavuz kaptanla demir alma ve demirleme yükümlülüğünü kaldırabiliriz, çalışmalarımız bu istikamette. Ama bunu tümüyle kaldıramayız. Yapılacak yeni düzenlemeyle tehlikeli yük taşıyan gemilerin kılavuz kaptanla demir alma ve demirleme uygulamasına devam ederiz diye düşünüyorum” dedi.

“Bir kelime, ticareti durdurabiliyor”
Türkiye’de çok fazla mevzuat olduğunu ve bu durumun sektör için olumsuz bir etki yarattığını kaydeden Düzensiz Sefer Yapan Gemi Acenteleri Meslek Komitesi adına söz alan Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Başkanı Recep Düzgit, “Ülkemizde çok fazla mevzuat üretiliyor. Örnek vermek gerekirse, geçenlerde kombine taşımacılıkla ilgili bir yönetmelik taslağı önüme geldi. Tanımlar maddesinde A’dan Z’ye kadar tanım var. Bu kadar tanım ve mevzuatla, iş dünyası engelleri aşamaya çalışıyor. Bir örnek vermek gerekirse 2006’da Gümrük İdaresi tarafından çıkarılan yönetmeliğe ‘transit yüklü’ ibaresi eklendi. Gümrük İdaresi’ndeki mevzuatlarda transit ibaresi geçerken, Ulaştırma Bakanlığı ‘uğraklı, uğraksız’ adında farklı terimler üretti. Gümrükte bir genelgede transit denilmesine rağmen parantez içerisinde uğraksız yazıldı. Bu durum bizi 30 yıldır yaptığımız işi yapamayacak bir düzeye getirebilir. Gümrükte öyle bir tabir de yok. İlgili yerlere bu konuda başvuruda bulunduk,” dedi.

“Muafiyet belgesi yeniden verilmeli”
Yat İnşa Yan Sanayi Komitesi Başkanı Nuri Enis Eralp, hammadde tedariği konusunda ciddi sorunlar yaşadıklarını anlatarak, “Alım yaparken her bot için ayrı ayrı bildirimlerde bulunmamız gerekiyor. Eskiden üretici muafiyet belgemiz vardı. Bu belgeyle ithal edeceğimiz hammaddeyi altı ay öncesinden tedarik edip sezona hazırlanıyorduk. Ama şu anda üretemiyoruz. Bundan dolayı yabancı üreticilere karşı rekabet gücümüzü kaybediyoruz. O yüzden biz üreticilere muafiyet belgesinin yeniden verilmesini istiyoruz. Bu noktada ithal hammadde alımının önünü açarak ihracatta etkili olmak istiyoruz. Diğer taraftan çevre ülkelerimizde amatör denizci belgeleri 1,000 CC veya 30 kilovolt ile sınırlandırılırken, 12 metreye kadar olan tekneler ehliyetsiz kullanabiliyor. Bu rakam bizde çok daha düşük. Biz bu konuda sınırın yükseltilmesini istiyoruz” önerisinde bulundu.

“Ellerimiz kollarımız bağlı ringe çıkıyoruz”
Denizaşırı (Uzakyol) Dökmeyük Gemi Taşımacılığı Komitesi adına konuşan TAB Yönetim Kurulu Üyesi Cihan Ergenç, Türk bayrağı taşıyan Türk armatörlerin haksız rekabetle cezalandırıldığını ifade ederek, “Ben Türk bayraklı gemilerin cezalandırıldığını düşünenlerdenim. Türk Bayraklı gemiler olarak bizim haksız rekabetle cezalandırıldığımızı düşünüyorum. Biz, küresel oyuncularız ve eşit rekabet unsurunun Türk armatörüne yaratılmasını istiyoruz. Dünya ile rekabet ediyoruz ama ellerimiz kollarımız bağlı ringe çıkıyoruz. Az önce bir geminin Tuzla tersanelerine gelmesiyle ilgili konuşuyorduk. Siz Türk bayraklı gemi sahibi olarak tersaneye geldiğiniz zaman KDV ve diğer hususlar konusunda para ödüyorsunuz. Hâlbuki yabancı bayraklı bir gemi geldiği zaman bizim ödediğimiz paraları ödemiyor. Ayrıca SSK, personel sorunları var, durum böyle olunca Türk armatörü yabancı bayrağa kaçıyor, yabancı personele kaçıyor. Bu durum devletimizin ulusal çıkarlarına ters düşen bir durum haline geldi. Deniz Ticaret Odası ve devlet olarak bu konuda bir politika belirlememiz lazım. Bu konuda devletimizin bize yol göstermesini istiyoruz,” dedi.

“Yurtdışına çıkış ve yurtiçinde limanlara girişte aynı kart kullanılsın”
Gemi Tedarikçileri Komitesi Başkanı Zihni Memişoğlu, son zamanlarda ihracatta bir takım kısıtlamalarla karşılaştıklarına dikkat çekerek, “Bazı ürünlerin ihracatına kontrollü bir şekilde izin veriliyor. Bu durum gümrüklerde bize ciddi bir sorun yaratıyor. Her gümrükte farklı bir uygulama karşımıza çıkıyor. Bunun en kısa sürede çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz,” dedi. Yurtiçindeki gemilerle yurtdışına seyir yapılması konusunda farklı kartların kullanıldığını dile getiren Memişoğlu, mevcut uygulamanın tek karta indirilerek yurtiçinde kullanılan kartın yurtdışı seyirlerinde de kullanılması talebinde bulundu. Diğer taraftan limanlara giriş konusunda her limanın farklı bir prosedür uyguladığını kaydeden Memişoğlu, “Bazı limanlarda 200 dolara kadar giriş ücreti ödüyoruz. Bu durum ciddi anlamda bir maliyet olarak karşımıza çıkıyor. Bunu defalarca dile getirdik. Ancak her liman kendi içinde farklı bir uygulama yapıyor bu konuda da desteklerinizi bekliyoruz” dedi. Transit beyannamesi ile yaptıkları işlemlerin döviz kazandırıcı işlemler olduğunu anlatan Memişoğlu, “Ancak iki sene önce yeni uygulamaya alınan NCTS sistemine takıldığımız için bu vergi bizden alınmaya başlandı, bunun düzeltilmesini istiyoruz,” şeklinde konuştu.

“İki sefer kira ve ecrimisil (haksız işgaliye bedeli) kaldırılsın”
Her Nevi Yolcu Taşımacılığı ve Turistik Amaçlı Gemi İşletmeciliği Komitesi Başkanı Yunus Can, çözülmesini istedikleri iki konu olduğuna değinerek, “Bunlardan bir tanesi aynı iskeleden iki kez kira alınması, diğeri de su üzerindeki faaliyetlerimizin işgal statüsüne konularak bizden ecri misil talep edilmesi. Bir teknenin deniz vasıtası olabilmesi için suyun üzerinde yüzmesi lazım. Teknenin suüstündeki kalan kısmını hesaplayarak ecri misil talep etmek yanlış bir hareket, bu konuda desteklerinizi bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Bunu Paylaşın