Merkez Bankası piyasalara güven aşılıyor

MDN İstanbul

Kasım ayı başında Naci Ağbal’ın başkan olarak atanmasıyla para politikasında keskin bir değişime giden Merkez Bankası, o günden bu yana attığı adımlar ve benimsediği yeni politikalar ile ‘güven’e yönelik başlangıçta oluşan soru işaretlerini gidermeye devam ediyor.

Hatta atılan para politikası adımları ile tam anlamıyla bir ‘güven’ yüklemesi yapıyor demek yanlış olmaz. Keza önceki dönemde kurumun kredibilite kaybı oldukça yüksek seviyelere ulaşmıştı. Banka, kasım ve aralık ayındaki piyasa beklentilerinin üzerindeki faiz artırımına ocak ayında yaptığı faiz toplantısında ara verse de Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olarak masada duran, enflasyonla mücadele konusunda yapmış olduğu vurgularla piyasalara önemli mesajlar verdi. Şöyle ki her ne kadar Merkez Bankası faiz artırımları yapsa da piyasada önümüzdeki dönemde yeniden faiz indirimlerine gidilebileceği yönünde endişeler hiç azımsanmayacak ölçüde hâkimdi. Ancak önceki toplantılarda, sırasıyla tek fonlama aracı ve ardından ilave sıkılaşma yapan Merkez Bankası, ocak sonunda yaptığı toplantıda faiz artırımı yapmamasına rağmen para politikasını “uzun” bir süre sıkı tutacağının taahhüdünde bulunarak, erken bir gevşeme döngüsüne dair endişeleri hafifletmiş oldu.

Enflasyon açısından zor aylar yaklaşıyor
Peki, ekonomistler Merkez Bankası’nın bu adımlarını nasıl yorumluyor ve önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri neler? Merkez Bankası’nın Naci Ağbal başkanlığındaki yeni yönetiminin gerçekleştirdiği politika hamleleri ve yerinde sözel yönlendirmesiyle beraber kredibilite kazanmaya devam ettiğinin altını çizen ekonomistler, özellikle Merkez Bankası’nın enflasyon karşısındaki perspektifi açısından politika açıklamasındaki ayrıntıların önemli olduğunu belirtiyor. Bu noktada uzun süreli bir sıkılaşma vurgusunun, TCMB‘nin de enflasyon risklerini gözettiğini gösterdiğini ifade eden ekonomistler, ilerleyen ayların enflasyon açısından zor geçeceğini ve tepe noktasına göre bir faiz artırımı opsiyonunun daha olabileceğini vurguluyor. Uzmanlar, nisan döneminde tepe yapması beklenen enflasyonun; geçmiş kur artışları, emtia ve enerji fiyatları ile gıda enflasyonu bileşenleriyle biraz daha yukarı gitmesini bekliyor. Ekonomistler, enflasyonun gerileme sürecine gireceği zamanı ise baz etkisinin lehimize işleyecek olması ve mevsimsel koşulların düzelmesi bakımından yılın
ikinci yarısında olacağını öngörüyor.

‘Erken gevşeme kur ve enflasyon sarmalına sokar’
“Buna karşılık, erken ve aceleci bir gevşeme döngüsüne girilmesinin ekonomiyi kur ve enflasyon sarmalına yeniden sokmasından endişe ederiz” diyen ekonomistler, politika açıklamasındaki “uzun süreli sıkılaşma” vurgusunun bu nedenle kritik olduğunun altını çiziyor. Ekonomistler, gevşeme döngüsü konusunda aceleci davranılmaması konusunun, ekonomiyi toksik etkilerden korumak adına önemli olduğunu belirtiyor. Merkez Bankası’nın açıklamaları sonrası kur 7,35 TL’ye kadar gevşerken, ABD’den ek teşvik paketi ve ABD Merkez Bankası FED‘den gelen iyimser açıklamalarla gelişmekte olan ülke borsalarında da olumlu rüzgâr devam ediyor. Uluslararası uzmanlar, aşının geliştirilmesi, gevşek para politikası ve mali teşviklerle küresel büyümenin toparlanmasını ve gelişen ülke ekonomilerinin görece iyi performans göstermesini beklediklerini ifade ediyor. Uzmanlara göre, ucuz değerlemeler, iyi büyüme, FED’in ılımlı politikaları ve zayıf dolar 2021’de gelişen piyasalar için destekleyici olacak.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın