Lloyd’s Register yeni gemi inşada da iddialı

MDN İstanbul

Dünyanın önde gelen klas kuruluşlarından Lloyd’s Register (LR) kurumunun genç yöneticileri ve ekibi denizcilik piyasasında yaşanan son gelişmelerle ilgili MarineDeal News okurlarına özel değerlendirmelerde bulundu.

1760 yılında kurulan ve dünyanın en köklü klas kuruluşu ünvanına sahip Lloyd’s Register,  geçen zaman içinde denizcilik sektörünün yanı sıra; yönetim sistemleri belgelendirme, demiryolu ve enerji sektörlerinde belgelendirme, uygunluk, risk, güvence ve teknik danışmanlık hizmetleri  de sağlamaktadır. Lloyd’s Register Vakfı bünyesinde hareket eden Lloyd’s Register Türkiye’nin denizcilik sektöründeki ilk sörvey tarihi 1887 yılına kadar  uzanıyor. İlk ofisini açtığı 1905 yılından bu yana Türkiye’de deniz ticaretinin daha güvenli ve yüksek performanslı yapılmasına yardımcı olan LR; ağırlıklı olarak armatörleri, tersaneleri ve tasarımcıları destekleme faaliyetlerini sürdürüyor.

Brown: “Türkiye dünya denizciliğinde önemli bir merkez”
Lloyd’s Register’in global portföyü hakkında bilgiler veren Lloyd’s Register Marine Global Marka ve Dış İlişkiler Müdürü Nick Brown, en güçlü yanlarının hizmet sunumu, araştırmaya verdikleri önem ve teknik destek kalitesi olduğunu ifade etti.

“255 yıllık tarihiyle dünyanın ilk klas kuruluşu olarak müşterilerimize her zaman ileri öngörüye ve kavrayışa dayanan en verimli ticari kararı sunmayı amaçlıyoruz. Bizim için önemli hususların başında, oluşabilecek riskleri analiz edip, emniyeti sağlamak geliyor. Bunu da gemilerin verimliliğini ve performansını artırmak için inovasyona ve araştırmaya yaptığımız yatırımlarla gerçekleştiriyoruz. Araştırmalarımız geleceğin yakıtları, geleceğin sevk sistemleri, LNG metanol gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Yeniliğe yaptığımız yatırımlar, her zaman teknolojik olarak lider konumda olmamızı sağlıyor. Örneğin; iki aydır deniz testleri süren yeni projemizde dünyada ilk defa dizel yakıttan metanol yakıta dönüşümü başardık.

Araştırmaya ve inovasyona yaptığımız yatırımların neticesinde kuru yük, tanker ve konteyner gemilerinde olduğu kadar diğer özel amaçlı gemilerde de büyük bir uzmanlığa sahibiz. Özellikle; LNG, LPG ,yolcu gemisi, RoPax ve yolcu gemileri ile megayatlar konusunda dünyada büyük bir pazar payına sahibiz. Bu tip gemilerde hem risk hem de yükün değeri çok yüksek olduğundan, teknolojik birikimimiz, dünyanın her yerinde hizmet sunabilme ve teknik destek sağlayabilme yeteneğimiz ile bizi farklılaştırıyor.

Ağırlıklı olarak denizcilik alanında faliyet göstersek de özellikle son 10 yılda enerji sektöründe de çok önemli bir pazar payına ulaştık. Endüstriyel alanda; enerji departmanımız ve yönetim sistemleri kalite sertifikasyonlarımız da işimizin önemli bir parçası haline geldi. Hepsini birlikte değerlendirdiğimizde 2014 yılında Lloyd’s Register’in toplam cirosu 1 milyar sterlin’in üzerinde gerçekleşti.”

Türkiye’nin, çok önemli  denizci bir ülke olduğunun altını çizen Brown, sektörden gelen beklentileri ve talepleri karşılamak için yeniden yapılanarak yeni inşada ağırlıklarını artırdıklarını ifade etti.

“Tüm dünyada ticari sıkıntıların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Navlunlar oldukça düşük ve denizcilik sektöründe yapılan yatırımların karşılığını almak giderek zorlaşıyor. Teknik taraftan bakıldığında yeni regülasyonların armatörlere getireceği ekstra maliyetler en önemli gündem maddeleri arasında. Dünyada yaşanan gelişmelere ve hareketliliğe bakıldığında biz, Türkiye’nin global denizcilik sektöründe çok önemli bir oyuncu olduğuna inanıyoruz ve bu konumu da giderek güçleniyor. Gemi operatörleri, armatörler, tersaneler, ekipman üreticileri yönünden Türkiye sürekli büyüyen cazip bir pazar olma konumunu sürdürüyor. Burası hem Türk müşterilerimiz hem de global müşterilerimiz için çok önemli bir yatırım ve hizmet merkezi. Türkiye’nin bizim organizasyonumuzda artan bu önemi ile uzman kadromuz genişlerken hizmet verdiğimiz gemi tipleri de çeşitleniyor. Müşterilerimizin beklentileri ve talepleri doğrultusunda globalde sahip olduğumuz hizmet çeşitliliğini buradaki organizasyonumuza ekleyerek yapımızı sürekli geliştiriyoruz. Türkiye özellikle kriz öncesi dönemde dünyada çok önemli bir noktaya geldi. İstatistiksel olarak dünyada en çok gemiyi klaslayan bir kuruluş olarak sahip olduğumuz bu potansiyeli ve enerjiyi Türkiye’ye yansıtmayı istiyoruz.

Yazıcıoğlu: “Yeni inşada büyük fark yaratacağız”
Türkiye piyasasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Lloyd’s Register Türkiye Müdürü Engin Yazıcıoğlu, inovasyona büyük önem veren Lloyd’s Register’in önümüzdeki dönemde elde ettiği bilgi birikimini Türk denizciliğine aktararak sektörün gelişmesine katkı sağlamaya devam etmek istediklerini söyledi.

“Türkiye denizcilik piyasası hem kurumsallaşmış geleneksel denizcilik ailelerinin hem de yeni büyük yatırımcıların olduğu çok dinamik bir yapıya sahip. Türk tersaneleri de ürettiği yeni inşa gemilerle kapasitesini ve kabiliyetini ispatladı. Bununla birlikte, Türkiye’nin Avrupa’nın gemi tamir merkezi olarak çok önemli bir rol üstlendiğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Dolayısıyla hem yeni inşa hem de tamir açısından çok önemli bir ülkeyi göz ardı etmek mümkün değil. Türkiye’de birçok başarılı tersanenin özel tip gemi inşasında çok başarılı işlere imza attığını görüyoruz. Sertifikasyon sürecinde yakın işbirliği içinde çalıştığımız yerli ekipman üreticilerinin de son yıllarda gösterdiği performans, ülke için gerçekten değerli. Tüm bunlar doğrultusunda yapımızı sektördeki parametrelere uygun olarak sürekli geliştiriyoruz. Özellikle yeni inşa piyasasında sahip olduğumuz teknolojik üstünlüğü Türk denizcilik sektörüyle paylaşmak için çok ciddi adımlar atıyoruz.”

Lloyd’s Register’in vakıf niteliğinden dolayı hizmet verdiği tüm sektörlerde önceliğinin emniyeti sağlamak olduğunun altını çizen Yazıcıoğlu, “Bizim hiç değişmeyen en önemli ilkelerimizin başında emniyet geliyor. Seyir güvenliğinden hiç taviz vermeden sörveyle ilgili uygulamalarımızı gelişen teknolojilerle sürekli güncelliyoruz” diyerek mevcut kurallar çerçevesinde sahip oldukları yüksek deneyimle gemilerin verimliliğini artırıcı esnek çözümler geliştirdiklerini ifade etti.

“Tüm çalışmalarımızı insanların güvenle seyahat edebileceği sağlam bir filo oluşturmak üzerine yoğunlaştırdık. Beraber çalıştığımız kurumları iş ortağımız olarak görüp onları sürekli geliştirerek, yaşadığı sorunları giderecek etkili çözümler sunuyoruz. Biz kimseye kural dayatmıyoruz, kurallara uyabilmesi için elimizden geleni yapacağımızın garantisini veriyoruz. Çünkü bizim denetimlerimiz iyi emniyet uygulamaları olarak sektörde örnek teşkil ediyor.

Herhangi bir geminin uluslararası kurallara uygun olarak hareket etmesi gemi ve gemi sahipleri için çok büyük avantaj. Eğer siz periyodik bakımlarınızı yapar, sertifikasyon doğrultusunda gerekli hazırlıklarınızı zamanında yaparsanız, geminin ticaretten men edilme olasılığı minimuma iner. Geminin tutuklanması nedeniyle limandan ayrılmasının gecikmesi gibi armatöre büyük zarar veren durumların önlenmesi için gereken tedbirler önceden alınabilir. Klas kuruluşlarının denetimleriyle kurallara bağlı olarak hareket edilmesi sektöre büyük fayda sağlar.

Biz klas kuruluşunun görevini müşteri-hizmet ilişkisinden ziyade bir ‘partner’ ilişkisi olarak görüyoruz. Armatörün yaşadığı sıkıntı hepimizin sıkıntısıdır. Türk bayraklı bir gemi herhangi bir limanda tutuluyorsa, onun tutulma nedenlerini inceleyip eğer bir haksızlık varsa tamamen üzerine gitmek ve birlikte hareket etmek bilinciyle ilerliyoruz. Paris MoU denetimlerinde geçen yıl başarı oranı en yüksek klas kuruluşuyuz. Tutulma oranına baktığınız zaman en iyi değere sahip olmamızın sebebi sorun çözücü iyi bir partner anlayışıyla çalışmamızdan geçiyor. Yaşadığımız deneyimlerden hareketle Türk armatörlere kendi klaslarına ait yönergelerini mutlaka yanında bulundurmalarını tavsiye ediyorum. Tutuklanma durumunda klas kuruluşunun en yakın ofislerine haber versinler. Böylelikle, haksız durumların çok kısa sürede çözüleceğini düşünüyorum.”

Lloyd’s Register Türkiye Yeni İnşa Departmanı Sorumlu Yöneticisi Özgür Ateş
Türkiye yat sektöründe sahip oldukları pazar payını diğer gemi tiplerine de yansıtmak istediklerini ifade eden Ateş, önümüzdeki dönemde yeni inşa piyasasında da iddialı olduklarının altını çizdi.

“Türkiye’de yat sektöründe çok büyük bir pazar payına sahibiz. 70 metrenin üzerindeki megayatların yüzde 80’inde Lloyd’s Register imzası bulunuyor.Yat sektöründe sahip olduğumuz tecrübeyi Türkiye’de öne çıkan yolcu, balıkçı, servis ve Ro-Ro gemileri başta olmak üzere diğer özel amaçlı gemi tiplerine de yansıtmak arzusundayız. Lloyd’s Register dünyada tüm gemi segmentlerinde büyük bir tecrübeye ve birikime sahip. Dünyada gemi sayısı açısından lider olan bir kuruluş. Bu alanlardaki tecrübemizi ve bilgi birikimimizi Türkiye’ye en etkili biçimde aktaracak yöntemleri geliştiriyoruz. Özellikle uluslararası kurumların getirdiği birçok yeni yönetmelik ve kurala uyum, denizciliğin yapısını çok fazla değiştirecek. Bu konudaki Ar-Ge çalışmalarımız armatörlerin sorunlarını çözecek ve yardımcı olacak nitelikte.”

Lloyd’s Register Türkiye Operasyon Müdürü Soner Uğurlucan
Lloyd’s Register Operasyon Müdürü Soner Uğurlucan denizcilik piyasasında yeni gelecek regülasyonlarla ilgili değerlendirmelerde bulunurken armatörleri ve gemi operatörlerini zorlu bir dönemin beklediği uyarısını yaptı.

“Herkesin bildiği, ne olacağı konusunda merakla beklediği balast suyu sistemi ile ilgili regülasyon denizcilik sektöründe çok önemli değişikliklere yol açabilir. Eğer ABD aldığı kararda değişiklik yapmazsa 31 Aralık 2015 tarihinden sonra uluslararası sefer yapan gemiler bu regülasyona uymadıkları takdirde Amerikan kara sularına giremeyecekler. Bu sistemleri 1 Ocak 2016 tarihinden sonraki ilk havuzda tamamlamak zorundalar. Bu sistemin gemilere uygulanması yüksek bir maliyet ve zaman gerektirdiğinden gemi sahipleri ve operatörleri 2015 senesi içerisinde bu regülasyonu henüz sağlayamadıkları için gemilerini erken havuzlayarak, sörveylerini erken başlatarak bu regülasyonu en azından bir sonraki havuza kadar ertelemek niyetindeler. Bu da bizim şu anki tersane piyasasında ve mevcut iş yükümüzde bayağı bir artışa sebep oluyor. Bu yıl tamire gelen ve havuza giren gemi sayısında epey artış oldu. Ancak bu regülasyon, esnemediği takdirde 2018 yılında birçok geminin hurdaya ayrılmasına sebep olacak.

Türk armatörleri genç gemilerini bu sisteme adapte etmek için yöntemler arıyorlar, çünkü ABD’den sonra INO’da bu regülasyonu zorunlu kılacak. Ancak yaşlı gemilerini hurdaya ayırma eğilimindeler. Bu regülasyondaki en büyük sorun ABD’nin henüz onaylanmış bir Balast Suyu Sistemi’ni kabul etmiş olmaması.”

Düşük sülfürlü yakıt kullanımı ve MLC 2006’nın şu an armatörleri maliyet ve zaman açısından en çok zorlayan kurallar olduğunu ifade eden Uğurlucan, gemilerin tutuklanmasını ve cezalandırılmasını önleme konusunda klas kuruluşlarının sorumluluklarının ve iş yükünün arttığını vurguladı.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın