Kuzey Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Emin Yaşacan: Hedefimiz, entelektüel liderlik

MDN İstanbul

Soldan sağa: Ömer Çınar, Veli Bilgihan Yaşacan, Emin Yaşacan, Murat Işıklı
Kuzey Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. (Kuzey Sigorta) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Yaşacan ile Türkiye sınırlarını aşan yeni yatırım atılımları ile küresel köyün evrilen ihtiyaçları üzerine ofislerinde sohbet ediyorduk. Akıl ve zeka ürünü “Rüzgârsızlık sigortası” üzerine benim meraklı sorularımı adeta bir öğretmen edasıyla yanıtlayan Emin Yaşacan’ın bilgi birikimini sömürmeye karar verdiğim bu keyifli an’a, Kuzey Sigorta’nın her biri alanında uzman ve bir o kadar yüksek bir enerjiye sahip yöneticileri de katılınca ortaya her şirketin örnek alması gereken bir yol haritası çıktı. E bana da bu keyifli sohbeti ve hazımlı yeni başlangıçları yazıya dökmek düştü…

Kuzey Marine Ltd. iken, 2018 yılı itibarıyla yeni yatırım kararları alarak Kuzey Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. olan şirketin deniz, kara ve hava segmentlerinde kısa, orta ve uzun vadede büyüme ve genişleme hedef ve politikalarını, yarattıkları yeni ürün ve hizmetlerinin, ülkemize ve küresel alana yansımalarını Kuzey Sigorta Kurucu Başkanı Emin Yaşacan ve şirketin yönetici kadrosu Murat Işıklı, Ömer Çınar ve Veli Bilgihan Yaşacan ile konuştuk.

Ülke çıkarlarımızı her şeyin üzerinde baş tacı sayan, neyi bildiklerini iyi bilen, işlerinde ham bilgiyi işleyerek üretime ve ihtiyaç sahiplerinin hizmetine sokan bu enerjik beyefendilerle doğaçlama gerçekleşen ve içinden bolca zeka fışkıran sohbetimizde merakımız; neyi farklı yaptıklarının izini sürmeye kendiliğinden evrildi. Baştan söyleyelim, bu ekip gelecek vadediyor ve sağlıklı büyüyorlar, niyetleri de iyi.
İlk olarak MarineDeal News okuyucularıyla paylaştıkları bir yeniliği de bu röportajdan duyuralım; nakliyat ve sorumluluk sigortaları ve diğer bir çok segmentte yılların deneyimli ismi Kaptan Murat Işıklı, Kuzey Sigorta Ailesi’ne (8 Temmuz 2019) katıldı.

Emin Yaşacan:
Deniz Kuvvetleri’ne 14 yaşımda Deniz Lisesi’nde katıldım ve teğmen rütbesiyle gemi makinaları işletme mühendisi diploması ile olarak 1995 yılında mezun oldum. 1999 yılından beri deniz sigortaları ve bağlısı konularda okul diye nitelendirebileceğimiz Vitsan A.Ş.’de başında eksper ve kısa süre sonra broker olarak çalışmaya başladım. Epey bir deneyim kazandıktan sonra girişimci ruhun verdiği kararlılıkla Kuzey Marine Ltd.’yi 2006 yılında kurduk. 2017 yılına kadar uluslararası markamızı, kurumsal ilkelerimiz nazarında ve küresel standartlarda verdiğimiz hizmetleri gerek denizcilik gerek denizcilik dışı alanlarda organik büyüme ile ivmelendirdik. 2018 yılı itibarıyla da rotamızı salt uzman olduğumuz bu alanda Türkiye’nin bir markası olarak dünya ölçeğinde güçlendirmeye doğru yönlendirdik.
Biz ilkeli ve çalışkan bir ekibiz bunun altını çizmeliyim. Şunu samimiyetle belirtmeliyim ki, yeni adım attığımız her alanda maalesef bir tembellik görüyoruz. Sigorta şirketleriyle yaptığımız temaslarımızda uzmanlığımız dahilinde özellikle bilgi ve prim üretim konusunda sunduklarımız hayranlıkla karşılanıyor ve sigorta şirketlerinden büyük bir destek görüyoruz.

Aslında yapmak istediğimiz konvansiyonel sigortaların yani dükkânı olan herkesin yaptığı işin dışında, sigorta brokerliğinin asıl görevini icra etmek, ki ediyoruz, öyleyse brokerin görevini tanımlayalım: Brokerin görevi, sigorta ihtiyaçlarını tespit edip sigorta ürünü üretmektir. Her türlü rizikolar teminat altına alınabilir. Peki, sigortalanabilir riziko nedir? Birden olan, beklenmedik olan rizikolardır. İşte bunların teminat altına alınması gerekir. Sigorta brokerinin görevi, sigorta şirketlerine bir rizikoyu tanımlayıp buna göre bir ürün oluşturmaktır. Her sigorta şirketinde, aranan her ürün bulunmayabilir, bu durumda broker, yurtdışındaki sigorta şirketlerinden ihtiyaç olan çeşitli ürünleri Türkiye’ye getiren de olmalıdır. Bu işin kalbi başlangıcı da olan Londra’dır.
İki yıldır çalıştığımız enerji alanında rüzgâr türbini sigortalarına girişimizdeki farklılığı sordunuz. Biz bunu kendi kendimize yönelttiğimiz şu sorumuzda yakaladık: Ya rüzgâr esmezse ne olacak? Enerji, nasıl üretilecek? Bunun rizikosu nasıl teminat altına alınacak? Bu teminatı Türkiye’de ve dünyada ilk düşünen ve buna ilişkin ürün yaratan broker olduk. Teminatı yurtdışından buraya getirdik ve oldukça ilgi çekti ve de sektörde büyük bir boşluğu doldurdu. Öyle ki, genelde piyasada herkesin yaptığı inşaat sigortaları, işletme dönemi sigortaları ve benzerleri iken, biz bir sigorta brokeri olarak görevimizi yaptık ve rüzgâr türbinlerindeki bu rizikoyu tespit edip buna uygun olarak ürün ürettik hatta ‘rüzgâr esmezse ne olur?’ sorununa çözüm ararken ‘Çok eserse ne olur?’ -ki bu da sakıncalı- için de bütüncül bir prim ürettik. Kuzey Sigorta olarak alışageldik ürünlerin dışında yepyeni ürünleri de sektörlerin hizmetine getirmeyi planlıyoruz. Yurtiçinde veya yurtdışında mukim sigorta şirketlerine bu ürünleri tanıttığımız zaman büyük destek görüyoruz. “Diğer brokerlerle farkınız ne?” sorunuza bu bağlamda açıklık getirmem gerekirse; diğer broker şirketlerinin ne yaptıklarını şöyle görüyoruz, onlar satıcılık yönlerini kullanıyorlar, biz ise bilgimizin gücüyle mühendislik tecrübelerimizi kullanıyoruz. Biz burada insanların yıllara sair oluşan servetlerini teminat altına almaya çalışıyor ve güvence temin ediyoruz.

Kuzey Sigorta Brokerliği nev-i şahsına münhasır bir brokerlik. Ülkemizde en yüksek hacme erişmiş sigorta brokeri de diyebiliriz. Şöyle ki; herhangi bir yabancı ortağı veya yüzlerce ortağı olmayan, şahısların, çalışanların şirketi Kuzey Sigorta. Bu kıstasta özellikle deniz segmentinde prim üretme hacmi olarak lider konumumuzu bu anlamda koruyoruz. Buradan şunu da söyleyebiliriz; şirketimizi satın almalarla büyütmeyi hedefliyoruz. Şirketimizin ismi artık yurtdışında daha güçlü tanınacak. Alfred, Albert vs. diye bir şirket değil, Kuzey Sigorta olacak.
Halihazırda; Almanya, BAE, Hollanda, İngiltere, Lübnan, Makedonya, Ukrayna, Yunanistan, Romanya gibi ülkelerde zaten müşterilerimiz var. Uluslararası sigorta brokerliği yapıyoruz. Çalıştığımız sigorta şirketleri kim dersek, Tokyo’dan New York’a kadar şimdilik 27 sigorta şirketiyle denizcilik ve denizcilik dışı alanlarda bir çok segment kapsamında çalışıyoruz. Bir özelliğimiz de herkes Lloyds’a yüklenmişken biz Singapur Lloyd’s’a yüklenmeye başladık. Burada kredibilitesi yüksek firmalarla olmakla beraber işletme maliyeti düşük olması gereken firmalara yöneldik. Amacımız ne peki? Türkiye’de müşterilere daha düşük prim sağlayabilmek. Her zaman lider Londra Lloyd’s ancak aralarında kalite farkı var mı? Hayır yok. Sadece Londra’daki firmaların işletim giderleri masrafları çok yüksek bu da müşteriye yansıyor.

Elbette müşteri odaklıyız ve önce onları düşünüyoruz. Ancak sigortacıya da öğretici durumdayız. Dünyada artık bilgiye erişim, haberleşme çok kolay, artık fiziken bir yerde olmaya gerek yok bir iş yapıp sürdürebilmek için… Entelektüel birikimimizi ihtiyacı olan yere gönderebiliyoruz. Dünyanın çeşitli ülkelerinde ofisler açabilirsiniz ama şart mı? Artık değil. Dünya, insan 4.0’ı konuşurken sigorta 5.0’ı hayâl etmek bence değerli… Aslında biz burada çok faydalı sigorta ürünleri, teminatları çıkarıyoruz, “sigorta brokerliğinin asıl görevi de budur” diyoruz ama sigorta brokerinin bir diğer aslî görevi; hasarların düzgün bir şekilde tazmin edilmesini sağlamaktır. Aslen bu yönden bakacak olursanız; biz kendimizi daha çok hasarcı görüyoruz. Para, prim vs. zaten orta bir yerde buluşulup sonuç elde ediliyor. Bizim en büyük kıvanç duyduğumuz konu, hasarların müşteri tatmininde ödenmesini en kısa zamanda sağlamaktır. Biz bunu hasar olan tarafta yıllarca emek verdiğimiz için sağlayabiliyoruz. Hasar gerçekleştiği zaman, oradaki işçilerden bile önce konuyu abrarız, dosyayı inceleriz. Gemilerde çalışmış insanlarız biz. Öteki taraftan fabrikalar, enerji santrallerinde hasar niçin ve nasıl çıkar, iyi biliyoruz. Sigortacılık, “yasal dolandırıcılıktır” diye bir şey yoktur. Sigorta şirketine hasarı adamakıllı sunduktan sonra herkes ödemek ister, hatta Murat Kaptan’ın çok güzel bir deyişi vardır, “Hasar ödemek reklamdır, reklam maliyetidir.’’ Ancak dosya doğru dürüst sunulmazsa, saçma bir yerde teminat boşluğu varken, cahilce bir rapor giderse kim ödeyebilir? Tabii ki sigortacı pazarlık eder ama siz limiti üstten koyarsanız, herkes tatmin olur. Sigortacı da sigortalı da rahat uyur, herkes mutlu olur.

Rahmetli babamın bir lafı vardır, “Usta gittikten sonra, yerine geçip sen imalatta fırına ürün atamıyorsan, o iş senin değildir” derdi. Biz işadamlığının yanında işimizin de adamıyız. Denizcilik sektörü bizim sevdamız, çıkış noktamız olduğu için, geri beslemesi de oraya gidecek zaten. Biz delegasyonu iyi yaptıktan sonra, ilgi dağılması olacağını beklemiyorum. Tersine, çoğalarak kazandığımız tecrübeleri paylaşabiliriz.

Kardeşim Bilgihan Bey ile şahit olduğumuz bir konu var; yurtdışında, Londra’da bir sigortacıya gittiğimizde, onların bizdeki bilgi birikimini gördükten sonra sordukları sorular ve ilgileri ardından, “Bize eğitime gelin” davetleri alıyoruz. Yani, bizdeki, özellikle hasar konusundaki bilgi birikimi ve tecrübenin başka sigorta brokerlerinde olmadığını hayretle seyrettik. Evet satış ve para da önemli ama bizim hedefimiz biraz da entelektüel liderlik.

Murat Işıklı:
İTÜ Denizcilik Fakültesi Güverte Bölümü’nü 1991 yılında tamamlayıp, aynı yıl Güverte Zabiti olarak TDİ Denizyolları İşletmesi’nde çalışmaya başladım. 1992-1993 yılları arasında Camialtı Tersanesi’nde Enspektörlük yaparken İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İşletme İktisadı Enstitüsü, İşletmecilik İhtisası’nı birincilikle bitirdim ve 1996’da Uzakyol Gemi Kaptanı oldum. 1997 yılında, Anadolu Sigorta’da Deniz İşleri Uzmanı olarak çalışmaya başladım. 1997-1998’de TSEV Sigortacılık İhtisasını Genel ve Nakliyat Branşı Üçüncüsü olarak tamamladıktan sonra 2008 yılında Anadolu Sigorta’da Nakliyat ve Sorumluluk Sigortaları Müdürü, 2013’te de Oto Dışı Hasar Müdürü görevimi icra ettim. 2008-2013 yılları arasında sorumlu olduğum beş branşta hem üretim hem de kâr birinciliği elde etmenin yanı sıra Anadolu Sigorta’da görev yaptığım süre içinde şirketin iki uluslararası ödül kazanmasında da aktif rol aldım.
Özel sektörde iki ayrı şirkettte kısa süreli yöneticilik yaptıktan sonra Emin Yaşacan’ın daveti üzerine Kuzey Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş’ye Temmuz 2019’da katıldım.
Burada Emin Bey’in sözlerine bir katkıda bulunmak istiyorum. Bunu sigorta şirketlerine bir mesaj olarak da alabilirsiniz. Emin Bey aslında konuyu çok güzel ifade etti ve evet biz yurtdışı ile daha rahat çalışıyoruz. Yani üretimimizin yüzde 80’i Türkiye dışında. Burada sizce de bir sorun yok mu? Şimdi burada altının çizilmesi gereken konu, Türkiye’de yerleşik sigorta şirketlerinin daha fazla cesaretlenip sigortacılık yapmak istemeleri elzem. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Soru şu: Neden bu işleri yurtdışına götürelim? Yurtdışındaki ürünlerin çeşitliliği, plasman yapısının kolaylığı, teminatın sigortalı açısından genişliğine baktığımız zaman, sigortalıya yurtdışını işaret eder konuma geliyor. Hâlbuki yurtiçinde çok güçlü ve köklü sigorta şirketlerimiz var. Biz de onlara sürekli iş getirip, bizim yanımızda olmalarını bekliyoruz. Bu olursa, biz neden yurtdışına gidelim? Yurtiçindeki sigorta şirketlerini besler, katmadeğeri burada yaratırız. Maddi ve manevi kazanımlarımız da burada kalır. İşte biz bu anlayışla her bir taraf için çalışıyoruz. Bu anlamda, üretimimizi Türkiye’deki sigorta şirketlerinden yana yapmak istiyoruz. Benim özellikle sigortacılık geçmişim buna elveriyor. Bunlar ekip işi. Sigorta şirketlerinin son derece iyi ekipleri var. Dolayısıyla biz kendilerine konuları iyi anlatacağız, eminim ki yeni dönemde yanımızda olacaklar. Bunu sadece deniz segmenti için söylemiyorum, tam tersine bundan sonra elementer branşlarda, özellikle enerji branşında da beraber işler yapacağımıza ve Türkiye’nin emeğinin ve parasının Türkiye’de kalmasını sağlayacağımıza inanıyorum. Bu konuda da sigorta şirketlerinin ilk yaklaşımlarının da son derece yerinde olduğunu söyleyebilirim. Biz onlarla beraber çağlayarak, güçlenerek uzun soluklu projeksiyonumuzla çok güzel noktalara geleceğimize inanıyorum.

Sigorta şirketlerinin en iyi ortaklarından olacağımızı söylüyoruz. Niş alanlarda büyüyen bir broker olarak kalacağız. 17 kişiden oluşan ekibimizin tamamı son derece yetkin. İlk etapta 5 senelik bir projeksiyonumuz var. Kuzey Sigorta ve Reasürans Brokerliği, tekne ve özellikle P&I konularında son derece ileriye çıkmış durumda. Buna öncelikle tekne, makina daha sonra diğer denizcilik riskleri ile Bilgihan Bey’in liderliğinde enerji risklerini katarak ve tabii ki diğer elementer branşları, sağlık da dahil olmak üzere hepsini bir araya getirmek için yola çıktık. Bir müşterinize gittiğiniz zaman o müşterinizin her isteğine yanıt verebilmelisiniz. Bu ekibin çekirdeği denizcilik. Onun da alt çekirdeği P&I. Şimdi böyle baktığınız zaman sigorta sektörünün binde biri veya on binde biri seviyede. Halbuki esas diğer taraflarda da bir pazar var. Buna hiç girmeyip konservatif yapınızla ilerleyebilirsiniz. Ama büyümek, iddia sahibi olmak, vizyon sahibi olmak istiyorsanız resmin bütününe hitap edeceksiniz. Müşterinize gittiğiniz zaman; ‘Ben senin sadece gemilerine sigorta yapayım, sadece P&I yapayım, üç, beş arabana kasko yapayım,’ diyemezsiniz. O kişiye ihtiyaçlarını gösterip ürünlerinizi sunmalısınız. Bunu bir bütün olarak çıkarmamız lazım, ki biz çıkartabiliriz. Ekibimiz de zaten buna yönelik olarak oluşturulmuş. Kuzey Sigorta’da gemi inşa mühendisimizden tutun makina mühendisimize, inşaat mühendisimizden hukukçularımıza kadar her disiplinden yetkinlik-yeterlik mevcut. Sigortacılık deneyimine de sahibiz bunların hepsini bir bünyede birleştirdiğimiz zaman ben geleceğin lehimize şekilleneceğini düşünüyorum. Acele etmemek lazım. Üstüne gittiğiniz zaman son derece güzel sonuçlar alacağımıza inanıyorum, kaldı ki sigorta şirketleri de bu inancı destekliyor. Türkiye’deki sigorta şirketleriyle veya yurtdışındaki underwriter’larla aldığımız veya yaratacağımız ürünleri sigortalılarımıza sunarken, tam onların sigortalılar açısından iş ortağı olup, diğer taraf sigorta şirketleri açısından onlara sürekli iş getiren, müşterilerinin isteklerini sunan ve ona göre dizayn ettirmeye çalışan bir iş ortağı olacağız. Tam arada köprü olma düşüncesindeyiz. Sigorta acentesi, bağlı olduğu sigorta şirketinin ürünlerini pazarlayan, satan, tanıtan kimsedir. Sigorta brokeri ise, müşterisine uygun olan ürünü yaratan taraftır. Broker, müşterinin yanındadır ve acente sigorta şirketinin bir uzantısıdır. Kurumlar yenilenmeli. Şimdi sigortacılık bizde başlamadı, ilk broker da değiliz ama bizde boyut kazanacak. Şimdi biz bu yenilenmeye ve yenilenebilecek ekibe sahibiz. Bunu yapmak için mali gücümüz de yerinde. Sigorta şirketlerinin önyargılarından sıyrılmalarını istiyoruz. Ezberlerini bozsunlar, görün bakın nerelere götürebileceğiz. Bu kararlılıkla bu profesyonel ekip 5 yıl sonra çok farklı yerlerde olacak.

Veli Bilgihan Yaşacan:
Ben 17 yıldır enerji sektöründe çalışıyorum, 1 yıl önce de daha çok enerji alanında çalışmak üzere Kuzey Sigorta’ya katıldım. ODTÜ Makine Mühendisliği mezunuyum, İşletme yüksek lisansım var. Kuzey Sigorta’ya katılma sebebim, bizim daha çok mühendislik ve enerji alanında yoğunlaşma amacımızdır. Bu geçmişten gelen sektör tecrübelerimi brokerlik tarafına nasıl aktarırız amaçlı bir katılım oldu. Enerji, rüzgâr, hidroelektrik ve doğalgaz çevrim santralleri ile petrokimya tesisleri, rafineriler, boru hatları odak noktalarımız. Bunların işletme, güneş panelleri, enerjiyle bağlantılı her türlü mühendislik alanında ürün/prim üretme başlıca amacımız. Bunun yanında, biz yenilikçi bir firma olmak istiyoruz. Tecrübelerimizi, mühendislik geçmişimizi sektöre aktarmak istiyoruz. Yenilikçilik adına, iklim değişikliğine bağlı parametrik sigorta çeşitlerini de ürünlerini de ülkemize getirmeye başladık, piyasaya da sunduk ve 1 yıldır lansmanını yapıyoruz. Şu anda “rüzgârsızlık sigortası” üzerine çalışıyoruz. Rüzgâr santrallerinin en büyük risklerinden biri rüzgârın esip esmemesi. Rüzgâr eserse enerji üretebiliyorsunuz, esmezse enerji üretemiyorsunuz. Fazla eserse de teknik olarak çalışamaz. Bir rüzgâr santrali yapılırken çok fazla mühendislik çalışması, enerji üretim analizlerinin yapılması gerekiyor. Yine de bir belirsizlik söz konusu ve o belirsizlik de rüzgârın basitçe ya da ne kadar şiddetle esip esmediği. Bunu teminat altına alıyoruz, bunun ürünleri var ve aslına bakacak olursanız, dünyada da yeni bir ürün bu. Bu riski görüp, yatırımcıya bu kadar iyi anlatabilen ekip biziz. Yani bu teknik bir ürün olduğu için iyi anlatımla yatırımcıda bir ürün bilinirliği yaratıyor. Yatırımcının o yatırımı alırken hissettiği hisleri ve ihtiyaçlarını en başta anlamanız gerekiyor. O yüzden de bu ürünü yatırımcıya biz daha iyi anlatabiliyoruz. Bu da geçmişteki mühendislik ve enerji sektöründeki tecrübelerimizden kaynaklanıyor. Dünyada da biz ürünü tanıttıktan sonra küresel ölçekte başka firmalar yavaş yavaş bize bu ürünle ilgili sorular sormaya başladılar.

Ömer Çınar:
Southhampton Üniversitesi Denizcilik Bölümü’nden mezun olduktan sonra 2003 yılından beri sektörde aktif olarak sigorta brokerliği yapıyorum. Emin Yaşacan ile tanışıklığım 2004 yılında Vitsan’da çalışmaya başlamam ile oldu. Kuzey Sigorta’ya 2013 yılında katıldım. Ben brokerim, işe ilk başladığım yıldan beri yaptığım tek iş bu. Ofisteki arkadaşlarımız için de söyleyebilirim bunu, biz aslında sadece brokerlik yapmıyoruz. Hasar da elleçledik. Brokerlik yapan kişi eş zamanlı kendi dosyasını takip edip, sörveylerle de ilgilenebilmeli. Yani sadece plasmanı yapıp bırakalım demiyoruz, bizim iş yerinde herkes her işi yapar, yapmak zorunda. Birçok firmada, hasar departmanları ile brokerlik departmanları birbirinden ayrı. Yani, sadece plasmanı yapıyorlar ve geri çekiliyorlar. Sigortacılık jargonuyla aslında konunun bizdeki farkına dair şunu söylüyorum; tabii ki bizim de üretimi ve plasmanı yapan, hasar, muhasebe, prim toplama vs. departmanlarımız var ancak buradaki hassas nokta yani işin ayrıntıdaki niteliği, ekimizde herkesin her işi yapabilecek tecrübede ve kabiliyette olması. Yeri geldiğinde müşteri tek kişiyle muhattap olabiliyor. Sigorta şirketlerine de buradan bir olumlu katkı mesajı anlamında şunu söylemek istiyorum. Lütfen önyargılarından kurtulsunlar… Sadece bildikleri şekillerle, süreçlerle, ürünlerle bir yere varamazlar. Dünya değişiyor, sürekli farklı yaklaşımlar ve yeni ürünler ortaya çıkıyor. Biz bunları görüyor ve onlara sunmak istiyoruz. Müşteri, “zaten sigortacım var, babadan yadigâr” dediği zaman 30-40 yıl önceki anlayışın devam ettiğini görebilmek güç değil. Bu olmamalı… Birinin sigortacısından dili yanarsa değiştirmeyi düşünüyor. Haliyle fırsatları kaçırıyor… Biz kendi müşterilerimize “başka brokerleri davet ediniz” diyoruz. “Gelsinler, konuşsunlar” diyoruz yani burada bizim iş yapışımızın altının çizilmesi bizim için önemli. Tamam, bizi seviyorlar ve bizle çalışmaktan memnunlar ama çağırsınlar ve lütfen tanısınlar. Haliyle değerleri kendileri muhakeme etsinler. Bu kadar samimiyiz.

Bunu Paylaşın