Uzun yıllardır iktidara yakın yayın organlarında kendine yer açan Rasim Ozan Kütahyalı (ya da sık kullanılan kısa nâmıyla “ROK”) hakkında, Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) kayyım atanabileceği yönünde yaptığı açıklamalar nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.
Başsavcılık, Kütahyalı'nın söz konusu açıklamalarının ardından harekete geçerek “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan resen soruşturma açıldığını duyurdu. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Kütahyalı’nın paylaşım içeriklerinin TCK 217. maddesine muhalefet suçunu oluşturduğu değerlendirildiği açıklandı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un da sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama da dikkât çekti: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, bazı CHP delegelerinin şikâyetleri üzerine başlatılan adli soruşturma ile yine bazı delegelerce Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan CHP’nin 38. Olağan Kurultayının iptali davalarına ilişkin süreçler hakkında ve bazı belediyelere yönelik operasyon yapılacağı şeklinde sosyal medya aracılığıyla bazı paylaşımlar yapılmaktadır. Kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon amaçlı bu tür mesnetsiz iddialara itibar edilmemelidir.”
İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de, “CHP'ye kayyım atanıyor” içerikli iddialara ilişkin açıklama yaptı ve iddiaların asılsız olduğunu vurguladı: “Bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, ‘CHP'nin 38. Kurultayı iptal ediliyor, CHP'ye kayyum atanıyor' eklindeki iddialar manipülasyondur. Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. maddesi ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre yürütülen yargı süreci devam etmektedir. Henüz duruşması bile görülmemiş bir davanın kararıyla ilgili ortaya atılan iddialar asılsızdır. Eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler, CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerindeki kurultayının iptali için ayrı ayrı mahkemelerde dava açmıştır. Açılan iptal davaları Ankara 42'nci Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dosyada birleştirilmiştir. İlk duruşma yarın yapılacaktır. Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce verilen kararlar, ilk olarak duruşmalarda direkt olarak muhataplara açıklanmaktadır. Yargı süreçleriyle ilgili algı oluşturmak maksadıyla ortaya atılan asılsız iddialara itibar etmeyiniz.“
Konuyla ilgili kuruma atıfla Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da açıklamalarda bulundu.
Sosyal medyada kamuoyunu yanıltmaya yönelik yapılan ve dezenformasyon içeren paylaşımlar yargı süreçlerinin yanı sıra toplumsal hayatımıza da zarar verebilmektedir.
Son örneğine de bugün şahit olduğumuz bu dezenformasyon faaliyetlerine karşı Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz… https://t.co/4iui1hLbj6
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) April 16, 2025Kütahyalı’nın ilk vukuatı değil
Kütahyalı, ifadelerinin sosyal mecralardan başlayıp borsaya kadar uzanan etkileri sonrasında açıklama yaparak, “Böyle bir durumun olmadığı netleşmiştir. Yanlış bilgi. CHP kurultayının iptal ihtimali sıfır.” diye yazdı.
Rasim Ozan Kütahyalı daha sonraki paylaşımlarında da CHP’ye hitapla açıklamalarını sürdürdü:
“CHP Genel Başkanı Özgür Özel başta olmak üzere tüm CHP yönetimi müsterih olsun. CHP’nin kurultayı asla iptal edilmiyor ve CHP’ye asla kayyum atanmıyor. Bu tahminimin yanlış çıkması ayrıca beni çok mutlu etti. Benimki sadece tahmindi. Kararı verecek olan mahkemedir. Mahkeme kararları da duruşmalarda muhataplarına açıklanmadan evvel kimse tarafından bilinemez. 17 Nisan 2025 günü ülkemiz için hayırlı olsun…”
Kütahyalı’nın, muhalefetin en büyük partisi olan CHP’ye kayyım atanabileceği yönündeki iddiası, politik çevrelerin yanı sıra ekonomi dünyasında da yankı buldu. Açıklamanın ardından Borsa İstanbul’da işlem gören bazı şirket hisselerinde hareketlilik yaşandığı gözlendi. Özellikle kayyım iddialarıyla kamuoyunda daha önce anılan şirketlerin hisselerinde âni yükselişler ve düşüşler yaşandığı, yatırımcıların kısa vâdeli beklentilerle alım-satım yaptığı görüldü.
İlginizi çekebilir:
Baskı rejiminde alternatif propaganda
Bazı sosyal medya hesaplarında bu gelişmenin ardından belirli şirketlerle ilgili yorum ve yatırım tavsiyeleri artarken, yatırımcıların bir bölümü bu hareketliliği “spekülatif” olarak değerlendirdi. Ekonomi çevreleri, siyasî belirsizlik yaratabilecek açıklamaların finansal piyasalara etkisinin göz ardı edilmemesi gerektiği görüşünde birleşti.
Söz konusu açıklamalara muhalefet partilerinden hukukçulara, hattâ iktidar medyasına kadar uzanan yelpazede tepki gelirken, soruşturmanın önümüzdeki günlerde nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.
