Küresel ticarette tren kalkıyor

MDN İstanbul

HSBC Global’in ticari bankacılık birimi 100’ün üzerinde akil adamın hazırladığı 60 sayfalık ‘Dünyanın ticaret bağlantıları’ haritasını çıkardı. Çalışma özellikle dışa açılmak isteyen şirketlere fırsatları, riskleri ve en önemlisi dünya ticaretinin değişen paradigmasını gösteriyor

Dünya ekonomisi son üç yıldır yaşanan krizin yaralarını sarmaya çalışırken, küresel ticarette de pradigma değişiyor. Ekonomide eksen Batı’dan Doğu’ya kayarken, gelişmekte olan ülkelerin krizin yaralarını daha çabuk sardığı ve dünya ticaretinde daha fazla söz sahibi olmaya başladığı görülüyor. Günümüzde, eskisine göre çok daha fazla ülkeden ve sektörden sayısız şirket, şu ya da bu şekilde dış ticaretle ilgileniyor. Dünyanın en büyük bankalarından biri olan HSBC Global’in ticari bankacılık birimi bir ilke imza atarak ‘Dünyanın ticaret bağlantıları’ haritasını ilk kez çıkarttı. Dünyanın çeşitli ülkelerinden 100’ün üzerinde akil adamının hazırladığı 60 sayfalık raporda dünya ticaretinin geleceği ve yeni trafiği masaya yatırılmış durumda. Araştırma, dışa açılmak isteyen şirketler düşünülerek hazırlanmış ve bu şirketlerin, dünyadaki ticaret eksenlerinin nasıl değiştiğini, riski en aza nasıl indirgeyebileceklerini ve başarmak için nasıl hareket edeceklerini anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Araştırmaya göre, gelişmekte olan ülkeler arasındaki ticaret de hızlanıyor ve şirketlerin dünyanın sunduğu fırsatlardan yararlanabilmek için bu gerçeği kabullenmeleri gerekiyor. Oluşan yeni küresel paradigmada şirketlerin kendilerine, dışa açılmamayı göze alıp alamayacaklarını sormaları gerekiyor ve ‘Tren kalkıyor ve trenin tekerlekleri altında kalmaktansa vagona atlamak daha iyi’ demeleri gerekiyor.

Türkiye önemli fırsatlar sunuyor
Araştırmaya göre, Çin, Hindistan ve Brezilya gelecekte sürdürülebilir büyüme sağlayacak yollarda ilerliyor. Bu ülkelerde büyüme zaten hızlı ve önümüzdeki yıllarda da hızlanarak sürecek. Aynı zamanda, daha düşük seviyeden başlamış olsalar da, Polonya ve Kazakistan da hızlı büyüyen ülkeler arasında ve dünyanın şimdiye kadar sorunlu olagelmiş bazı pazarlarının geliştirilmesi için yeni fırsatlar ortaya çıkarıyor.
Türkiye ise şirketlere Ortadoğu’ya açılma fırsatı verirken, yatırım mallarının yanı sıra tüketim ürünlerine de odaklandığı için ekonomisini hızla geliştiriyor. Uzmanlar, Vietnam, Kazakistan, Güney Afrika, Arjantin ve Meksika gibi pazarlar, şirketlerin daha az tanıdıkları, büyüme döngüleri daha az öngörülebilir pazarlar oldukları için daha fazla risk taşısa da geleceği, şirketlerin dışa açılmasının belirleyeceğini kaydediyor. Gelişmekte olan dünya, henüz ABD veya AB düzeyine gelememiş olsa da, son 10 yılda dış ticaretinin hızla büyümesiyle öne çıkıyor. Yükselen ihracat ekonomileri olarak Kazakistan (bunun büyük bölümü petrol ve doğalgazdır) Hindistan, Çin, Çek Cumhuriyeti, Rusya, Türkiye ve Brezilya olarak gösteriliyor. 2010’un ilk dört ayı Arjantin, Hindistan, Japonya, Brezilya, AB, Türkiye ve Kanada’dan gelişmekte olan dünyaya yapılan ihracattaki büyük artışı gösteriyor.

Cevher ve yakıt hızlı büyüdü
İthalatta ve ihracatta en hızlı büyüyen sektörlere bakıldığında ise hacim bakımından en büyük değişiklik, cevher ve yakıt gibi emtiada görülürken, tedarik zincirine katkıda bulunan demir ve çelik gibi “ikincil” sektörler de ilerleme kaydediyor. Dikkat edilmesi gereken ikinci konu, büyüyen ithalat ve ihracat kalemlerinin arasındaki fark. Sözgelişi, motorlu araçlar, ithalatta mutlak değer bakımından en hızlı büyüyen 10 kalem arasında değil, ama demiryolu vagonu bunlar arasında. Çünkü vagonlar, gelişmekte olan pazarların sanayilerini desteklemek amacıyla ulaşım ağlarında kullanılıyor ve bu da motorlu araç üretimi gibi sektörleri destekliyor. Bu, dışa açılmayı veya yeni pazarlara genişlemeyi düşünen şirketlere, burada yer alan sektörlerde faaliyet gösteriyorlarsa veya fırsatlar yaratabilirlerse, ürünlerine talep bulabileceklerini gösteriyor. Elektrik makineleri ve donanımının ihracat hacmi, 2004-2008 arasında neredeyse ikiye katlandı. Motorlu araç ihracatı geçtiğimiz on yıl boyunca artarken, 2005’ten bu yana büyük sıçrama kaydetti. Optik ve görüntüleme ekipmanı ihracatı on yıldır istikrarlı şekilde büyüyor. İlaç ihracatı on yılda üç katından fazlasına çıkarken 2006’dan bu yana hızla artıyor. Nükleer reaktör ihracatı son 10 yıllık dönemde istikrarlı büyüme kaydediyor. Nükleer reaktör ihracatı 2009’da azalmış olsa da, 2004-2008 arasında büyük bir hızla arttı. İngiltere ve Çin gibi birçok ülke, nükleer enerjiyi düşük maliyetli ve yenilenebilir bir alternatif olarak görüyor ve nükleer enerji üretim kapasitelerini arttırıyor. Diğer yandan OPEC ülkeleri ve Kuzey Afrika’da yakıt kaynaklarının korunması için nükleer reaktör inşasına yönelik ortak projeler var. Dünyada yenilenebilir enerjiye doğru bir kayma olduğu ve Almanya gibi ülkelerin rüzgar ve güneş enerjisine büyük yatırım yaptığı doğrudur; ama aynı ülkeler nükleer santrallerinin devamını sağlamaya da kararlı. Çünkü nükleer enerji, yenilenebilir enerjiden daha fazla elektrik üretiyor.

AB’deki önemli ticaret ortakları

Türkiye
Türkiye, krizden iyi çıktı. 2010’un ilk çeyreğinde dış ticaret yüzde 23 arttı. Türkiye’nin dünya ticaretindeki payı, 2000 yılından bu yana yüzde 1.2 gibi hafif bir artış gösterdi. Ancak dış ticaretin GSYİH’daki payı, bugün o tarihe göre yüzde 35 fazla. Türkiye’nin ihracattaki büyümesinin en önemli nedenlerinden biri Avrupa Birliği ile yaptığı serbest ticaret anlaşması. Öyle ki son on yılda Avrupa’ya ihracatı yüzde 202 arttı. İran, BAE, Libya ve Mısır’a ihracatı da çok daha yüksek oranda tırmandı. 2010’un ilk dört ayında Hindistan’la ticareti de yüzde 106.5 artış kaydetti. Bu da Hindistan’ın öne çıkan ticaret ortakları arasında olduğunun belirtisi. Türkiye’nin en hızlı büyüyen ihracat sektörleri madeni yakıtlar, altın ve otomotivdir ancak diğer güçlü ve rekabetçi işkolları arasında kadın giyim, demir cevheri, halı ve tekstil sayılabilir. Bunun yanında, televizyon alıcıları, yalıtımlı kablo ve otomobil yedek parçası gibi ara mal işkolları da benzer şekilde güçlü. Türkiye, iyi fiyat-kalite dengesi ve teknolojiyi kullanan yeniliklerle niş oluşturabilir ve Çin ürünlerine katma değer yaratabilir. Sevkiyat süresinin kritik olduğu sektörlerde faaliyet gösteren şirketler için bu önemli bir avantaj. Bunun yanında, Türkiye, komşu ülkelere ve hızlı gelişen pazarlara olan ihracat payını artırma koşusuna devam ediyor.

Almanya
Almanya, sağlam ihracat tabanı sayesinde krizden iyi çıktı. Yıllık büyüme oranı yüzde 2.2. Dünya ticaretindeki payı, 2000-2009 arasında yüzde 17.2 arttı. Dünya ticaretinin yüzde 10’unu elinde tutuyor. En çok büyüme kaydeden işkolları; biyo-medikal, ilaç, basım ve makine olmakla birlikte, Almanya’nın eskiden beri güçlü olan yatırım malları, otomotiv ve otomotiv aksesuarları gibi işkolları da ekonominin güçlü büyüyen ve rekabetçiliğini arttıran dalları. Hızlı büyüyen ticaret ortakları Çin, Hindistan ve Rusya olan ülkenin Kazakistan ile ticareti de 2010’un ilk dört ayında yüzde 134 arttı. Almanya’daki ihracatçılar önümüzdeki altı ayda ticarete olumlu bakıyor. Almanya büyümekte ve teknolojiye odaklanan Alman şirketleri için çok büyük fırsatlar söz konusu. Almanya, çevreyi korumanın ve emisyonları azaltmanın öncüsü olduğu için, bu alanda çalışan şirketler için de somut fırsatlar bulunuyor.

Fransa
Fransa, 2010 büyüme beklentilerini, bütçe açığı kaygılarını dikkate alarak yüzde 2’ye düşürdü. Kriz döneminde dış ticaret olumsuz yönde etkilendi ve ülkenin son on yılda dünya ticaretindeki payı yatay seyrederek yüzde 4.8 düzeyinde kaldı. Ekonominin belkemiği olan ilaç, güzellik ve kozmetik ürünleri ve kozmetik malzemelerine, büyümekte olan şarapçılık ve bağcılık, turbo ve jet motorlar ve havacılık gibi alanları eklemek mümkün. Havacılık ve uzay, kozmetik ve deri giyim sektörlerinde rekabetçiliğin artması, gelecekte bunların öne çıkacağının işaretçisi olabilir. Fransa ekonomisi için ticaret, büyümenin en emin yollarından biri. Ülkenin en hızlı büyüyen ticaret ortakları Rusya, Çin, Singapur ve Cezayir olurken, 2010’un ilk dört ayında en çok Malta, BDT ticaret bloğu, Arjantin ve Çin’e ihracat arttı. Dikkat çekici bir durum da Fransa’nın Umman, Etiyopya ve Zimbabve’ye ihracatının 2010 yılının başından itibaren ciddi artış göstermesi.

İtalya
Ülkenin dünya ticaretindeki payı, 2000-2009 döneminde yüzde 3.9’dan yüzde 4’e yükseldi. En hızlı büyüyen ihracat ortakları Çin, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri olan ülkenin en hızlı büyüyen işkolları da madeni yakıtlar, ilaç ve makineler ile boru hatları için supap ve vana sistemleri. Ancak deri, ipek, kağıt, iplik ve yünde, ayrıca yiyecek ve içecekte rekabetçiliği artan İtalya’nın yenilikçi ve tasarım odaklı bir ülke olarak tanınmış olması, mühendisliğin yanı sıra giyim ve ayakkabıda da ihracat profilinin temel direğini oluşturuyor. Ülkenin dünyaya ihracatı, 2010’un ilk dört ayında yüzde 23.6 artarken, en büyük artış Rusya (% 65.2), Endonezya (%87.5) ve Suudi Arabistan’a (% 88) yapılan ihracatta meydana geldi. Bu da İtalya’daki şirketlerin Avrupa dışındaki fırsatlardan yararlanmakta olduğunu ortaya koyuyor.

İngiltere
Ülkenin dünya ticaretindeki payı 2000-2009 döneminde yüzde 20.3 azaldı. Buna rağmen dünya ticaretinin yüzde 4’ünü elinde bulunduran İngiltere, önemli bir ticaret ortağı olmayı sürdürüyor.
Bu dönemde ülkenin en hızlı büyüyen ticaret ortakları Çin, BAE ve Hindistan olurken, en hızlı büyüyen sektörleri ilaç, organik kimyasallar ve petrol oldu. Ayrıca motorlu araç ihracatı da hız kazandı. Kitap ve gazete, alkollü içki, ilaç, değerli ve yarı değerli taşlar, kozmetik, kurşunlu ürünler ve taşıma araçlarında da rekabetçilik artıyor. 2010’un ilk dört ayında ülkenin dünya geneliyle ticareti yüzde 12.7, gelişmekte olan Asya ülkeleriyle ticareti ise yüzde 34.5 arttı. 2010’un başında en hızlı büyüyen ticaret oraklarının Şili, Senegal ve Nijerya olması, İngiltere şirketlerinin dünyanın gelişmekte olan bölge ve ülkelerindeki fırsatlardan yararlanmaya odaklandığını gösteriyor. Sterlin’in durumu buradaki şirketlere, yeni pazarlara kapı açmak için altın fırsatlar sunuyor.

Polonya

Polonya da krizden iyi çıkan ülkelerden biri. Ülkenin dış ticarete ağırlık vermesi, AB ve küresel ticaret sistemiyle daha hızlı bütünleşmesini sağladı. AB’nin ikinci büyük dayanıklı tüketim malı üreticisi olan Polonya, Güney Kore, Hindistan ve Çin gibi ülkelerden de ciddi miktarlarda içe dönük yatırım çekti. Dış ticaretin GSYİH’daki payı son on yılda neredeyse iki katına çıkarak ülkenin ticarete özellikle doğrudan yabancı yatırım yoluyla açıldığını işaret ediyor. En hızlı büyüyen ihracat ortakları Çin, Türkiye ve Rusya. En hızlı büyüyen sektörleri de otomotiv yedek parçaları, prefabrik binalar için yapı elemanları ve TV alıcıları. 2010’un başında en çok Kazakistan, Brezilya ve Estonya’ya ihracatı gelişen ülkede Orta ve Doğu Avrupa pazarlarının yanı sıra Sahraaltı Afrika ülkeleri de önemli ticaret ortakları konumuna geldi. Ulaşım araçları ve makine mühendisliği bakımından rekabetçi bir ülke.

Çek Cumhuriyeti
Avrupa’nın merkezinde yer alan Çek Cumhuriyeti, özellikle bu konumundan ötürü dış ticarete büyük önem veriyor. GSYİH’nın yüzde 80’ini dış ticaret oluşturuyor ve bunun yüzde 90’ı da Avrupa Birliği ile gerçekleşiyor. Çek hükümeti, 1998 yılından beri içe dönük yatırımları özendirmek için vergi teşvikleri, yüzde 19 gibi düşük bir kurumlar vergisi oranı ve benzeri yöntemlere başvuruyor. Bu sayede doğrudan yabancı yatırım, 2009’un ikinci çeyreğinin sonuna kadar 84 milyar euro’ya ulaştı. AB ile ticaretin düşmesine rağmen, BDT ülkelerine ihracat istikrarını korumuş, öte yandan Asya’ya ve Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi’ne (özellikle Norveç’e) ihracatını artırdı. Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde Alman ve Fransız şirketleriyle ortaklıkları sayesinde ilerleme kaydediyor.

Dünya ticaretinde izlenecek ülkeler

Güney Afrika ve Afrika
Araştırmada, Afrika pazarına dikkat çekiyor. Afrika, küresel mali sistemle bütünleşik olmadığı için, krizden kıta olarak daha az etkilendi. Dünya Bankası’nın “Faaliyet Yürütme” listesinde Afrika ülkelerinin kaydettiği iyileşmeler, düzenlemelerin sıkılaşması, bankacılığın ve işlemlerin daha saydam hale getirilmesiyle mümkün oldu. Ancak Afrika’yı gelecekte bir fırsat olarak öne çıkaran, yükselişteki kıtayı saran heyecan. Danışmanlar, “Afrika, genç bir kıta. Genç nüfusu, büyük bir motivasyon hissediyor, internet yoluyla dünyayla iletişim kuruyor ve gelişmiş dünyanın vatandaşları gibi çalışıp tüketebilmek istiyor. Şiddeti ve yolsuzluğu kabul etmiyor” diyor. Afrika’ya yerleşen şirketlerin, bu kıtadaki enerjiyi kullanarak kendilerinin ve Afrika kıtasının büyümesine, kalkınmasına katkıda bulunma fırsatı elde edeceği belirtiliyor. Afrika elbette bir ülke değil, kıta. Ancak dünya ekonomisiyle bağlantıları göreceli zayıf. Madencilik gelirleri güçlü olan Güney Afrika ise küresel krizi başarıyla atlattı.

Vietnam
Vietnam, özellikle BDT ve Doğu Avrupa kökenli danışmanlar ve şirketler tarafından yükselmekte olan bir ülke olarak gösteriliyor. Mali krizin etkileri nedeniyle, ticaret verileri bir süredir olumlu seyretmeyen ülkenin buna rağmen giyim ve ayakkabıda güçlü yönlerini ortaya çıkarabileceğine inanılıyor. Ülke bu sektörde Türkiye ve Çin’e kafa tutarken, Orta ve Doğu Avrupa ile BDT ülkeleri, güçlü tarihi ve siyasi bağlarını kullanarak pazarları geliştiriyor, ağır sanayiye, makine üretimine ve madenciliğe ciddi yatırımlar yapıyor.

Kazakistan
İhracatı düşük bir seviyeden başlasa da muazzam artış göstermiş Kazakistan’ı da dikkate almamızı gerektiriyor. Ülkenin dünya ticaretindeki payında meydana gelen değişim, 2010’un ilk dört ayında hızla artan ihracat, ihracat bazında en hızlı büyüyen üç ticaret ortağı ve bu ülkelerin önemli ihracat sektörleri görülebilir. Uzmanlar, tüketim malları ihracatındaki hızlı artışı, Kazakistan’ın dünya sahnesine özellikle BDT ve Ortadoğu ülkeleriyle çalışmak isteyen şirketler için elverişli bir ortak olarak çıkışı şeklinde yorumluyor. Şirketlerin pazarları ve müşterileri iyi tanıyıp pazara girmenin stratejik sebeplerini açık bir şekilde anlarken yerel ortaklıklar kurmaları şart. Ancak talep hızla büyüdüğü, altyapı ve dağıtım şebekesi iyileştiği için, RG Brands örneğinde de görüldüğü gibi Kazakistan, önümüzdeki 5 ila 10 yılda önemli bir potansiyel sunacak.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın