Küresel ekonomik kriz ve dünyanın halleri

Senem Aydın Düzgit

Amerikan dış politikasının başlıca sorunlu alanları arasında Irak ve İran’ın yanı sıra uzun zamandır Afganistan da var. Pakistan’da organize olmaya devam eden ve içeriden destek gören Taliban’la mücadele sürüyor. Barack Obama’nın dış politika alanındaki ilk işlerinden biri, Afganistan’a 17000 kişilik yeni bir kuvvetin yollanacağını söylemek oldu. Afganistan’da yaşananlar, içinde bulunduğumuz küresel ortamda özellikle Ortadoğu’da ağırlaşabilecek siyasi çalkantıların da habercisi durumunda. Dünya büyük buhrandan bugüne görülmemiş büyüklükte bir ekonomik krizin sancılarını çekiyor. Aynen büyük buhran döneminde olduğu gibi, bu ölçekte bir krizin orta ve uzun vadede uluslararası sistemde dengeleri olumsuz yönde etkileyebileceğini söylemek mümkün. Harvard Üniversitesi profesörlerinden Niall Ferguson, ekonomik krizin siyasi sonuçlarına ilişkin bir yazısında, üç faktörün uluslararası ilişkilerde şiddeti belirlediği gerçeğine dikkat çekti. Bunlardan ilki etnik kavgalar; şiddetin, etnik kavgaların olduğu bölgelerde en üst düzeylere çıktığı tespit ediliyor. İkincisi ekonomik sorunlar; ekonomik şokların boyutu arttıkça, çatışma ihtimali de artıyor. Üçüncüsü ise güçleri inişe geçen imparatorluklar; emperyal hâkimiyet zayıfladıkça, siyasal güç mücadeleleri şiddetleniyor. Yazarın da belirttiği üzere bu etkenlerden ikisi uzun süredir Ortadoğu’da etkili oluyor. Etnik kavgalar bölgenin vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiş durumda. Özellikle Irak’ta yaşananlardan sonra Amerika’nın bölgedeki varlığının zayıfladığını da söylemek mümkün. Bu yıl itibariyle üçüncü etkenin, yani büyük ekonomik şokların da geri geldiğini görüyoruz. Yaklaşık on yıl süren büyümenin ardından, küresel ekonominin 2009 yılı boyunca daralması ve işsizliğin daha da artması bekleniyor.
Bu koşullar altında Filistin’de ılımlı kuvvetlerin güçlenmesi ihtimali her geçen gün azalıyor. İran’da Ahmedinejad ve çevresindeki radikallerin İsrail’in Gazze saldırıları sonrasında daha da güçlenmiş olduğu söylenebilir. Petrol fiyatları düştükçe İran ekonomisinin daha da kötüye gitmesi ve Ahmedinejad’ın hazirandaki seçimler öncesi ılımlılara hiçbir taviz vermemesi bekleniyor. Afganistan’ın işini özellikle Pakistan zorlaştırıyor. Pakistan’daki otorite boşluğu sürdükçe Taliban çok rahat hareket alanı bularak Afganistan’a sızabiliyor. Öte yandan Hindistan Mumbai’deki terörist saldırılardan Pakistan’ı sorumlu tutuyor. Ferguson’ın da belirttiği üzere, ekonomik krizin de etkisiyle bu yıl Afganistan ve Pakistan hükümetlerini zor günler bekliyor. Her ikisinin ya da birinin bile düşmesi, bölgedeki şiddeti önemli oranda artırabilir. Tüm bunların yanı sıra Amerika, ekonomik krizden ötürü dış politika harcamalarında kesintiye giderek bölgedeki etkinliğinin azalacağına dair sinyaller veriyor. Amerika başta olma üzere tüm ülkeler ekonomik krizin etkisiyle yavaş yavaş kendi içlerine dönüyor. Geniş Ortadoğu’yu pek de iyi günler beklemiyor.

Bunu Paylaşın