Kur savaşları başladı

MDN İstanbul

Paran değerlense de dert, değerlenmese de… Krizden çıkışın tek yolu ihracat… İhracatın ön şartıysa para kurunun diğer ülkeler üzerinde çok değerli olmaması

Küresel ekonomik krize karşı önlem olarak para basma politikasını seçen hükümetler, yaklaşık bir yıldır süren bu politikalarından bütçelerini aşırı derecede tahrip etmesi nedeniyle yavaş yavaş vazgeçiyorlar. Bugüne kadar hükümetler piyasaya nakit para vererek, şirketlere kredi desteği sağlayarak, vergi indirimlerine giderek ve iflas kıyısına gelen özel kuruluşları kurtararak ekonomik krizin daha derinleşmesinin önüne geçmeye çalıştılar. Ancak artık ‘deniz’ bitti. Çünkü eylül ayı sonu itibarıyla yapılan hesaplamalara göre bu yönde atılan adımların hükümetlere toplam maliyeti 11 trilyon dolar. Milli gelirin bütçe açığına oranına bakıldığında kurtarma paketleri ve vergi indirimlerinin ülkelere göre maliyeti oldukça net görülüyor. 2008’den 2009’a bütçe açığının milli gelire oranının ABD’de yaklaşık bir puan, İngiltere’de 3.2 puan, euro bölgesinde 2 puan, Türkiye’de ise 3.3 puan artış göstermesi bekleniyor. Bu rakamlar artık kriz ve işsizlikle mücadelede bütçeye yük getirecek adımların mümkünse tercih edilmeyeceğini gösteriyor. Krizden çıkış için yeni dönemin silahı ise para biriminin değerini düşürerek ihracatı artırma politikaları.

ABD düşük kur için bastırıyor
Bu açıdan bakıldığında ABD Başkanı Barack Obama’nın kasım ayı sonunda Çin’e yaptığı ziyaret büyük önem taşıyordu. Obama, uzun yıllardır Beyaz Saray’ın dile getirdiği Çin parası yuanın piyasada dalgalanmaya bırakılması konusunda bu kez çok daha kararlı bir şekilde Çin’in yolunu tuttu.

İdeolojik savaşın yerine ticaret savaşı
2005 yılında 1 dolar karşılığında 8.28 yuan alınıyordu. Bu tarihte yuan yönetilen dalgalı kur rejimine geçti. Ancak Çin’in ihracatı düşüşe geçince yuan 6.8 seviyesinden yeniden dolara endekslendi. ABD’li üreticiler Çin parasının dolar karşısında hâlâ aşırı değersiz olduğunu iddia ediyor. ABD’de işsizliğin yüzde 10.2’ye yükselmesi Obama’nın Çin gezisinde yuanın serbest piyasada dalgalanmaya bırakılması için Çin üzerinde baskısını derinleştirmesine neden oldu.

Çin yuanı ABD dolarına karşı direniyor
ABD Başkanı Obama’nın dört günlük Çin gezisinde ana gündem maddesi, Çin para birimi yuanın dolar karşısında değerinin güçlendirilmesi için ABD’nin baskısı ve Çin’in buna karşı kayıtsız kalması oldu. Çin’in para biriminin dolar karşısında hâlâ yüzde 20 oranda değerinin altında olduğu belirtiliyor. Yuanın değerinin düşük tutulması çoğu Asya ülkesinin ihracatını olumlu etkiliyor. ABD ise Çin mallarına gümrük vergisi koyarak para biriminden kaynaklanan dezavantajını gidermeye çalışıyor.

AB’deki şirketler değerli eurodan dertli
Kur gerginliği sadece ABD ile Çin arasında yaşanmıyor. Diğer yandan euro bölgesi ülkeleri de para birimlerinin diğer güçlü paralar karşısında fazlasıyla değerlenmiş olduğundan yakınıyorlar. Euro, dolara karşı yaklaşık 1.5 yıldır değer kazanıyor. ABD’de faiz oranlarının AB’den daha hızlı indirilmesi euronun dolar karşısında değer kazanmasının ana nedenini oluşturdu. Ancak euronun dolar karşısındaki yükselişi artık euro bölgesindeki şirketlerin mali durumunu olumsuz etkilemeye başladı. Ekonomi genelinde toparlanma yaşanmasına karşın şirketler para biriminin değerli olması nedeniyle ihracat yapamıyor ve kârlılıklarını artıramıyorlar. 311 şirketi inceleyen ING Bank’ın analistleri euro bölgesindeki şirketlerin üçüncü çeyrekteki toplam satışları yüzde 12.5, kârları ise yüzde 27 geriledi. Diğer yandan AB üyesi olmasına karşın para birimi olarak euroyu kullanmayan İngiltere ve İsviçre’deki şirketlerin aynı dönemdeki satışları yüzde 2.6, kârları ise yüzde 1.2 geriledi. Önümüzdeki günlerde euro bölgesinde aynı ABD’de olduğu gibi para biriminin değerinin düşürülmesine yönelik siyasi baskının artması sürpriz olmayacak.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın