Kur riskine dikkat

Yüksel Tuğrul

2008 yılı ilk çeyreği sonunda özel şirketlerin döviz açık pozisyonu 97,7 milyar dolara kadar çıktı.

Özel şirketlerin kur riski rekor düzeyde

Küresel kredi olanaklarının uzun süre rahat gitmesiyle birlikte yurtiçinde şirketlerin uzun vadeli dış borçlanmasında 2005 yılından bu yana adeta patlama yaşandı. Uzun bir süre 30 milyar dolar civarında seyreden bu krediler 2007 yılı sonunda 89 milyar dolara yükseldi. Şirketlerin dış açık pozisyonlarında yaşanan bu artış Merkez Bankası’nın da dikkatini çekti ve şirketlerin kur riski, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz tarafından 2007 yılında sıkça dile getirildi. Hatta Yılmaz,  “Dövizi olmayan, döviz borçlanmasın” uyarısını her fırsatta yineledi.

2008 yılı ilk çeyreği itibariyle veriler incelediğinde, şirketlerin Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın uyarılarını pek dikkate almadığı görülüyor. Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, özel sektörün dış açık pozisyonuyla ilgili bir araştırma yapıldığı ve yıl sonunda bunun açıklanacağı belirtildi.

Yaşanan süreçte küresel kredi koşullarındaki olumsuz işaretlere rağmen, 2008 yılı ilk çeyreği sonunda özel şirketlerin döviz açık pozisyonunun 97,7 milyar dolara kadar çıktığı görülüyor. Söz konusu borcun yarıdan fazlası ise beş yıl ve daha uzun vadeli.

Döviz arzını etkiler

Ancak yine de şirketlerin kısa vadede yenilenmesi gereken dış borç miktarı oldukça yüksek. Bu rakam 2008 yılı için 21,6 milyar dolarken 2009 yılı içinse 13,4 milyar dolar. Miktarın bu kadar yüksek oluşu, kredi koşullarının kötüleştiği ve kurların yükseldiği bir dönemde, ister arz (kredi yenilemede isteksizlik) isterse talep tarafından (kur riskini azaltmak için kredinin kapatılması) kaynaklansın, nihayetinde döviz piyasasına gelecek döviz arzını olumsuz etkileme potansiyeline sahip.
Yabancıların portföy yatırımlarında yavaşlama yaşanırken, doğrudan yabancı yatırımlarda azalma işaretleri ve yurtiçi yerleşiklerin de içerideki risklerle döviz bozdurmada daha ihtiyatlı olması, şirketlerin kredi akımlarının ve bu doğrultuda verecekleri pozisyon kararlarının döviz piyasası açısından önemini bir kat daha artırdı. Bu bağlamda, Türkiye’de banka dışı özel kesimin bu zor döneme nasıl bir döviz pozisyon dengesiyle girdiğini ortaya koymak oldukça faydalı olacak.

Şirketler risk altında

Bu doğrultuda özetle şunlar söylenebilir:

• Şirketler kesiminin döviz açık pozisyonu 2007 yılında 29,4 milyar dolar artışla 67,2 milyar dolara ulaştı. Bu yıl ise açık pozisyon, kurlarda belirgin artışın mart ayında görülmesi nedeniyle yükselişini sürdürerek 10,5 milyar dolar daha artarak ilk çeyrek sonunda 77,8 milyar dolarlık yeni rekor seviyesine ulaştı. Yurtiçi hasılaya oranla baktığımızda da bu seviyenin yüzde 11 ile 2000-2001 yıllarının halen altında kalsa da bu dönemdeki riske çok yaklaşıldığını yansıtıyor.

• Gerçek kişilere (bireyler) baktığımızda ise, 2006 yılının ikinci yarısında başlayan döviz pozisyonlarında artış eğilimi 2007 yılında da korunarak bu kesimdeki döviz fazlası yıl sonunda 73,5 milyar dolara yükseldi. Bu yılın ilk çeyreğinde ise, belirgin kur artışları döviz tevdiat hesaplarında (DTH) çözülme yaşandı ve söz konusu fazla 72,2 milyar dolara geriledi. Yurtiçi hasılaya oranla ise, 2007 yılı ilk yarısı sonundaki yüzde 12’lik zirve noktasından bu yılın ilk çeyreğinin sonunda yüzde 10,2’ye inildiği görülüyor. Yurtiçi görünüme ilişkin belirsizliklerin artması risk algılamasını olumsuz etkileyerek buradaki çözülmeyi sınırlandırıyor.

Genel durum ilk kez eksi

Birlikte değerlendirildiğinde, tüzel kişilerin ve bireylerin toplam döviz pozisyon dengesi, 2001 krizi öncesinde bile görmediği bir noktaya gelerek bu yılın ilk çeyreğinin sonunda tarihinde ilk kez 5,5 milyar dolar düzeyinde bir açığa işaret etti. Yani yerleşik gerçek kişilerin döviz varlıklarının şirketlerde oluşan net döviz yükümlülüğünü artık karşılamadığını yansıttı. Ancak Türkiye’nin net döviz pozisyonu da diyebileceğimiz bu açık halen yurtiçi hasılaya oranla yüzde 0,8 ile düşük bir seviyede.

Sonuç olarak, yılın ilk çeyreği sonunda şirketler kesiminde açık pozisyonun 77,8 milyar dolarla rekor seviyeye ulaşması ve bireylerdeki döviz varlıklarının da dahil edildiği döviz pozisyonunun ilk kez açık vermesi, 2006 yılı ortasındaki türbülans öncesine göre daha zayıf ve riske daha açık bir görünüm sergiliyor.

Bunu Paylaşın