Krediler yeniden yapılandırılmalı

MDN İstanbul

Yaşadığımız küresel ekonomik krizin başlama nedeninin sanal ve spekülatif olmasıyla birlikte, sonuçlarının gerçekliğine dikkat çeken Torlak, bir an önce önlem alınmazsa krize yol açan finansal oluşumların düzeltilmesinin yüksek maliyetinin, kriz dönemini yaşayan bütün bireyler ve kurumlar tarafından, küresel ekonomiye entegrasyonları oranında ödeneceğini ve ödenmeye de devam edeceğini söyledi.

Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Konsey Başkanı ve TOR Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Torlak, yaşanan ekonomik krizde denizcilik sektörünün içinde bulunduğu durumu MarineDeal News için analiz etti

Sanal ya da spekülatif, karşımızda bir krizin olduğunu artık kimse inkar etmiyor. Ancak, kriz canavarı gerçekten sanal ise bu tam anlamıyla, ‘kimle savaşacağımızı da bilmiyoruz’ anlamına gelmiyor mu? Bu durumu düzeltmek için ne yapmalıyız?
“Bu küresel mali krizin atlatılması, küresel dengelerin krizden önceki duruma dönüştürülmesi ile mümkündür. Bu tanıma göre, alınacak önlemler de krizi başlatmış olan sanal ve spekülatif finansal oluşumların düzeltilmesinden yola çıkılarak başlamalıdır. Finans piyasalarında kriz öncesi konjonktüre dönülmesi sağlanabildiğinde, finans kuruluşlarının gerek tüketicilere, gerekse de reel sektöre aktarmış olduğu olumsuzluklar da ortadan kalkacağından, kriz öncesi koşullara geri dönüş mümkün olabilecektir. Mali sistemin aktörleri içinde bulunduğumuz kriz sürecinde bu gediklerin onarılması çabalarını sürdürmektedir. Bununla birlikte, geçmişte finansal piyasalarda yaşanan sanal ve spekülatif oluşumların yol açtığı bunalım, finansal piyasalardan beslenen reel sektörü de ciddi boyutlarda etkilemiştir. Reel sektör, ülkenin üretim – tüketim çevrimindeki en önemli aktördür. Tüketilen katma değer reel sektör tarafından üretilmekte, istihdam yine reel sektörce sağlanmaktadır. İstihdam olmadan bireysel alım gücü idame ettirilemeyeceğine göre, paylaşılan katma değeri üreten, bireysel alım gücünün temelindeki istihdamı sağlayan reel sektörün ayakta kalması krizin aşılmasında en öncelikli hedef olmalıdır.”

Şu an sektörel olarak krizin tam olarak neresindesiniz? Sizce gerçekten kriz öncesine dönmek mümkün mü?
“Yaşadığımız küresel ekonomik krizin kümülatif ve sarmal etkileri nedeniyle, sektörümüzde kriz öncesi duruma geri dönüşün artık mümkün olamayacağı bir eşiği ne yazık ki artık geçmiş bulunuyoruz. Krizin yarattığı etkilerin kalıcı ve geçici etkiler olarak iki başlık altında değerlendirilmesi gerekir. Krizden çıkış sürecinin uzaması halinde bir kısım geçici olumsuz etkilerin giderek kalıcılığa dönüşme olasılığı da yüksektir. Küresel ekonomik krizi fırsata dönüştürebilmeyi başarabilmiş bir reel sektör olamadığımız gibi, krizin kalıcı olumsuz etkileri nedeniyle yaşanmakta olan tahribatın tümüyle giderilmesi de ne yazık ki artık mümkün değildir.”

Bu durumda krizden kurtulmak için neler yapılmalıdır? Türk denizcilik sektörü krizi görmekte biraz geç mi kaldı?
“Yeni gemi inşa, onarım, yat, yan sanayi gibi tüm işyerlerimizde işveren veya her seviyedeki çalışanlarımızı içine alan tüm gemi inşa sektörü olarak bu krizin oluşturmuş olduğu tahribatı olabildiğince onarmak üzere devlet, hükümet, sivil toplum örgütleri, yani; Deniz Ticaret Odası ve Odalar Birliği ile el birliği içinde çözümler üretmek ve çözüm önerilerinin takipçisi olmak durumundayız. Tahribatın ciddiyetine karşın ne yazık ki çok gecikilmiş bulunan tepki ve çözüm önerilerinin de aynı şekilde, sağduyulu eylemlerle, soğukkanlılıkla ve tüm ilgili kurumlar tarafından organize bir şekilde acil olarak ortaya konulması mutlaka gerekmektedir. Çözüm önerilerimizin kapsamlı ve tutarlı olabilmesi, sektörümüzün kriz öncesi koşullara dönebilmesi ile sürdürülebilir bir gelişim hızının yakalanmasının hedef alınması ile mümkün olabilecektir. Bu kapsamda; sadece devletten beklentilerimizin yaşama geçirilmesini istemek ve beklemekle yetinilmeyip, sektör olarak bünyesel bazı açılımları da kendi içimizde gerçekleştirebilmeyi, koşullara uygun mekanizmaları oluşturabilmeyi ve harekete geçirmeyi paralel olarak başarabilmeliyiz.
Denizcilik sektöründeki üretimler uluslararası pazarlara bire bir entegre olduğundan, bu sektör küresel nitelikli krizden en erken ve en olumsuz etkilenen reel sektör olmuş, sektörümüz işverenleri işler iyi gidiyor diye altyapı ve kapasite artırıcı ilave yatırımlar süreci içinde iken krize yakalanmıştır. Sektörümüz, başlatılmış olan bu yatırımların tamamlanabilmesi bakımından bankalara ve kredi kuruluşlarına borçlu durumdadır. Gemi inşa sektörünün yeniden üretir duruma gelerek istihdam ve katma değer yaratabilmesinin bugün için vazgeçilmez ve en öncelikli koşulu, şirketlerimizin ticari bankacılık işlemlerinde borçlu kurumlar olmaktan çıkarılması ve kullanılmış bulunan kredilerin yeniden yapılandırılması ile sürdürülebilir bir kredilendirme sürecine yeniden girilebilmesidir.”

Bunun için de devletin duruma el atması gerekiyor, öyle mi? Devletten beklentileriniz nelerdir?
“Sektör olarak devletimizden somut beklentilerimiz, finansal planda kriz öncesi koşulların geri getirilmesi başlığı altında sıralanabilecek olan düzenlemelerdir. Bu düzenlemeler yapıldığında üretim – tüketim çevriminde ortaya çıkmış olan bunalım büyük ölçüde giderilmiş olacağından, sektörümüzde katma değer yaratılması ve istihdam tablosu kriz öncesi boyutlara geri dönebilecektir. Sürdürülebilir bir kredilendirme sürecine girilmesi ile ticari bankalara olan mevcut borçların ödenebilirliğini sağlayacak olan üretim sürecine yeniden girebilmek bakımından gerekli desteklerin, orta vadeli kredi şeklinde ve geçmişteki örneklerine benzer şekilde kısmen doğrudan teşviklerle kısmen de dolaylı önlemlerle sağlanması bu aşamada devletimizden beklenebilecek tek gerçekçi çözümdür. Sektör temsilcileri olarak bu analizlerimizi ve önerilerimizi krizin ilk esintilerinin hissedilmeye başlandığı aşamada yapılmış olan muhtelif tarihlerdeki toplantılarda Antalya toplantısından beri Deniz Ticaret Odası ve T.O.B.B. ile birlikte hükümetimizin yetkili ve ilgili birimlerine aktardık; her vesileden yararlanarak devamlı surette de aktarmaktayız.”

Sizin bir türlü sonuçlanmayan Tatvan işletmesiyle ilgili projenizin son durumu nedir?
“T.C.D.D. tarafından 2006 yılında ihalesi açılan Tatvan işletmesine ait 2 adet 50 vagon kapasiteli feribot ihalesine ilk etapta tek firma girmişti. Firma yetersiz bulununca proje iptal oldu.  2008 yılı temmuz ayında yeniden açıldı. Torgem tersanesi olarak girdiğimiz ikinci ihalede üç firma arasında en düşük teklifi verdik. 120 günlük teklif süresi uzatılmasına rağmen, ihale bu yılın başlarında yine iptal edildi. Uluslararası demiryolu taşımacılığında önemli bir açığı kapayacak, bölgenin ekonomik ve sosyal durumuna olumlu katkılar yapacak bu projenin iptali, ülkemiz ve bölge açısından kayıptır.”

Kenan Torlak’ın yapmış olduğu önerileri özetlersek;

  1. İki yıl ödemesiz + 5 yıl geri ödeme formülü ile, düşük faizli ve T.C. Merkez Bankası kaynaklı re-eskont kredisi (en az 1.5 milyar USD kadar limitli) sisteminin süratle devreye alınması.
  2. Kalkınmada öncelikli yöre kapsamındaki illerde 5084 sayılı yasa çerçevesinde uygulanmakta olan vergi stopaj, SSK muafiyeti, enerji indirimi gibi teşviklerin sektörümüz için tersaneler bölgelerine de teşmil edilmesi.
  3. İnşaları devam eden gemilerin sorunsuz tamamlanabilmesi amacıyla, bu gemilerin inşasına yönelik özel bankalardan kullandırılan köprü kredilerinin yeniden yapılandırılması ile, yeni alınacak siparişler için tersanelerin ve gemi inşa ettirecek yatırımcıların orta vadeli yatırım ve işletme kredisi teminine olanak verecek yeni bir fonun tesisi.
  4. Evvelce olduğu şekilde, gemi yatırımlarında en az %20 teşvik primi uygulamasının yeniden yürürlüğe sokulması,
  5. Gündemde bulunan ve sektörle ilişkili kamu yatırımlarının ve ihalelerinin hızlandırılması suretiyle sektöre ek kaynak yaratılması.
  6. Halen inşaları devam eden gemilerin tamamlanmasından sonra yeni gemi inşa kapasitesinin atıl duruma düşmemesi bakımından, daha önce müteaddit vesilelerle hükümetimize önerilmiş bulunan koster filomuza mensup yaşlı gemilerin tersanelerimizde inşa edilecek yenileriyle değiştirilmesi için armatörlerimize özel destek ve teşviklerin sağlanması.
    Bunu Paylaşın