Konteyner devrilmeleri denizcilerde PTSB’ye yol açabiliyor

MDN İstanbul

Gönüllü denizci destek kuruluşu Denizcileri Destekleyen Konteyner Taşımacılığı (Container Shipping Supporting Seafarers-CSSS) grubu, konteyner yığınlarının devrilmesinin fiziksel ve psikolojik etkileriyle ilgili endişelerini paylaştı.

Philip Eastell tarafından 2017 yılında kurulan CSSS, konteyner devrilmesi sonucu meydana gelecek kazalar nedeniyle fiziksel yaralanma veya ölümlerin yaşanabildiğini, bunun yanı sıra denizcilerde Posttravmatik Stres Bozukluğu (PTSB) ve benzeri bozuklukların görülebileceğini öne sürüyor.

Eastell, “Büyük bir konteyner yığını devrildiği sırada büyük bir gemide çalışıyor olmak aşırı stresli bir deneyim olmalı. Yığın güverteye veya denize devrilirken o kadar çok sayıda konteynerin sadece hareketi ve ayrıca olay sırasında çıkan gürültü herhalde çok travmatik ve korkutucudur. Bu, hem devrilen konteynerlerden hem de bunların içeriğinden kaynaklı olarak çok ciddi yaralanma ve ölüm potansiyeline tâbi kalmaya ek olarak gerçekleşiyor. Zararlı madde içeren kargonun akması halinde gemi ve mürettebat daha büyük tehlikeyle karşı karşıya kalabilir,”  dedi.

Eastell ayrıca çok büyük sayıda konteyner kaybının ve ağırlık dağılımındaki büyük değişikliğin de gemi dengesinde sorunlar yaratabileceğini kaydetti. Gemi güvenliği ve yangın söndürme sistemleri, filikalar gibi can kurtarma ekipmanında hasar gerçekleşebileceği ve hayat kurtarıcı ekipmana erişimin bloke olduğu durumların ortaya çıkabileceğini de söyledi.

CSSS’nin açıklaması yakın zamanda gerçekleşen bu tür bir dizi olayın ardından geldi. Son üç ayda en az altı ciddi konteyner yığını devrilmesi olayı gerçekleşti.

Dünya Denizcilik Konseyi verilerine göre 2008 ve 2019 yılları arasında yılda ortalama 1,382 konteyner denizde kayboldu.

İsmini vermek istemeyen CSSS üyesi bir denizci, konteyner taşımacılığında köklü bir kültür değişimi gerektiğini söyleyerek, “En üst düzey otoriteden mürettebata kadar endüstrideki herkesin başkalarını suçlamayı bırakması gerekiyor,” dedi.

Aynı denizci, gemisinin Hindistan’da bir limandan gecikmeli olarak açıldığı bir olayı anımsayarak, “Ajans çok kızmıştı ve gecikme nedeniyle mürettebatı suçluyordu, ancak gecikmenin sebebinin yanlış yerleştirilmiş bir konteyner kilidi olduğunu fark etmiş olmamızdı. Buna rağmen ajans mürettebata yüklenerek her birinin kişisel olarak pilot kiralama ücretlerinde indirim kaybına uğrayacağını ve şirketimiz için ağır finansal kayıplar doğabileceğini söyledi. Gemi, kargo ve mürettebatın güvenliği en üst önceliktir. Mürettebatlar hataları görmezden gelmek üzere eğitilmez ve gemi çalışanları hiç şikâyet etmeden canla başla çalışırlar. Biz kilidi düzgün oturtmadıkları için yükleme işçisi ya da vinç operatörünü suçlamayız. Bu suçu başkasına atma kültürünün sona ermesi gerekiyor,” dedi.

CSSS bu tür durumlarda kimin suçlu olduğunu belirleme ve bu kazaların nedenleri konusunda yorum yapmak niyetinde olmadığını, kurumun temel endişesinin bu tür bir olay sırasında ve sonrasında denizcinin güvenliğinin ve sağlığının korunması olduğunu belirtti.

“Bildiğim kadarıyla büyük bir yığın devrilmesi sonrasında mürettebatın sefer sonuna kadar gemide kalması gerekiyor. Denizciler hem duygusal  hem de fiziksel olarak etkilenmiş ve destek ihtiyacında olabilecekleri için bunun gözden geçirilmesi gerekir” diyen Eastell, “Bu, kendi içinde bir gemi güvenliği sorunudur. Elbette, ticari sonuçlar ve kayıplar çok büyük oluyor ve bu konudaki hassasiyeti anlayabiliyoruz ama sektörün konteyner yığınlarının yıkılması durumunda denizcinin korunması konusunda sorumluluğu var. İnsan unsurunu unutmamalıyız,” dedi.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın