2021 kısaca ABD’nin küresel liderliği sürdürme savaşıyla bu bağlamda Rusya ve Çin ile ABD arasındaki gittikçe şiddetlenen güç mücadelesi ile geçti.
ABD
Bu anlamda 2021 ABD’nin Çin ve Rusya’ya karşı bloklar oluşturmak üzere küresel ortamı ve dış siyaseti şekillendirmeye çalıştığı bir yıl oldu.
ABD gayretlerini haziran ayında yoğunlaştırdı.
10 Haziran 2021 tarihinde öncelikle İngiltere ile birlikte “Yeni Atlantik Bildirgesi”ni yayımladı.
14 Ağustos 1941’de ABD ve İngiltere arasında imzalanan ve İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya düzeninin şekillenmesinde rol oynayan “Atlantik Bildirgesi” ile ilişkilendirilen bu belge ile “ABD liderliği”ndeki bir gelecek için atılacak adımların çerçevesini belirleyen, sembolik bir başlangıç dokümanını tıpkı İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaptığı gibi devreye sokmuş oldu.
Akabinde gerçekleşen “G7”, “NATO”, “ABD-AB” Zirveleri ABD’nin Soğuk Savaş dönemindekiler ile Soğuk Savaş ardından “Doğu Bloku”ndan kopan yeni dost/müttefiklerini, kendi liderliğinde, Çin ve Rusya’ya karşı bir araya getirmek için somut diplomatik adımlar attığı ve çerçeveyi çizdiği girişimler olarak tarihe geçti.
ABD Pasifik Cephesinde de Avustralya, Japonya ve Hindistan ile birlikte olduğu QUAD (Dörtlü Güvenlik Diyaloğu) ve Avustralya ve İngiltere ile birlikte olduğu AUKUS (Avustralya-Birleşik Krallık-ABD) inisiyatifleri ile etkisini artırmaya çalıştı.
ABD attığı adımlarla;
♦ İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ABD liderliğinde kurulan “kurallara dayalı uluslararası sistemin” idamesini ve bu maksadın küresel düzene yeniden teyit ettirilmesini,
♦ Bu düzeni veya bu düzenin kurallarını kendi lehlerine değiştirme potansiyeli bulunan Rusya ve Çin’in engellenmesini, bu maksatla Rusya ve Çin’e karşı, her alanda, gerekli cephelerin oluşturulmasını ve/veya mevcut cephelerin genişletilmesini, dost/müttefik olarak nitelendirdiği ülkelerin Rusya ve Çin ile ilişkilerine sınırlama getirilmesini,
♦ Son olarak salgın hastalıklar, iklim değişikliği, kuraklık, siber güvenlik, yeni ve çığır açan teknolojiler gibi risk ve tehditlere karşı, “kurallara dayalı uluslararası sistem” dâhilinde, toplumların ABD çıkarları ile uyumlu şekilde yönlendirilmesini amaçladı.
NATO
NATO, ABD’nin bu adımlarına süratle destek verdi.
Bu bağlamda;
♦ Rusya’yı tehdit ve Çin’i ise sistemik bir rakip olarak tanımlayan, buna karşılık vermek üzere Doğu ve Güney olarak iki ana eksende bir dizi tedbiri öne çıkaran, NATO’nun karar alma mekanizmalarında, istişare süreçlerinde, üyelerin Çin ve Rusya ile ilişkilerinin yürütülmesinde dikkatle düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken bir dizi hususu içeren NATO 2030 Konseptini kabul etti.
♦ NATO Liderler Zirvesi’nde “Kurallara dayalı uluslararası sistemi” öne çıkardı.
♦ NATO Genel Sekreterine NATO 2030 Konsepti çerçevesinde yeni “NATO Stratejik Konsepti”ni hazırlama görevini verirken, NATO-Rusya ilişkilerini bozan tarafın Rusya olduğunu ifade etti.
♦ Çin’in artan etkisi ve uluslararası politikalarına karşı bir İttifak olarak birlikte hareket edilmesi gerektiğini açıkladı.
AB
Son dönemde özellikle güvenlik ve savunma alanlarında ABD’ye bağımlılığın azaltılması ve stratejik özerkliğin güçlendirilmesi yönündeki yaklaşımlara rağmen AB de NATO’ya benzer şekilde ABD’ye olan desteğini gösterdi.
♦ “Kurallara dayalı uluslararası sisteme” bağlılığını bildirdi.
♦ ABD ile birlikte AB’nin, çıkarlarını korumak ve ortak dış politika ve güvenlik hedeflerini gerçekleştirmek üzere “yaptırımların kullanılması” konusundaki işbirliğini geliştirme arzusunda olduğunu vurguladı.
♦ Çin ile ilgili tüm konularda ABD ile işbirliği yapma ve istişarelerde bulunma niyetinde olduğunu, Rusya’ya karşı ABD ile birlikte kararlılıkla hareket edeceğini açıkladı.
♦ Rusya ile ilişkilerini, “AB çıkar alanlarında Rusya ile seçici işbirliği-(…selective engagement with Russia in areas of EU interest)” olarak nitelendirirken Rusya ile işbirliğini bu eksende sürdüreceğini ifade etti.
Rusya
Rusya bu gelişmelere karşılık olarak;
♦ Ukrayna ve Belarus sınırlarındaki askeri hareketliliğini artırdı.
♦ Hindistan ve Çin ile gerçekleştirdiği zirvelerle destek aradı.
♦ ABD için en tehlikeli senaryoyu oluşturan Rusya-Çin işbirliği için somut adımlar atmaya başladı. Ekonomik ve siyasi işbirliği geliştirmek üzere gayretlerini yoğunlaştırdı.
♦ Hindistan’ın ABD ile birlikte hareket etmesinin önünü alacak tedbirleri hayata geçirmeye başladı.
♦ NATO’dan Ukrayna ve Gürcistan’a 2008 yılında verilen üyelik taahhüdünü iptal etmesini talep ederek bu konudaki sınırlarını bir kez daha teyit etti.
♦ ABD’den hukuki bağlayıcılığı olan güvenlik garantileri talep etti. Rusya’nın talep ettiği güvenlik garantilerine ilişkin teklifleri ABD’li yetkililere ilettiği, konu ile ilgili görüşmelere hazır olduğu, tekliflerinin NATO’nun doğuya doğru genişlemeyi durdurmasını ve Ukrayna ile Rusya’ya sınırı olan diğer ülkelere belirli silahları konuşlandırmamasını içerdiği yönündeki haberler 15 Aralık 2021 tarihinde yayımlandı.1
Çin
Çin bu gelişmelere askeri faaliyetlerden ziyade bir kısmını uzun süredir devam ettirdiği ekonomik tabanlı tedbirler ile karşılık verdi. Bu bağlamda;
♦ Kuşak-Yol inisiyatifini geliştirmeye devam etti.
♦ Asya-Pasifik bölgesindeki 14 ülke ile birlikte Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (RCEP)’nı imzaladı.
♦ AB ile Kapsamlı Yatırım Anlaşması’nı yaptı.
♦ Avrupa’da yürüttüğü bir diğer girişim olan 17+1 inisiyatifini sürdürdü.
♦ Afrika yatırımlarını güçlendirdi.
♦ Rusya ile ekonomik ve siyasi işbirliğini geliştirmeye yönelik adımlar attı.
Sonuç
Gelişmeler güç mücadelesinin 2022 yılında da şiddetlenerek devam edeceğini gösteriyor.
Bu anlamda bölgemizde dün olduğu gibi bugün de Karadeniz’in, Ukrayna ve Gürcistan’ın, Suriye ve Irak’ın kuzeyinin öncelikli mücadele alanları olacağı anlaşılıyor.
ABD’nin son dönemdeki konuşlanması ile Ege ve Doğu Akdeniz’in de bu mücadelede ön plana çıkmasının uzak bir ihtimâl olmadığı görülüyor.
Neticede temel menfaatleri bölgesel işbirliği mekanizmaları ve bölge merkezli politikalarda yatan, Karadeniz, Ege, Akdeniz, Irak ve Suriye’nin kuzeyi, Doğu Akdeniz, Kıbrıs Adası’ndaki menfaatleri ABD ve AB ile örtüşmeyen Türkiye için 2022’nin de özellikle dış siyaset bağlamında son derece dikkatle yönetilmesi gereken bir süreç olacağı anlaşılıyor.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.