Kıçında pervanesi olan fabrika

MDN İstanbul

Ahmet Ağaoğlu Türkiye’de insanın bilgi sahibi olmadan yapmaması gereken iki meslek olduğunu söylüyor:Biri bankacılık, diğeri denizcilik

Ahmet Ağaoğlu, artan yatırımların sektöre katkı sağladığını kabul etmekle birlikte, sırf o sıralar para kazandırıyor diye işi bilmeyen insanların sektöre girmesini doğru bulmuyor. Aynı yaklaşımın inşaat, tekstil ve turizm sektöründe de görüldüğünü, ama denizcilikte ibrenin ters dönmesi halinde işletmelerin kendilerini kurtarmalarının zor olduğunu söylüyor. “Neyi, niçin yaptığınızı bilmiyorsanız çok yazık olur. Piyasa düşmeye başlayınca eldeki gemileri satma telaşı başlıyor. Örneklerini 1982 ve 1998-1999’da yaşadık. Ben 32 yıldır mesleğin içerisindeyim. Nasılsa yaparız diyerek bu piyasaya giren 100 şirketten 97’sinin nasıl yapamadığını gördüm. Yaşanan krizlerden kimlerin ne ölçüde etkilendiğini, hangi firmaların dayanabildiğini, hangilerinin silindiğini gördüm. 32 yıllık süreçte varlıklarını koruyanlar arasında Kaptanoğulları, Kalkavanlar, Cerrahoğulları, Dünya Denizcilik var” diyor Ağaoğlu.
Atlantik Denizcilik gemi yapımına 1997’de başlamış. Fakat daha ilk adım çok sağlam atılmış. Firmanın ekibi zaten gemiyi işletebilecek kabiliyette olduğundan, inşaat bittikten sonra iyi para veren çıkarsa gemiyi satmaya, çıkmazsa işletmeye karar vermişler.
Ahmet Ağaoğlu, denizcilik sektörünü “onurlu bir meslek” olarak nitelendiriyor ve çok seviyor. Ona göre denizcilik, büyük kayıpları göze alıp büyük risklere girmediğiniz sürece “az ama öz” kazandıran, bazen hasta olan, ama asla ölmeyen bir meslek. Denizciliğin global bir iş olduğunu, bu nedenle de çok büyük paralar kazandırmayacağını söylüyor. Öte yandan, 1999’da yaşanan ekonomik kriz sırasında denizciliğin aslında ne kadar sağlam temellere dayanan, kendi yağıyla kavrulan bir sektör olduğunu vurguluyor. Ağaoğlu, o dönemde Türkiye’nin en büyük bankalarından biri yurtdışından altı ay vadeyle 25 milyon dolar sendikasyon aldığı haberiyle gazetelerde yer alırken, denizcilerin aynı dönemde yurtdışından aldıkları kredi miktarının 900 milyon dolar olduğunu açıklıyor. Üstelik 8 ila 10 yıllık vadelerle.
Ağaoğlu’na göre fabrika işletmek fevkalade zor bir iş, gemi işletmeciliği ise ondan daha zor. Bu zorluğu denizcilere uygun bir benzetmeyle açıklıyor: “Kıçında pervanesi olan bir fabrikanız olduğunu düşünün. Dünya denizlerini dolaşıyor, yani ha dediğinizde ulaşabileceğiniz bir noktada değil. Birkaç tane böyle fabrikanız, daha doğrusu geminiz olduğunu düşünürseniz bunların idaresinin gerçekten kolay olmadığını anlarsınız.”
ABD’de yaşanan ekonomik yavaşlama piyasaları tedirgin ediyor. Bunun etkilerinin ne boyutlarda olduğunun ancak nisan veya mayıs ayında görülebileceğini düşünen Ahmet Ağaoğlu, çalkantının sürmesi halinde en büyük sıkıntıyı yaşayacak sektörlerin başında denizciliğin geleceğinden emin. Zira, şirketlerin büyük kredi borçları var. Kriz beklediğini belirten Ağaoğlu, 1998-1999’a benzer ağırlıkta bir kriz öngörmemekle birlikte, sektörde işlerin eskisi gibi, yani 2005-2006 dönemi, hatta 2007’nin ilk yarısı gibi olmayacağı görüşünde. Atlantik Denizcilik’in son siparişi 2009 ağustos-eylülünde teslim alınacak olan 12 700 dwt’lik bir kimyasal tanker. Ahmet Ağaoğlu iyi fiyat bulunursa her armatör gibi gemiyi satacağını söylüyor. Ancak yaptığı açıklama çok önemli bir uyarı ile öneriyi bir arada bulunduruyor: “Ben artık iyi fiyat bulabileceğimizi zannetmiyorum. Demek ki işleteceğiz.”

Bunu Paylaşın