Japonya’nın jeopolitik arayışları ve Bangladeş

MDN İstanbul

Hint-Pasifik Bölgesi’ndeki dinamik gelişmeler Çin ve ABD merkezli takip edilse de bölgenin önemli oyuncularının da kurulan denklemde yerlerini almaya başladıklarını görüyoruz. Nitekim son dönemde ayak sesleri giderek artan ve izlediği agresif dış politikasıyla dikkat çeken Japonya’nın küresel sorunlara ilgisi her geçen gün artıyor.

Jeopolitik mıknatıs: Hindistan


Çin’e karşı tesis edilmek istenen eksenin önemli bir halkasını oluşturan Japonya’da Başbakan Kişida’nın nisan ayında yaptığı Hindistan ziyareti konuya örnek oluşturuyor. Bölgenin etkin aktörü ve önemli oyuncusu olan Hindistan özgül ağırlığını her geçen gün artırıyor. Ekonomik, siyasi ve askerî gücü ile bölgede Çin’i dengeleyebilecek yegâne güç olan Hindistan adeta bir mıktanıs gibi tüm aktörleri kendisine çekiyor. Bu minvalde tüm aktörlerin Hindistan ile ilişkilerini geliştirmek için sıraya girdiğini görüyoruz. Almanya ve Fransa gibi Avrupalı aktörlerin yanı sıra bu zincirin son halkasına Japonya eklendi.

Hindistan ziyaretinde muhatabını motive etmeye çalışan Kişida, “Özgür ve Açık bir Hint-Pasifik” açılımı bağlamında yeni bir yol haritası önerdi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası farklı eksenlere kayan Hindistan ile Japonya ilişkileri durağan bir yapıya evrilmişti. Hindistan’ın Rusya konusundaki tutumu ile Japonya’nın pozisyonun örtüşmemesi, iki ülke ilişki sistematiğinin merkezinde Çin olmasına karşın, ilişkilerin motivasyonunu yitirmesine neden olmuştu. Bu nedenle Kişida ziyareti esnasında iki ülke arasındaki işbirliğinde görülen motivasyon eksikliğini gidermeye çalıştı.

Küresel güney

Kişida’nın Hindistan ziyaretinde gündeme getirdiği plan Küresel Güney’in nüfuzunu artırmayı ve Hindistan’ı Çin’den ayrıştırarak karşıt bloğa çekmeyi hedefliyor. Bilindiği üzere bu yıl Japonya G-7’ye, Hindistan ise G-20’ye başkanlık ediyor. Japonya her iki ülkenin bu başat rolünü ilişki sistematiğini geliştirmede kullanmak istiyor. G-7 ile G-20’yi birbirine bağlayarak Küresel Güney sistemini yeniden inşa etmek isteyen Japonya son kertede Hindistan ile karşılıklı çalışabilirlik seviyesini artırmak istiyor.

Hint-Pasifik Bölgesi’nde Japonya ve Hindistan arasındaki işbirliğinin ivmelenmesi ilerleyen dönemde ezber bozabilir. Dahası kategorik olarak farklı eksenlerde yer alan iki bölgesel gücün çok boyutlu işbirliği ile sonuçlanabilir. Çin’in çevrelenmesi ve bölgede baskılanması ile taçlanabilecek bu birliktelik komplo teorisi olmaktan çıkıp rasyonel bir yapıya evrilirse, Hint-Pasifik denklemi kökten değişebilir.

Japonya ve Bangladeş

Japonya’nın Hint-Pasifik Bölgesi’ne yönelik hamleleri Hindistan ile sınırlı değil. Geçtiğimiz ay Filipinler’e yönelik dış politikasını irdelediğimiz Japonya’nın bölgenin jeopolitik konumu itibarı ile bir başka önemli oyuncusu olan Bangladeş ile ilişkisi ve bu ülkeye atfettiği önem de dikkat çekiyor. Esasen bölgenin jeopolitik durumu bağlamında güvenlik marjında işbirliğini artıran Bangladeş-Japonya ikilisinin, ilişkinin stratejik yönüne odaklandıkları tespitinde bulunabiliriz.

Tarihsel sürece baktığımızda Japonya, Bangladeş’in bağımsızlığı sonrası kalkınmasına destek sağlayan aktörlerin başında geliyor. Bu zaviyeden bakıldığında iki ülke ilişki sistematiği köklü ve tarihi bir perspektife sahip. Japonya, kategorik olarak Bangladeş’in kadim destekçisi olmuş ve bu ülkeyle her ahvalde dost kalmayı başarabilmiştir. Bu nedenle Bangladeş ile Japonya arasındaki birlikteliğin stratejik ortaklık seviyesine yükseltilmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Nitekim 25-28 Nisan tarihlerinde Japonya’ya yaptığı ziyaret öncesinde açıklamalarda bulunan Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina, Bangladeş ile Japonya arasındaki “kapsamlı ortaklığı” artık “stratejik ortaklığa” yükseltmeye hazır olduklarını ifade ederek, Bangladeş’in Japonya Başbakanı Kişida tarafından gündeme getirilen “Özgür ve Açık Hint-Pasifik Planı”nın bir parçası olmaya hazır olduğunu vurguladı.

Japonya’nın Hint-Pasifik Bölgesi’nde ivmelenen güvenlik arayışı


Eski Başbakan Abe yönetiminden bu yana güvenlik ve savunma konularındaki reaktif duruşu radikal bir değişim sergileyen Japonya, pasifist anayasasını değiştirdi ve silahlanma gayretlerini artırdı. Son dönemde ABD ve NATO ile işbirliğini de ivmelendiren Japonya, Güney Kore ile birlikte, Rusya-Çin ikilisi karşısında oluşturulan bloğun odağında konumlandı.

Hammadde ihtiyacının önemli bir kısmını yurtdışından ithal eden Japonya bakımından deniz ticaretinin kesintisiz idamesi hayati önem taşıyor. Gelecekte Hint Pasifik Bölgesi’nde meydana gelebilecek olası bir istikrarsızlıktan en çok etkilenecek ülkelerin başında geleceği aşikâr Japonya, bu nedenle dış politika önceliklerini Hint Okyanusu devletleriyle stratejik bağların geliştirilmesi olarak belirlemiş görünüyor.

Çin’in Hint-Pasifik Bölgesi’ndeki Kuşak ve Yol Girişimi’ne karşı koymak, devamında deniz iletişim hatlarına kesintisiz erişimini sürdürmek isteyen Japonya, Avustralya, Hindistan ve ABD ile işbirliğine dayalı bir güvenlik girişimi olan Quad’ı önemsemekte, ayrıca Hint Okyanusu’ndaki güvenlik arayışına yönelik bir dizi ikili ve üçlü anlaşma zemini üzerinde durmaktadır. Bu nedenle son dönemde Hindistan başta olmak üzere Filipinler ve Bangladeş ile ilişkilerine özel önem atfeden Japonya, etkin bir dış politika izlemeye çalışmaktadır. Japonya Başbakanı Kişida’nın nisan ayında icra ettiği Ukrayna ziyaretine bu zaviyeden bakılması isabetli olacaktır.

Özgür ve Açık Hint-Pasifik (Free and Open Indo-Pacific (FOIP)) stratejisi

Mevcut konjonktürde Çin’in başta Bangladeş olmak üzere Güney Asya ülkeleri ile genişleyen ve tek taraflı bağımlılığa evrilme temayülü sergileyen ticari bağlantılarından rahatsızlık duyan Japonya, Özgür ve Açık Hint-Pasifik (Free and Open Indo-Pacific (FOIP)) stratejisini uygulamakta, bu bağlamda Bengal Körfezi Sınai Kalkınma Kuşağı (BIG-B) girişimini desteklemektedir. Bu noktada Bangladeş’i yanında tutmaya çalışan Japonya, bu ülkeye beş yıl boyunca 4-5 milyar dolar arasında borç vermeyi önermiştir. Kuşkusuz bu yardımın stratejik sonuçları olacaktır.

BIG-B inisiyatifi bağlamında Bangladeş’i Güney Asya ile Güneydoğu Asya arasında bir köprü olarak gören Japonya, Hindistan ve Bangladeş ile işbirliği içinde Bengal Körfezi’nin Çin’den bağımsız olarak büyümesini teşvik etmektedir. Bangladeş’in paha biçilmez coğrafi konumu bölgeler arası ticari faaliyetlerde hem bir düğüm noktası hem de merkez görevi görmesine olanak sağlamaktadır.

Japonya bakımından meselenin jeopolitik boyutu oldukça berrak bir görüntü vermektedir. Hint Okyanusu bölgesinde kendi etki alanını oluşturmaya çalışan Japonya, bölgeye yönelik artan jeostratejik talebin bir sonucu olarak Güney Asya’yı diplomatik gündeminin kilit noktası olarak görmektedir. Esasen bu yaklaşım Japonya’nın emperyal genleriyle de ilintilidir.

Güney Asya’nın kilidi: Bangladeş

Gelinen noktada Hint-Pasifik Bölgesi’nde barış ve istikrarı koruma bağlamında savunma ve güvenlik alanlarında işbirliğinin geliştirilmesi, Bangladeş-Japonya ilişki sistematiğinin önemli sac ayaklarından birisini oluşturmaktadır. Japon perspektifi bakımından son dönemde Bangladeş ile savunma sanayinde olası işbirliğinin geliştirilmesi öne çıkmaktadır. Nitekim Hasina Hükûmeti tarafından 2009 yılında Bangladeş Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri’nin modernize edilmesine yönelik açıklanan “Kuvvet Hedefi 2030” planı sonrası Bangladeş, belirlediği hedeflere ulaşmak için Japonya ile işbirliğini geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu minvalde Japonya ziyareti esnasında Hasina’nın, ikili savunma işbirliğinin geliştirilmesinin çerçevesini hazırlayacak bir “niyet mektubu” imzalaması olası görülmektedir.

Bangladeş’in Japonya’nın Güney Asya’daki stratejisinin kilit bir bileşeni olduğunun altını çizelim. Japonya’nın stratejik önceliklerinde Bangladeş, yalnızca Güney Asya ile Güneydoğu Asya arasındaki eşsiz konumu ve Hint Okyanusu’na doğrudan erişimi nedeniyle değil, aynı zamanda küresel ölçekte artan ekonomik ve siyasi önemi nedeniyle de öne çıkmaktadır.

Yükselen trend: Japonya-Bangladeş birlikteliği

Özetle Japonya, bölgedeki stratejik vizyonunu realize etmek üzere Bangladeş’e özel önem atfetmektedir. Meseleye karşılıklı fayda-çıkar temelinde yaklaşan Bangladeş de bölgede artan Çin baskısını gözeterek Japonya ile güçlü diplomatik bağlara sahip olmaya sıcak yaklaşmaktadır. Hint-Pasifik Bölgesi’nde değişen jeopolitik öncelikler ve Çin’in izlediği vakum stratejisi göz önüne alındığında, Bangladeş ve Japonya arasındaki işbirliğinin güçlenmesi yüksek olasılık olarak görülmektedir. İlerleyen dönemde Japonya’nın Bangladeş ve Filipinler başta olmak üzere bölge ülkeleri ile ilişkilerini çok boyutlu geliştirmesi, bu işbirliğinin savunma ve güvenlik boyutlarına da taşması şaşırtıcı olmayacaktır. Bu noktada Çin’in karşı hamlelerini Pakistan, Kamboçya, Vietnam ve görece küçük ada devletleri üzerinden yapması şaşırtıcı olmayacaktır.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın