IUMI’den tekne sigortacılarına değişim mesajı

MDN MEDIA

Bu yılın IUMI Okyanus Tekne Workshop’u sona erdi. 17 Eylül’de Edinburgh’da kapılarını açan ve 20 Eylül’de sona eren workshop sonrası IUMI, tekne sigortacıları için bu yılın pozitif geçtiğini ancak değişimin yaklaştığını söyledi

Global okyanus tekne sigorta primleri 2022’de yüzde 5.7 yükselerek 8.4 milyar dolara ulaştı. Bu artış, çoğalan aktiviteler, artan gemi fiyatları ve azalan piyasa kapasitesine göre değişti. 2023’ün ilk yarısında hafif bir artış göstermeye devam etse de yılın geri kalanı için tahminler temkinli yapıldı. Ancak, bu artış son üç yıldır devam eden düşüş trendinden sonra özellikle 2022 başında, 2015’ten beri en düşük oranları gören sigortacılar için pozitif bir etki yarattı.

IUMI Okyanus Tekne Komitesi Başkanı Ilias Tsakiris, nispeten iyi habere rağmen enflasyonun yılın geri kalanında önemli bir etki yaratacağını açıkladı.

Tsakiris, “Kovid sonrası dönemde, global nakliyenin tekrar canlanmasıyla demir akuple gibi materyallerde talep artışı ve stok darlığı yaşandı. Bu dar boğaz, enflasyon baskısıyla daha kötü hal gelerek materyal, tersane ve iş gücü maliyetlerini artırdı” derken “Sigortacı bakış açısından, enflasyon sadece gemi onarım ve taleplerini değil, ofis içi giderlerini de etkiledi. Genelde, sigorta camiası enflasyon artışını sigorta primlerine yansıtmadı ve bunun sonucu olarak önümüzdeki bir ya da iki yıl kâr oranlarında düşüş yaşanabilir” ifadelerini kullandı.

Enflasyon dışında, üç farklı problem tekne sigortacılarının ilgi alanına giriyor.

Dünya eşit değil ve bazı bölgeler güçlük çekecek

Hızla yaklaşan, 2050 yılına kadar sera gazı emisyonunu azaltma hedefi, çift yakıt sistemine odaklanan yeni inşaat projeleri, gelişen IMO ilkeleri ve uluslararası sürdürebilirlik girişimleri, sektörün güvenilir alternatif yakıt teknoloji çözümleri araması için ana sebepler. Tamamen temiz enerjiye geçmek için işe yarar bir çözüm bulana kadar hidrojen/fosil yakıt ya da amonyak/fosil yakıt hibrit teknolojileri tercih edilmeye devam edecek.

Tsakiris, bu durumun tekne sigortacıları üzerindeki etkilerinden şöyle bahsetti:

Emisyon azaltan teknolojiler kuşkusuz var olan nakliye metodlarından daha ileri teknolojiler. Bu, global filoların değerini ve karşılanması gereken riskleri artıracaktır. Karbonsuzlaşma ve sera gazı emisyonuna bağlı olarak bu teknolojilerin hızlıca gemilere uyarlanacak olması, özellikle yeni yakıt karışımların mevcut motorlarla beraber kullanılacağı durumlarda, yeni risklere sebep olacak. Gemileri kullananların ve gemilerin güvenliği için uygun düzenlemeler yapılması gerekecek. Tabi ki, bu gemicilik iş gücünü de bu gelişmelere göre eğitmemiz anlamına geliyor. Ayrıca unutmamız gerekiyor ki, nakliye yalnız yapılan bir iş değil. Gemiler dünyanın çeşitli yerlerinde limanları ziyaret ediyor, bu nedenle bu yeni teknolojileri destekleyecek altyapıları limanlara da yerleştirmemiz gerekli, ve bu yapılması oldukça zor bir şey. Dünya eşit değil ve bazı bölgeler güçlük çekecek. Net-zero’ya ulaşmak ortak bir efor istiyor, sadece nakliye camiasından değil, bu alanla alakalı rafineriler ve gaz şirketleri de dahil, bütün kara merkezli sektörlerden destek lâzım. İşe yarar bir çözüme ulaşmak için tüm dünyanın beraber çalışması gerekiyor.

Lityum-iyon (Li-ion) bataryaları/ elektrikli aletler (EVs)

Artık, li-ion bataryaları ve EV’leri de taşımaya başlayan konteyner gemilerinde ve araba taşıyıcılarında yangınlar gittikçe sıklaşmaya başladı.

Tsakiris, “2023 Temmuz’unda gerçekleşen önemli bir kazada, Panama bayraklı araba taşıyıcısı Fremantle Highway, Hollanda açıklarında yandı. Yangının çıkış sebebi bilinmese de, kontrol altına almak günler aldı. Gemide bulunan 3,700’den fazla aracın neredeyse 500’ü elektrikli araçtı” dedi.

Li-ion bataryalarının en endişe verici yanı, ısı sürüklenmesi adı verilen hızlı alevlenme, yangın ve bazen patlamalara sebep veren kimyasal reaksiyona yol açması. EV’lerden çıkan yangınlar da en az, bilindik içten yanmalı motorlu araçlar kadar yaygın. Petrol ve dizel gibi geleneksel yakıtlar da azımsanmayacak tehlikeler taşıyor olsa da denizcilik endüstrisi bu riskleri kontrol etmek için yeterli tecrübeye sahip ve bu yeni teknolojiler için de aynı yetkinliği kazanması gerekiyor.

Tsakiris, “Bu ayın başında, IUMI ‘Elektrikli aletlerin güvenli taşınması için en iyi yöntemler ve öneriler’ isimli, erken yangın tespitinin, drencher instilasyonunun, CO2 ‘li söndürme sistemlerinin ve iyi açıklanmış kargo kabul protokollarının önemine değindiği bir görüş belgesi yayımladı. EV’lerin, RoPax gemilerinde şarj edilmesi de üzerine düşünülmesi gereken bir konu, kapsamlı risk değerlendirmesi yapılmasında ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasında birlik olunmalı” diye ekledi.

IUMI Okyanus Tekne Workshop’un ardından Tsakiris, Kara Filo’nun özellikle Ukrayna’nın işgalinden sonra ve yaptırımlar düzeniyle sigortacılar için büyüyen bir tehdit hâline geldiğine de değindi. Tsakiris yaptığı basın açıklamasında ifadelere yer verdi:

Rusya’nın global tanker filosunun yüzde 20 yaptırımları yok saydı

Yaşı büyük gemilerin çoğalması, şüpheli oluşumların sahibi olduğu isim değiştirmiş gemiler ve tartışılır klaslama kuruluşları nedeniyle global denizcilik endüstrisi zorluklarla karşı karşıya. Bu trendler, aynı zamanda suç aktivitelerinde potansiyel artış ve para aklama gibi endişelere de sebep oluyor. Kara Filo’yu ilgilendiren kazalarda güvenilirlik ve takip edilebilirlik sıkıntıları yaşandığı için enkaz kaldırımı, kirlilik müdahalesi, gemiden gemiye gaz transferi ve kazazedelere tazminat kısımları belirsiz kalıyor. Birçok kişi, Rusya’nın global tanker filosunun yüzde 20’sinin, yaptırımları yok sayarak sigorta düzenlemelerini es geçtiğini bildirdi. Yaptırımların ve Ukrayna işgalinin sertifika sağlayanların, motor üreticilerinin ve sigortacıların gözetimi bırakmak pahasına yaptırım uygulanan gaz taşıyıcılarından uzaklaştığını not etmek gerekir.

“Yaptırım uygulanmış gaz tankerlerini içeren 8 kaza yaşandı”

2022’de yaptırım uygulanmış gaz tankerlerini içeren 8 kaza yaşandı, mayıs ayında Malezya sularında gerçekleşen ve mürettebattan 3 kişinin kayıplara karıştığı aframax tankeri Pablo’da yaşanan patlama da bunlardan biriydi. Bu gemi, 600-güçlü Kara Filo’nun bir parçası olduğu için kurtarma gemisi yanaşamadı. Neyse ki, kazaya karışan başka bir gemi olmadı ama bu bir çarpışma ya da gemiden gemiye aktarım olsaydı çok farklı bir hikâyeyle karşı karşıya kalırdık. Şu anki durumda, geminin enkazı demirlenmiş bir şekilde duruyor ve sahiplerine ulaşılamıyor, otoriteler bu nedenle büyük sıkıntı yaşıyor.

Yasal Komite IMO’da, yakın zamanda teftiş edilmemiş, AIS cevaplayıcıları kapalı, bakımı yapılmamış, sahibi belli olmayan ve sigortası yapılmamış 300-600 tankerli global filonun, kara filo ya da gölge filo ismiyle çalıştığı ve gerekli yaptırımları çiğneyerek petrol sızıntısını ve çarpışmaları riske ettiğini ekledi.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

ETİKETLER: ,
Bunu Paylaşın