İsyan ateşi petrolü yakıyor

MDN İstanbul


Ocak ayı ortalarında Tunus’ta başlayan, daha sonra Mısır ve Libya başta olmak üzere Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu saran isyan ateşi küresel ekonomiyi de etkisi altına almaya başladı. Petrol ve altın fiyatları başta olmak üzere emtia fiyatlarında rekor yükselişler yaşanırken bu artışlar dünya ekonomisinde zaten yaşanan enflasyon korkusunu adeta kabusa çevireceğe benziyor. Emtia fiyatlarındaki bu sert artışlar küresel büyümeyi de tehdit etmeye başlamış durumda. Özellikle Libya’daki çatışmalar bu ülkeden yapılan petrol sevkiyatını sekteye uğratırken, dünyanın önde gelen gazetelerinden Financial Times’a göre uluslararası büyük petrol şirketleri Libya’daki üretimlerini durdurmaya hazırlanıyor. Alman BASF firması üretimi durdurduğunu ilan etti. Diğer uluslararası petrol şirketlerinin de tahliye planlarını uygulamaya başladığı belirtiliyor. Halen dünyanın en büyük 12. petrol ihracatçısı olan Libya’daki petrol üretimi OPEC’in toplam üretim hacminin yüzde 4.4’ünü oluşturuyor. Libya ağırlıklı olarak İtalya, Almanya, Fransa gibi ülkelere petrol ihracında bulunuyor.

Petrolde ürküten senaryo
Ortadoğu’da isyanın yayılması ve petrol fiyatının 110 dolar’ın üzerine çıkması petrolde ürkütücü senaryoları da beraberinde getiriyor. Japon Nomura Bank yayımladığı raporunda petrol fiyatlarının 2011 yılı içerisinde 220 dolar seviyelerini göreceğini yazdı. Bu senaryonun gerçekleşme ihtimali, piyasaları ve dünya ekonomisini tedirgin ediyor. Öte yandan dünya çapında ünlü ekonomistler bölgede yaşanan olayların Suudi Arabistan’a sıçraması halinde petrolün 200 dolar’ı aşacağını belirtiyor.

Petrol 100 dolar’ın üzerinde kalırsa küresel kriz yaşanır
Petrol fiyatlarında yaşanan bu artışın ne derece ciddi olduğu ise Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Nobuo Tanaka’nın yaptığı açıklama ile net olarak ortaya kondu. Tanaka, petrolün varil fiyatının bu yıl 100 dolar’ın üzerinde kalması halinde küresel ekonomide 2008’de yaşanan ekonomik krizin tekrarlanabileceğini açıkladı.
Tanaka, Uluslararası Enerji Forumu’nda yaptığı açıklamada, “Çok endişeliyiz, bu durum petrol arzı için risk oluşturuyor. Petrol fiyatları, 2011 boyunca 100 dolar civarında devam ederse, 2008’deki krizin benzeri yaşanır” dedi. Tanaka, talebin güçlü kalması durumunda OPEC’in hazirandan önce üretimi artırması gerektiğini de ekledi.
IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipksy ise yaptığı açıklamada petrol fiyatlarının 100 dolar’ın üzerinde kalmasının kısa ömürlü olması halinde küresel ekonominin buna dayanabileceğini iddia etti. Ancak Lipsky, petrolün 100 doların altına gelip gelmeyeceği konusunda bir yorumda bulunmadı.


Enflasyon korkusu hortladı
Petrol fiyatlarındaki sert yükseliş, küresel büyümeyi tehdit eder bir nitelik taşıyor. Dünya ekonomisini yeniden resesyona sürükleyebilecek olan bu gelişme, özellikle yüksek enflasyon tehdidi altında olan Avrupa ülkeleri başta olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri tehdit ediyor. Bu korkuyu en fazla yaşayan Avrupa’nın Merkez Bankası (ECB) Başkanı Jean Claude Trichet, petrol ve emtia fiyatlarındaki artışın ücretlere ve diğer fiyatlara yansımasının önlenmesi gerektiğini belirterek, ECB’nin fiyat istikrarının sağlanması amacıyla gereken her türlü tedbiri alacağını da açıkladı. Her ne kadar açıklamalar bu yönde olsa da ekonomistler, başta Trichet olmak üzere merkez bankası başkanlarını zorlu bir dönemin beklediği konusunda hem fikir.

İsyanın Türkiye’ye etkisi ne olur?

Ekonomistler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da tırmanan gerginliğin Türkiye açısından getirdiği en önemli riskin petrol fiyatlarındaki yükseliş olduğunu belirtiyor. Hesaplamalara göre, petrol fiyatındaki her 10 dolarlık artış, cari açığa yaklaşık 4 milyar dolar ekliyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de yaşanan bu gelişmeleri Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından yaşanan en önemli gelişme olarak değerlendirdi ve gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerinde büyük etkisi olduğunu söyledi. Şimşek, petroldeki 10 dolarlık artışın cari açığı ekstra 1.2 puan artıracağını ve enflasyonu yukarı çekeceğini ifade etti. Diğer yandan, politik çalkantıların yaşandığı ülkelerin Türkiye’nin yaptığı ihracatta ve Türkiye’ye gelen doğrudan yatırımlarda payının oldukça düşük olması, bu kanallar açısından kısa vadede önemli bir risk olmadığına işaret ediyor. Bu arada, ödemeler dengesi verileri baz alındığında, yurtdışındaki müteahhitlik hizmetlerinden Türkiye senede 1 milyar dolar gibi bir gelir elde ediyor. Banka raporlarında, burada da riskli ülkelerin payının 150 milyon dolar ile sınırlı olduğu hesaplanıyor. Libya’da 2007-2010 yılları boyunca Türk firmalarında üstlenilen projelerin toplam bedeli ise 15 milyar dolar civarında. Bu projeler için bankalardan 2 milyar dolar teminat mektubu alındığı tahmin ediliyor.

Gümüş fiyatları 30 yılın zirvesinde

Hemen hemen tüm emtia fiyatlarında son bir ayda Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan gelişmelerden dolayı hızlı yükselişler gözlenirken, bu artışta başı çeken ise gümüş oldu. Gümüş fiyatları son bir ayda 2 bin 700 dolarlardan 3 bin 300 dolara gelerek yüzde 21.9 ile fiyatı en fazla artan emtia oldu. Bu artışla gümüş fiyatları son 30 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. 27 Ocak-23 Şubat tarihleri arasında altın fiyatlarında yaşanan artış ise 95 dolar’ı buldu. Aynı dönemde Brent tipi petrol 12 dolar birden yükselirken ham petrol fiyatlarında yüzde 8’e varan günlük artışlar görüldü.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın