İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkenin kuzeyindeki Salen bölgesinde düzenlenen yıllık Folk och Försvars (Halk ve Savunma) konferansının açılış konuşmasında, Baltık Denizi’nde son dönemde yaşanan sualtı kablolarının kopması olaylarına dikkat çekti. Başbakan, bu tür kazaların masumane olabileceğine inanmanın saflık olacağını belirtti ve düşmanca niyet ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Kristersson, İsveç’in mevcut durumunu “ne savaşta ne de barışta” olarak tanımlarken, Baltık Denizi’nde meydana gelen şüpheli hareketlerin ardından, bu bölgede gözetleme ve emniyet devriyeleri yapacak silâhlı kuvvetler unsurlarının konuşlandırılacağını duyurdu. Bu karar, İsveç için bir ilk olarak değerlendiriliyor.
Baltık Denizi’nde artan güvenlik önlemleri
İsveç, Baltık Denizi’nde sualtı altyapısına yönelik potansiyel tehditlere karşı NATO’nun oluşturduğu “gölge filosu”na katkıda bulunacağını açıkladı. İsveç, NATO misyonuna bir gözetleme ve keşif uçağı ile üç savaş gemisi göndererek iştirak edecek. Kristersson, İsveç’in bu konuda aktif bir rol oynayacağını ve Baltık Denizi’nde güvenliğin sağlanması için NATO ile yakın işbirliği içinde olacağını vurguladı.
İsveç'in NATO üyeliği ve yeni güvenlik dinamikleri
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrasında İsveç ve Finlandiya, NATO’ya üyelik başvurusunda bulunmuştu. İsveç, Türkiye’nin veto kararını geri çekmesinin ardından 7 Mart 2024'te NATO’ya resmî üye oldu. Bu üyelik, İsveç’in savunma stratejilerini ve NATO içindeki rolünü daha aktif bir şekilde şekillendirdi.
Hibrit saldırılar ve vekalet savaşları
Başbakan Kristersson, “Barış isteyenlerin savaşa hazır olmaları gerekir,” diyerek, İsveç’in karşı karşıya olduğu hibrit saldırıların ve vekalet savaşlarının önemine dikkat çekti. Başbakan, günümüzde çatışmaların artık robotlar ve askerlerle değil, bilgisayarlar, dezenformasyon, sabotaj ve ekonomik araçlarla yapıldığını belirtti. Gerçek barışın, özgürlük ve ülkeler arasında ciddi çatışmaların olmadığı bir durum gerektirdiğini ifade etti.
Baltık Denizi ve NATO’nun güçlenen rolü
Baltık Denizi’nde yaşanan altyapı sistemlerine yönelik şüpheli hareketlerin, bölgedeki ülkelerin askerî faaliyetlerini ve harcamalarını artırması bekleniyor. İsveç’in NATO içindeki rolü de bu süreçte güçlenebilir. İsveç’in yeni savunma adımları ve NATO ile artan işbirliği hem bölgesel hem de küresel güvenlik dengelerinde etkili bir faktör olacak gibi görünüyor.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.
