İstanbul’un Karadeniz’e açılan sahillerindeki tehlike: Rip akıntısı

MDN İstanbul

İstanbul’un Karadeniz kıyısında bulunan batıda Binkılıç’tan doğuda Ağva bölgelerine kadar özellikle fırtınalı havalarda etkili olan ve çeken akıntı olarak bilinen rip akıntısı, sıkça yaşanan boğulma vakalarının en önemli nedeni olarak gösteriliyor.

Yaz mevsiminde sıcaktan bunalan İstanbullular serinlemek için kentteki plajlara akın ederken Kilyos ve Şile de günübirlik tatil için en çok tercih edilen adreslerden olmaya devam ediyor. Ancak buralarda denize girenler, Karadeniz sahillerinde olumsuz hava koşullarında görülen rip akıntısı tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliyor.

Sahillerde yer alan uyarı levhalarında “Karadeniz’in cilvesi” olarak nitelendirilen rip akıntısı, İstanbul’un Karadeniz kıyısında bulunan batıda Binkılıç’tan doğuda Ağva bölgelerine kadar etkili oluyor.

İstanbul’un sahillerinde görevli cankurtaranların bu yıl 1 Haziran-8 Ağustos tarihleri arasında 3 bin 14 kişiyi boğulmaktan kurtardığı, boğulma vakalarının önemli bir kısmının rip akıntısından kaynaklandığı belirtiliyor.

yüzme

Profesyonel yüzücüler bile karşı koymakta güçlük çekiyor
Deniz dip yapısının topuk-dalyan-topuk (kum tepeciği-yarık-kum tepeciği) şeklinde olduğu bölgelerde görülen ve sığ sudan derin suya doğru kuvvetlice hareket eden rip akıntısı, rüzgârlı havalarda topuklarda kırılan dalgaların dalyan bölgelerinden geriye doğru hareketi sonucu oluşuyor. Böylece akıntıya kapılanları kıyıdan uzaklaştırıp açığa doğru taşıyor.

Boğulma olayları, açığa doğru çekildiğini fark eden insanların, korku ve panikle çırpınarak kıyıya dönmeye çabalamaları ve yorgun düşerek kendilerini su üzerinde tutamamaları neticesinde gerçekleşiyor.

Profesyonel yüzücülerin bile karşı koyamayacağı güçteki rip akıntısına karşı vatandaşların dikkatli olmaları konusunda uyarılar yapılırken akıntıya kapılma durumunda kıyıya doğru değil sahile paralel şekilde yüzülmesi gerekiyor.

Boğulma vakalarının yüzde 70’ine sebep oluyor
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Beji, çeken akıntının daha çok okyanus kıyılarında görüldüğünü ancak ender de olsa deniz kıyılarında da görülebildiğini söyledi.

Dip yapısı, kum taneciklerinin büyüklüğü ve dalga yükseklikleri nedeniyle Türkiye’nin Karadeniz kıyılarında çeken akıntıya sıkça rastlandığını belirten Beji, “Oldukça tehlikeli bir akıntıdır. Bütün boğulma vakalarının ortalama yüzde 70’ine sebep olan bir olaydır.” dedi.

sahil

“Suyun bulanık olduğu bölgelerden denize girilmemeli”
Prof. Dr. Beji, çeken akıntının tespitine ilişkin, “Bunun en basit yolu, eğer sahilin bir bölgesinde nispeten suyun renginin değiştiğini, bulanıklaşıp kum, çamur gibi denizin açığına doğru bir bölge görürseniz, o yüzde 90 çeken akıntıdır. Bu akıntı dipteki kumları, çamurları kaldırmış dışarıya doğru taşıyor. O nedenle de suyun rengi değişmiştir. Bu bölgelerden uzak durulması gerekir.” bilgisini verdi.

AA

Bunu Paylaşın