İstanbul Fırkateyni suya indirildi

MDN İstanbul

MİLGEM Projesi kapsamında inşa edilen 5’inci gemi olan İstanbul Fırkateyni (F-515), İstanbul Tersane Komutanlığı’nda suya indirildi.

Proje kapsamında üretilen İ Sınıfı fırkateynlerin ilki olan İstanbul Fırkateyni’nin suya indiriliş törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de katıldı. Törende ayrıca Pakistan MİLGEM Korvet Projesi kapsamında üretilecek olan 3’üncü geminin ilk kaynağı da yapıldı.

Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından yürütülen, STM’nin ana yüklenicisi, ASELSAN ve HAVELSAN’ın da ana iş ortağı olduğu gemi inşa projesi İstanbul Tersane Komutanlığı’nda sürdürülüyor.

Yüzde 75 yerlilik oranı
İstanbul Fırkateyni tamamlandığında tam boyunun 113 metre ve genişliğinin 14,4 metre olması planlanıyor. Yaklaşık 3 bin ton deplasmana sahip İ sınıfı fırkateyn, Ada Sınıfı korvetlerden farklı olarak satıhtan havaya güdümlü mermi bulunduracak ve fırlatabilecek.

STM, geminin tasarımı, silah-elektronik sistemleri ve ana tahrik sistemi sorumluluklarını da kapsayacak şekilde ana yüklenici olarak görevlendirildi. ASELSAN ve HAVELSAN’ın ana iş ortakları olarak yer aldığı projede, 150’den fazla sistem için 80 civarında alt yüklenici görev yapıyor. Toplamda sözleşmeli ve sipariş emriyle çalışılan firma sayısı ise 220’yi buluyor.

İ sınıfı fırkateyn, milli bir elektronik harp sistemine ve yeni nesil milli savaş yönetim sistemine, geliştirilmiş silah, radar ve sensörler ile muhabere ve seyir sistemlerine yüzde 75’in üzerinde yerli katkı payıyla sahip olacak.

İlginizi çekebilir:   İstanbul Fırkateyni suyla buluşuyor

Törende yaptığı konuşmada kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke içinde yer aldığımızı belirten Erdoğan, ‘‘Bugüne kadar yapılan çalışmaların başarısını, kurumlarımız arasındaki iş birliğini geliştirmemize borçluyuz. Küresel tedarikçilerin önümüze çıkardığı zorlukları ve uyguladığı gizli, açık ambargoları kendi gücüyle aşabilen bir ülke konumundayız. Öyle bir yere doğru gidiyoruz ki maalesef hiç arzu etmeyiz ama kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Herhangi bir alanda muadil ürünler ve projeler arasında mutlaka kendi firmalarımızı, milli kuruluşlarımızı tercih etmek birinci önceliğimizdir,” dedi.

‘’Dünyanın gidişatına dair söyleyecek sözü olan bir milletiz’’
Savunma alanında güçlü, bağımsız ve teknolojik bakımdan yeterli olmayan milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını söyleyen Erdoğan, ‘‘Türkiye hem milli güvenliğini garanti etmek hem de dostlarının haklarını savunabilmek için caydırıcılığını en üst düzeyde tutmak mecburiyetindedir. Askeri, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur. Biz iddiaları, hedefleri, dünyanın gidişatına dair söyleyecek sözü olan bir milletiz,’’ İfadelerini kullandı.

Tören vesilesiyle Pakistan’a da selam ve sevgilerini gönderen Erdoğan, “Bugün tarihten süzülüp gelen Türkiye-Pakistan kardeşliğini, hamdolsun bir adım daha öteye taşıyoruz. Geçen sene İslamabad’a yaptığımız ziyaret vesilesiyle yeni boyutlar kazanan iki ülke iş birliği, inşallah her alanda güçlenmeye devam edecektir. Pakistanlı kardeşlerimizle özellikle savunma sanayi alanında çok ciddi bir potansiyelimizin olduğunu biliyoruz. Türkiye gibi Pakistan da oldukça zorlu bir coğrafyada terör örgütleri başta olmak üzere birçok tehditle mücadele ediyor. Bu tehditlerin bertaraf edilmesinde iki kardeş ülkenin birbirine sunabileceği çok ciddi katkılar olduğuna inanıyorum.” diye konuştu.

Dışa bağımlılığı ortadan kaldıran, kendi kaynaklarını azami ölçüde kullanan yerli ve milli bir savunma sanayisine sahip olmayı öncelikli hedefleri olarak tanımlayan Akar ise, “Zatıdevletlerinin liderliğinde etki ve ilgi alanı her geçen gün genişleyen ve uluslararası ilişkilerde artık bir özne haline gelen ülkemiz, savunma alanında da gösterdiğiniz ve teşvik ettiğiniz bu hedefe azim ve kararlılıkla ilerlemektedir,” dedi.

‘’Yunanistan’dan beklentimiz, Türkiye’nin hakkına, hukukuna saygı göstermesi’’
NATO’nun güçlü bir üyesi olan Türkiye’ye yönelik müttefiklik ruhuna uymayan bazı ulusal kararların da muhataplarımız tarafından yeni dönemde tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Akar, “Özellikle, Yunanistan ile ilişkilerimizde her zaman dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerinden yanayız. Karşılıklı yapacağımız görüşmelerle meselelerin hak, hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde ele alınmasını ve bir çözüme ulaşılmasını umuyoruz. Özel coğrafi koşulların hâkim olduğu yarı kapalı Ege Denizi’nde ülkemizin hayati hak ve menfaatleri vardır. Bu denizde kara sularının hem ülkemizin hem üçüncü ülkelerin seyrüsefer serbestisini ve açık denizlere erişimi kısıtlayacak şekilde tek taraflı olarak genişletilmemesi gerektiği konusundaki tutumumuz bellidir. Bu tutumumuzda bir değişiklik yoktur. Bu kapsamda komşumuzdan beklentimiz, Türkiye’nin Ege’de, Doğu Akdeniz’deki hakkına, hukukuna saygı göstermesi ve birtakım yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek açıklama ve eylemlerden artık vazgeçmesi ve kaçınmasıdır,” şeklinde konuştu

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın