İstanbul Film Festivali başlıyor

MDN İstanbul

İKSV tarafından ilk kez 1982 yılında bir sinema haftası olarak düzenlenen İstanbul Film Festivali, bu yıl 40’ıncı yaşını kutluyor. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen 40’ıncı İstanbul Film Festivali, 1 Nisan-29 Haziran tarihlerinde izleyicisiyle buluşuyor.

Dünya sinemasının en çok konuşulan örneklerinden, sinemamızın yeni yapımlarına, uluslararası festivallerde prömiyer yapmış ödüllü filmlerden klasiklere ve yeni keşiflere, aralarında efsane yönetmenlerden iz bırakan başyapıtların ve kült filmlerin de bulunduğu zengin programıyla Festival bu yıl, pandemi şartlarını da gözetmeye devam ederek nisan, mayıs ve haziran aylarına yayılıyor.

40’ıncı İstanbul Film Festivali 1 Nisan’da festivalin çevrimiçi gösterim platformu filmonline.iksv.org’da başlıyor. Nisan ve mayıs ayları boyunca her perşembe, cuma, cumartesi ve pazar günü yeni filmler gösterime girecek. Filmler 21.00’da gösterime açılacak ve 5’er gün boyunca erişime açık kalacak.

Festivalin Ulusal Yarışma, Ulusal Belgesel Yarışması ve Ulusal Kısa Film Yarışması 20-29 Mayıs’ta çevrimiçi ve pandemi koşullarına bağlı olarak sinema salonlarında gerçekleştirilecek. Festivalin Uluslararası Yarışma ile Galalar bölümlerindeki filmler, haziran ayında hem açık hava mekânlarda hem de sinema salonlarıyla çevrimiçi platformda festival takipçileri ile buluşacak.

Festival gösterimlerine kısıtlama ve uygulamaların elverdiği durumda yurtiçinden ve yurtdışından konuk yönetmen ve oyuncuların katılımı da planlanıyor.

40’ıncı İstanbul Film Festivali basın toplantısının açılış konuşmasını yapan İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, “1982’de yapılan ilk İstanbul Film Festivali’nden bugüne çok şey değişti. Şimdi cep telefonlarıyla film çekilebilen, dekorların üç boyutlu yazıcılarla yapılabildiği bir yüzyılda yaşıyoruz. Sinema salonlarına gitmeye devam ediyoruz ama artık aynı zamanda filmonline.iksv.org ile çevrimiçi gösterimleri evimizde de izleyebiliyoruz. Geçtiğimiz 40 yıl içinde kendisi de gelişen ve değişen İstanbul Film Festivali, Türkiye’de de birkaç kuşağı birden etkiledi. Yönetmenler, sinemaseverler, yazarlar, sanatçılar, yöneticiler, doktorlar, mühendisler, İstanbul Film Festivali’nin önce izleyicisi sonra da destekçisi oldular. Festival bir anlamda kendi mezunlar cemiyetini yarattı. Köklü, gelenekli bir okul gibi sektörün birçok bileşenine kucak açtı. Yapımcıları, yönetmenleri, oyuncuları destekledi, ödüller verdi; yeni projelerini geliştirmelerine, uluslararası bağlantılar kurmalarına olanak sağladı. Değişik kültürleri, birbirinden farklı ülkeleri ve onların sinemalarını, başka türlü ulaşamayacağımız filmleri, olağanüstü yönetmenleri, oyuncuları tanımamıza aracı oldu. Zorlu bir emek işi olan sinemayla hayal dünyamızı zenginleştirdi, bizi bambaşka yerlere götürdü. Evet, ilk İstanbul Film Festivali’nden bugüne çok şey değişti ama 40 yıldır değişmeyen bir şey de var: İstanbul Film Festivali kurucularından, 1995’te kaybettiğimiz Onat Kutlar’ın söylediği gibi, şimdi ve daima ‘sinema bir şenliktir’,” dedi.

Ünü ülkemizin sınırlarını aşmış Londra temelli kolaj sanatçısı Selman Hoşgör tarafından hazırlanan 40’ıncı İstanbul Film Festivali afişleri, festivalin 40 yıldır sinema sanatçılarını, yönetmenleri ve izleyicileri birleştiren yapısından ilham alıyor. Dünyaca ünlü markalara ve dergilere kolajlar tasarlayan Selman Hoşgör fotoğraf, tipografi ve canlı renklerden oluşan yaratıcı bir dünyaya sahip.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın