Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü bir açıklama yayımlayarak Poyrazköy Su Ürünleri Kooperatifi’nin talebi üzerine alınan karar gereği 6 Kasım günü 00.01 ile 14.00 saatleri arasında İstanbul Boğazı’nın ticari gemi geçişlerine kapatılacağını ve endüstriyel balık avcılığı yapılmasına izin verileceğini açıkladı.
Bu açıklamanın ardından pelajik balık türlerinin üremesi açısından oldukça önemli bir konum olan İstanbul Boğazı’nın endüstriyel balıkçılığa açılması ve bu kararın Balıkçılık yönetiminden sorumlu Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü tarafından değil de Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından alınması tepki çekmiş ve tartışma yaratmıştı.
Gelen tepkilerin ardından ilgili kurumlar açıklamalar yaparken MarineDeal News olarak İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Ekrem Kahraman ve İMEAK DTO üyesi ve 1 Numaralı Meslek Komitesi Başkanı Murat Kul’a konu hakkında görüşlerini sorduk.
İlginizi çekebilir: Boğaz’da ışıkla yapılan avcılık devam ediyor
Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü açıklaması;
“Önemli bir biyolojik koridor olan İstanbul Boğazı, 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununa göre çıkarılmış tebliğler kapsamında uzun yıllardır koruma altındadır
Balıkçılarımız, 5/1 Numaralı Ticari Balık Avcılığını düzenleyen tebliğde serbest olan lokasyonlarda, kurallara uyarak, deniz trafiğinden endişe etmeden güvenle balık yakalayabileceklerdir.
Ancak, Boğaz’daki balık varlığımızı korumak ve sürdürülebilirliğini sağlamak için denetimlerimiz mevzuatlar çerçevesinde aralık vermeden devam edecektir.”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü açıklaması;
“Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Yönetmeliği gereği, Türk Boğazlarının deniz trafiğine kapatılması Bakanlığımızın yetkisinde olup yine aynı Yönetmelik hükümlerine göre, Türk Boğazlarında sadece Trafik Ayırım Düzeni (TAD) içerisinde seyir emniyeti ile can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla yelkenle ve kürekle seyretmek ile yüzmek ve balık avcılığı yasağı bulunmaktadır.
Bu itibarla, Genel Müdürlüğümüzce İstanbul Boğazı’nın 6 Kasım 2022 tarihinde gemi trafiğine kapatılması sırasında yapılacak balık avcılığı faaliyeti Tarım ve Orman Bakanlığımızın verdiği balıkçılıkla ilgili izinler ve yasaklar kapsamında icra edilecek olup tüm faaliyetlerin mer-i mevzuat kapsamında yürütülmesi zorunludur.”
İstanbul Boğazı’nı gemi trafiğine kapatma kararının alınması sürecinde usulsüzlük olduğunu belirten Prof. Dr. Abdullah Ekrem Kahraman, “Normalde bu kararı veren Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü, Oysa ki balıkçılıkla ilgili bütün sevk ve idare Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü uhdesinde. Olayı bu yönüyle ele almak lazım. Alınan kararın ne kadar hukuki olduğu tartışılır. Balıkçılıkla ilgili bütün bu tasarruf Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü yönetiminde. Zaten Müdürlük tarafından yapılan açıklamada da belirtilen görüş bu yönde.” dedi.
‘Av baskısının artmasına sebep olabilir’
İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının yer alladığı Boğaz Sistemi’nin oldukça önemli bir biyolojik koridor olduğunu belirten Kahraman, “Dolayısıyla bu koridor balıkların göç yolu ve doğal olarak yaşamlarını devam ettirmeleri adına sürekli açık tutulması gereken bir koridordur. Palamut, lüfer, hamsi ve istavrit gibi göç yapan ve ekonomik değeri yüksek olan bu balıklarımız, beslenme, üreme ve kışlama için Boğaz’dan geçerek Marmara’ya ve oradan da Kuzey Ege’ye geçiş yapıyorlar. Bu geçişin tersini de ilkbaharda Karadeniz üzerine yapıyorlar. Dolayısıyla farklı tuzluluk ve sıcaklık değerlerine sahip denizler arasında bu geçişi yaptıkları için de adaptasyonları bakımından da Boğazlar’da ve Marmara’da kısa süreli beklemeler yapıyorlar. Bu şekilde alınan bir karar her ne kadar bir sefere mahsus alınan bir karar olsa da biz çok doğru bulmuyoruz. Özellikle aşırı avlanmaya ve av baskısının artmasına sebep olabilir. Bunun olası sonuçlarını tahmin edemiyor ve çok doğru bulmuyoruz.” diye konuştu.
Karar doğrultusunda izin verilen gemiler hakkında bilgi veren Kahraman, “Endüstriyel balıkçı tekneleri olan gırgır tekneleri bu avcılığa dahil olacaklar. Göçmen olan pelajik balıkları bunlar avlıyor. Çubuklu ve Yeniköy arasından sonrası Karadeniz’e kadar ava serbest bölge. Tebliğe uygun olarak avcılık yapılıyor. Sadece trafik şeridinde yasak. Şimdi bu gemi trafiğini de kapatarak bölgede daha rahat avcılığın olmasını ağlamaya yönelik bir karar alınmış. Açıkçası burada bir yetki karmaşası var. Böyle bir kararı alacaksa da Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün alması gerekiyordu.” İfadelerini kullandı.
Asıl endişelerinin bu kararın ileride alışkanlık haline gelmesi olduğunu vurgulayan Kahraman, “Burada sadece 14 saatlik bir izni tartışacaksak bu etkiyi bilimsel olarak konuşmak pek mümkün değil. Bu durum stoklara aşırı derecede zarar verir ya da vermez demek mümkün değil. Çok kısa bir süre ancak ileride bu durumun alışkanlık haline gelmesi ve telafisi mümkün olmayacak sonuçlara bir öncülük etmesi konusunda endişeliyiz.” dedi.
‘Bu süreçlerde bilimin ışığından ayrılmamak gerekiyor’
Kararın iptal edileceğini düşündüğünü söylen Kahraman, “Balıklara en azından bir kez üreme şansı verildiği zaman stoklar kendini toparlayabiliyor. Bu nedenle buna müsaade edilmesi gerekiyor. Bu sene palamut bol neden? İyi bir üreme dönemi geçirdiği için bol. Yani üreme şansını verdiğiniz zaman stoklar kendini toparlıyor. Ancak av baskısı yapıldığı zaman üreyen stokun miktarı azaltılıyor bu da balıkların verimli üremesini engelliyor. Bu bir denge ve korumak hepimizin görevi. Bütün bu süreçlerde bilimin ışığından ayrılmamak ve bilimsel verilerden yararlanmak gerekir.
‘Yasak olan yerlerde avcılık yapılmayacak’
Balıkçıların bu talebinin balıkların yoğun olduğu dönemlerde yapıldığını belirten Murat Kul ise “Aslında bunu biz balığın çok yoğun olduğu zamanda 31 Ağustos’ta rica etmiştik. Bu gibi durumlarda balık çok yoğun, ağ sarılacak gemi trafiğini durdurun diye başvuruda bulunuruz. Bakanlık da ayın 6’sında böyle bir karar aldı. Balık sizi sabit bekleyen bir hayvan değil ki. Bunun hangi gün olacağı da belli olmuyor.” dedi.
Yasak olan yerlerde herhangi bir avcılık yapılmayacağını belirten Kul, “Mevcut avcılık izninin olduğu yerlerde yapılacak. Bakanlık da bu süreçte gemi trafiğini durduracağını söylüyor. Akıntı nedeniyle sürüklenmeden kaynaklı olabilecek kazaların önüne geçmek için alınmış bir karar. Çok büyütüldü, çok farklı yorumlandı. Yorumlamanın hatalı olduğunu düşünüyorum. Boğazın tamamı açılacak ve avcılık yapılacak diye bir durum yok. Boğazın derin sularındaki akıntıdan dolayı zaten biz ağ saramıyoruz. Burada tamamen bir iletişimsizlik ve yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
‘Balıkların üremesi için fabrikalarımızı kapatıyoruz’
İstanbul boğazının yüzde 96’lık bölümünün avcılığa kapalı olduğunu vurgulayan Kul, “Biz burada yılın 4,5-5 ayı avcılık yaparız. Hava şartlarına göre bu durum 3-4 ayla sınırlı da kalabiliyor. Bu duruma bakıldığı zaman ben bunun tartışılmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Bugün yasak zamanında amatör balıkçılık adı altında belli gruplar tarafından ticari bir avcılık yapılıyor. Biz 4 ay fabrikamızı kapatıp balıkların üremesini bekliyoruz. Yılın 12 ayı balık tuttuğumuzu düşünüyorlar ama biz de balıkların sağlıklı üremesi için dikkat ediyoruz. Bu sene mesela aşırı bir palamut bolluğu oldu. Bunun araştırmasını yapsınlar. Köprülerin ışıkları bile balıkların göç yapmasına engel. Biz balıkçılar olarak bunu belirttik ancak gündeme getirilmedi. Tartışılması gerekenler bunlar.” açıklamalarında bulundu.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.