‘İnsansız suüstü araçlarının geleceği parlak’

MDN İstanbul

Gedik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Baykal, kullanım alanlarının genişliğinden dolayı insansız suüstü araçlarının geleceğe damga vurabilecek potansiyele sahip olduğunu vurguladı

nsansız araçların çok değişik amaçlarla kullanımı; havada, suüstünde, sualtında ve su yüzeyi – hava, su yüzeyi-sualtı etkileşim alanında, dünyamızda hızla yayılmakta, ilgili teknolojiler baş döndürücü bir hızla gelişmektedir.

İnsansız araçların ticari ve askeri alanda kullanımında insanın riskli görev bölgesinden uzak tutulması, insanlı araçlarla erişilmesi güç alanlara ulaşılabilmesi, insanlı araçların boyutları ve gerektirdiği koşullar nedeniyle kısıtlanan operasyonel yetkinliklerin kazanılması, insan hatasının asgari düzeye indirilmesi hedeflenmektedir.

Suüstü insansız deniz sistemleri/araçları (SİNDES), ana tasarım temelini oluşturan deniz yüzeyi ile etkileşimlerine bağlı olarak,  birçok tekne/araç tipinden, çalışma prensibinden veya bunların birleşiminden oluşabilmektedir. Örneğin kayıcı veya yarı kayıcı tekne formunda, yarı batık, hidrofoil, çok tekneli sistemler ile hava yastıklı, WIG sistemler formunda olabilmektedir.

Askeri amaçlı SİNDES platformları temel olarak Mayın Harbi (MKT),  Denizaltı Savunma Harbi (DSH), Suüstü Savunma Harbi (ASUW), Özel Kuvvetler Destek, Elektronik Harp deniz güvenlik kontrol görev sahalarında etkin olarak kullanılabilmektedir. Ticari SİNDES platformları ile askeri platformlar ortak olarak  gözetleme, veri toplama, fiziksel çevrenin karekterizasyonu, SAR,  eğitim ve test, haberleşme,   payload transfer amaçlarıyla kullanılabilmektedir.

SİNDES platformlarının geliştirilmesi konusunda öncülük yapan ülkeler ABD, İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya FC, İsrail, Rusya, Çin, Hindistan, Singapur, Norveç olarak sıralanabilir. Ülkemizde de bu konuda olumlu gelişmeler bulunduğu bilinmektedir.

Günümüzde geliştirilmiş,  sahada kullanılan SİNDES platformlarının çoğunluğu yedi metre ve altında boya sahiptir. Bu platformların sadece yüzde onu yarı batık olarak operasyoneldir. Aşağıda kullanım aşamasına erişmiş bulunan platformların boyutlarının dağılımı grafik olarak gösterilmiştir.

Geliştirilmekte olan projelerde de bu platformlarda trendin küçük boyutlu platformlar olduğu söylenebilir.

Bu kategorideki SİNDES platformlarının büyük çoğunluğunun yirmi metrenin altında boya, dört tonun altında payload kapasitesine, on beş günün altında ikmalsiz seyir yeteneğine, 50 Knot’a kadar hızlara ve yüksek otonomiye sahip oldukları kestirilebilmektedir.

SİNDES platformları payload taşıma kapasiteleri bakımından, istenildiğinde insanlı olarak kullanılabilme yeteneği en kolay kazandırılabilen platform tipi olmaları bakımından, hem insansız hava araçlarından, hem de insansız sualtı araçlarından daha avantajlıdır. Aynı zamanda kesintisiz görev süreleri ve sıa bakımından da özellikle düşük hızlarda, her iki alternatif platform türüne göre önemli avantajları bulunmaktadır. SİNDES platformlarının solar enerji, cisim ve akışkan hareketi kaynaklı enerji ve yeni enerji kazanım yöntemleri ile enerji depolama ve verimli enerji kullanımı ile ilgili gelişmeler ışığında görev sürelerinin aylarla ifade edilen sürelere çıkarılabileceği görülmektedir.

Güç sistemleri bakımından alternatifleri çoktur. İnsansız sualtı araçlarına oranla haberleşme, veri transferi, kontrol kolaylıkları bulunmaktadır. Görünmezlik, denizcilik ve deniz trafiği bakımından sualtı insansız araçlarına oranla dezavantajlıdırlar.

Kesintisiz görev sürelerinin de uzaması nedeniyle, SİNDES platformları için en üzerinde durulması gereken parametre denizcilik olarak ortaya çıkmaktadır. Genellikle küçük boyutları ile ağır deniz koşullarında görev yapabilmeleri, üzerlerindeki sensörleri etkin olarak kullanmaları zorlaşmakta, ağırlaşan deniz koşulları ile yetkinliklerini kaybetmektedirler. SWATH tipi bazı platformlarla denizcilik ile ilgili iyileştirmeler sağlanabilirken, operasyonel koşullara bağlı olarak çalışma ortamını değiştirebilen, gerektiğinde suüstünde, gerektiğinde sualtında çalışabilecek platformların geliştirilmesi denizcilik yeterliği bakımından önem kazanmaktadır. Şnorkel tipi platformlar da bu açıdan değerlendirilebilecek platformlardır. Sualtı ve suüstü ortamı ortak kullanabilen, esnek görev modülleri ile donatılabilecek platformların gelecekte operasyon sahasında önemli bir yeri olacağını söylemek mümkündür.

Gelecekte, ülke envanterindeki ticari/askeri insanlı platformların, gerektiğinde insansız platform olarak kullanılmasını sağlayabilecek sistemlerle donatılması, insansız platformlara dönüştürülmesi ve suüstü/sualtı/hava insansız platformlarında geliştirilebilecek ortak görev modülleri ile entegre görev yapabilecek sistemlerin oluşturulmasıyla maliyet etkin çözümlere ulaşılabileceği değerlendirilmektedir.

Boyutları ve maliyetlerinin uygunluğu, temin edilebilirliklerindeki kolaylık nedeniyle, önümüzdeki dönemde,  SİNDES platformlarının çok sayıda, birlikte hareket edebilen, akıllandırılmış sürüler halinde kullanımı konseptinin gelişeceği ve sahada kullanım alanı bulacağını öngörmek mümkündür. Yüksek teknoloji kullanan gelişmiş denizci ülkelerin insansız deniz araçları geliştirme/kullanmalarındaki hızlı artışın yanında, Özellikle büyük deniz savaş platformlarının hızla yükselen ilk kazanım ve idame maliyetlerini karşılamakta zorluk çeken ülkelerin tercihlerinin de SİNDES platformlarının temini yönüne kayacağını, bu alanda önemli bir pazarın oluşacağını, bu durumu değerlendirmek üzere, tüm altyapının etkin olarak kullanılması ile, Üniversite- Sanayi işbirliğine dayalı AR-GE ve üretim faaliyetlerine hız verilmesinin  ülkemize önemli avantajlar sağlayacağı sonucunu işaret etmektedir.

Bunu Paylaşın