İkinci Kurks Faciası’na ramak kala

MDN İstanbul

Kuzey Filosu’na ait Losharik denizaltısında çıkan yangın haberinde (1 Temmuz 2019) akıllara ilk gelen; Sovyetler Birliği sonrası Rusya’ya ait Kuzey Filosu bağlısı nükleer denizaltı Kursk’un, 2 patlamanın ardından battığı ve 118 mürettebatın tamamının hayatını kaybettiği trajik kaza oldu. 12 Ağustos 2000’de gerçekleşen kaza, Rusya’nın en çok can kaybının yaşandığı donanma olayı olarak kayıtlara geçmiş ve Rus lider Putin’in göreve gelmesinden kısa bir süre sonra meydana gelmişti. Kaza bir diğer yönüyle Sovyetler Birliği’nin çökmesinin ardından ihmal edilen ve yeterince kaynak ayrılmayan Rus ordusunun teçhizat ve imkânlarına da dikkatleri çekmiştir.

Kursk kazasının da yaşandığı Barents Denizi’nde,Rusya’nın kara sularında deniz derinliği ölçme faaliyeti esnasında çıktığı belirtilen yangının, çıkış sebebi konusunda Rus yetkililer, ayrıntı paylaşmadan; bir gaz patlaması yaşandığını, yangının mürettebatın fedakârlığı sayesinde söndürülebildiğini ve 14 denizcinin hayatını kaybettiğini belirtip, olayı, Rus Donanması ve ordusu için “büyük bir kayıp” olarak nitelemiştir.

Kaza sonrasında, Norveç Radyasyon ve Nükleer Güvenlik Kurumu tarafından yapılan, “Rus denizaltı kazasının yaşandığı bölgede yüksek seviyede radyasyon gözlenmedi,şeklindeki açıklama meydana gelen gaz patlamasında nükleer sızıntı iddialarıda çürüttü. Bu açıklamadan sonra akla ilk gelen soru da haliyle şu oldu;

“Yangının çıkma sebebi nedir?”

Rusya Savunma Bakanı 4 Temmuz 2019 tarihindeyaptığı açıklamada, denizaltıdaki yangının çıkış yerini,pillerin bulunduğu batarya kuyusu olarak açıkladı. Her ne kadar nükleer denizaltı da olsa, bu tip denizaltılarda da konvansiyonel denizaltılarda olduğu gibi pil olur. Bu pillerin adedi ve cinsleri denizaltıların tiplerine göre değişiklik göstermektedir. Her bir pil 500 kg ağırlığında ve 100 kg elektrolit ihtiva eder. Örneğin; bir denizaltı suüstünde veya sualtında ilerlerken başka bir gemi ile çarpışırsa, tekne çarpma sonrası delinebilir ve bu nedenle basınçlı deniz suyu devrelerinde oluşacak hasar sonucu denizaltı dahiline basınçlı su girer ve pillerin olduğu batarya kuyuları da sualtında kalır. Batarya kuyularına giren deniz suyunun pillerdeki elektrolit ile tepkimeye girmesi sonucu “sarımsak kokulu Kloringazı açığa çıkar ve Klorin zehirleyici bir gazdır.

AS-12 Losharik’in kaza esnasındaki görevini, Barents Denizi’nde Rusya’nın kara sularında deniz derinliği ölçme faaliyeti olduğunu göz önüne alalım ve bu şekilde ilerleyelim; olayın, AS-12 Losharik’in deniztabanına yakın seyri veya deniz altındaki bir topuğa çarpma/sürtme olması değerlendirildiğinde, denizaltının tekne kısmında oluşan bir delikten gemi içine basınçlı deniz suyunun dolması ile batarya kuyularındaki pillerde mevcut elektrolit gazının deniz suyuyla tepkimeyegirmesiyle açığa çıkan Klorin gazı ile 7 personelin zehirlenmesi ölüm nedeni olarak söylenebilir. Yangın için ise, deniz suyunun elektrik devrelerine vermiş olduğu zarar nedeniyle çıkmış olan bir elektrik yangını” olarak değerlendirilmelidir.

Rusya Savunma Bakanlığı’nın açıklamasında, denizaltının tipine ilişkin detay verilmedi ancak, Rus basınına göre denizaltı; nükleer enerjiyle çalışan AS-12 Losharik sını bir denizaltı.

AS-12 Losharik sınıfı denizaltı teknik özellikleri

Hizmete giriş yılı: 2010

Ağırlık (Deplasman): 1600 ton (Suüstünde), 2100 ton (Dalışta)

Harekât derinliği: 1000 metre (3300 Ft.)

Uzunluk​​: 70 metre

Genişlik​​: 7 metre

Sürat​​​: 15 kts (Ortalama)

Tahrik gücü​​: Nükleer Reaktör

Personel sayısı: 25

AS-12’nin takma adı, Sovyet dönemi bir çizgi film karakteri olan ve küçük kürelerden oluşan oyuncak at Losharik’ten geliyor. Denizaltı, Rusya’nın 2012 yılında Arktik deniz tabanında hak iddia etmesi ve burada egemenlik hakkının olduğunun kanıtlanmasınıamaçlayan bir araştırmada kullanılmıştı. Losharik’ingörüntüleri ilk olarak 2015 yılında, geminin Top Gear Russia için bir fotoğraf çekimi sırasında yakalandığındaortaya çıktı. Rus basınında yer alan bilgilere göre; en gelişmiş Rus denizaltısı olduğu, titanyum kürelerden oluşan iç gövde tasarımının onu mevcut denizaltıların inemediği yüksek basınçlı derinliklere ulaştırıyor. Bu özelliği sualtına; altyapı kurmasını, kurtarmayı incelemesini ya da okyanus tabanı boyunca özel işlemler yapabilmesini sağlıyor. Bu özel işlemler arasında, iletişim kablolarının haritalanması, kesilmesi ve onarılması da yer alıyor. AS-12 Losharik, Rusya Savunma Bakanlığı’nın Derin Deniz Araştırmaları Ana Müdürlüğü veya GUGI olarak bilinen Rus Donanması’nın “son derece gizli” özel birimine bağlıdır.

Sonuç olarak; 12 Ağustos 2000 ve 1 Temmuz 2019 tarihlerinde, Barents Denizi’nde Rusya’nın Kuzey Filosu’na ait iki denizaltıda yaşanan kazalar dünyanın ilgisini çekmeye devam etmektedir. Özellikle ABD’ninkıyı şeridine yakın bölgelerde okyanusta bulunan Rus denizaltılarının ve casus gemilerin son dönemde artan faaliyetlerinden dolayı endişe duyulduğu ABD’li ilgililerce dile getirilmektedir. Ayrıca; NATO yetkilileri tarafından AS-12 Losharik’in, Avrupa-ABD arasındaki kablo yollarını haritaladığı düşüncesinin ağır bastığı ve denizaltının faaliyetlerinin yakından takip edildiği belirtilmektedir. Rusya’nın askeri ve teknolojik etkinlikleri konusunda kapalı kutu politikasına devam etmesi ve özellikle de sahip olduğu denizaltıların teknolojik imkân ve kabiliyetlerini dünyadan sır gibi saklaması, 21’inci yüzyılda da denizaltıların gündemin ön sıralarında yer alacağına işarettir. Gelinen aşamada deniz boyutunda, önümüzdeki dönemde ABD ile Çin ve Rusya arasında yeni bir rekabet ve meydan okuma alanı olacağı apaçık görünmektedir. Arktik bölgesindeki askeri faaliyetlerin ivmeleneceği ve bölgedeki denizaltı faaliyetlerinde artış olacağı da aşikârdır. Bu nedenle son yaşanan hadiseye benzer vakaların gelecekte yaşanması sürpriz olmayacaktır.

Bunu Paylaşın