İflas da bulaşıcıdır

MDN İstanbul

Piyasaların rutin hareketi sarhoş birinin yürüyüşü gibidir. Sendeleyerek hareket eder, rastlantısal bir yürüyüştür. Piyasadaki sendeleme hareketi kazanma/risk iştahı ya da korkudan beslenir. Çok açık ki; yakın dönemde yaşanan düşüş hareketi korkunun sonucuydu. Yukarı çıkmak içinse kazanma/risk iştahının artması gerekiyor.

Covid-19 salgınının duyulmaya başlandığı ilk dönemde, ocak ayında, salgının sıcağa dirençli olmadığı dolayısıyla yazın sonlanacağı konuşuluyordu. Haliyle kimse ikinci dalga olabileceğini düşünmemişti. Genel kanaat; yılın ilk yarısında iktisadi aktivitenin zayıflayacağı, ikinci yarı da ise süratli bir toparlanma yaşanacağı yönündeydi. Örnekler de bunu destekliyordu. Deprem, sel, olağanüstü doğa olaylarında veyahut 2003 yılındaki SARS gibi felaketlerin ardından ekonomi çabuk bir şekilde toparlanmıştı. Çünkü hiçbirinin “ikinci dalgası” yaşanmadı. Günümüzdeyse ikinci dalganın olmayacağını söylemek iyi niyetli bir temenni haline geldi.

Peki, ikinci dalganın ekonomideki anlamı nedir?
Piyasaların rutin hareketi sarhoş bir adamın yürüyüşü gibidir. Sendeleyerek hareket eder, rastlantısal bir yürüyüştür. Piyasadaki sendeleme hareketi kazanma iştahı ya da korkudan beslenir.
Çok açık ki; yakın dönemde yaşanan düşüş hareketi korkunun sonucuydu. Dibi gören piyasanın gidebileceği tek yön vardır; yukarısı! Peki, yukarı çıktıktan sonra neler olabilir? (1) İkinci dalganın etkisiyle tekrar düşüşe geçebilir. (2) Veyahut yükselişe devam eder. (3) Eğer tırmanış kuvvetlenmeden ikinci dalga gelirse, dipte sürüklenmeye devam edebilir ta ki tekrar yükselişe geçene kadar… (4) Düşüş süratine kıyasla çok yavaş şekilde yukarı çıkar. Temel seçenekler bu dört tanesidir diyebiliriz. Seçeneklerin hangisinin gerçekleşeceğini ise zaman gösterecek. Bu sebeple birçok firma “bekle-gör” stratejisini benimsemiş şekilde likit pozisyonlarını korumak istiyor. Çünkü salgının bitiş zamanı belli olmadığı gibi ikinci dalga endişesi de gündemde.

Ne zaman?
Birçok bilim insanının “ikinci dalga olabilir” şeklindeki haykırışını görmezden gelebilirsek, ekonominin toparlanma sürecine girdiğini kabul edebiliriz. Ama bunu yapamıyoruz. Filyasyon takibi, daha yoğun test uygulaması salgını kontrol altına alabilir.
İlaç ve aşı ise oyunun kurallarını tamamen değiştirecektir. Ekonomilerde dipten dönüş yaratabilir. Dolayısıyla iki önemli sorunun cevaplanması gerekiyor. “Bu olasılıkların hangisi gerçekleşecek?” ikinci sorumuzsa “ne zaman?”
Zaman çok önemli zira tüm değerleme analizleri iki değişkene dayanır; faiz ve zaman. Faiz oranları uygun. Ne yazık ki zaman değişkeni bulanık bir sezgi ve varsayım bulutuna dayanılarak belirleniyor.
Bu durumda aklıma tek yol geliyor o da Nassim Nicholas Taleb’in “Antifragile” isimli kitabında yazdığı gibi; olacakları bilmiyorsan olabilecek tüm seçenekleri kapsayacak şekilde hareket etmelisin.

Covid-19 ertesi küreselleşme hangi yöne ilerleyecek?
Şuraya kadar bahsettiklerimiz salgının sönmesi durumunda ekonominin gidebileceği patikalara ilişkindi. Meselenin derinine indiğimizde çok daha dikkat çekici bir tema göze çarpıyor. Birçok yorumcu küreselleşme sürecinin tersine döneceğini savunuyor. Ülkelerin içlerine kapanacağını düşünüyor. Bu sert görüşlere katılmıyorum zira göreceli olarak küreselleşmenin üç bacağı vardır; ekonomik, politik, sosyo-kültürel.
Dünya ekonomisi zaten sirkteki ip cambazı gibi korku dolu bir yürüyüşte olduğundan Covid-19’un ekonomideki küreselleşme hareketini durdurması pek olası görülmüyor. Ülkelerin ekonomik ve ticaret yönünden bağları geçmişe kıyasen artıyor. En basit örnek ülkelerin birbirleriyle swap anlaşması kovalaması… Parasal ticaretin en güzel örneği değil mi? Eğer ülkeler birbirilerine olan borçların ödenmesine yardım etmezse iflaslar başlar. Unutmayın ki, iflas da Covid-19 gibi bulaşıcıdır. Peki, ithalat dursa enflasyon yükselmez mi? İhracat düşse işsizlik artmaz mı? Kısacası ekonomik küreselleşmenin sonlanması kolay değil.
Politik küreselleşme yavaşlayabilir. Örneğin hiçbir ülkenin göçmenlere eskisi kadar sıcak bakacağını sanmıyorum. Birçok yorumcuya göre bu yavaşlama terör eylemlerini de azaltacaktır.
Covid-19 ertesinde seyahatlerin ve sosyal hayatın eskisi gibi olmayacağı ortada. Dolayısıyla, süre sınırı belli olmasa dahi sosyo-kültürel küreselleşmenin azalacağı kanısındayım.
Burada yazılanlar yatırım tavsiyesi değildir.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın