Hüroğlu: Her tip gemiye ekipman sağlıyoruz

MDN İstanbul

Türkiye’nin önde gelen yerli denizcilik ekipmanları üreticisi Data Hidrolik’in Satış ve Pazarlama Direktörü Cem Hüroğlu, denizcilik sektörünün gelişimiyle ilgili değerlendirmelerde bulunarak firmanın hedefleri ve projeleri hakkında bilgiler verdi

1945 yılında İstanbul’da balıkçılık sektörüne çeşitli makine parçaları imal ederek işe başlayan firma, daha sonra mekanik kavramalar, çeşitli vinçler ve mekanik dümen sistemleri imalatına geçti. 1974 yılından itibaren hidrolik dümen sistemleri imalatına başlarken 1979 yılında artan faaliyetleri paralelinde ünvanını Data Hidrolik Makina Sanayi A.Ş. olarak değiştirdi ve aynı yıl elektrohidrolik dümen sistemleri, hidrolik/elektrikli zincir ırgatları ve halat ırgatları imalatına, 1995 yılında ise römorkör vinçleri ve yardımcı ekipmanları imalatına başladı.

Cem Hüroğlu Data Hidrolik’in, 2008 yılı mart ayından bu yana Tuzla İstanbul’daki 5.000 m2 kapalı ve 3.000 m2 açık alanlı yeni fabrika binasında imalat faaliyetine devam ettiklerini ifade etti. Yıllar içinde kurumsallaşmasını tamamlarken bir aile şirketi olma özelliğini de kaybetmediklerine dikkat çeken Hüroğlu “Üçüncü nesil olarak kardeşlerim, kuzenlerim ve ben hepimiz denizcilikle ilgili eğitimi alarak firma da çalışmaya başladık. Ancak temelleri 1945 yılında dedem Mehmet Hüroğlu tarafından firmamızın hedefi, ürünlerini dünya pazarında, rakipleri ile boy ölçüşebilecek kalitede ve uygun fiyatta ulaştırıp uluslararası bir marka haline gelmektir. Bu konuda son dönemde büyük mesafe kat ettik. Kurumsallaşma yolunda, iyi ürün ve iyi hizmet verirken amatör ruhu kaybetmemeye çalışan bir firmayız.

2015 yılı bizim için 2014’e göre daha az yoğunluklu geçti. Ancak burada 2014’ün bizim rekor sayıda teslimat yaptığımız çok verimli bir yıl olduğunu hatırlatmakta fayda var. 2014’ten 2015’e geçildiğinde tabii bir düşme söz konusu oldu ancak 2016’nın daha iyi bir yıl olacağını düşünüyoruz. Olması muhtemel işler, mevcut projeleri de düşündüğümüzde az çok tahmin edebiliyoruz. Piyasa o kadar çok dalgalanıyor ki işinizi neye göre küçültüp büyüteceğinizi bilemiyorsunuz ve hep temkinli gitmek zorunda kalıyorsunuz, fazla açılamıyorsunuz. Şu anda yüzde 60-70 kapasiteyle çalışıyoruz. Yurt içi veya yurt dışındaki müşterilere inşa edilen yatlar, gemiler, römorkörler, iş tekneleri hatta askeri projelerde dahil olmak üzere hemen hemen her alanda yer alıyoruz.

Yurt dışında 20’yi geçkin ülkede satış ve servis olarak temsilciliğimiz var. Buna ek olarak buradan fabrika servisimizi direkt yurt dışına yönlendirebiliyoruz. Şu an mevcut üretimimizin yüzde 40’ının ihracata yönelik olduğunu söyleyebilirim. Biz, bugüne kadar yeni ürünlerin imalatından ziyade elimizdekilerin daha gelişmiş versiyonlarını üretebilmek için dikeyde büyüyen bir firmayız ve bu şekilde yurt içinde çok ciddi bir pazar payına ulaştık.”

“Global marka olmayı hedefliyoruz”
Hidrolik dümen sistemleri ve güverte ekipmanları üretiminde önemli bir marka haline gelen Data’nın, ürünlerinde, müşteri ihtiyacına göre geliştirmeler ve düzenlemeler yaptığına dikkat çeken Hüroğlu “Uluslararası standartlarda çalışıyoruz ve ucuz bir marka değiliz, en kalitesiyiz, en iyi hizmeti veriyoruz” diyerek kaliteli üretimdeki iddialarının altını çizdi.

“Uzman ekibimizin sağladığı satış sonrası destek hizmetimiz ve yüksek kaliteli malzemeden oluşan ürünlerimiz bizim yurt içi ve yurt dışında en büyük avantajımız. Ürün tedariğimizi yerli firmalardan yapmaya özen gösteriyoruz. Türkiye’de üretimi olmayan küçük parçalar dışında ürünlerimiz tamamen yerli imalat. Neredeyse tüm gemi tiplerine yönelik ırgat ve dümen sistemlerimiz mevcut.

En yüksek ciroyu ilk göz ağrımız olan yat ekipmanları alanında sağlamaya devam ediyoruz. Yatlar için zincir ve halat  ırgatları imalatının getirileri oldukça fazla ve yılda 1500-1600 takım dümen sistemleri  imal ediyoruz. Bunların aşağı yukarı yüzde 55- 60’ını yurt dışına ihraç ediyoruz.  Zincir ve halat ırgatlarında yıllık imalat adedimiz 500’ün üzerinde, 700’lere çıktığı da oluyor.

Çeki kancalarındaki imalatımız senede 55-60 adet arasında ama römorkör vinçlerindeki adedimiz biraz daha düşük. Örneğin gemi dümen sistemlerinde krizden önce yılda 50-55 gemi dümeni imal ediyorduk.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın devam eden Milgem Projesinin neredeyse her gemisinde yer aldık. Milgem bu konuda önemli bir mihenk noktası oldu. Önümüzdeki dönemde yapılacak büyük askeri projelerde de yer almak için görüşmelerimiz devam ediyor. Bu konuda devletin yerli üretimi teşvik etmesi ve desteklemesi çok önemli.
Milgem Projesi ile başlayan askeri gemi imalatına yönelik projelerde, karakol botları, YTKB’ler, RMK’nın sahil güvenlik gemileri, ADİK çıkartma gemileri LCT’ler ve daha sonra İstanbul Tersanesi Denizaltı Kurtarma ile Kurtarma ve Yedekleme gemisi projeleri çalıştığımız en donanımlı işler arasındaydı.

ADİK’te yapılan LCT Projesi şu an Selah Tersanesi’nde yapılan  LDG Projesi bunların hepsinde çalışmakla birlikte yakın zamanda Milgem 3-4 projelerini de imzaladık.  Askeri projeler ticari projelere göre çok daha farklıdır. Ürünün özelliğinin haricinde, Deniz Kuvvetleri’nin teknik dökümantasyon ve satış sonrası çok ciddi istekleri oluyor. Bu alanda da kendimizi oldukça geliştirdik.

Bizim ürün verdiğimiz projeler, genel olarak servis sebebiyle limanda bekletilmeye müsait olmayan  projeler oluyor. Dolayısıyla biz, servis ve yedek parça konusunda oldukça hassasız. Kritik malzemelerde hep stok tutuyoruz ve özellikle son yıllarda bu ayağımızı da çok geliştirdik.”

“Armatörlerimiz yerli ürünlere destek vermeli”
Yerli armatörün Türk firmalarına daha fazla destek vermesini beklediklerini ifade eden Hüroğlu, yurt içi piyasadaki dalgalanmalardan yurt dışı ağını güçlendirerek çıkmayı hedeflediklerini belirtti.

“Maalesef yerli armatörümüz birkaç istisna dışında yabancı ürünleri daha çok seviyor. Norveçli bir armatör sipariş verdiğinde yüzde 95 hatta belki daha fazlası Norveç ürünlerini kullanımını talep ediyor. Yerli firmalarda ise bu oran oldukça düşük. Yerli ürünlerden daha kaliteli bulduğu için daha fazla para ödeyip, yabancı ürünleri kullanmayı tercih ediyorlar. Ancak bunun yedek parçada servis ayağı da var ve yabancı markalar bizim fiyatımızda yedek parça ve servis imkanı vermiyor. Biz  hem yurt içinde hem de yurt dışında pek çok noktada servis veriyoruz. Ek olarak bizim anlaşmalı olduğumuz bir İtalyan servis büromuz var ve bütün dünya üzerinde 7/24 bizim adımıza servis verebiliyor. Dolayısıyla bizim de ürün ve satış sonrası destek açısından yabancılardan hiç aşağıda kalır bir yanımız yok. Ama maalesef müşterilerimizdeki yabancı marka sevgisi bunun önüne geçiyor.

Bazı ülkeler, devlet politikası olarak korumacı bir yaklaşım sergiliyor yani yerli üretime teşvik var. Biz bunu en çok askeri projelerde bunu görebiliyoruz. Deniz kuvvetleri projelerinde yerli ürün kullanımına önem veriliyor ama ticari projelerde böyle bir hassasiyet söz konusu olamıyor.

Bu sebeplerden dolayı ihracatımızı artırmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Başta Almanya, İtalya ve Yunanistan olmak üzere denizcilikte gelişmiş ülkelere ihracat yapıyoruz. Son dönemde özellikle Romanya, Polonya, Rusya gibi ülkelerden önemli projeler geldi. Bunların dışında Bulgaristan, Yunanistan, İtalya, Fransa, Almanya, Hollanda, İngiltere gibi Avrupa’nın pek çok yerinde mevcut bayilerimiz var. Avrupa artık daha stabil bir pazar, çok fazla oynamıyor. Yakın Doğu veya Uzak Doğu ülkelerinde hareketlilik daha fazla oluyor. Bugün Dubai ile görüştüğümüz birkaç projeyle ilgili, düşük petrol fiyatları sebebiyle projelerin yavaşladığını görüyoruz. Hedefimiz ürünlerimizi daha fazla noktalara ulaştırmak, marka bilinirliğimizi artırmak ve yurtdışı ağımızı geliştirmek.

Gerek personel alt yapısı gerek makine ve  kalite kontrol olarak altyapımızı da geliştiriyoruz. Personel altyapısı olarak şu anda 98 -100 kişi civarlarındayız. Bunun da yaklaşık 28-29 kişisi beyaz yakalılardan oluşuyor. 70 kişinin biraz üstünde mavi yakalılar çalışmaktadır. Son zamanlarda yaptığımız en ciddi değişikliklerimizden biri de, fazla personelle iş yapmaktan ziyade daha teknolojik çalışıp daha az personelle aynı işi yapıp verimliliği artırmaya çalışmak oldu. Bununla bağlantılı olarak makine ve kalite kontrol kısmına oldukça ağırlık verdik. Ürünün ilk yapıldığında kullanılan malzemeyle devam etmiyoruz. Daha hızlı, daha ekonomik ve kullanışlı malzemeyi kullanarak, imalat tekniklerinde de güncellemeler yapıyoruz.”
Denizcilik idaresinden hammadde fiyatlaması ve personel istihdamı konusunda destek beklediklerini ifade eden Hüroğlu, devletin yerli üreticiyi desteklemesinin ülkenin faydasına olduğunu ifade etti.

“İdare’den maliyetlerin düşürülmesi konusunda yerli üreticiye yardım etmelerini bekliyoruz. Yurt dışı firmalarına baktığımızda maliyetleri oldukça düşük olduğu için epey avantajlılar. Eskiden bizim çok büyük fiyat avantajımız vardı, ancak son dönemde makas oldukça daraldı, oradaki maliyetler düştü bizde ise aynı kaldı. Bu konuda alınacak tedbirler yerli üretimi artıracaktır.

Devletin ürünün yapım aşaması, tasarımı, ürünleri yurt dışı pazarına sunma, yurt dışında ofis açma, dergilere ilan verme gibi pek çok konuda desteği oluyor. Biz de uygun olduğu  sürece bunlardan faydalanmaya çalışıyoruz.

Onun haricinde maliyetlerimizi aşağı çekmemiz konusunda pek destek göremiyoruz. Hammadde ve işçilikle ilgili konularda düzenlemelerin büyük faydası olabilir. Devletin birçok yerde teşviği var ama esas imal ederken, ham madde kullanımında, personel istihdamında destekleri maalesef yok.”

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın