Hürmüz Boğazı gerilimi navlun piyasasını tehdit ediyor

MDN Editör
  • |

Son dönemde İsrail ile İran arasında tırmanan gerginlik, küresel tedarik zincirlerini ve okyanus konteyner taşımacılığını doğrudan etkileyecek yeni bir risk faktörü olarak öne çıkıyor. Jeopolitik tansiyonun deniz yolları üzerindeki potansiyel etkileri, özellikle Hürmüz Boğazı çevresinde faaliyet gösteren ticaret filosu için endişe yaratıyor.

Xeneta Baş Analisti Peter Sand, yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmesinde, Hürmüz Boğazı’nın kapanmasının küresel deniz ticaretini yeniden şekillendirebileceğini belirtiyor. Sand’a göre, bu stratejik geçidin kapanması hâlinde, Uzak Doğu ile Hint Alt Kıtası arasındaki taşımacılıkta Hindistan Batı Kıyısı limanlarına olan bağımlılık artacak. Bu da kaçınılmaz olarak güzergâhların yeniden düzenlenmesini, limanlarda yoğunluğu ve navlun ücretlerinde keskin bir yükselişi beraberinde getirecek. Ayrıca, taşıyıcı firmaların bu rotalarda güvenlik kaynaklı ek ücret taleplerinde bulunması bekleniyor.

Bölgede yaşanan gerilim, aynı zamanda konteyner gemilerinin Kızıldeniz’e dönüş olasılığını da zayıflatıyor. Yemenli Husi milislerin denizcilik faaliyetlerine yönelik tehditleri, Kızıldeniz’in güvenliğini hâlen tartışmalı hâle getiriyor. Sand, bu durumun yaklaşık 18 aydır devam ettiğini ve navlun piyasasını ciddi şekilde etkilemeye devam ettiğini vurguluyor.

Verilere göre, 1 Aralık 2023 tarihinden bu yana, Uzak Doğu’dan Kuzey Avrupa’ya olan ortalama spot navlun fiyatlarında yüzde altmış iki oranında artış yaşanmış durumda. Aynı dönemde, Uzak Doğu ile ABD Doğu Kıyısı arasındaki navlun ücretleri ise yüzde yüz altmış beş oranında yükseldi.

Bu gelişmeler, deniz taşımacılığının yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir konu olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Önümüzdeki süreçte bölgedeki gelişmelerin seyri, küresel lojistik ve enerji piyasaları açısından belirleyici olmaya devam edecek.

Bunu Paylaşın