‘Hms Ocean’ hafif uçak gemisine Türkiye’nin ilgisi

MDN İstanbul

İngiltere’nin 2018 yılı Mart ayında hizmet dışına çıkartmayı planladığı HMS OCEAN hafif uçak gemisine Türkiye’nin talip olduğuna ilişkin haberler kasım ayı ortalarında yerli ve yabancı basında yer aldı. Aynı tarihlerde, Deniz Kuvvetlerimizin planlı tatbikatlarından biri olarak icra edilen Doğu Akdeniz-2017 Davet Tatbikatı’na katılan OCEAN, Aksaz Deniz Üssü’ne bir liman ziyaretinde de bulundu.

Türkiye’nin bu gemiye olan ilgisi İngiltere Savunma Bakanlığı tarafından da doğrulandı. Ancak, Türkiye’den önce gemiye ilk talip olan ülke Brezilya’dır. Basında yer alan haberlere göre gemi için yaklaşık 80 milyon pound’luk bir satış fiyatı belirlenmiştir ve Brezilya tarafından konuya ilişkin devam ettirilen resmi temaslar hayli ileri bir aşamaya gelmiştir.

Tabii ki askeri gemilerin satışlarında veya transferlerinde ilk talip olan, en çok parayı veren gibi kriterlerden ziyade politik mülahazaların rol oynadığını da dikkate almak gerekir.

Muhtemeldir ki Deniz Kuvvetlerimizin OCEAN’a olan ilgisi TCG ANADOLU’nun planlı hizmete giriş tarihi olan 2021 yılına kadar bu sınıf bir gemiyle icra edilebilecek her türlü göreve personel, eğitim, harekat ve lojistik olarak hazır olmak ve elde edilecek tecrübelere istinaden TCG ANADOLU’yu daha etkin kullanabilmektir.

Bu kapsamda Deniz Kuvvetlerimizin dikkate almış olduğunu değerlendirdiğim diğer bir konu da bölgemizde ve dünyada son derece süratli değişen jeo-politik gelişmelerin gerektirebileceği askeri güç kullanım seçeneklerinden birisi olan “kuvvet aktarımı” imkânına bir an önce sahip olmaktır. Bu husus Somali ve Katar’da mevcut üslerimizde dikkate alındığında daha da önem arz etmektedir.

OCEAN’nın Türkiye’ye transferinin gerçekleşmesi durumunda yukarıda belirtilen hususlar kapsamında bu geminin bir geçiş dönemi gemisi olarak Deniz Kuvvetleri’mize fayda sağlayacağı muhakkaktır. Hatta işletim ve idame maliyetleri dikkate alınarak TCG ANADOLU’nun kardeş gemisi hizmete girene kadar görev yapması hususu da değerlendirilebilir.

Ancak, OCEAN ile ilgili bazı konuları da gözden kaçırmamak gerekir.

OCEAN’ın yapımına Balkanlar’daki krizin tırmandığı bir ortamda zorunlu kalınarak karar verilmiştir. Bütçe kısıtları geminin yapımında önemli rol oynamıştır. OCEAN, normalde sivil bahriyeye gemi yapan bir tersanede, 1994 yılında kızağa konularak ticari standartlarda inşa edilmiştir. 203 metre boyunda ve 21 bin tonluk bu gemi 1,5 yıl gibi kısa bir sürede denize indirilmiştir. Daha sonra gerekli askeri ekipman ile donatılarak 1998 yılında hizmete girmiştir. Geminin maliyeti de bu nedenle düşük olmuştur (154 milyon pound). Belki de 2013-14 yıllarında 15 ay süren, yaklaşık 65 milyon pound’luk detaylı bir modernizasyona tabii tutulması da bu nedenledir.

Geminin bu kadar maliyetli bir modernizasyondan sonra ve genç yaşta hizmet dışına çıkartılmasının nedeni savunma bütçesindeki kısıtlamalar olarak beyan edilmektedir.  İngiltere Kraliyet donanmasında hâlihazırda mevcut 2 adet amfibi hücum gemisi (Albion sınıfı) ve 7 Aralık 2017 tarihi itibarıyla hizmete giren HMS QUEEN ELIZABETH uçak gemisi dikkate alındığında, savunma harcamalarının kısıtlanması kapsamında OCEAN’ın hizmet dışına çıkartılmasına karar verilmesi gayet doğaldır. Bununla birlikte Kraliyet donanmasının üzerindeki görev yükü dikkate alındığında donanma sancak gemisi görevini yapmış bu geminin hizmet dışına çıkartılmasında erteleme olabileceği ihtimali de dikkate alınmalıdır.

Bu noktada şu husus akla gelmektedir: 2014 yılında hizmet dışı bırakılan HMS ILLUSTRIOUS uçak gemisi ne tesadüftür ki 2016 yılının Aralık ayında İzmir Aliağa’ya getirilmiş ve sökülmüştür.

Geç başvurumuz nedeniyle geminin Brezilya’ya verilme veya geç hizmet dışı bırakılma ihtimalleri düşünüldüğünde, insanın içinden, daha eski olsa bile en az OCEAN kadar etkin görev yapabilecek ILLUSTRIOUS’a keşke zamanında talip olunsaydı diye geçiyor.

Dikkate alınması gereken diğer bir konu ise temel prensiplerin aynı olmasına rağmen İngiliz gemilerinde kullanılan silah ve sistemlerin genelde bizim donanmamızın alışık olduğundan farklı olmasıdır. Bu farklılık NATO standartları dikkate alındığında personelin harekat eğitimi açısından çok büyük bir sorun yaratmayacaktır, ancak teknik eğitim ve yedek parça anlamında çıkabilecek sorunlar ve bunların çözümü ile idame hususları daha fazla önem arz edecektir.

Son olarak konuyu ilginç bir tarihi tesadüfü sizlerle kısaca paylaşarak bitirmek istiyorum. Malumunuz Osmanlı Devleti I.Dünya Savaşı öncesinde İngiltere’ye 2 adet savaş gemisi sipariş eder (ilave gemi siparişleri de vardır, burada detaya girilmemiştir), paralarını da peşin olarak öder, ancak Almanya’nın yanında savaşa girilmesi nedeniyle bu gemiler verilmez ve paraları da geri iade edilmez. Bu gemilerimizin adları “Sultan Osman” ve “Reşadiye”dir.

Esasında “Sultan Osman”, Brezilya için inşa edilen, parasının bir kısmı ödenerek adı “Rio de Jenerio” olarak konulan ancak sonradan alımından vazgeçilen dretnot sınıfı bir gemidir. Bu gemi ne Brezilya’ya ne de Osmanlı’ya yar olmuş, HMS Agincourt olarak İngiliz Kraliyet donanmasına hizmet etmiştir.

Neyse, temenni ederiz ki, tarih tekerrür etmez ve Deniz Kuvvetlerimizin OCEAN’a olan ilgisi müttefiklik esasları çerçevesinde olumlu karşılık bulur.

Bunu Paylaşın