‘Hedefim bir Türk DP Eğitmeni yetiştirmek’

MDN MEDIA

Türkiye’nin son yıllarda Karadeniz, Akdeniz ve Ege’de doğalgaz arama ve çıkarma çalışmalarının yoğunlaşması ve TPAO filosuna sondaj gemileri eklemesi sonrası denizcilerimizin offshore alanındaki yeterliklerinin artırılması bir ihtiyaç haline geldi. Bu anlamda Türkiye’de özel olarak Dynamic Positioning (DP) eğitimi veren ve Türkiye’nin Nautical Institute ile DNV sertifikalı ilk eğitim merkezi olan Lerus Türkiye’nin Genel Müdürü Ali Cem Kuzu ve şirketin kurucusu Ruslan Gromovenko ile bir röportaj gerçekleştirdik

Türk denizcilerin eğitim seviyelerini nasıl görüyorsunuz?

Ruslan Gromovenko: Türk denizcilerin eğitim seviyelerinden ziyade İngilizce seviyelerine değinmek istiyorum. Oldukça yetersiz. Bizim işimizde ileri seviyede İngilizce konuşmak gerekiyor. Dünyanın neresinden olursanız olun bu durum aynı. Türk denizcileri henüz o seviyede değiller. Türk denizcilerin en büyük problemi İngilizce. Azerbaycan Türkleri ise bu konuda oldukça yetkinler.

Bu konuda denizcilerden önce şirketlerin bir adım atması gerekiyor. Çalışanlarına gerekli eğitimleri vermeleri ve bu konuyu bir gereklilik haline getirmeleri gerekiyor. İngilizceye tamamıyla hâkim olmadan offshore gibi spesifik uzmanlık gerektiren alanlarda eğitime başlamanın dahi anlamı yok.

Ancak, bu konuyu şirketler çok önemsemez çünkü onlar İngilizce bilen birisine ihtiyaç duymadıkça bunun üstüne yoğunlaşmaz. Bu nedenle kişiler kendi gelişimleri ve iş imkânlarının genişliği için bu konuya yoğunlaşmalı. Biz 10 senedir Türk denizcilere eğitim veriyoruz. Ben ileri seviye İngilizce konuşanların henüz Türkiye’de çalıştığını görmedim. Bunların yanı sıra aynı işi yapan iki kaptandan İngilizce konuşabilenin maaşı konuşamayana göre iki kat fazla oluyor. Bu nedenle şirketlerden ziyade kişilerin bu işlere özellikle yönelmesi gerekiyor.

Offshore ve DP konusunda ülkemiz hangi seviyede?

Çok düşük. Henüz başlangıç noktasındasınız. Şu anda bu işi geliştirme ve öğrenme aşamasındasınız. 

Tabii ki geliştirilecektir. Şu anda bu gemileri uluslararası şirketler işletiyor. Eğer basitçe gemi personellerine bakarsanız çalışanların yüzde70-80’inin yabancı uyruklu olduklarını görürsünüz. Bu tür gemilerin her şeyini tamamen yerli bir biçimde idare edebilecek seviyeye gelmek uzun bir yolculuk gerektiriyor. Benim gördüğüm pek çok denizci bu gemilerin ne olduklarını ve nasıl çalıştıklarını bilmiyor ve anlamıyor. Bunun da en büyük sebebi tabii ki İngilizce yetersizliği. 

İngilizcelerini geliştirmek bu ve benzeri eğitimleri global çapta alabilmelerini, dolayısıyla seviyelerini geliştirmelerini, işlerinde yükselmelerini ve kazançlarının artmasını sağlayacak. Nihayetinde kendilerine ve ailelerini daha iyi bir yaşam imkânı sunabilecekler. 

Türk denizcilerin deniz güvenliği konusundaki bilgi birikimini nasıl buluyorsunuz?

Oldukça iyi. Çünkü kuru yük ve tanker taşımacılığı oldukça yaygın ve bu gemilerin doğal olarak getirdiği kurallar nedeniyle Türk denizcilerin denizde güvenlik bilgileri oldukça iyi durumda. 

Simülasyon eğitimlerini nasıl değerlendirirsiniz? 

Denizcilik üzerine istediğiniz eğitimi alın gemiye başladığınız zaman en başa dönersiniz. Denizcilikte uzmanlığı sahada geçirdiğiniz süre belirler. Simülasyonlar sizi gerçek hayata hazırlar ancak burada yaptığınız hatalar sadece hata olarak kalır. Gerçek hayatta bir hata yaptığınızda ise bu milyonlarca dolarlık zarara yol açabilir ya da daha büyük felaketlere neden olabilir. 

Üniversiteler ile özel kursların arasındaki farklar nelerdir?

Üniversitelerde denizcilikle ilgili genel prosedürleri öğrenirler. Ancak petrol ve gazla ilgili bir şey öğrenemezler. Bu kurslarda bunları öğrenip kendilerine bir uzmanlık sağlayabilirler. Petrol ve gaz gemileri özelinde her bir geminin spesifik özellikleri ve spesifik güvenlik prosedürleri vardır. Bunlar için de spesifik kurslar almak gerekir. 

Denizciler dijitalleşme süreçlerine nasıl adapte olmalı?

Yaşınız ne kadar genç ise dijitalleşmeye o kadar kolay adapte olabilirsiniz. Yaş olarak daha büyük olan insanlar için ise bu durum bir problem haline gelebiliyor. Siz kendi ofisinizde kâğıt kullanmaya devam edebilirsiniz ancak şirketler ve dünya dijitalleşmeye geçiyor. 

Bu işbirliğinde süreç nasıl başladı?

Ali Cem Kuzu: Nautical Institute dediğimiz Dynamic Positioning (DP) ya da Dinamik Konumlandırma olarak adlandırılan gemilerde çalışan personelin yetkili merkezin yani denizcilik için IMO ne ise denizciliğin tüm eğitimleri, inovasyonları nasıl IMO tarafından denetlenip yetkilendiriliyor ise DP ve Dinamik Konumlandırma gemileri daha doğrusu Dinamik Konumlandırma Sistemi olan gemiler Nautical Institute tarafından takip ediliyor. Yani Nautical Institute için DP’nin IMO’su diyebilirim. Kuralları ve standartları var. Hem akreditasyon hem eğitmen standartları var. Standartlara ulaşabilmek için ciddi bir know-how gerekiyor. Türkiye olarak bizim konuya dair bir geçmişimiz, bir tecrübemiz olmadığı için mecburen yabancı bir partner ile ilerlememiz gerekiyor. Nitekim Türk bir DP trainer da yok. Çünkü bu sektöre yeni ihtiyacımız oldu. Sismik ve sondaj gemilerimiz alınınca dediler ki, “Denizciliğin içinde aslında böyle de bir sektör var.” Offshore ve enerji konularında ülke olarak biz daha önce ihtiyaç olmadığı için ilerleyememiş durumdayız ve know-how da oluşmamış durumdaydı. Biz birkaç temas kurduk. Tabii ki Ukrayna’daki savaşın da etkisi oldu buraya gelmelerinde. Yani oradaki düzeni bozup buraya yatırım olmayabilirdi.  Lerus firması da altmış senedir bu işin içinde ve işleri çok iyi biliyorlar. Singapur, Malezya, Endonezya, Romanya, Bulgaristan, Ukrayna’da kurdukları eğitim merkezleri var. Lerus için bu sektörde eğitim alanındaki en etkili teşebbüs diyebilirim. 

Bu eğitim merkezi dört duvardı. Burayı inşa sürecinde; o iki ay boyunca günde belki 4-5 saat uyumuşumdur, uyumamışımdır. Bir de tek başımaydım.  Ekipmanlarımızın bir kısmını kamyonlardan alıp birlikte taşıdık. Benim de ilgi alanımdı, amacımdı da; “Bu ülkede de bu olsun. Türk denizciler yurtdışına gitmek zorunda kalmasın. Bu imkânı burada da sağlayabiliriz” düşüncesiyle bir yola çıktık. İyi ki bu sektörün en iyisine denk geldik.  

Ne kadar süre boyunca düşündünüz ve hayata geçirmeniz ne kadar sürdü? 

Üç yıllık bir geçmişi var. İlk olarak Barbaros Hayrettin Paşa ile başladı. Orada benim bir arkadaşım çalışıyordu. İkinci kaptandı. Personeller Norveçlilerden oluşuyordu. Neden Türk personel yok diye düşündüm. Aslında baktığınız zaman ondan öncesinde IMO da bile, IMO’nun STCW konvansiyonunda bile DP ile ilgili bir tanımlama yapılmamıştı. Çünkü bu iki main body gibi olmuş: IMO ve Nautical Institute. 

Denizciliğin ilk eğitim yılında temel meslek derslerinde gemicilik var. Gemiciliğin eğitim programında gemi türlerinin tamamından bahsedilir. Tankerdir, kuru yüktür, Ro-Ro’dur, tankeri ayırır, gaz tankeri, kimyasal-petrol ve bunların içinde STCW’de belgelendirme yapılır. Tanıtımları ve ileri sertifikaları vardır. DP ile ilgili gemilerden önce bu niye bizim ilgi alanımıza girmedi diye baktığımızda bir tanıtımının olmadığını görüyoruz. Bu yıllardır var. Biz geç tanıştık. Geçen hafta Nautical Institute akreditasyonunu aldık.  Uluslararası eğitim verebiliyoruz şu an. Eğitimcilerin tamamı yurtdışından. Çünkü öyle bir Türk yok. Son hedefim bu konuyla ilgili bir de Türk eğitici yetiştirmek. Ben (PRÜ) Üniversite’deyken birkaç öğrencimi DP’ye yönlendirmiştim. Onların DP operatör olarak tamamlamaları gereken bir hizmet süresi var. Onu tamamladıktan sonra Nautical Institute’nun trainer standartlarına ulaşması için alması gereken bir eğitim var. Eğitim haricinde geçirmesi gereken başka bir süre var.  Onun standartları başka bir boyut. Dolayısıyla normal bir eğitimci ya da gemi kaptanı DP için bir anlam ifade etmiyor. Offshore başka bir yeterlik gerektirir. Şimdi ben DP trainer olmak istesem buraları bırakıp DP sistemi olan bir gemide en az beş sene bulunmam gerekiyor. Bir Türk eğitmen de bir ile başlar, iki olur, üç olur. Daha sonra zaten yürür. 

Offshore veya doğalgaz keşif gemilerinde Türk personellerinin artması için nasıl eğitimler alınması gerekiyor? 

Bu üniversitede veya örgün eğitim yapan herhangi bir yerde olabilecek bir şey değil. Dünyanın her yerinde bunun eğitim durumları var. Burada mesela saatlerine, konularına, senaryolarına kadar bellidir. Beş günlük bir eğitimdir bu. Bunu biz belirlemiyoruz veya ulusal bir şey değil bu. Uluslararası belirlenmiş eğitim kriterleri var. Eğitimin yapılacağı alandan eğitmenin standartlarına kadar yani şuradaki metrekareye kadar akreditasyon, denetleme standartları var ve her yıl güncelleniyor bu.  Demek istediğim şu an; biz akreditasyonu geçen hafta aldık. On beş gün önce başlamıştık eğitimlere. Çünkü Lerus’u ve hazır olduklarını biliyorlar. “Siz başlayın sertifika verebilirsiniz. Denetlemeleri geçtiğiniz takdirde geçerli sayılacaktır. Zaten sizin hazırlığınız bu yönde biliyoruz.” demişlerdi. Biz ona istinaden başladık. O da Lerus’un, Ruslan’ın bir artısı. Dolayısıyla biz şu anda bebek gibiyiz diyebiliriz. Ben detayları öğrenme aşamasındayım. Bu bir süreç ve bir, iki yılda öğrenilecek bir şey değil. 

Eğitimler Offshore odaklı mı olacak sadece? 

Enerji çalışmalarının her alanında eğitim vereceğiz. Şu an tik koyarak ilerliyoruz. Nautical Institute sertifikasını geçen hafta aldık. DNV sertifikası dün (24 Şubat) alındı. Şu an onun sınavını ve sertifikalandırmasını yapmakla yetkilendirildik. Bu da Türkiye’de bir ilk. İhtiyaç mı? Evet çok büyük bir ihtiyaç. Eksik mi kalmışız? Evet. Niye? Soru işareti. “İhtiyacımız olmamış demek ki” diyorum ama dünyaya açılacaksak bu alanda da birilerinin yetiştirilmiş olması gerekiyordu. Duymayınca bilmeyince araştıramıyorsun. Araştıramayınca da ilerleyemiyorsun. Şu an o aşamaları geçtik. 

DP’de çok daha kalifiye olması gerekiyor değil mi? 

Tabii ki, denizcilikle ilgili standartları tamamlamış olacak zaten ve çoğu tanker türü gemilerde tanker personeli daha donanımlı oluyor. Donanımlıdan kastım kendi gemi türleri daha tehlikeli olduğu için… Orada da OCIMF var IMO’nun standartları karşılanıyor ama OCIMF, “Benim de farklı beklentilerim var. Bunu da sağlamak zorundasın” diyor. Buraya enerji taşımacılığındaki aktörler üye. Orada “Ben IMO standartlarına uygunum. Ben tankerimi böyle işleteceğim” diyebilir misin? Diyemezsin. “Çünkü kimin yükünü taşıyacaksın? Benim yükümü taşıyacaksan ekstra bunları da istiyorum” diyor. Şimdi genelde de DP için tanker tecrübesi olanları en azından Türkiye’de seçebiliyorlar. Böyle bir zorunluluk yok ama tanker tecrübesi olanların standartları daha yüksek olduğu için tercih ediliyorlar. Türkiye’de tankerdekiler biraz daha dikkatli oluyorlar kurallara. Olmak zorunda kalıyorlar denetleme sıklığından dolayı. 

Buradan eğitim almaları gerekiyor ilk olarak değil mi? 

Tabii ki, burada yoksa Azerbaycan’da var. Yani yurtdışında var. Olay bu zaten. Burada DP’nin temellerini tamamladıktan sonra dışarıyla bağlantılarının kurulması, bu sektörde bütün dünyaya kapıların açılması. 

Türk gemi insanlarının da bilinmesini ve tercih edilmesini mi istiyorsunuz artık? 

Tabii ki. Bizim denizcilerimiz, denizciliğin her alanında yetkin olacak bir şekilde yetişiyor.

Öğrencilerden geri dönüşler nasıl? Eğitimi yeterli görüyorlar mı?

Elbette, devamlı konuşuyoruz. Giderek artıyor Türk sayıları. Mesela bizim sondaj gemileri. İki kaptan var. Bizim Türk bayraklı gemilerimiz hâliyle. Türk bayraklı gemilerde sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları çalışabilir iki ülke arasında anlaşma yok ise. Yabancı ehliyetli kaptanların bir limiti var. Türk kaptan yerel yeterliği sağlıyor ama asıl işi yabancı kaptan biliyor ama şimdi giderek biz bunu kırmaya başlıyoruz. İleri DP Eğitimleri alan kaptanlarımızdan da bunu öğrenebilirsiniz. 

Kıyı Ege bölgemizde rüzgâr türbinleri yapılmasına yönelik eğitimler verilmesini düşünüyor musunuz?

Evet düşünüyoruz. Türkiye’de olmayıp da dünyada olan ne var ise hepsini getireceğiz. İlk hedef olarak bir ofis kiraladık. Helikopter platformları da olacak. Bu eğitimlere de başlayacağız haziran ayında. 

Okuldaki eğitimlerle buradaki eğitimin farkından bahseder misiniz? 

Üniversiteler, yüksek okullar neye tabi? STCW Konvansiyonuna ve Ulaştırma Bakanlığı’nın Kılavuz Kaptanları ve Gemi Adamları Sınav Yönergesi’ne. O yönerge de STCW’yi önüne alır. Dolayısıyla bu zaten STCW’nin içinde olmaya ekstrem, daha doğrusu niş bir konu olduğu için üniversitelerde bir profesyonel gerektiriyor. Bu iş akademisyenlikten ziyade mesleki profesyonel girişim istiyor. Bu eğitim şunu istiyor: En az şu gemi türünde bu kadar hizmet vereceksin. Bunları bunları yapacaksın. Ondan sonra bu eğitimi verebilirsin. Akademik bir konu değil. Araştırmalar yapılması konusunda akademik bir konu olur. Bu eğitimler tamamen operasyon eğitimi. 

Peki sektörden gelen eğitmenler ile akademisyen eğitmenler nasıl dengelenmeli? 

Akademisyen denizci eksiğimiz var zaten. Akademisyen denizciden de kastımız şu değil; denizcilik fakültesini bitirdi. Bitirir bitirmez yüksek lisansa başladı. Bu denizcilik eğitimi için bir anlam ifade etmiyor. Çünkü bu mesleğin özü tecrübe aktarımı. Bu, dünyanın her yerinde böyle. IMO model 6.0.9 var. IMO model 6.10 eğiticilerin eğitimi ya da simülatör eğiticilerin eğitimi. Formasyon gibi düşünebilirsiniz. Bizim kendi Bakanlığımızın da denizci eğitimci standartları var denizci eğitimci belgesi alması için. Üniversiteden mezun oldun, sınavdan yeterliği aldın. Doktoraya da başlarsan denizci eğitimci olabiliyorsun ya da en az ikinci kaptan yeterliğinde veriyorlar. Birkaç opsiyonu var. Ama şimdi bakıyorsunuz maaşlar çok farklı. Gemi kaptanları da biraz idealist olmalı. Bu işi sevmeleri gerekiyor. 

Türkiye’de DP eğitimi almak ne gibi kolaylıklar sağladı?

Kaptan Serkan Poslu: Lerus’un İstanbul’da açılması bizim için çok büyük bir avantaj oldu. Yurtdışından bu eğitimi alırken iletişim problemleri yaşıyorduk. Burada ofis açılınca bizim için işler kolaylaştı. Türkiye’nin de bu alanda yatırımlarının artması sonrası bu alanda bir ihtiyaç da doğdu.

Bu eğitimi kimler alabilir?

STCW sertifikası olan herkes DP eğitimi alabilir. 

Eğitimi nasıl değerlendirirsiniz?

Kaptan Muhammed Burak Aktaş: Daha önceki kursumu Azerbaycan’da almıştım. Kurs buraya açılınca tabii ki her şey bizim için oldukça kolaylaştı. Eğitimler çok iyi. İşinde uzman kişiler ve oldukça akıcı bir İngilizce konuşuluyor. Buranın Türk denizciliğine çok şey katacağını düşünüyorum. 

Yılların kaptanıyım ama sanki bambaşka bir sektöre girmiş gibiyim. Gaz teknolojilerini öğreniyorum. 

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın