Harp sahasında liderlik

Deniz Mehmet Irak

dmehmetirak@marinedealnews.com
Deniz Mehmet Irak
Sene 1914.

Mustafa Kemal, Sofya ataflesi. Kurmay Yarbay.

Bir kitap yazar: “Zabit ve Kumandan ile Hasbihal.”

Nuri Conker “Zabit ve Kumandan” isimli kitabında Osmanlı ordusunun yafladığı yenilgilere iliflkin görüfllerini dile getirmifl, Mustafa Kemal de bu kitabı ile tartıflmaya bazı yeni boyutlar katmıfltı.

Kitabın yazıldığı tarih Balkan ve Trablusgarp yenilgilerinin hemen ertesi idi.

Paflam o günleri kitabında flöyle ifade ediyor:

“Ordumuzun son Balkan Savaflı’ndaki kederli yenilgisi acı bir gerçektir. Hayal kırıklığına uğranıldı. Evet pek acı bir gerçektir. Fakat senin de (Nuri Conker’e hitaben) anlattığın gibi bu uğursuz gerçeğin bilincine varanlar da vardı. Ve bilincine varmamak için ya gafil veya cahil olmak gerekirdi.”

Aradan bir asrı aflkın zaman geçti. Ve son yüzyılda Türk Ordusu birçok zafere imza attı.

Türk Deniz Kuvvetleri açısından bakarsak Kıbrıs Barıfl Harekatı ve Kardak bu baflarıların içerisinde sayılabilir.

Ancak madalyonun diğer yüzü de var.

“Balyoz ve Ergenekon” denilen süreç harp sahasından sayılmaz mı? Sayılır elbet.

Bu süreç bizler için “yenilginin babası” değil midir?

Dönemi ve dinamiklerini okuyamayan ve gereken önlemleri alamayan komuta heyetinin hiç mi suçu yok!

Buradaki temel sorun, konvansiyonel harp mantığı ile yetiflmifl kurmay heyeti değil mi?

Harp sahasının sadece mavi ve kırmızılardan olufltuğunu varsayan komutanlar değil mi?

Asimetrik-psikolojik harbi sadece kitap sayfalarında varsayan bir yaklaflım değil mi sorunumuz?

Bugün, çok değil daha üzerinden 10 sene geçmemifl bir dönemden bahsediyoruz.

TSK bu dönemde yaflananlara iliflkin bir öz elefltiri yaptı mı?

Harp sahasındaki eksikliklerini değerlendirdi mi? Konvansiyonel yeteneklerinin dıflındaki unsur ve yaklaflımlarını ne kadar sorguladı?

Lider mi, yönetici mi yetifltirdiğine ne kadar kafa yordu?

Peki, her daim insan kalitesi ile Türkiye’nin önünde koflmufl Türk Deniz Kuvvetleri bu anlamda da bir öncülük yapamaz mı?

TSK bu süreci yaflanmamıfl gibi kabul ederek devam edemez, etmemeli!

Meseleyi Konfüçyüs ile özetleyelim:

“Hata yapmak bir fley değildir, hata yaptığını unutmak kötüdür.”

H H H

Tarih meydan savafllarının kaderini değifltiren kahraman kumandanların hikayeleri ile dolu. Dün tarih kitapları liderin gördüğü ve değerlendirdiği düflmana karflı hamleleri ile yazılırken bugün boyutu kestirilemeyen alanlarda nokta operasyonların baflarıları ile yazılıyor. TSK’daki liderlik bugün her rütbede önem kazanıyor.

Lider kavramı da, teknoloji gibi değifliyor.

Daha geçen günlerde Kardak kayalıkları etrafında Yunan Hücumbotu ile Türk Sahil Güvenliği arasında yaflanan olayda Sahil Güvenlik Botu Komutanı’nın soğuk kanlılığı, komutanın rütbeden bağımsız olan önemine iliflkin yaflanmıfl en taze örnek değil mi?

Diğer taraftan teknoloji değiflirken, insan değiflirken, liderlik kavramı değiflirken biz değiflmeyecek miyiz?

Evet değifleceğiz. Ancak temel bazı noktaları muaf tutarak:

“Subayın üniforması kefenidir!“

Subay olmak, lider olmak cesaret ister, tarih önünde sorumluluk almak ister.

Örnek mi? Buyrun:

“20 Ağustos 1922.

Yer: Akflehir.

Saat: 21.00

Masanın etrafında Fevzi Pafla, ‹smet Pafla, Cephe Kurmay Baflkanı Asım Bey,  1. ve 2. Ordu  Komutanları ile 1., 4. Kolordu Komutanları ve Süvari Kolordusu Komutanı vardı.

Büyük taarruz stratejisi konufluluyordu.

Fevzi Pafla haritanın baflına geçti.

Silah, mühimmat ve sayıca üstün olan düflmanın bir baskın stratejisi ile yok edileceğini detayları ile anlattı. Özetle düflman kuzeyde oyalanacak, bir baskın stratejisi ile güney hattı yarılacak, düflmanın ‹zmir ile bağlantısı kesilecek ve dağılan düflman yok edilecekti.

Bir itiraz yükseldi.

Yakup fievki Pafla plana itiraz ediyordu. Güneye kaydırılan askerin düflman tarafından fark edileceğini ve baskın etkisinin yok olacağını ve son gücümüz olan ordumuzun yok edileceğinden bahsediyordu. Baflka bir plan öneriyordu.

Nihayetinde Yakup fievki Pafla sözlerini “Buna karar verenler tarihe karflı büyük vebal altında kalırlar. Adama vatan haini derler. Hepimizi Millet Meclisi önünde asarlar” cümleleri ile tamamladı.

Paflayı dikkatle dinleyen Mustafa Kemal Atatürk flu tarihi karflılığı verdi:

“Korkmayın paflam. Tarihe ve millete karflı bütün sorumluluk bana aittir.”

Çünkü olağanüstü durumlar, olağanüstü kararlar ile yönetilir!

Balyoz sürecinin en önemli eksiği komuta heyeti içerisinde süreci yönetecek bir lider çıkaramamıfl olmasıdır! Bu da klasik terfi sisteminin yumuflak karnını ortaya koymaktadır.

Diğer taraftan bir gerçek de “Her savaflın kendi kahramanını yarattığı gerçeğidir.”

Yani barıfl dönemleri komutanlarının birçoğu yöneticidir. Liderler ortaya çıkmak için zor zamanları beklerler.

Çanakkale’deki “Size ölmeyi emrediyorum” anı bu tunç yasasının vücut bulduğu anlardan biridir.

H H H

Stratejinin babası Sun Tzu der ki: “Harp sanatı devlet için hayati değer taflır. O bir ölüm-kalım sorunudur, güvenliğe veya yıkılmaya götüren yoldur. O hiçbir suretle ihmal edilmemesi gereken bir arafltırma ve inceleme konusudur.”

O ahvalde, TSK komutan yetifltirme stratejisini ele almayacak mı?

Bu devletimizin geleceği için bir “olmazsa olmaz” durumu değil midir?

Bir subay için olmazsa olmaz nitelikler nelerdir? Tartıflmayacak mıyız?

Bugün akademide verilen eğitim geleneksel personelci yaklaflımı ve planlaması ile mi yapılmalı? Yoksa akademisyenlerin, diplomatların, eğitim bilimcilerin ve askerlerin ortak aklıyla mı?

‹lk teklifin sonuçlarını yakın geçmiflte gördük sanırım.

Bu anlamda Ünlü Alman Generali Mareflal Moltke’nin subaylar için yaptığı değerlendirme, hakiki kuzey gibi, bir kutup yıldızı önümüzde duruyor:

“Her subayımı 4 nitelik genelinde değerlendiririm. Bunlar çalıflkanlık, tembellik, akıllılık ve aptallıktır. Her subayda bu niteliklerin en az ikisi bir arada bulunur. Akıllı olup az fakat özde çalıflanlar büyük komuta mevkilerine adaydırlar. Akıllı fakat çok ayrıntılı çalıflanlar büyük kurmay aflamaları ve kurmay baflkanlıklarına uygundurlar. Aptal ve tembel olanlardan bile yetenekli bir komutanın emrinde bir ölçüde ve bir yere kadar yararlanabilir. Aptal fakat çok ayrıntılı çalıflanları ise hemen emekli etmek yoluna giderim. Çünkü bunların çalıflmaları aptallıklarını maskeleyip onları hakları olmayan yüksek mevki ve rütbelere çıkmalarına sebep olabilir.”

Bu coğrafyada aptal fakat çok ayrıntılı çalıflanlara yer olmamalı.

Bu coğrafyada “Zâbit ve Kumandan ile Hasbihal”i yeniden yazacak akıllara yer olmalı.

Nuri Conker’lere, Mustafa Kemal’lere yer olmalı…

Bu ordu baflka da kimseye yar olmamalı…

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın
dmehmetirak@marinedealnews.com