Güvenlik için BMP5’in uygulanması şart

MDN İstanbul

Uluslararası Deniz Ticaret Odası (International Chamber of Shipping–ICS) sivil denizcilik için büyük sorun teşkil eden deniz haydutluğuna ilişkin; Avrupa Birliği Deniz Kuvvetleri (European Naval Forces- EUNAVFOR) ile Birleşik Deniz Kuvvetleri (Combined Maritime Forces–CMF) tarafından hazırlanan Tehdit Değerlendirmesi Raporu (IRTA)’nu yayımladı.

Raporda; Kızıldeniz, Bab al Mendeb Boğazı, Aden Körfezi ve Batı Hint Okyanusu bölgelerinde deniz haydutluğu kaynaklı tehdidin düşük, çatışmalardan kaynaklı tehdit seviyesinin Suudi Koalisyonu ile bağlantılı gemilere yönelik orta, terör kaynaklı tehditlerin ise düşük seviyede olduğu belirtiliyor.

Tehdit Değerlendirmesi Raporu;
IRTA, Birleşik Deniz Kuvvetleri ve Avrupa Birliği Deniz Kuvvetleri-Somali tarafından oluşturuldu.

Kızıldeniz, Bab al Mandeb Boğazı, Aden Körfezi ve Batı Hint Okyanusu’ndan geçen ticaret gemileri ve büyük balıkçı gemilerine yönelik tehditler hakkında sektörün bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla oluşturulan Rapor’a göre, 15 Ağustos 2021 ile 1 Aralık 2021 tarihleri arasındaki dönemde, Sektörel Yayımlanabilir Tehdit Bülteni (IRTB)’nin yayımlanmasını gerektiren herhangi bir deniz olayı yaşanmadığı belirtiliyor.

IRTA tarafından aynı bölgeden geçen ticaret gemileri ve büyük balıkçı gemilerine yönelik tehdit durumu incelendiğinde deniz haydutluğu ihtimâlinin olmadığı, Suudi Arabistan Krallığı (SAK) ve Suudi Liderliğindeki Koalisyon (SLK) bayraklı gemiler için saldırı ihtimâlinin bulunduğu ancak pek de olası görülmediği, diğer ülkeler için bu ihtimâlin çok düşük olduğu, terör saldırısı ihtimâlinin de oldukça düşük olduğu ve dönem boyunca herhangi deniz güvenliği olayının kaydedilmediği belirtili.

Somali’deki durum
Somali’de eylül ayından beri Başkan ile Başbakan arasında yaşanan siyasi sorunun sonuçlanmamasının sebebi olarak, ülkede güvenlik ve istikrarın bozulması için çalışan Harakat Al-Shabaab Al-Mujahideen (Al-Shabaab, AS) terör örgütünün denize erişimini kolaylaştırmak ve yasa dışı faaliyetlerde bulunmak için suç şebekeleriyle bağlantılarını sürdürmek adına tüm odağını siyasi iktidarsızlığa yönlendirmesi gösteriliyor.

Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, Somali Güvenlik Güçleri, Somali’deki Afrika Birliği Misyonu (AMISOM) ve diğer uluslararası ortakların artan çabaları, AS’nin kontrolünde olan şehir ve bölgeleri geri alarak, önemli sayıda terör örgütü mensubunun etkisiz hâle getirilmesini sağladı. Buna rağmen ülkedeki kronik toplumsal ve siyasi çatışmalar, Somali halkı için önemli bir istikrarsızlaştırıcı faktör olmaya devam ediyor. Klan sistemi ve rakip klan milisleri siyaset, toplum ve ekonomi üzerinde belirgin bir etki faktörü olmaya devam ediyor.

Yemen’deki durum
Yemen’in kuzeyindeki Suudi askerî ve sivil altyapıyı hedef almak için balistik füzeler ve patlayıcı yüklü insansız hava araçlarını (İHA) kullanmaya devam eden Husi kuvvetleri, hem petrol zengini doğu bölgesine düzenlediği saldırı hem de Bab al Mendeb’in hemen kuzeyindeki Mokha Limanı’na yapılan saldırıyla, bölgedeki deniz taşımacılığı için risk teşkil ediyor.

Şu ana kadar denizde patlayıcı yüklü insansız suüstü aracı (İSA) tarafından bildirilen herhangi bir saldırı olmadı ancak Husilerin böyle bir saldırı gerçekleştirme kapasitesi hâlâ mevcut olarak görülüyor.

Husulerin, Suudi Arabistan Koalisyonu hava saldırıları nedeniyle çok sayıda kayıp verildiğine dair haberlerde, örgütün ana hedefinin Kuzey Yemen’in petrol ve gaz altyapısının kontrolünü kendilerine verecek olan Marib vilayetini ele geçirmek olacağı vurgulanıyor.

Mozambik’teki durum
Belirgin iyileşme belirtileri gösterse de yerel olarak Ansar al-Sunna (AaS) olarak bilinen terörist grup, hâlâ direniş ceplerini korumakta. Bununla birlikte, temmuz ayından itibaren Mozambik ve Ruanda Kuvvetleri tarafından ortaklaşa yürütülen bir askeri operasyon, tehdidi bastırmada ve daha önce ellerinde tuttukları kilit şehirlerden Ansar al-Sunna’nın geri alınmasını sağladı.

Bu koalisyon zaferi, terörizme karşı savaşın yavaş yavaş kazanıldığına ve geçmişte yaşanan olayların isyan bastırma operasyonlarının ilk aşamasının sonunu işaret ettiğine dair umutları artırırken, terör eylemlerinin Tanzanya’nın kuzeyine kaydığı gözlemleniyor.

Genel değerlendirme
Somali sahili boyunca seyir ile ilgili riskler hâlâ sürüyor. Bölgede halihazırda deniz haydutu çeteleri bulunmakta ve bunların denizde eylem yapma kabiliyetlerini korudukları değerlendiriliyor. Haydutların saldırılardan sağladıkları kazançların ortaya çıkan risklerden daha baskın olduğunu düşündükleri takdirde eylemlerine devam edebilecekleri ve daha fazla saldırının teşvik edilebileceği vurgulanıyor. Bunlardan kaçınmak için en iyi yöntemin; Kızıldeniz, Aden Körfezi, Hint Okyanusu ve Arap Denizi’nde Deniz Haydutluğunu Önlemek ve Deniz Güvenliğini Geliştirmek için En İyi Yönetim Uygulamaları (BMP5-18 Haziran’da yayımlanan Sürüm 5)’nda önerilen önlemleri yerine getirmek olduğu belirtiliyor. Saldırıların son iki yılda azalmasının riskleri göz ardı etme anlamını taşımadığı söyleniyor.

Saldırı olasılığı düşük
Deniz haydutluğu faaliyetlerinin mevcut durum itibarıyla engellendiği ancak ortadan kaldırılmadığı değerlendirilken, BMP5’in yaygın olarak uygulanması gemilerde Sözleşmeli Silahlı Özel Güvenlik Personeli (PCASP) bulundurulması, bölgede CMF, EU NAVFOR, diğer savaş gemileri ve deniz karakol uçakları tarafından gerçekleştirilen karakol ve izleme operasyonları, deniz haydutluğu için hapis cezası getirilmesi, eski deniz haydutları tarafından gerçekleştirilen kaçakçılık gibi daha düşük riskli ancak kârlı suç faaliyetleri konusunda farkındalık sağlanması ve Somali Sahil Güvenlik Güçleri gibi Somali deniz güvenlik güçlerinin yetenek ve yeterliliklerinde iyileştirmeler deniz haydutluğu faaliyetlerinin azalmasını sağladı.

Ancak Somali’deki yoksulluk, işsizlik, seçimlerde yaşanan sorunlar, yolsuzluk, çatışma, yasadışı balıkçılık ve aşırı avlanma gibi sebepler deniz haydutluğunu teşvik etmeye devam edebilir.

Rapor’da son olarak denizcilik sektörünün BMP5’i uygulamayı bırakması veya gemilerde PCASP bulundurulmasının bırakılması, bölgedeki savaş gemileri ve yerel deniz güvenlik güçlerinin mevcudiyetinde önemli bir azalma olması, güvenlik, ekonomik ve siyasi durumdaki bozulma, Covid-19 salgını, kıtlık, kuraklık, sel ve çekirge istilası nedeniyle yoksulluktaki artış, yerel denizcilik kolluk kuvvetleri, liman tesislerini ve yakındaki kıyı alanlarını korumakla sınırlı kalması, uluslararası denizcilik kuruluşları arasında işbirliği eksikliği, bilgi paylaşımı ve raporlama eksikliği ve Somali Güvenlik Hizmetlerinin, uluslararası toplumdan yetersiz destek ve rehberlik alması koşullarına bağlı olarak deniz haydutluğu probleminin geri dönebileceği tespitleri yer alıyor.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın