Vermeden almak…

Gökhan Esin

gokhanesin@marinedealnews.com
Her şeyin bir bedeli var. “Vermeden almak Allah’a mahsustur” demiş büyüklerimiz. Bedel ödenmeden bir şeylere sahip olmak olsa olsa “Şans” olabilir. Eh bireylerin ve de toplumların her zaman şanslı olacağının garantisini de kimse veremez. Yatırım da böyle bir şey. Yatırım yapmadan üretimi artırmak, hizmeti sürdürmek pek olası değil…

Gelişen teknolojilerin getirdiği kolaylıklar ve bağlı olarak ortaya çıkan bireysel ve toplumsal talepler altyapıların önemini her geçen gün daha da artırıyor. 20. Yüzyılın ilk günlerinden itibaren “istim arkadan gelsin” felsefesinin yerini giderek “önce plan, sonra altyapı, sonra üretim, hizmet ve yaşam” akılcılığının aldığını görüyoruz. Geri kalmış ülkelerde “Ben yaptım oldu” uygulamalarının ileriki zamanlarda ne ağır bedeller ödenmesine yol açtığını sayısız örneklerle biliyoruz. Aşağıdaki satırlarda önce plan, sonrasında da gerekli altyapıların yapılması ve verimliliği üzerine yapılan araştırmalardan bazı bilgiler aktaracağım. Dünyada neler olduğunu hep birlikte görelim istedim…
Küresel danışmanlık firması Mc Kinsey, altyapıların verimliliği üzerine yaptığı bir araştırmayı geçtiğimiz Ocak ayında yayınladı. Araştırmada çok çarpıcı değerler ortaya konmuştu. Mc Kinsey araştırma raporu içindeki yaklaşımlar ve tahminlere girmeden önce önemli olacağını düşündüğüm bir kısım verileri sizlerle paylaşmak istiyorum…
Dünya Bankası kayıtlarına göre, 1991 yılında yaklaşık 23 trilyon USD olan küresel GSYH toplamı, 20 yıl sonra, yani 2011’de, 70 trilyon USD’ye ulaşmış. Artış neredeyse 1991 değerlerinin üç katını buluyor. Bu 20 yıllık dönemde yapılan altyapı yatırımlarının küresel GSYH’nin yüzde %3,8’ine eşit olması olgusu Mc Kinsey Raporu’nun temelini oluşturmakta. Eldeki verilere göre yalnızca 2011 yılındaki altyapılara yapılan yatırım toplamı 2,6 trilyon USD. Yine eldeki verilere bakıldığında bu altyapı yatırımlarının; Karayolları, Demiryolları, Limanlar, Havaalanları, Enerji, Su ve Telekom gibi sektörleri kapsadığı görülmektedir.

Limanlar üvey çocuk mu?
Mc Kinsey’in araştırmasında, 2030’a kadar yapılacak yatırımların toplam değerinin küresel GSYH’nin yüzde 3,8’i olacağı varsayımı ile, farklı metotlar kullanılarak, yorumlar değerlendirmeler yapılmış. Kullanılan metotlar incelendiğinde; 2013’den 2030’a kadar geçecek olan yaklaşık 20 yıllık dönemde toplam 57,3 trilyon USD altyapı yatırımı yapılabileceği öngörülmüş. Bu akıllara zarar toplam yatırımın sektörlere göre tahmini dağılımı şöyle: Karayolları için 16,6 trilyon USD, Demiryolları için 4,5 trilyon USD, Limanlar için 0,7 trilyon USD ve Havalimanları yatırımı için de 2 trilyon USD. Bu rakamlara baktığımızda, taşımacılık sektörüne yapılacak altyapı yatırımlarının toplam yatırımların yaklaşık yüzde 42’sini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Burada dikkatimizi çeken rakamın 0,7 trilyon USD ile limanların alt yapısına yatırım olduğudur. Yani limanlara yapılacak altyapı yatırımları toplam alt yapı yatırımlarının yalnızca yüzde 1,2’sidir.
Mc Kinsey’in yatırımlarla ilgili araştırmasını derinlemesine irdelediğimizde, limanlara yapılan yatırımlarla ilgili bazı ilginç sonuçların ortaya çıktığını görüyoruz. Örneğin; 2001 – 2010 yılları arasında limanlara yapılan toplam yatırımların yaklaşık yüzde 31’inin bakım amaçlı olduğu ortaya çıkıyor. Buradan hareketle, 2013 – 2030 arasında dünya limanlarında yaklaşık 0,22 trilyon USD değerinde bakım/onarım, 0,48 trilyon değerinde de yeni liman yatırımı yapılacağının öngörüldüğü ortaya çıkmaktadır. O zaman; geleceğe dönük öngörülerde; yeni limanlar yapılması yerine eldeki limanların bakım onarımını yaparak kapasitelerinin artırılmasının akılcı bir uygulama olduğu söylenebilir mi sorusu, ister istemez sorulacaktır. Öte yandan, Dünya Bankası verilerine göre 2011 yılında ülkemiz GSYH’nin küresel payının yaklaşık yüzde 1,1 olduğunu biliyoruz. Bu oranın analize konu yatırım harcamalarına uygulanması halinde, 2013 – 2030 yılları arasında ülkemizde yaklaşık 5,3 milyar USD liman yatırımı, 2,4 milyar USD değerinde de liman bakım/onarımı yapılacağı sonucu çıkmaktadır.

2023 Türkiyesi’nde liman
yatırımları…
Türkiye’nin 2023’e dönük projelerine baktığımızda; mevcut limanlarda büyümenin yanı sıra; Alsancak Limanı’nın iyileştirilmesi, Çandarlı Limanı’nın faaliyete geçmesi, Aliağa ve Nemrut iskelelerinin ıslah edilmesi ve dünyanın en büyük kruvaziyer limanlarından birinin Türkiye’de olmasının hedeflendiği anlaşılıyor. Burada garibimize giden, Türkiye’nin ekonomik büyüme hedefinin Mc Kinsey araştırmasında yapılan yatırım tahminlerinden fazla olmasıdır. Ülkemiz ekonominin büyüme oranı, Mc Kinsey’nin  yüzde 3,3 tahmininin ötesinde yaklaşık yüzde 7 olarak hedeflenmiş bulunmaktadır. Bu noktadan hareketle; Mc Kinsey’in öngörüleri ülkemiz ekonomik büyüme hedeflerine göre revize edilirse; Türkiye’nin 2013 – 2030 arasındaki liman yatırımlarının 7,7 milyar USD yerine, yaklaşık 11 milyar USD olacağı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki değerlendirmelerin ışığında, geçmiş yıllara dönük yapılan ekonomik tahminlerin ne olduğunu hatırlamakta yarar olduğunu söyleyebiliriz. Nisan 2010’da; 2008 – 2009 finans krizinin etkilerinin azalmaya başladığı dönemde; IMF, küresel ekonomik büyümenin yüzde 4’ün üzerine çıkacağını tahmininde bulunmuş; 2015’e kadar da yüzde 4,5’lik sabit bir büyüme oranı öngörmüştü. Bugün ise bu tahminin çok iyimser olduğunu görülüyor. 2011’de yüzde 3,9’luk büyüme yaşandığı ve 2012 için de büyüme oranının yüzde 3,2 olmasının beklendiği biliniyor.
Özetle söylemek gerekirse, ekonomi dünyasında negatif bir milat olan 2008 krizinden sonra; saygın sözü dinlenir araştırma gruplarının, analistlerin işi çok zorlaştı. Ortak görüş “Eskiden tahminlerdeki, analizlerdeki yanılmalar belki de binde birlerle ifade ediliyordu. Ancak günümüzde analiz yapmak, tahminde bulunmak adeta bir falcılık haline geldi” şeklinde. Siz ne dersiniz?

ETİKETLER: ,
Bunu Paylaşın
gokhanesin@marinedealnews.com