Korku endeksi düşmeye başladı!

Gökhan Esin

gokhanesin@marinedealnews.com
Dolar neden yükseldi, neden düştü? Eylül ayı ortalaması 3,48-TL iken Ekim’de 3,67-TL’sine, Kasım’da 3,89-TL’sine yükseldi. Aralık ortalamasının 3,85-TL olması bekleniyor. İyi de neden Eylül sonunda yükselişe başladı? Sonra ne oldu?

Bu soruların yanıtını verebilmek için filmi geriye sarmamız lazım. Hatırlarsanız, yılın son çeyreğine girerken ABD ekonomisinden gelen haber akışı ile dolar, eylül başında, ufakta olsa yukarı atarlanmaya başladı. Ardından Alman bankalarının Türkiye’ye yönelik fon akımını durdurabileceği haberi yayıldı. Sonra, Zarrab davası nedeniyle, Türk bankalarına ceza geleceği endişesi oluştu. Bu sırada, Suriye ve Kuzey Irak’a askeri harekat gündeme düştü. AB liderler toplantısı öncesinde ilişkilerde yeniden gerginlik oluşabileceği beklentisi başladı. Açıklanan Orta Vadeli Programdaki veriler, bütçe açığının yükseleceğini, mali disiplinin bozulmaya gidebileceğini gösterdi. Unutmadan… Bir gece ansızın ABD ile vize krizi patlak verdi. Tüm bunlar olurken, Merkez Bankası ekim ayındaki PPK toplantısında faiz oranlarını sabit tutmayı tercih etti. Akabinde, kasım başında açıklanan, ekim ayı enflasyonu yüzde 12’ye dayandı. Hâliyle dolar fırladı.
Aralık ayına girerken yukarıda yazdığım olumsuz beklentilerin çoğu kayboldu. ABD, yılan hikayesine dönen vergi reformunu gerçekleştiriyor ama beklenen sert etkiyi yaratmayacağı ortada. Alman bankaları fon akışını kesmedi, Zarrab davasında korkulan senaryo gerçekleşmedi, Suriye ve Kuzey Irak sorunlarında çözüme bir hayli yaklaşıldı. ABD ile olan vize krizi de kısmen çözüldü.

Korku endeksi düşmeye başladı!
Kısacası, Kasım ayında yüzde 13’e dayanan enflasyonu saymazsak, kötü haber akışı durdu diyebiliriz. Korku endeksi düşmeye başladı. Hâliyle, dolar   yönünü aşağıya çevirdi. Şöyle ki, yüzde 13’lük enflasyon haberi sonrasında Merkez Bankası’nın kırıntı sayılabilecek düzeyde yükselttiği faize rağmen dolar kurundaki sert hareket çok kısa sürdü.
Tüm bu haber akışı sırasında Merkez Bankası da armut toplamadı ama açık olmak gerekirse; dış haberler, Merkez Bankası adımlarının bir hayli önünde duruyor. Örneğin, Merkez Bankası’nın Reeskont kredi ve ROK hamlesi ardından 10 puan düşen dolar, ABD’nin “vizeleri sınırlı olsa da vereceğiz” haberinden sonra 35-40 baz puan geriledi. Demek ki, dış haber akışı, şüpheleri ortadan kaldırdığı müddetçe dolar gerileyebilir.

Merkez Bankası ne yapabilir?
Aslında Merkez Bankası’nın elinde fazla koz yok. Merkez Bankası önce sözlü hamle yapar, sonra döviz likiditesini artırıcı, TL likiditesini azaltıcı adım atar. Böylece bankalararası işlemleri azaltır. Döviz talebini zayıflatır. Döviz satım ihaleleri ile de piyasaya döviz sağlar. Fonlama hacmini azaltarak TL’de kıtlık yaratır. Bunlardan sonuç alamıyorsa, TL faizleri çekebildiği kadar yukarı çeker.
3 Kasım ve 21 Kasım tarihlerinde doların sert yükselişi akabinde Merkez Bankası müdahaleleri bankanın sabır sınırını gösterdi. Her ne kadar Merkez Bankası’nın müdahale için sınırları yok deniyorsa da kanımca bankanın sınırı 3,85-3,88’in üzeri seviyeler.

Aralık toplantısında Merkez Bankası minderden kaçtı!
Gelelim aralık ayı toplantısına, toplantı öncesi herkes nefesini tuttu ve açıklamayı bekledi. Piyasa 100 puanlık bir artış beklerken, Merkez Bankası 50 baz puan artış yaptı. Yüzde 13 enflasyona rağmen GLP’yi 50 baz puan artırarak 12,75 seviyesine çıkarttı. Kanımca Merkez Bankası minderden kaçtı!
Yarım puanlık faiz artırımı aslında ne şiş yansın, ne de kebap cinsinden bir artırımdı. Eğer artırmasa piyasa beklentilerine aykırı hareket eden bir Merkez Bankası olacaktı. Bu durumda dolar roket gibi fırlardı. 50 puan üzerinde artış yapılsaydı, hem gereksiz olurdu hem de hükümetin tepkisini çekerdi. Kendisinden beklenene yanıt vermiş olmak için yapılan bir artırım oldu.
Herhalde Merkez Bankası yüzde 12,25 faiz ile enflasyona engel olamazken, yüzde 12,75 ile fiyatlama davranışlarını düzenleyebileceğini ummuyor. Piyasa bu kaçak dövüşe sert tepki verdi, dolar aniden yükseldi ama çalı yangını gibi kısa sürdü. Çünkü piyasa Merkezin ocak toplantısında faiz artışı yapacağını bekliyor. Unutmadan şunu belirtelim; eğer faiz artışının hedefi enflasyonsa, çift haneli rakamları, tek hanelere kalıcı şekilde düşürmek için daha sert artış gerekir.

Peki, ne olacak?
Aralık ayı ortasından 2018’in ikinci haftasına kadar beklenen önemli bir sınav ya da gelişme yok gibi… Piyasa, ocak ortasındaki PPK toplantısında Merkez Bankası’nın faiz artışı yapacağını düşünüyor olabilir, bence düşük bir ihtimal. Ancak… Eğer ocak ayındaki PPK sonrasında enflasyonun düşeceği beklentisi ile ortalama fonlama maliyeti aşağı çekilirse dolar sürpriz bir atak yapabilir.
Burada yazılanlar yatırım tavsiyesi değildir.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın
gokhanesin@marinedealnews.com