Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın eski danışmanı Sabahattin İsmail, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla, Amerikan Exxon Mobil ve Katar Energy konsorsiyumu tarafından Kıbrıs açıklarındaki sözde 5’inci Parsel’de başlatılacak sondaj çalışmalarına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Sondaj faaliyetleri ve Rum Yönetimi’nin açıklamaları
Sabahattin İsmail, sondaj platformunun 19 Ocak’tan itibaren 19 Haziran 2025’e kadar geçerli olacak bir Navtex kapsamında bölgeye ulaştığını belirtti. Kıbrıs Rum Yönetimi Enerji Bakanı Yorgos Papanastasiu’nun açıklamalarını aktaran İsmail, sondaj sonuçlarının Şubat ayı sonunda açıklanacağını, Mart ayında ise yatağın miktarına ilişkin resmi değerlendirme yapılacağını kaydetti.
Rum tarafının hak iddia ettiği sözde 5’inci Parsel’in, Kıbrıs Türk halkının da eşit haklarını kapsadığına dikkat çeken İsmail, Türkiye ve KKTC’nin geçmişte bu tür faaliyetlere karşı sert uyarılar yaptığını hatırlattı. Türkiye, daha önce İtalya, Norveç, Güney Kore ve Fransa gibi ülkelerin sondaj faaliyetlerini, bölgeye savaş gemisi göndererek durdurmuştu.
Rum yönetimi,Trump'ın görevi devralmasından 1 gün önce (bugün), ilan ettikleri sözde Münhasır Ekonomik Bölgenin
5. Parseli için yeni bir NAVTEX ilan etti
Navtex, yarısı Türkiye Kıta Sahanlığı içinde bulunan sözde 5. parsel içindeki “Electra” bölgesinde sondaj başlatmak için+++ pic.twitter.com/emIH2PqmDc
— Sabahattin İsmail (@sabahatinismail) January 19, 2025
Türkiye’nin tavrı merak ediliyor
Sabahattin İsmail, bu kez sondajı gerçekleştiren şirketlerden birinin ABD, diğerinin ise Katar merkezli olmasının, Türkiye’nin bu konudaki tutumunu nasıl etkileyeceğine dair soru işaretleri yarattığını dile getirdi. İsmail, Türkiye’nin bölgeye savaş gemisi gönderip göndermeyeceğinin ve sondajı engelleyip engellemeyeceğinin şu an belirsiz olduğunu vurguladı.
KKTC ve Türkiye’nin seçenekleri
İsmail, Türkiye ve KKTC’nin bu duruma karşı izleyebileceği üç yol olduğunu ifade etti:
- Savaş gemileri göndererek sondaj platformunu bölgeden çıkarmak.
- KKTC’nin TPAO’ya verdiği yetki çerçevesinde bir Türk sondaj gemisinin aynı bölgede faaliyet göstermesini sağlamak.
- Türk sondaj gemilerinin KKTC bayrağı altında, belirlenen diğer parsellerde sondaj başlatması.
İsmail, bu süreçte sessiz kalmanın Türkiye ve KKTC’nin çıkarlarını zedeleyeceğini belirterek, “Meşru haklarımızı korumak için ciddi adımlar atılmalı” ifadelerini kullandı.
Türkiye ve KKTC’nin önceki uyarıları
Sabahattin İsmail, Türkiye’nin ve KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın daha önce Rum yönetiminin bu tür faaliyetlerini sert bir şekilde uyardığını hatırlattı. Türkiye’nin uyarılarının BM Güvenlik Konseyi’ne bir belge olarak iletildiğini de belirten İsmail, bu durumun enerji kaynakları üzerindeki hakların korunması açısından kritik olduğunu ifade etti.
Doğu Akdeniz’de dengeler yeniden şekilleniyor
Sabahattin İsmail’in değerlendirmeleri, Doğu Akdeniz’de enerji kaynakları üzerindeki mücadelenin yeni bir boyuta taşındığını gösteriyor. Türkiye ve KKTC’nin bölgedeki haklarını korumak adına atacağı adımlar, sadece Kıbrıs açıklarındaki enerji kaynaklarını değil, bölgesel dengeyi de etkileyecek.
Sonuçların Şubat ayında açıklanması beklenirken, Türkiye ve KKTC’nin bu süreçte alacağı kararlar yakından izleniyor.