Fransa’nın Doğu Akdeniz’de macera arayışları

MDN İstanbul

Hakan Mehmet Köktürk

Dz. Kur. Kd. Alb. (E) Hakan Mehmet Köktürk, bütçe açığı giderek artan Fransa’nın Doğu Akdeniz’de aktif rol almaya çalışmasının sebeplerini kaleme aldı

Fransa Doğu Akdeniz’de var olmak için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile 2007’de savunma alanında işbirliği antlaşması imzalamıştır. GKRY, Doğu Akdeniz’de hidrokarbon tartışmalarının arttığı 2014’de, Fransa’ya antlaşmanın başta enerji güvenliği olmak üzere birçok alanda genişletilmesi önerisinde bulunmuştur.
Antlaşmanın genişletilmiş hali 2017’de imzalanmış ve bu antlaşma ile Fransa Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarından pay kapmada istekli olduğunu ortaya koymuştur.
Ayrıca Fransa ile GKRY’nin Mayıs 2019’da;
– GKRY’nin Mari bölgesinde bulunan deniz üssünün altyapısının Fransız Donanmasının sürekli konuşlanmasına imkan sağlayacak şekilde geliştirilmesi ve Fransa’nın buna maddi destek sağlaması,
– Fransa’nın Türk Donanması’nın bölgedeki faaliyetlerine karşı GKRY ile işbirliği içinde olması ve TOTAL şirketinin bölgede faaliyet gösterecek gemilerine koruma sağlanması,
– GKRY Deniz Kuvvetleri’nin modernizasyonu ve güçlendirilmesi konularında anlaşmaya vardıkları görülmektedir. GKRY’nin Fransa’dan bir açık deniz gemisi almayı planladığı da ileri sürülmüştür.
Fransa’nın bütçe açığı, 2019 yılının başında önceki yıla göre yüzde 60 artarak 17,3 milyar euro olarak gerçekleşmiştir. Fransa Başbakanı tarafından bütçe açığının 2019’da Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH)’nın yüzde 3,2’sini bulacağı belirtilmiştir. Bu durum Maastricht Antlaşması’nın bütçe açığının GSYH’nın yüzde 3’ünü aşmaması istikrar kriterinin ihlâl edileceğini göstermektedir. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un sarı yeleklilere verdiği tavizler sebebiyle ek borçlanmanın arttığı bunun da bütçe açığını artırdığı belirtilmektedir.
Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) yıllık raporuna göre 2018’de Fransa savunmasına 63,8 milyar dolar ayırmıştır. Fransa, savunmaya ayırdığı payı bir önceki yıla göre yüzde 1,4 artırarak, Avrupa’da silahlanmaya kaynak ayıran ülkeler arasında ilk dünyada ise beşinci sırada yer almıştır. Fransa’nın silah ihracatı ise bu dönemde yarı yarıya düşmüştür.
Fransa kendi savunması için yaptığı araştırma-geliştirme harcalamalarını silah ihracatı ve başka ülkeler ile işbirliği içinde ortak üretim yaparak azaltmaya çalışmaktadır. Fransa’nın İtalya ile 2005’de ortak olarak başladığı Avrupa Çok Maksatlı Fırkateyni (FREMM-Frégate Européenne Multi-Mission) projesinde Fransa için 17 adet fırkateyn üretilmesi planlanmıştır. Ancak Fransa bütçe kısıtlamaları sebebiyle tanesi 1,2 milyar doları bulan fırkateynlerin sayısının düşürülmesine karar vermiştir. Sayının düşmesi ile fırkateynlerin birim maliyetlerinin de artacağını öngören Fransa bu gemilerin diğer ülkelere satışını öncelik haline getirmiştir.
Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, elinde çanta gemilerin satışı için ülke ülke dolaşmaya başlamıştır. Sarkozy döneminde Fas ile bir adet, Yunanistan ile altı adet ve Bulgaristan ile dört adet, müteakiben Holland döneminde ise Mısır’a bir adet FREMM sınıfı fırkateyn satışı konusunda anlaşmalar sağlanmıştır. Fas ve Mısır’a fırkateynlerin teslimi gerçekleşmiştir.
Ancak Bulgaristan, pahalı olması nedeniyle alımdan vazgeçmiş, Yunanistan’a ise yaşadığı ekonomik kriz sebebiyle fırkateyn satışı gerçekleşememiştir. FREMM sınıfı iki adet fırkateynin kiralama yoluyla Yunanistan’a verilmesi gündemde olup nihai karar henüz verilmemiştir.
Başka ülkelerin sorunlarını kaşımayı seven Fransa’nın Akdeniz’deki adası Korsika’da Bölgesel Meclis Başkanlığı’na, 2018 başında yapılan seçimlerde Fransa’dan bağımsızlık yanlısı Jean-Guy Talamoni seçilmiştir. Avrupa Parlementosu seçimleri ise Mayıs 2019’da yapılmış ve Cumhurbaşkanı Macron’un kurucusu olduğu iktidardaki LREM partisi yüzde 22,1 oyla ikinci sırada yer alabilmiştir.
Korsika Adası’ndaki sorunları bile çözebilmede yetersiz kalan, 6 aydan fazladır devam eden sarı yeleklilerin eylemleri sebebiyle bütçe açığı artan, silah satışları azalan, başarısızlıkları sebebiyle son Avrupa Parlementosu seçimlerinde kurduğu partisi ikinci sıraya düşen Macron’un, GKRY’de üs kurması ve hiçbir hakkı olmadığı Doğu Akdeniz’in hidrokarbon yataklarından gelir elde etmeye çalışması yaşanan iç sorunlarını çözmek ve halkının güvenini geri kazanmak için macera arayışı gibi gözükmektedir.
Macron’un Doğu Akdeniz’de macera arayışının bölgesinde önemli bir güç olan ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kararlı ve uluslararası hukuktan kaynaklı haklarını en güçlü şekilde savunmasıyla, Sarkozy’nin fırkateyn satışı çabaları gibi hüsranla sonuçlanması kaçınılmaz olacaktır.

Bunu Paylaşın