Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülkenin eylül ayı içerisinde Filistin’i tanıma vaatleri gerçekleşmeye başladı. Bunun İsrail tarafında nasıl bir etki yaratacağı ise henüz netleşmiş değil.
İngiltere, Kanada, Avustralya ve ardından Portekiz, Filistin Devleti’ni tanıdığını açıkladı. Bu tanıma kararlarının daha sonra diğer Avrupa ülkeleriyle devam etmesi bekleniyor. İsrail cephesinde ilk tepkiler ise “pratikte önemli bir şey ifade etmiyor fakat İsrail’e bir hakaret” şeklinde oldu.
İsrail'in Filistin’in tanınmasına yönelik atacağı adımları belirlediğine kesin gözüyle bakılıyor fakat ilk aşamada “yokmuş” gibi davranması şaşırtıcı olmayacaktır. Tel-Aviv'in atacağı bazı adımlar ise daha net olarak dillendirilmeye başlandı. Bunların başında Filistin’i tanıyan ülkelerin Doğu Kudüs’te bulunan temsilciliklerin kapatılması geliyor.
Daha sonra atılacak adımlar olarak ise finans ve ticaret alanlarında çeşitli kısıtlamalar olarak ön plana çıkıyor.
AB ülkeleri, Gazze şeridine ABD önceliğinde inşa edilecek yeni yerleşim yerleri sonucunda Washington'ın Akdeniz'de söz sahibi olacak olmasından hoşnut değil. Avrupa ülkelerinin, ana önceliğinin yansıtmaya çalıştıkları gibi Filistin’de yaşanan soykırım değil, Akdeniz’de paydaş istememeleri olarak görülüyor.






