Fesih tartışmaları ekonomiyi unutturuyor mu?

MDN MEDIA
  • |

Son günlerde Türkiye’nin gündemi bir anda terör örgütü PKK’nın kendini feshetmesine kayarken, yıllardır aşamadığımız ekonomik sıkıntılar ikinci plana itildi. Oysa ülke genelinde 4 milyon kişi kredi kartını ödeyemediği için yasal takibe alındı. Sadece son 3 ayda 684 bin kişi de kredi borcu nedeniyle icralık oldu

Borçlanma artışı yüzde 184

Türkiye’de uygulanan ekonomik program nedeniyle ücretleri baskılanan dar gelirliler için yüksek faizin yarattığı kâbus senaryosu gerçekleşiyor. ODTÜ’lü Ekonomist Prof. Dr. İnan Mutlu’nun sosyal medyadan paylaştığı verilere göre, ülke genelinde sadece 2025 yılının ilk üç ayında 684 bin kişi bankalara borcunu ödeyemediği için icralık oldu. Tasfiye olunacak alacak miktarı 169 milyar liraya ulaştı. İnan Mutlu, geçen yıl mart sonuna göre; tasfiye olacak alacaklardaki artışın yüzde 184 olduğuna dikkat çekti.

Bireysel kredi ya da kredi kartı borcunu ödeyemedikleri için yasal takipte olan kişi sayısının da 4 milyonu aştığına dikkat çeken İnan Mutlu, “4 milyon 8 bin 799 kişi bankaların ya da varlık yönetim şirketlerinin takibinde” açıklaması yaptı.

Bütçe faize akıyor

Yalova Üniversitesi Ekonomi Bölümünden Prof. Dr. Baki Demirel de Türkiye’nin sadece Nisan ayında borç faizine 257 milyar 114 milyon lira ödendiğini hatırlatarak,bütçe açığını artıran gerçek sebebin Hükümetin borçların faizine ödenen paralar olduğunu söyledi.

Baki Demirel, sosyal medya paylaşımında; “Kendi önerdikleri yüksek faiz nedeniyle artan bütçe açığını kısmak için kamu da tasarruf altında sosyal devletin tasfiyesini de istiyorlar. Hem yüksek faizle zengine servet yaratılsın hem de kölelik düzeni gelsin” yorumunda bulundu.

AKP “çalışana ara zam yok” dedi

Türkiye’de çalışan, emekli, ev kadını, öğrenci, tüm dar gelirliler bu ekonomik gerçeklerle boğuşurken, hükümet kanadından Temmuz ayında enflasyon nedeniyle zam beklentilerini de boşa çıkartan bir açıklama geldi. AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, “Asgari ücretle ilgili ara zam çalışmamız yok. Böyle bir beklenti olmasın” dedi.

Mahfi Eğilmez olanları “Büyük Sessizlik Kuramı” ile açıkladı

Ekonomist Mahfi Eğilmez ise, kendi bloğunda yayınladığı köşe yazısında ekonomik çıkmazlarımıza değişik bir bakış açısı getirdi. Eğilmez, Türkiye’de yaşamın giderek daha pahalı hale gelmesine karşılık bu duruma ses çıkaranların sayısının az olmasını, Amerikalı Fizikçi Enrico Fermi’nin; uzayda yüksek olasılık olan başka hayatlara rağmen yaşanan iletişimsizliği anlatan Büyük Sessizlik Kuramı (Fermi Paradoksu) ile açıkladı.

Türkiye’de son yıllarda ortaya çıkan sorunların sadece yüksek enflasyon, düşük büyüme olmadığını, bunların yanı sıra gelir dağılımının hızla bozulduğunu vurgulayan Eğilmez, “Orta sınıfın yok olması çok büyük bir sorun olarak ortada duruyor” dedi.

“Yaşamın giderek daha pahalı hale gelmesine karşılık bu duruma ses çıkaranların sayısı fazla değil” diyen Eğilmez, herkesin sessizce artan fiyatlara uyum sağlamaya çalıştığına dikkat çekti.

Eğilmez, “Çok düşük gelire sahip nüfusun çoğunluğundan kendi aralarındaki itirazlar dışında ses çıkmıyor. Bir bölümü bu durumu dünyada kendilerine verilmiş bir sınav olarak, bir bölümü kader olarak kabullenip susuyor. Büyük sessizlik kuramı bizim buralarda böyle işliyor” ifadelerini kullandı.

Satın alma gücü eridi

Eskiden Türkiye’de gelirlerin düşük ama hayatın Avrupa kadar pahalı olmadığını belirten Eğilmez, “Bir başka ifadeyle satın alma gücü yüksekti. Satın alma gücü paritesine göre kişi başına gelirimiz bugün de yüksek gibi görünmekle birlikte bunun düşük tutulan kurdan kaynaklanan bir yanılsama olduğunu biliyoruz. Kiralar, otomobil fiyatları, gıda maddeleri fiyatları Avrupa’dan ve dünya ortalamalarından daha yukarıda. Bu gelişme, son on yılda ve özellikle de faiz neden enflasyon sonuç yaklaşımının yaşama geçirildiği son birkaç yılda çok daha görünür hale geldi” yorumunda bulundu.

35 milyon ekonomik olarak Ürdün seviyesinde

Eğilmez; Türkiye’deki nüfusun 17 milyonunun Portekiz ortalamasında yıllık gelire (27 bin dolar) sahip olduğunu, 17 milyonunun Brezilya düzeyinde bulunduğunu (10 bin dolar), 17 milyonun Tayland düzeyinde 7 bin dolar ile yetinmek zorunda kaldığını, 35 milyonun ise Ürdün düzeyinde 4 bin dolar ile açlık sınırının altında yaşadığını da aktardı.

Bunu Paylaşın