Europort İstanbul Fuarı 11-14 Mart 2015’te yapıldı

MDN İstanbul

Europort İstanbul 13. Uluslararası Denizcilik Fuarı 11-14 Mart 2015 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Fuara fiili olarak yaklaşık 100 firma katılırken, bu firmaların temsil ettikleri uluslararası markalarla beraber sayı yaklaşık 300 oldu. Fuarı ziyaret eden kişi sayısının 5 bin civarında olduğu belirtildi.

Bu yıl 13.sü düzenlenen Europort İstanbul Fuarı’nda; Gemi İnşa ve Yan Sanayi, Gemi Bakım-Onarım, Gemi Ekipman ve Teknolojileri, Gemi Donatım ve Malzemeleri firmaları yoğunluktaydı. Dört gün süren Fuar’ın açılışına katılan Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Özkan Poyraz, Hollanda Başkonsolosu Robert Schuddeboom, Norveç Büyükelçisi Janis Bjorn Kanavin, Meksika Büyükelçisi Jose Mendoza,
IMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran, UBM Türkiye Başkanı
Serkan Tığlıoğlu, AHOY-Rotterdam Başkanı Jos Van der Vegt ve sektör temsilcileri katıldı.

Poyraz: “Teşvik sırası gemi işletmecilerinde”
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Özkan Poyraz, açılış töreninde yaptığı konuşmada,“Bana göre artık Ankara attığı adımlarla Deniz Ticareti ile ilgili kendi üzerinde oluşan olumsuz intibayı kaldırdı. Hedeflerimiz arasında gemi ana makinası ve yardımcı makinaları üretmek var. Hedefimiz yüzde 80’den az olmayan bir yerli katkıdır” diyerek geleceğe ilişkin sektörün beklentilerini karşılayan, umut vaad eden mesajlar verdi.

“Fuarın girişinde bir tarafta Ulaştırma Bakanlığı standı diğer tarafta DTO standı bulunması sektörle idarenin uyumlu çalıştığının göstergesidir. Son altı ayda Bakanımız Lütfi Elvan ve bugünkü Bakanımız Feridun Bilgin’in çok önemli katkılarıyla ilk defa ekonomi idaresine denizciliği anlatabilme başarısını gösterebildik. Denizciliği bir strateji olarak gören devletin yapması gereken, sektörü karşısında değil yanında görmektir.

Bildiğiniz gibi son dönemde iki önemli karar çıktı. Bunların ilki devletin koster filosunun yenilenmesine ilişkin aldığı karar. Bu konuda meclisteki tüm partilerin ortak iradesiyle çıkan hurda teşviği kararını çok önemli buluyorum. İkinci önemli kararda tersanelerimizin yaşamış olduğu teminat sorununu ortadan kaldırmak için Kredi Garanti Fonu’nu yarım kalmış gemilere değil, yeni sipariş alanlara yönelik olarak kullandırmak şeklinde gerçekleşti.

Şimdi sıra üçüncü segmente geldi. O da dünyada oluşan Trading House’ların gemiciliğe ve deniz ticaretine girmeleriyle, özellikle dökme taşımalarda zaman zaman tankerciliğe de yansıyan boyutlarda oluşturdukları çok büyük güçler karşısında, deniz ticaretimizin asıl oyuncularının yaşadığı sorunlara devletin yaklaşımıdır. Buralarda ciddi sorunlar yaşanıyor. Artık deniz ticaretiyle uğraşan işletmeci ve donatanlar küçük oyuncu şeklinde değerlendiriliyor. Bu Trading House’ların oluşturduğu baskılara karşı devlet olarak bir strateji ortaya koyabilir miyiz, gemi işletmecilerinin sorunlarını çözebilir miyiz diye karar almak durumundayız.”

“Hedefimiz en az yüzde 80 yerli üretim”
Türkiye’nin ileriye dönük çok ciddi projeleri olduğunu belirten Poyraz, ülke denizciliğinin tekrar yükselişe geçmekte olduğunun altını çizdi.

“2008 krizi sonrasında sektör biraz kan kaybettiyse de Türkiye denizcilikte hâlâ önemli bir ülke. Hem İstanbul hem de Çanakkale Boğazı’nı tutan bir noktada olmamız bizim gemi yan sanayimizi de teşvik ederken özellikle tamir-bakımda dünyada önemli yerlere gelmemize sebep oldu. Yeni gemi inşasında olmasa bile özellikle tamir-bakım açısından mevcut 30 havuzla önemli bir kapasiteye ulaştık. Tersanelerimiz tamir-bakım açısından teknik ve kapasite açısından çok ileri düzeyde. Tabi ki son çıkan kanunların yanı sıra inovasyona dayalı gemilerde ve offshore gemilerinde devletin önemli teşvikleri olması gerekiyor.

Türkiye 200’e yakın koster gemisini önümüzdeki 10 yıllık dönem içinde yenileyecek. Bunun dışında uluslararası denizcilik marketinde de önemli bir alıcıyız. Hedeflerimiz arasında gemi ana makinası ve yardımcı makinaları üretmek bulunuyor. Dün Eskişehir fabrikamızdaydık. Orada hakikaten herşeyiyle bize ait motorumuz var, onları geliştirmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla millileşme de bizim için çok önemli. Hedefimiz yüzde 80’den az olmayan bir yerli katkıdır. Savunma sanayimiz bu konuda önemli adımlar attı. Bunun analitik hesaplarını yaptık. Navlun açığımız ne kadar, GSYH’ye, bütçe açığına etkimizi değerlendirdikten sonra bu farkındalık oluşturuldu. Ekonomi yönetiminin, deniz ticaretine yönelik 80’li ve 90’lı yıllardaki olumsuz intibası artık ortadan kalkmıştır diye düşünüyorum.”

Kalkavan: “Norveç ile işbirliğimiz artarak sürecek”
Son dönemde çıkarılan koster filosu ve kredi garanti fonuyla ilgili yasaların sektör için devrim niteliğinde olduğunu vurgulayan Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, diğer denizci devletlerin denizcilik politikasına vurgu yaparak “Devletimiz ilk defa oyunun içine gelmeyi kabul etti” değerlendirmesinde bulundu.

“Türk denizcilik sektörü büyük bir kabuk değiştirme safhasında bulunuyor. Bazı ülkeler Türkiye’nin bu uyanışının farkına vardı. Bunların başında Hollanda ve Norveç geliyor. Geleceğe yatırım olarak gerçekten bizlerle çok iyi diyalog içinde, birlikte özel işler yapmaya çalışıyoruz. Özellikle Norveç ile çok ciddi çalışmalarımız bulunuyor. Aynı şekilde Hollanda ile koster filosu kapsamında çok ciddi çalışmalarımız oldu ancak bunları sonlandıramadık. Bu sektör ve ülke bugün bulunduğu yerden çok daha iyi ve büyük yerlere gelecek. Bizlerle ciddi işlere giren Norveç’i tebrik ediyorum. Para onlarda ama istek ve iş gücü bizde. Dolayısıyla onlarla iş birliğimiz büyüyerek devam edecek. Umuyoruz ki Hollanda ile de devam eder ama Hollandalı firmalar bizdeki bu gelişimin pek farkında değil. Ben Hollanda’yı bu oyuna katılmaya davet ediyorum. Burada hep beraber geleceği planmaya çalışıyoruz. Kimseyle rakip değiliz, hep beraber çok güzel ortaklıklar kuracağız.

Dünyanın en gelişmiş ülkelerine gemi yapabilecek düzeydeyiz, malzemelerimiz dışarıdan geliyor ama bu sektör de zamanla gelişecek. Bu ülkenin yerli sanayi üretimine ihtiyacı var. Devletimiz ilk defa oyunun içine gelmeyi kabul etti ve son 6 ayda iki çok önemli karara imza attılar. Koster yenilenmesi ve kredi garanti fonuyla tersanelere teminat desteği sağlanması. Bunlar ülkemiz için devrim niteliğinde. Sadece komisyonda bir problemimiz var ama onu da çözeceğiz. Bu olay devletin sektöre bakışında ciddi bir değişikliği gösteriyor.”

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın