Türkiye’nin savaş uçağı tedarik süreci, sadece savunma sanayii açısından değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler bağlamında da kritik bir dönemeçte ilerliyor. Ankara'nın Eurofighter Typhoon savaş uçağı alım girişimi, Almanya’daki siyasi dengeler ve insan hakları konusundaki hassasiyetler nedeniyle askıya alınmış durumda. Bu çerçevede, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’ndan dikkat çeken bir çağrı geldi.
Silivri Cezaevi’nden yaptığı açıklamada İmamoğlu, Almanya hükümetine seslenerek, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu savunma kabiliyetlerinin mevcut siyasi tartışmalara kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı. İmamoğlu’nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Basından edindiğim bilgilere göre, tutukluluğumun ardından Alman hükümeti, hava kuvvetlerimizin acil ihtiyaç duyduğu Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının Türkiye’ye satışını veto etmiş. Almanya’da göreve hazırlanan yeni hükümete sesleniyorum: Türkiye bir kişiden ibaret değildir. Türkiye’nin çıkarları, hiçbir siyasi figürden daha az değerli değildir. Kararınızı yeniden değerlendirmenizi istirham ediyorum.”
İmamoğlu ayrıca, mevcut siyasi iktidarın sona yaklaştığını, Türkiye’nin yeni döneminde Avrupa Birliği ile daha sıkı işbirliği hedeflendiğini belirtti. “Bizim dönemimizde Türkiye’nin AB üyeliğine dair en ufak bir şüphe olmayacaktır,” dedi.
Eurofighter Typhoon savaş uçakları, Almanya, Birleşik Krallık, İtalya ve İspanya'nın ortak üretimiyle geliştirilen dördüncü nesil bir platform olarak biliniyor. Türkiye, bu uçaklardan kırk adet satın almayı planlıyor. İngiltere’nin olumlu yaklaşımlar sergilediği ve Ankara ile teknik düzeyde görüşmeler yürüttüğü biliniyor. Ancak Berlin'deki Yeşiller Partisi başta olmak üzere bazı siyasi gruplar, Türkiye’deki tutuklamalar ve insan hakları ihlalleri gerekçesiyle satışa karşı sert bir tavır takınıyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un bazı bakanlıkları ikna ettiği, ancak koalisyon dengeleri nedeniyle kararın hâlâ resmiyet kazanmadığı ifade ediliyor. Berlin-Ankara hattındaki bu gerilim, yalnızca savunma sanayii değil, aynı zamanda Avrupa ile Türkiye arasındaki stratejik ortaklığın geleceği açısından da önemli bir sınav niteliğinde.