Emperyalist ülkelere karşı bağımsızlık mücadelesinin öncüsü olmuş ve imparatorluktan ulus devlete dönüşerek Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş olan Mustafa Kemal Atatürk'ün bir askeri olarak Orta Asya’da kurulan devletçiklere sesleniyorum.
Sovyetler Birliği'nin dağılması ile beklenmedik şekilde devlet hâline gelen Türk soydaşlarıma, bağımsız olmanın bedelini iyi bilmelerini; Türk Kurtuluş Savaşı'nı ve onun önderi Mustafa Kemal Atatürk'ü derinlemesine anlamalarını öneriyorum.
Unutulmamalıdır ki, kâğıt üzerinde verilen bağımsızlıklar, er ya da geç, bağımsızlığı verdiğini iddia eden devlet tarafından geri alınmak istenecektir. Rusya Federasyonu'nun bu devletler üzerindeki gelecek planlarını bilmek şarttır.
Bugün Rusya destekli liderlerin, Ukrayna savaşıyla dış politikada güç kaybeden ve askerî gücünü Batı'ya entegre etmek zorunda kalan bir Rusya karşısında ikili oynayarak Avrupa Birliği'nin finansal desteğini almaya çalışmaları, küçük bir çocuğa elma şekeri verilmesine benzer. Kıssadan hisse
Bu devletçiklere biraz strateji dersi vermek istiyorum.
Orta Asya’dan denize açılmak ve Batı dünyası ile entegre olmak gibi bir düşünceniz varsa ki mutlaka olmalıdır. Çünkü özellikle enerji kaynaklarınızı ancak bu şekilde değerlendirebilirsiniz. Coğrafi olarak üç yönünüz kapalıdır, açık olan tek yön ise batıdır ve bu da Türkiye üzerinden mümkündür.
Ekonomik çıkarlar sağlamak ve varlığınızı güçlendirmek için denizlere açılmanız gereklidir. Bu da yalnızca Türkiye Cumhuriyeti üzerinden gerçekleşebilir.
Bir dönem umutlandık; ortak alfabe çalışmaları yapıldı, Türk Devletleri Teşkilâtı (TDT) kuruldu. Karşınızda, binlerce yıllık devlet tecrübesine sahip bir Türkiye vardı ve hâlâ var. Ancak, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan'ın, sadece 12 milyar Euro için, yani bir elma şekeri karşılığında bu işbirliğini zedelemeleri kabul edilemez.
Bu ihanetin bir bedeli olacaktır.
Tarihten ders almadığınız açık. Tabii okuyorsanız.
Rusya Çarlığı döneminde, birer birer egemenliğinizi kaybettiğinizde, o dönemin yıkılma aşamasındaki Osmanlı Devleti bile sizlere imkânları dâhilinde yardım etmeye çalışmıştı. Peki, neden teker teker egemenliğinizi kaybettiniz biliyor musunuz? Çünkü birlik içinde değildiniz.
Türk Devletleri Teşkilâtı da işte bu sebeple çok önemliydi. Ancak görüyoruz ki, çıkarlar üzerine kurulan bir birlik, 12 milyar Euro karşılığında dağılabiliyor.
Bu devletçiklerdeki soydaşlarımızın bu gerçeği görmesini ve tarihten ders almalarını bekliyorum.
Kıbrıs’ta soydaşlarımıza yapılan soykırımı durdurmak amacıyla, anlaşma hükümleri gereği askerî müdahalede bulunuldu ve soydaşlarımız kurtarıldı. Bu uğurda nice şehitler verdik.
Benzer bir durum, bugün sizlerin de başına gelebilir. Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşanan çağ dışı uygulamaları görmüyor musunuz?
Tüm bu gerçekler ortadayken, Rum kesimini tanıyor ve orada elçilik açıyorsunuz. Türkiye, bugüne kadar sizlere dünyanın parasını akıttı, borçlarınızı sildi ve her daim yanında oldu. Buna rağmen şimdi kulvar değiştiriyorsunuz.
Unutmayın: Tarih, vefasızları asla affetmez. Menfaatler üzerine kurulan dostluklar, kriz anında ilk çöken yapılar olur.
Batı emperyalizmi entrikadır, sömürmedir. Daha ulus kimliğinize kavuşmadan sizleri kendi içinizde parçalayacaktır. Ha Rusya Ha Batı emperyalizmi ikiside aynı.
Sadece 12 milyar Euro için, size örnek olacak Türkiye’yi sırtınızdan itip sattınız. Bu asla unutulmayacaktır.
Belki bilmezsiniz ama bizim kültürümüzde önemli bir atasözü vardır. Keşke anlayabilseydiniz:
“Kendi düşen ağlamaz”
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk ulusu, bu dünyada varlığını kimseye muhtaç olmadan sürdürecektir. Türkiye, kendi başına bir güçtür.
Yüz yıllık bir kuruluş devri sona ermiş, yükselme devri başlamıştır. Türkiye, merkez güç olarak Orta Doğu, Balkanlar ve Doğu Akdeniz'de önemli bir unsur hâline gelmiştir.
Ancak güçlü bir devletin arkasında güçlerinizi birleştirmek yerine, güçlerinizi böldünüz. Oysa dünyada üçüncü bir kutup oluşturmak için Türk Devletleri Teşkilâtı (TDT) amacına uygun şekilde çalışabilseydi, Çin devletinin Batı'ya entegrasyonu sağlanabilir ve Batı emperyalizmi ciddi bir darbe alabilirdi.
Bu tarihi fırsat henüz tamamen kaybedilmiş değildir. Yeter ki bu devletçikler gerçek anlamda devlet olabilsin.
Bunun için ise soydaşlarımızın çok daha fazla çalışması, bilinçlenmesi ve dayanışma içinde hareket etmesi gereklidir.
Bu haberin/makalenin/çevirinin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.