Bayram arifesine tekrar alevlenen, AKP tarafından yeniden iktidarın süresini uzatmak ve hattâ belki de daim kılmak için her türlü tavizle ortaya atılan “yeni anayasa” tartışmalarıyla girdik.
DEM tarafından desteklenen yeni anayasanın, DEM için tavizler kopararak federasyona giden yolda bir basamak olarak kabul edilmekte olduğu milletvekillerinin demeçlerinden anlaşılıyor.
MHP kuruluş amacına uygun niteliklerini kaybettiği için artık çok adı anılmamalı kanaatindeyim. Benim MHP için bakış açım; AKP’nin taşeronluğunu yapan bir eldir. Lağvedilmeli ve AKP’ye katılmalıdır.
CHP ise DEM’in etkili olduğu bölgede aldığı yüzde 2,5 oyu dünyanın en vazgeçilmez oy potansiyeli olarak gören, belediye seçimlerinde elde ettiği başarıyı neredeyse DEM’e tahvil edecek kadar körleşmiş bir zihniyetin kontrolünde yönetilmeye devam ediyor. “Terörsüz Türkiye” propagandasına esir olmuş şekilde Atatürk’ün partisi olduğunu unutarak teröristlerle masaya oturmayı dahi uygun görecek şekilde hareket ediyor.
Bu durumda Meclis’te neredeyse sahipsiz kalmış bir Türklük (İYİ Parti lideri ve milletvekillerini tenzih ediyorum) ve neredeyse sahipsiz kalmış bir devlet görüyorum. Bu konuda artık Anayasa’da bulunan “Türk” ibaresinin yerini “Türkiyeli” ibaresinin almasına doğru süratle gidiliyor.
Bahçeli’nin “yeni bir kimlik” olarak tanımladığı, Erdoğan’ın subliminal mesajlar içeren “Adımız kardeşlik, soyadımız Türkiye” afişleri ile de bundan sonraki aşamanın nereye doğru evrileceğini gösterdiği bir süreç var. Bizim adımız kardeşlik olsa da soyadımız Türk.
DEM’in, federasyona giden yolda önemli bir adım olarak gördüğü bu aşama için pervasızca taleplerde bulunması, kendisini Türklüğe en mesafeli hissedenleri dahi zaman zaman rahatsız ettiğini görüyoruz.
Feodal düzenin temsilcisi DEM eliyle teröristbaşına verilmiş bir inisiyatif üzerinde yürüyen süreçtir bu süreç.
DEM daha önce sinsice yürüttüğü faaliyetleri artık açıktan dile getiriyor. DEM, teröristlere ve teröristbaşına özgürlük, yerel dilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve hattâ valilerin dahi seçilmesi gibi adımlar ile BOP (Büyük Orta Doğu Projesi) için çalışmaya devam ediyor.
Eski Anayasayı darbe anayasası diyerek kötülemek ile oluşturulacak yeni anayasa sayesinde ekonomik olarak çok daha iyi bir seviyeye mi geleceğiz, kardeşlik bağları mı güçlenecek yoksa tanımadığınız Anayasayı tanır hâle mi geleceksiniz?
Anayasa’dan “Türklük” çıkıp yerine Bahçeli’nin dediği gibi “yeni bir kimlik” olarak mesela; “Türkiyeli” olunca, bunu sağlamak için DEM oylarına göz kırpıp “milletin çeşitliliği” esasına dayanan ve hükûmetin iktidarını uzatan yeni anayasa olunca, bunun için de teröristbaşı ve teröristler serbest bırakılıp halkın arasında gezmeye başlayınca; refah seviyemiz mi artacak, kardeşlik ve barış mı gelecek yoksa demokrasiyi herkes iliklerine kadar mı hissedecek? Tabii ki hayır.
“Nas” ve ekonomi biliminin tersine “faiz sebep enflasyon sonuç” politikaları ile ülke ekonomisi yerle bir edilsin sonra bu rezil ekonominin nedeni olarak olmayan terör ve 1982 Anayasası gösterilsin.
Anayasayı tanıma, muktedirlerin hukuku olsun, demokrasiden bahset, çocuk katili ve askerlerimizin katillerini toplumun içine bir irin gibi bırak, kardeşlikten bahset.
Refah ve demokrasi seviyemiz artmayacağı gibi yeni anayasanın ağır bir bedeli olacağı büyük ihtimâldir. Toplumsal huzurun bozulmasına neden olacağı, ileride bölünmeye dahi sebep olabileceği çok muhtemeldir.
Söylemeye devam edeceğim. Hâlihazırda yüzde 42’sini değiştirdiğiniz Anayasa’da neyi değiştirmek istediniz de değiştiremediniz? Bu ülkenin vatandaşlarına yeten Anayasa sizin neyinize yetmiyor?
Şımarttığınız DEM’in ne istediğini görmüyor musunuz? “Belirli bölgeler bizim olsun kalan Türkiye herkesin olsun ama Türklük olmasın” zihniyetindeki DEM’e tavizler vermekten vazgeçin.
Türklük bu ülkenin yapı taşıdır. Bununla oynamayın, ulus devlet yapısından taviz vermek kuruluş felsefesini yok saymaktır. Tam bağımsızlığı ve üniter devleti yok saymaktır.
Ümmetçi zihniyetin Türklük bilincinden hazzetmediğini biliyoruz. Bu zihniyete şunu sormak isterim; Arapları hoş görüyorsunuz hatta tapıyorsunuz, Yunanı hoş görüyorsunuz, Fransızı, Almanı, İngilizi hoş görüyorsun da bir tek “Türk” mü sizi rahatsız ediyor ve neden?
Yüce Türk Milleti bir olduğu zaman her şeyle başa çıkabilecek güce, en büyük ekonomik buhranları atlatacak ferasete, çelik gibi bir arada duracak yapıya sahiptir. En büyük dileğim; gelecek seneki bayramda yine mevcut Anayasa’nın birleştiren, milletimizi bir arada tutan ulus devlet ve devletimizi tek bir yönetim altında, tek bir yargı ve yürütme sistemine sahip üniter bir devlet olarak görmektir.
Mutlu, sağlıklı, huzurlu bayramlar diliyorum.
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.





