Bu hafta Londra’da bir araya gelen Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO)’nün üye devletleri, çevresel etkileri azaltmak adına denizcilik tarihinde kritik bir dönüm noktasına ulaşmayı hedefliyor. Deniz Çevresini Koruma Komitesi (MEPC)i’nin 83’üncü oturumunda, sera gazı emisyonlarının küresel düzeyde azaltılması ve karbon ücretlendirme mekanizmalarının oluşturulması masaya yatırılacak.
Ancak Amerika Birleşik Devletleri’nin sürece olan ilgisizliği ve Çin ile Brezilya gibi ülkelerin teknik itirazları, toplantının beklenen sonucu üretmesini zorlaştırabilir. Bu nedenle, bazı gözlemciler şimdiden çıkacak kararların taraflar için “hayal kırıklığı yaratabileceğini” öngörüyor.
Gündemin en tartışmalı başlığı: “kaynaktan egzoza kadar” (well-to-wake) emisyon hesaplama yaklaşımı. Çin ve Brezilya gibi ülkeler bu yöntemin, denizcilik sektörünün başka sanayi kollarının da emisyon yükünü üstlenmesi anlamına geleceğini savunuyor. Buna karşılık, Norveç Armatörler Birliği Üst Yöneticisi Knut Arild Hareide, ABD’nin pasifliğine rağmen ülkelerin ortak bir zemin bularak ilerlemesi gerektiğini ifade ediyor.
Hareide, “Ortaya çıkacak kararın herkesi memnun etmesi beklenmese de bu süreç, ileride daha güçlü adımlar için temel teşkil edebilir” diyerek diplomatik bir çerçeve çiziyor. IMO Sera Gazı Emisyonları Çalışma Grubu Başkanı Sveinung Oftedal’ın Çin ve Brezilya ile özel diyalog yürüttüğünü belirten Hareide, hafta boyunca ekonomik bir çözüm mekanizması bulunabileceğini umduğunu dile getiriyor.
Yirmi yıl önce başlayan direnç
Denizcilikte karbonsuzlaşmaya yönelik ilk küresel adımlar 2011 yılında MEPC tarafından kabul edilen Enerji Verimliliği Tasarım Endeksi (EEDI) ile atılmıştı. 2018 yılına gelindiğinde ise sektör, 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarında yüzde ellilik azalma hedefiyle ilk stratejik yol haritasını belirlemişti. Ancak aradan geçen süre içinde bu hedefin yetersiz kaldığı, teknik çözümlerin ve yeşil yakıt alternatiflerinin artık erişilebilir hâle geldiği görüşü ağırlık kazandı.
Slovenya’nın eski başbakan yardımcısı ve günümüzde iklim odaklı Ecocivilisation adlı kuruluşun kurucusu olan Dr. Violeta Bulc, denizcilik sektörünün “kendisini yeniden icat etmesi” gerektiğini vurguluyor. MEPC 72 toplantısı öncesinde Avrupa Birliği adına yüzde yetmiş beşlik azaltım hedefini savunan Bulc, teknik çözümlerin hazır olduğunu, asıl engelin ise siyasi irade eksikliği olduğunu belirtiyor.
“Ortak bir yaklaşım şart değil. Amaç kirletmemek olmalı. Tüm kullanılabilir teknolojiler devreye sokulmalı,” diyen Bulc, çözümün doğayla uyumlu net bir etki yaratması gerektiğini vurguluyor.
Ekonomik mekanizma şart: Karbon ücretlendirmesi kritik eşikte
Denizcilik sektöründe yeşil yakıtların yaygınlaşabilmesi için en gerçekçi yol olarak karbon salımına yönelik ekonomik bir düzenleme gösteriliyor. Hoegh Autoliners Üst Yöneticisi Andreas Enger, “Yeşil yakıtları nerede ve nasıl üreteceğimizi biliyoruz. Ancak fosil yakıt kullanımı ücretsiz kaldığı sürece geçiş mümkün değil,” diyerek mali teşviklerin önemine dikkat çekiyor.
Aynı görüşü paylaşan eski Norveç Başbakanı Erna Solberg ise, “Kırmızı rakamlarla yeşil dönüşüm yapılamaz,” ifadesiyle yeşil geçişin ekonomik sürdürülebilirliğini tartışmaya açıyor.
IMO'nun bu haftaki toplantısında gündeme gelecek karbon ücretlendirmesi, teknik olarak “vergi” ya da “harç” olarak adlandırılmaktan özellikle kaçınılıyor. Bunun nedeni, küresel vergi rejimlerine dair tartışmaların alevlenmesini önlemek. Ancak toplantının başarısı, Brezilya, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin üçte iki çoğunluğu sağlayarak ilerlemesine bağlı olacak.
Küresel denizcilik için tarihi bir hafta
MEPC 83 toplantısının yalnızca denizcilik sektörü için değil, iklim politikaları açısından da tarihi bir önemi bulunuyor. Uzmanlara göre bu hafta alınacak kararlar, 2028 ve 2029 yıllarında dünya filosunun yeşil yakıtlarla çalışıp çalışmayacağını doğrudan etkileyecek. Hedefler net: Daha temiz denizler, düşük karbonlu taşımacılık ve küresel sorumluluk. Ancak bu hedefe ulaşmak için bugünden adım atmak şart.
Hareide’in sözleriyle:
“Bu düzenlemeler 10 yıl önce yürürlüğe girmeliydi. Şimdi harekete geçmezsek, bir 10 yıl daha kaybedebiliriz.”