Deniz: Verdiğimiz güven sayesinde tercih ediliyoruz

MDN İstanbul

Askeri deniz platformlarından, taktik mini İHA sistemlerine kadar geniş bir alanda ürün ve çözümler geliştiren STM Savunma Teknolojileri, Mühendislik ve Ticaret A.Ş. Deniz Projeleri Direktörü Mehmet Selahattin Deniz ile güncel pro jeleri, pazarlama stratejileri ve gençlerin önünü açan insan kaynakları yaklaşımları hakkında konuştuk


Dünyada yeni trend daha küçük boyutlu denizaltılar. STM’nin de bu konuda çalışmaları var. Biraz bilgi verebilir misiniz?


STM olarak biz daha önce yabancı bir donanma için midget dediğimiz küçük 150 ton civarında denizaltılar için çalışma yaptık. Bu çalışmada bir yere geldik ve o ülkenin donanması bizden daha büyük 600 ton civarında, hem denizaltı görevini yapacak hem de midget’tan beklenen sualtı taarruz faaliyetlerini yapabilecek bir denizaltı istedi. Bunun üzerine biz STM olarak ST500 kod ismiyle bir dizayn geliştirdik. Şu an o dizaynın kabul edilmesi durumunda detay dizayna geçip üretim safhasına başlayacak aşamadayız. Bu dizaynımızla ilgili olarak şu an iki ülkeyle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bu denizaltılar sadece SAT komandolarıyla yapılacak organizasyonlar ya da faaliyetler için değil aynı zamanda 4 tane torpido atabilecek konumda, dolayısıyla bir denizaltıdan beklenen her türlü harekâtı yapabilecek kapasitede. Tek özelliği ufak olması, dolayısıyla sığ sularda rahat hareket ediyor. Özellikle adalar denizi olan bölgelerde çok rahat harekât yapabilecek bir denizaltı. 18 personeliyle ve mevcut sınıf klasik denizaltılara göre yaklaşık 1/3 ya da 1/4 gibi çok da cazip fiyatlarla hemen hemen benzer görevleri yapabilecek platformlar olması sebebiyle piyasada da yer bulacağını düşünüyorum. 600 ton ağırlığındaki bu denizaltılar 25 metre boyunda ve dalış derinliği de yaklaşık 200 metrelere yakın olacak. 4 tane harp başlıklı torpidoya sahip olacak denizaltıda 18 personelin yanı sıra 6 SAT komandosu bulunabilecek. Personeli, gemi içinden harekât alanına çıkarabilme kabiliyetine sahip olacak denizaltı ayrıca sualtında 18 knot hıza, suüstündeyse 8 knot hıza ulaşabilecek. Nerdeyse bildiğimiz konvansiyonel denizaltıların hemen hemen aynı profilinde görev yapabilecek denizaltılar olacak.


Sonrasında STM’nin insansız denizaltı projeleri olacak mı?


Savunma Sanayi Başkanlığı’nın başlattığı suüstü insansız deniz aracı projeleri var. Bunun beraberinde denizaltı insansız araçları için de bir çalışma başlatılıyor. Henüz kontrat seviyesi ve detaya ulaşmasa bile bu konuda çalışmalarımızı başlattık. Şu an dışarıya sunacak konumda olmadığı için detay paylaşmak doğru olmaz.


STM’nin geçtiğimiz yıllarda öğrencileri hedef aldığı denizaltılarla ilgili Derin Arayışlar isimli bir tasarım yarışması vardı. Bu denizaltı projelerinde öğrenciler ya da yeni mezunlar yer alacaklar mı?


Şu an Türkiye’de Deniz Kuvvetleri dışında denizaltı dizayn kabiliyeti olan ve bu konuda eğitimli, tecrübeli mühendis bulunduran tek kuruluş biziz. Biz Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında personelimizi iki yıl süreyle Almanya ThyssenKrupp Marine Systems (TKMS) ve Howaldtswerke-Deutsche Werft (HDW) tersanelerinde yeni tip denizaltı dizaynının grubu içinde çalıştırdık. Dolayısıyla oradan belli bir tecrübe aldık ve o tecrübe şu an yeni tip denizaltıya yansıdı. Bunun yanı sıra biz denizaltılarda çalıştıracağımız arkadaşları İngiltere’deki üniversitelere denizaltı eğitimine gönderiyoruz. Çalışanlarımızın hepsi tabii ki denizaltılarla ilgili mühendislik eğitimi almıştı ama bir şeyi yapabilirim demenin güveni o projenin içine girmekle oluyor. Yen Tip Denizaltı Projesi’nde Almanya’da çalışıp, Türkiye’de Gölcük Tersanesi’nde gemilerin inşası işine dâhil olunca güvenimiz arttı ve STM’nin 1,700 tonluk denizaltısını konsept olarak dizayn ettik. Şu an elimizde aslında tümüyle milli olan STM’nin 1,700 tonluk bir denizaltısı var. Şimdi bütün amacımız milli denizaltı inşa projesinde yer alarak bu bilgi birikimini aktarmak.


Sorunuza gelince, bu kadar çok proje içine biz STM olarak deniz altı dizaynını da ekleyeceksek mutlaka bu konuda niyetli, hevesli arkadaşlara ihtiyacımız var. Denizaltı dizaynında çalışmak apayrı bir beceri. Bu arkadaşları yetiştirecek imkânlarımız da var, liderlik edecek grubumuz da var. Dolayısıyla biz bu konuya açığız ve üniversitelerden gelecek arkadaşları bu konuda istihdam etmeye hazırız. Özellikle Milli Denizaltı Projesi’nin dizayn safhası ilerlediğinde, ihtiyaç duyulacak dizayn safhalarıyla ilgili mutlaka üniversitelerden arkadaşlara ihtiyacımız olacak.


Türkiye’nin neden milli bir denizaltıya ihtiyacı var?


Sonuçta kuvvetli olmak silaha sahip olmayı gerektiriyor. Bir silaha sahip olmanın en büyük adımıysa dizaynına sahip olmak. Eğer bir geminin dizaynına sahipseniz, onun alt sistemlerini değiştirebilirsiniz, silahını değiştirebilirsiniz ve kendinize özgün kimsenin engelleyemeyeceği bir silaha sahip olursunuz. Şu an kimi açık, kimi gizli ambargolar, engeller birçok projemizde bizi, İstanbul Fırkateyni’nde olduğu gibi silah sistemleri dâhil yüzde 74 yerliliği sağlayan bir çabanın içine soktu. Yüzde 10’larda olan bu yerlilik şu an yüzde 74’lere ulaştı. Şimdi aynı şeyi denizaltılara yapacağız. Şu an evet Yeni Tip Denizaltı yapıyoruz evet dizaynı TKMS ve HDW’ye ait ancak ilk defa bir dizaynı alıp Türkiye’de inşa ediyoruz. Ama bazı section’larını örneğin section 50 dediğimiz baş tarafta torpido tüplerinin olduğu yeri, en zor kısmı ilk defa Türkiye’de yapıyoruz, donatıyoruz, buna uygun altyapıyı oluşturuyoruz, kaynak veya freze delimlerini yapıyoruz.  Ay sınıfı denizaltılar yurtdışından gelmişti. Bu bize bundan sonra eğer kendi denizaltımızı yapacaksak, herhangi bir torpidoyu veya silahı istediğimiz boyutlarda bu baş bölgeye monte etme kabiliyetini kazandırdı. Kimse beni bir yerlere yönlendirmesin, ben silahımı, sistemlerimi kullanıp kendime yeter olayım noktasında bu çok önemli. Suüstünde bunu yaptık şimdiki adım milli denizaltı.


Denizaltıyı kim inşa edecekse Deniz Kuvvetleri mutlaka kullanıcı olarak bunun içinde olmalı. Operasyon sahada hareket ihtiyacına sahip isterler onların isterleri. Bu silahı onlar kullanacak. Sualtında ne kadar kalmak istiyor, hangi silahları kullanmak istiyor, düşmana karşı alınacak önlemler, vs… mutlaka Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarına göre dizayn edilmeli. Çünkü biz işin mühendislik kısmındayız. Zaten Milli Denizaltı Proje Ofisi, Gölcük Tersanesi Komutanlığı’nda açıldı ve Deniz Kuvvetlerimizin ilk çekirdek kadrosu da mühendis olarak buraya atandı. Bu arkadaşların ihtiyaç duydukları mühendislik alanlarına destek sağlamak için biz hazırız. Yalnız henüz proje başladı diyerek kimin ne sorumluluk alacağı aşamasına gelinmedi, o aşamaya gelindiğinde STM olarak ihtiyaçları karşılayacağız. Zaten Türkiye’de bu hizmeti verebilecek tek sivil firmayız.


Pakistan Deniz Kuvvetleri için yürütmekte olduğunuz AGOSTA Projesi’nde hangi aşamadasınız?


AGOSTA Projesi, Pakistan’ın denizaltı projesi. Bu Proje için bir ihale yapıldı ve biz o ihaleyi, bu denizaltıları dizayn ve inşa edip Pakistan’a teslim eden Fransız firmasına karşı kazandık. Önce ilk geminin modernizasyonunu tamamladık ve geçtiğimiz aylarda teslim ettik. İkinci gemiye başladık ve temmuz ayında da üçüncü geminin kontratını imzaladık. Zaten bu sınıfta yani AGOSTA B sınıfında üç tane denizaltısı var. Türkiye’nin yurtdışında ilk denizaltı modernizasyon projesidir bu ve STM olarak bunu yapıyor olmaktan son derece gururluyuz. Tabii ki Ay Sınıfı ve Preveze sınıfındaki tecrübelerimizi yansıttık oraya.


Mehmet Selahattin Deniz


İlk defa IDEF’21’de tanıtılan sahil güvenlik gemilerinin detaylarını öğrenebilir miyiz?


Sahil Güvenlik Komutanlığımızın isteklerine bağlı olarak kullanıcı isteklerini belirlemek üzere geçen senelerde bir toplantı serisi düzenledik. Buna bağlı olarak üç farklı tipte sahil güvenlik gemisi konsept tasarımı geliştirdik. Bunlardan bir tanesini Komutanlığımız beğendi, isterlerini maksimum karşılayan bir model olarak öne çıktı. Ancak bu şu an için planlaması olan bir proje değil. Biz sadece onlara, isteklerinin nasıl bir platformda bir araya geleceğini göstermek adına yardımcı olduk. Bu konuda bir tedarik projesi gelişirse biz hazırız.


Peki dış pazarlara yönelik hedefleriniz nelerdir?


Çok geniş bir yelpazede çalışıyoruz ve askeri projeler öyle çok hızlı ilerleyen, bugünden yarına olan projeler değil. Mesela 2010 yılından beri Endonezya’dayız. 3 farklı denizaltı projesi, 2 tane korvet, fırkateyn, OPV için devamlı değişen isterlerle gidiyoruz, gerçekleşen bir şey oldu mu henüz, olmadı ama pazarı bırakamıyorsunuz. Bunun dışında Malezya, Bangladeş, Kuveyt, Katar, Nijerya, Pakistan, Peru, Brezilya, Kolombiya gibi ülkelerde bir takım tekliflerimiz ve gayretlerimiz var. Dediğim gibi bunlar çok çabuk gerçekleşmiyor ama amacımız mutlaka iki yurtdışı projesini aynı anda aktif tutmak. Umuyorum, yakın zamanda yurtdışında bir faaliyetimiz daha olacak, görüşmelerimiz sürüyor.


Bu görüşmelerdeki kriterler nelerdir? Devletlerarası ilişkiler mi, teknoloji mi, bütçe mi nedir ön plana çıkan?


Tabii ki devletlerarası ilişkiler önemli ama yeterli değil. Sonuçta; onların istediği, bütçeye uygun, zamanında verilmiş, başarılı bir ürün olması lâzım. Sadece çok sevmekle olmuyor, ürünü de vermek lâzım. Projenin bütçesi ve karşı tarafın ikna edilmesi çok önemli. STM olarak bizim en önemli gücümüz mühendislik ve sualtı/suüstü gemilerine ait en büyük bilgi birikiminin bizde olması.


STM’yi yurtiçi ve yurtdışındaki rakiplerinden ayıran kurumsal ve teknik özelliklerini, bununla birlikte yeterliliklerini nasıl değerlendirirsiniz?


Sektörde en ufak katılımcı bile rakiptir çünkü biz de 4 kişiyle başladık ve şu anda 265 mühendisin çalıştığı bir kuruluşuz. Bu duruma da 16 yılda geldik. Birçok firma ya hazır ürün verir ya başkasının dizaynını alır, silahını alır başkasına entegre etmeye çalışır. Biz müşterinin isterlerine özgün çözümler getiriyoruz. Diyoruz ki, ‘‘Siz ne istiyorsunuz? Her şey kabulümüzdür. Senin silahın ya da başkasının silahı, senin tersanen ya da başkasının tersanesi, küçük, hızlı, vs… ne istiyorsunuz?’’ çünkü biz dizayn ediyoruz. Dizayn ettiğimiz ürünün tedarikini sağlıyoruz, sonrasında donatımda entegrasyon mühendisliklerini yapıyoruz, testlerini yapıp, kullanıp, ikna edip teslim ediyoruz. Bunların hepsinin tek bir çatı altında olduğu başka bir yer yok. Bu onlara çok cazip geliyor. Türk Deniz Kuvvetleri’ne yaptığımız örnekler var, yurtdışına teslim ettiğimiz projeler var. Bizim bir diğer farkımız da kadromuzda Deniz Kuvvetleri’nde görev yapmış, gemileri inşa etmiş ve kullanmış asker kökenli mühendis arkadaşlarımızın da olması. Dolayısıyla müşterinin söylediğini, bunu kullanmış biri olarak çok iyi anlıyoruz ve hemen cevap veriyoruz. Mesela Çin ile rakip olduğumuz bir projede müşterinin ihtiyaçlarına bir günde cevap verebildik, öğrendik ki Çinlilerle üç aydır anlaşmaya çalışıyorlarmış. Daha yüksek bir bedel teklif etmemize rağmen verdiğimiz güven ve Türk malı kullanma oranımız nedeniyle o projeyi aldık. TCG Heybeliada ile bugüne geldiğimiz süre zarfında çalıştığımız 7080 tane sabit firmamız var, yurtdışında en büyük dayanağımız onlar. Onlardan aldığımız güven sayesinde çok rahat bir şekilde Türk malı ürünlerin arkasında durabiliyoruz. Yabancı firmaların ürünleriyle yurtdışına gidemeyiz çünkü yaptırımlar her gün değişiyor. Bu politik konjonktürde, stratejik ortamda en büyük güvencemiz Türk sanayisi.


Türkiye’de denizaltı dizayn eden, denizaltında komutanlık yapmış ya da denizaltı sistemlerini kullanmış birini dışarıda bulma şansın yok. Bir sivil üniversiteden Atmaca, harpoon, 76 mm top ya da sensörlerle ilgili donanımlı birini bulma şansın yok. Bunda mutlaka bu alanlarda pişmiş, o grubun liderliğini yapacak askeri kökenli mühendis, tekniker hatta işçiye ihtiyaç var, tecrübe esas. Bilginin yanı sıra tecrübenin de yansıması olması lâzım. STM’de yaklaşık 60 kişiden oluşan tekne dizayn kısmı tümüyle sivil kadroludur, başındaki yöneticileri de sivil sanayiden ve üniversitelerden aldığımız arkadaşlardır çünkü onlar artık askeri standartlarla haşır neşir olmayı öğrendi ve tek başına işi yürütebiliyorlar. Silah, elektronik, denizaltı gibi spesifik alanlarda hâlâ yönetim grubunda askeri personelin tecrübesini kullanıyoruz. Yurtdışına baktığınızda bu tarz projelerde çalışanların yüzde 70’i asker kökenlidir ve bununla da övünürler. Bu bilgi yayıldıkça sanayimiz de daha köklü büyüyecek.


Özel sektörle işbirlikleriniz, üretimleriniz var mı?


Özel sektörle test ve eğitim gemisini İstanbul Denizcilik Tersanesi’nde inşa ettik, seyir tecrübelerini kontrol ettik ve kısa bir süre içinde Deniz Kuvvetlerimize teslim edeceğiz. Tamamen dizayn ve donatımı bize aitti.


Bunun yanı sıra 2 tane lojistik destek gemisi var, Selah Tersanesi’nde inşası yarım kalmış bu projelerin tamamlanma projesini biz aldık. Bu tamamlanma projesini Ada Tersanesi’nde sürdürüyoruz. Şu an birinci geminin seyir tecrübelerini yapıyoruz, Eylül ayının 15’i gibi Deniz Kuvvetleri’ne teslim edeceğiz. İki yıldır âtıl duran geminin bütün sistemleri bakım istedi ve biz bunu 4 ay gibi çok kısa bir sürede yaptık, 5 ay gibi kısa bir sürede de teslim edeceğiz. Bu gemi Deniz Kuvvetlerimizin büyük bir açığını kapatacak önemde. Sonrasında diğer gemiye devam edeceğiz ama onun tamamlanması biraz daha zaman alacak. Yaklaşık 18 ay sürecek bir çalışma olacak.


Deniz Kuvvetlerimizin önemli projelerinden biri olan TF2000 için görüşleriniz nelerdir?


TF2000 için Savunma Sanayi Başkanlığı, ‘‘dizaynı nasıl olabilir?’’ dediğinde biz daha küçük tonajlı bir tasarımla çalışmıştık. TF2000’in hep içinde olduk, aklımızın bir köşesinde hep var. Dolayısıyla TF2000 Projesi’nin hangi safhası bize verilirse STM olarak destek vermeye hazırız. Deniz Kuvvetlerimizin ana ihtiyaç konularından biri olan TF2000 için proje modeli belli olacak. Savunma Sanayi Başkanlığımızın tercihi farklı olabilir, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın tercihi farklı olabilir ama sonuçta kullanıcının istediği konsept ve harekât ihtiyacını karşılayacak konfigürasyonda bir gemi olacağı kesin. Proje modeliyle ilgili henüz açıklanmış bir karar yok ancak ortak bir noktada buluşulacak aşamada olunduğunu düşünüyorum.


Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın