Deniz Lisesi ve Deniz Harp Okulu 250 yaşında

MDN MEDIA

Deniz Lisesi ve Deniz Harp Okulu (DHO) kuruluşunun 250’nci yılı 18 Kasım’da Heybeliada Yerleşkesi’nde üst düzey protokolün yanı sıra, görevde ve emekli olan mezun ve mensupları ve de ailelerinin katıldığı çoşkulu bir törenle kutlandı

Ara başlıklar
Tören, geçiş törenleriyle başladı Denizde yapılan geçit törenine 21 unsur katıldı “Biz büyük bir Deniz Kuvvetleri ailesiyiz. Bu aileye ne kadar aidiyet duygularıyla bağlı olursak, bizler o kadar güçlü oluruz”Protokol Deniz Kuvvetleri hakkında konuşma yaptı Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu konuşmasında, Deniz Kuvvetleri’nin yaptığı faaliyetlerden ve çevrede neler olduğundan bahsetti“Cenevre görüşmelerinde iki devletli bir çözüm istendiği açıkça belirtildi”“DenizKuvvetleri, deniz-havada oldukça kuvvetli”“Ege’deki göçmen sayısında yüzde 98 azalma oldu” “Deniz Kuvvetleri olarak, 24 gemiyle 6 Şubat depremlerine destek verildi” “Bu yıl NATO’nun Deniz Gücü Komutası bizde” “Bu yeni hizmete açtığımız ya da yeterliliğini artırdığımız sosyal tesislerimizin amacı, birlik ve beraberlik içerisinde güçlü bir Deniz Kuvvetleri ailesi olmak”Tümamiral Ramazan Özoğul konuşmasında, bahriyelilerin başarılarından bahsettiKıdemli mezun emekli Albay Kaya Ünal, konuşmasında temennilerini ve gururunu paylaştı Sinema salonunda gerçekleştirilen törenin ardından davetliler serbest zamanda, Deniz Harp Okulu Heybeliada Yerleşkesi’nde kendileri için hazırlanan etkinliklere katıldı Açılışı yapılan Anılar Salonu’nda birkaç kare:Konuşmaların ardından, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, MarineDeal News’la kısa bir sohbet gerçekleştirdi Bir sonraki hedef uçak gemisi “Değişen ihtiyaçlara göre, projeler düzenleniyor” “Havadan bağımsız denizaltılardan ilki teslim alınacak” “Önümüzdeki dönemde insansız sistemler ve yapay zekâ önemli olacak” “Millîlik oranı yüzde 80’i geçti” Tuğamiral Ercan Kireçtepe ve Tuğamiral İbrahim Özdoğan Tarihi Dershane stantlarında sualtı taarruz, sualtı savunma ve amfibi hücum timlerinin güncel silâh ve ekipmanlarını tanımında MarineDeal News’un sorularını yanıtladı Silâhlar yeni nesil ve son teknoloji Amfibi hücum timi zorlu bir eğitimden geçiyor “Amacımız öldürmek değil, düşmanı muharebe dışı bırakmak” “Askerlerin taşıdığı mühimmatlar 35 kilo”Hemen hemen bütün harekâtlarda balistik kullanılıyor Deniz Kuvvetleri, yerli firmalara geri beslemeyi sağlıyor Tanıtım Tuğamiral Ercan Kireçtepe ile devam etti ve Kireçtepe MarineDeal News’un sorularını yanıtladı Silâhların 5000 adımda bir yenilenmesi lâzım Yerli bomba imha robotu ACROB, oldukça dayanıklı bir sistem Yarım kilo ağırlık bile askeriyede büyük önem taşıyor Uzaktan Ateşleme Sistemi, insan hayatını hiç tehlikeye atmadan gözlem yapma imkânı veriyor En son teknoloji kullanılan bomba elbiselerine, ekstra parça takılabiliyor Amiral rütbesine yükselen ilk kadın subay Gökçen Fırat da törendeydi “Gelecekte de kadın amirallerimizin olacağına inanıyorum”Tören bahriyelilerin denizcilere özgü çimariva selamı ile bitti

Şehir Hatları Barış Manço vapuru ile sabah 07:00’da Kabataş İskelesi’nden davetliler karşılanıp hareket edildi, ardından Kadıköy ve Bostancı İskeleleri’nden davetliler alınarak klasik çay, simit ikramı ve Deniz Harp Okulu Öğrenci Korosu’nun seslendirdiği ve davetlilerin de katıldığı çoşkulu marşlar eşliğinde Heybeliada Deniz Lisesi, DHO Yerleşkesi’ne yaklaşılırken, vapura amfibi hücum gemisi TCG ANADOLU, Donanma’ya ait diğer unsurlar ile denizden ve havadan eşlik etti ve TCG ANADOLU personeli, davetlileri, denizcilere özgü “çimariva” ile selamladı.

Oramiral Ercüment Tatlıoğlu’nun dönem arkadaşı
emekli subaylardan oluşan manga geçiş yaparken…

Tören, geçiş törenleriyle başladı

Protokolünde Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Deniz Eğitim Komutanı Tümamiral Erhan Aydın, Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Ramazan Özoğul ve Millî Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu’nun bulunduğu tören öğrenci alayı ve 1981 devresi emekli subayların tören geçişiyle başladı.

Denizde yapılan geçit törenine 21 unsur katıldı

Tören, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın henüz teslim almadığı ancak bayrak çekilen ilk millî fırkateyn F515 borda nolu İSTANBUL rehberliğinde Nizam Heybeliada adı verilen düzen doğrultusunda, denizde gerçekleştirilen geçit töreniyle devam etti. Geçit törenine, 3 fırkateyn, 1 korvet, 1 amfibi çıkarma gemisi, 1 tank çıkarma gemisi, 1 hücumbot, 1 karakol botu, 1 mayın avlama gemisi, 1 denizaltı, 1 Sahil Güvenlik korveti, 2 SAT botu, 2 atak botu, 4 Sahil Güvenlik botu ve 2 LCVP olmak üzere toplam 21 unsur eşlik etti.

MarineDeal News Genel Yayın Yönetmeni Yeşim Yeliz Egeli, Deniz Kuvvetleri Komutanları ile anı fotoğrafı soldan sağa: Oramiral (E) Salim Dervişoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Oramiral (E) Metin Ataç, Oramiral (E) Adnan Özbal

“Biz büyük bir Deniz Kuvvetleri ailesiyiz. Bu aileye ne kadar aidiyet duygularıyla bağlı olursak, bizler o kadar güçlü oluruz”

Protokol Deniz Kuvvetleri hakkında konuşma yaptı

Akabinde Piri Reis Konferans Salonu’nda, Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Ramazan Özoğul’un, Millî Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu’nun, Deniz Kuvvetleri Komutanı Ercüment Tatlıoğlu’nun ve kıdemli mezun Kaya Ünal’ın konuşmaları dinlendi.

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu konuşmasında, Deniz Kuvvetleri’nin yaptığı faaliyetlerden ve çevrede neler olduğundan bahsetti

Tatlıoğlu konuşmasına, Karadeniz’de bulunan 700 milyar metreküpe yakın doğalgazla başladı. Hedef sahasının sadece onda birinde bu miktarın bulunduğuna değinen Tatlıoğlu, ekonomik açıdan Karadeniz’in eskisinden daha önemli hâle geldiğini ve şu anda Batı Karadeniz’de, 3 tane sondaj gemisinin petrol arama faaliyetlerine devam ettiğini söyledi. Deniz Kuvvetleri olarak, bu çalışmalara destek verdiklerini de ekledi. Karadeniz’i ciddi bir şekilde etkileyen Rusya-Ukrayna Savaşı’na da değinen Tatlıoğlu, bölgede jeopolitik mücadele adına yeni bir döneme girildiğinin ve Deniz Kuvvetleri’nin oldukça güçlü olduğunun altını çizdi. RusyaUkrayna Savaşı’nın Karadeniz’i en çok etkileyen sonuçlarından biri olan mayın tehlikesinden de bahseden Tatlıoğlu, mayın filosunun oldukça güçlü olduğunu belirtti. Tatlıoğlu, “Tahıl koridorunu kullanan ticaret gemilerini, mayın filomuz çok iyi bir şekilde korudu ve Karadeniz’de herhangi bir emniyetsiz, güvensiz durum oluşmadı” dedi.

Bu tarihi günde, Çaka Bey komutasındaki ilk Türk Donanması’nın keşfedildiği Ege Denizi ile konuşmasına devam eden Tatlıoğlu, tek bir kurşun bile atmadan kaybedilen adalara değinerek, “Geçmişten bu aldığımız dersler çerçevesinde Donanmamızı, Deniz Kuvvetlerimizi, güçlü tutmak zorundayız” dedi. Yunanistan’la var olan 8 sorunun 7 tanesinin denizlerle ilgili olduğunu dile getiren Tatlıoğlu, sorunların giderilmesi üzerine çalıştıklarını söyledi.

“Cenevre görüşmelerinde iki devletli bir çözüm istendiği açıkça belirtildi”

Güçlü savunmanın Doğu Akdeniz’de de devam ettiğini belirten Oramiral Tatlıoğlu, bu bölgede de çok zengin doğalgaz ve petrol yatakları olduğunu belirterek, 18 Mart 2020 tarihinde Birleşmiş Milletler’e deklare ettikleri Türk Kıta Sahanlığı içerisinde izinleri olmadan yapılmak istenen, hiçbir sondaj veya arama faaliyetine müsaade etmediklerini söyledi. Doğu Akdeniz’in en büyük adası olan Kıbrıs ile ilgili ise, Cenevre görüşmelerinde beklentilerinin iki devletli bir çözüm olduğunu belirttiklerini ve noktayı koyduklarını ekledi.

“DenizKuvvetleri, deniz-havada oldukça kuvvetli”

Konuşmasında Deniz Kuvvetleri’ne de değinen ve denizhavada ciddi güce ulaştıklarını söyleyen Tatlıoğlu, “Kendi denizlerimizde keşif ve gözetleme faaliyetlerini etkin bir şekilde icra ediyoruz” ifadelerini kullandı. Karadeniz Uyumu Harekâtı’nın öneminden de bahseden Tatlıoğlu, Karedeniz’de güçlü bir deniz kuvvetleri olduklarını belirterek, Karadeniz’in güvenliğini kıyıdaş ülkelerle birlikte, dışarıdan bir yardıma ihtiyaç duymaksızın sağladıklarını ve Montrö Sözleşmesi’nin hükümlerine uyulmasının önemini sürekli vurguladıklarını söyledi ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın, bölgenin ciddi bir problemi olan düzensiz göç sıkıntısıyla ilgili mücadelesine de değindi.

“Ege’deki göçmen sayısında yüzde 98 azalma oldu”

Deniz Kuvvetleri olarak, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın çalışmalarına destek verdiklerini ekleyen Tatlıoğlu, müşterek uğraşları sonucu, Ege’deki göçmen sayısında yüzde 98 azalma olduğunu aktardı. Akdeniz Kalkanı Harekâtı ile Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatleri koruduklarını ve Meis’in güneyinde doğalgaz ve petrol arama faaliyetlerine devam ettiklerini dile getirdi. Türk Deniz Grubu’nun 2020’den beri Libya’ya destek verdiğini de belirten Tatlıoğlu, Libya Deniz Kuvvetleri’ne eğitim verdiklerini de söyledi.

“Deniz Kuvvetleri olarak, 24 gemiyle 6 Şubat depremlerine destek verildi”

Etkin bir şekilde uluslararası ve yerli harekât ve tatbikatları başarıyla icra etmeye devam ettiklerini de belirten Tatlıoğlu, doğal afetlerde de halkın yanında olduklarını belirtti. TCG SANCAKTAR, TCG BAYRAKTAR ve TCG İSKENDERUN gemilerinin 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde hastane gemisi olarak kullanıldığını ve Deniz Kuvvetleri olarak 24 gemiyle deprem bölgesine destek sağladıklarını açıkladı.

“Bu yıl NATO’nun Deniz Gücü Komutası bizde”

Deniz Kuvvetleri’nin NATO’nun da etkin ve yetkin bir üyesi olduğunu anlatan Tatlıoğlu, “Bu yıl NATO’nun Deniz Gücü Komutası bizde ve NATO’nun Deniz Gücü Komutasını icra eden 3 ülkeden biriyiz” dedi. Tatlıoğlu hızla millîleşen savunma sanayi hareketliliği kapsamında, AKYA torpidosunu ve ATMACA ürünlerini yaptıklarını da sözlerine ekledi.

“Bu yeni hizmete açtığımız ya da yeterliliğini artırdığımız sosyal tesislerimizin amacı, birlik ve beraberlik içerisinde güçlü bir Deniz Kuvvetleri ailesi olmak”

Tatlıoğlu tarihi miras gemiciliğine verdikleri önemin de altını çizerken, Mustafa Kemal Atatürk’ün gemisi Savarona’nın Deniz Kuvvetleri envanterine katılmak üzere, İstanbul Tersanesi’nde onarım gördüğünü ve Uluçreis müze denizaltısının da Gölcük Tersanesi’nde ciddi bir onarımdan geçtiğini söyledi. Tatlıoğlu Karadeniz’de yeni bir deniz müzesi açtıklarına da değinirken, tarihi mirasın ve aidiyetin çok önemli olduğuna vurgu yaptı. Emekli ve görevdeki mensuplar için birçok yeni tesis açıp, eski tesisleri yenilediklerinden bahsetti. Tatlıoğlu, “Bu yeni hizmete açtığımız ya da yeterliliğini artırdığımız sosyal tesislerimizin amacı, birlik ve beraberlik içerisinde güçlü bir Deniz Kuvvetleri ailesi olmak istek ve çabamızın somutlaşmış bir göstergesi. Görevdekiyle, emeklisiyle biz büyük bir Deniz Kuvvetleri ailesiyiz. Bu aileye ne kadar aidiyet duygularıyla bağlı olursak, bizler o kadar güçlü oluruz” dedi. Ormiral Ercüment Tatlıoğlu, “Deniz Kuvvetlerimiz, ulusal güvenliğimizi sağlamak adına üstlendiği görevleri büyük bir başarıyla yerine getirmektedir. Tekrar 250’nci kuruluş yıldönümümüz kutlu olsun” diyerek konuşmasına son verdi.

Tümamiral Ramazan Özoğul konuşmasında, bahriyelilerin başarılarından bahsetti

Törende konuşma yapanlardan biri olan Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Ramazan Özoğul ise, “Asırlardır Türk Deniz Kuvvetleri’nin ana subay kaynağı olan şanlı Deniz Harp Okulumuz’da, geleceğimizin teminatı olan genç bahriyelileri en iyi şekilde yetiştirme gayreti ve hevesiyle siz büyüklerimizin izinde çalışmalarımıza devam ediyoruz” diyerek konuşmasına başladı. Özoğul, Deniz Harp Okulu’nun 250’nci yılında tarihinin en yüksek mezun sayısı olan; 10’u kadın, 12’si misafir asker öğrenci, 466 teğmeni mezun ettiklerini söyledi. Genç bahriyelilerin, deniz ve denizciliğe uyum sağlamaları için yaz döneminde çeşitli eğitimler icra ettiklerini aktaran Özoğul, tatbikatlardan istifade eden öğrencilerin donanma gemilerinde, denizi yaşayarak öğrendiklerine değindi. Özoğul, Deniz Harp Okulu Makine Teknoloji Kurulu öğrencilerinin TEKNOFEST 2023’te jet motoru tasarımlarıyla 225 takım arasından 2 mavi takımıyla birincilik ve Armada takımıyla üçüncülük elde ettiğini, Amerikan Uzay ve Havacılık Enstitüsü’nün 2023 Jet Motor Tasarımı yarışmasında ise, 55 ülke arasından birinci olduğunu paylaştı.

Kıdemli mezun emekli Albay Kaya Ünal, konuşmasında temennilerini ve gururunu paylaştı

Bir başka konuşma yapan isim en kıdemli mezun emekli İkmal Kıd. Albay Kaya Ünal da 250’nci yılı kutlayarak başladığı konuşmasında, bu önemli eşiği kutlama şerefinin 1958 mezunlarına denk gelmesinin gururunu yaşadığını belirtti. Deniz İkmal Grup Komutanlığı ve İstanbul Deniz Dikimevi Müdürlüğü gibi makamlarda görev yapmış olan Ünal, Deniz Kuvvetleri’nde Lojistik Komutanlığı’nın kurulmasına dair temennilerini paylaşmanın yanı sıra, Mustafa Kemal Atatürk’ün yatı Savarona’nın, Deniz Kuvvetleri’nin kullanımına geçmek üzere tadilata girmesinden duyduğu mutluluğu da dile getirdi.

Sinema salonunda gerçekleştirilen törenin ardından davetliler serbest zamanda, Deniz Harp Okulu Heybeliada Yerleşkesi’nde kendileri için hazırlanan etkinliklere katıldı

Oramiral Tatlıoğlu ve davetliler, Deniz Kuvvetleri için önemli olan aidiyet duygusunu artıracak ve miraslarını yaşatacak, Yukarı Okul Anılar Salonu’nun açılışını gerçekleştirdi. Davetliler, Tarihi Dershane’de sergilenen Deniz Kuvvetleri stantları ve anılar fotoğrafları sergisini gezme fırsatı bulurken, İnsansız Deniz Araçları MARLİN ve MİR’i, ZAHA’ları, Yelkenli ve Kürekli tekneleri ve helikopterleri ziyaret etme fırsatı buldu.

Açılışı yapılan Anılar Salonu’nda birkaç kare:

Konuşmaların ardından, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, MarineDeal News’la kısa bir sohbet gerçekleştirdi

TCG Anadolu’dan sonra ikinci uçak gemisinin yapımına ilişkin takvim hakkındaki sorumuzu yanıtlayan Tatlıoğlu, Savunma sanayinin son 10-15 yılda çok geliştiğine dikkat çekerek, millî korvet ve fırkateynden sonra denizaltının inşasının sürdüğünü ve amfibi hücum gemisi TCG Anadolu’nun daha büyüğü olan, 260-280 metre boyutlarında ve bir uçak gemisi olarak Deniz Kuvvetlerimize kazandırılmasıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Bir sonraki hedef uçak gemisi

Yeni yapılması planlanan uçak gemisinin daha önceden planlanan Trakya olup olmayacağına ilişkin sorumuza açıklamalarda bulunan Tatlıoğlu, TCG Anadolu’yu yaptıklarını ve ilk SİHA gemisi olduğunu söyledi. TB-3’lerin de bu yılın sonunda hazır olacağını ve bundan sonraki arzunun bir uçak gemisiyle daha ileriye gitmek olduğunu belirtti.

“Değişen ihtiyaçlara göre, projeler düzenleniyor”

TF2000 projesindeki son durum ile ilgili sorumuzu yanıtlayan Tatlıoğlu, Türkler’in ilk defa yerli güdümlü mermi ATMACA’yı kullanmaya başladıklarını ve buna bağlı olarak dikey lançerlerin ortaya çıktığını söyledi. TF2000’de değişen ihtiyaçlara göre projede, bazı düzenlemeler yaptıklarını ekledi. Hücumbot projesi ile ilgili de yorum yapan Tatlıoğlu, “Onda da bazı düzenlemeler oldu, çünkü tonaj itibarıyla çok büyüktü, sürat düşük kalıyordu. Sürati artırmak istedik çünkü sürat çok önemli bizim için. İstif Sınıfı firkateynlerdeki çalışmalar sürüyor. Birini aldık (İSTANBUL), aralık ayında törenini yapacağız, üçü devam ediyor. Hisar Sınıfı Açık Deniz Karakol gemileri, MİLGEM korvetinin aynı formatında olan gemiler. Onlar da devam ediyor, Ege’de çok işimize yarayacak gemiler. Diğer taraftan amfibi gücümüz iyi ama yeni amfibi gemiler de alıyoruz. Devam ettiğimiz projeler çok iyi gidiyor. Benim en mutlu olduğum konulardan biri ilk defa millî torpidomuz olması. Denizaltınız var torpidonuz yoksa hiçbir anlamı yok. Millî atış kontrol sistemimizden milli torpido attık. Bunlar bizim gençliğimizde hayaldi” dedi.

“Havadan bağımsız denizaltılardan ilki teslim alınacak”

Tatlıoğlu, nükleer denizaltının planlarında olup olmadığına ilişkin sorumuza, bir denizci olarak tabii ki nükleer denizaltı istediklerini, bütün platformların onların gözbebeği olduğunu söyledi. Ancak bir sıra dâhilinde ilerlediklerini ekledi ve önceliklerinin Reis Sınıfı denizaltılar olduğunu belirtti. Tatlıoğlu, “Bunlar havadan bağımsız. Denizaltılarda bir zaman içinde satha çıkmanız lâzım. O esnada sizi tespit edebiliyorlar. Hava almadan seyir yapmanız için havadan bağımsız olmanız lâzım. Yunanistan’ın var, bizim de havadan bağımsız denizaltımız oluyor. Birini teslim alacağız, ötekinin testleri başladı, üçüncü havuza çıktı. Bunlar bittikten sonra kendi MİLDEN’lerimiz olacak. Millî dizayn denizaltılarımız” ifadelerini kullandı. Ne zaman planlanıyor sorumuz için ise, kendilerinin planladıklarını ancak Gölcük Tersanesi’nde denizaltıları yaptıkları için biraz zaman aldığını açıkladı.

“Önümüzdeki dönemde insansız sistemler ve yapay zekâ önemli olacak”

Mini denizaltı yapımıyla ilgili, “İnsansız hava araçlarında çok iyi bir seviyedeyiz. İnsansız suüstü araçlarında (İDA) da hakikaten çok iyiyiz. Dört farklı sınıf İDA yaptık. Bunların üçünü aralık ayında teslim alacağız. Şimdi de insansız sualtı araçları üzerinde çalışmalara başladık. Önümüzdeki dönemde insansız sistemler ve yapay zekâ önemli olacak. Şu anda savunma sanayisinde geldiğimiz noktada, gerek tersaneler gerekse savunma sanayi kuruluşları, iyi bir koordinasyon yakaladı kendi içinde. Deniz Kuvvetleri olarak biz de onlarla yakın çalışma içindeyiz. Zaten öyle de olması lâzım. O nedenle iyi bir yoldayız. Cumhurbaşkanımız bu konuyu iyi yönettiği için de çok hızlı ilerliyor” dedi.

“Millîlik oranı yüzde 80’i geçti”

Deniz Kuvvetleri’ndeki millîlik oranı için ise, “Yüzde 80’i geçtik. İstanbul fırkateynimizde kullandığımız radarlar, sonarlar hepsi millî. Deniz Topu’nu da kendimiz yapmaya başladık. Daha önce hepsini dışarıdan alıyorduk. Geminin üzerindeki malzeme, elektronik harp cihazları, radarı, sonarı, telsizi, silâhlarına baktığımızda çok önemli bir seviyeye geldik” dedi.

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu gerçekleşen sohbetin ardından MarineDeal News Genel Yayın Yönetmeni Yeşim Yeliz Egeli’ye Deniz Harp Okulu’nun 250’nci Yıldönümü anısına özel hediye takdim etti.

Ardından güne özel hazırlanan MSÜ/Deniz Harp Okulu/1773/250’nci Yıl arma baskılı hazırlanan pasta, Oramiral Tatlıoğlu ve davetli hanımefendiler ile birlikte kesildi.

Tuğamiral Ercan Kireçtepe ve Tuğamiral İbrahim Özdoğan Tarihi Dershane stantlarında sualtı taarruz, sualtı savunma ve amfibi hücum timlerinin güncel silâh ve ekipmanlarını tanımında MarineDeal News’un sorularını yanıtladı

Tümamiral İbrahim Özdoğan tanıtımına, Amfibi Deniz Piyade Komutanlığı ile ilgili bilgi vererek başladı. 1968 yılında Gölcük’te bir bölük olarak kurulan komutanlığın; 1974’te alay, 1994’te ise tugay seviyesine çıkarıldığını söyledi. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda adaya çıkan ilk askerler olarak tarihe geçmiş ve Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası aldığını paylaştı. Özdoğan, “Millî gururumuz ve çok maksatlı amfibi hücum gemimiz TCG ANADOLU ile kazandığımız yeteneklerle envantere giren, hem denizde hem de karada harekât imkân kabiliyetine sahip zırhlı amfibi hücum araçlarımızla yeteneklerimiz bir kat daha artmış, yerli ve millî silâhlarımızla milletimizin huzur ve refahı, ülkemizin bölünmez bütünlüğü kapsamında Ulu Önder Atatürk’ün izinde olmaya ve ülkemizin hak ve menfaatlerini, mavi vatanda korumaya devam etmekteyiz” dedi.

Silâhlar yeni nesil ve son teknoloji

Silâhların yeni nesil ve son teknolojiyle tasarlandığını söyleyen Özdoğan, silâhların yüzde 80’inin yerli olduğunu söyledi. Özdoğan, “Keskin Nişancı Tüfeği JMK Bora 12, tamamen yerli imkânlarla yapılmış, kamuflaj desenli olan tüfekler ise keskin nişancı ve gözetleyicilerin kullandığı tüfekler. JMK Bora’dan iki tane var. Biri karlı havalarda kullandığımız. Diğeri ise, daha çok hem kendi amfibi harekâtımıza yönelik operasyonlarda hem de Suriye Bölgesi’nde kullandığımız bir teçhizat” dedi.

Amfibi hücum timi zorlu bir eğitimden geçiyor

Amfibi hücum timi olarak görev yapan askerlerin, önce yaklaşık 6 ay komando kursu aldıklarını söyleyen Özdoğan, sonrasında gemi zapt ve müsadere, helikopterden serbest kayış ve botla hedef bölgesine sinsi taarruz imkân kabiliyeti kazanmayı içeren 8 haftalık zorlu bir eğitimden geçtiklerini söyledi.

Özdoğan gezinin devamında şunları ekledi:

Drone’lara karşı kullandığımız savunma maksadıyla, hem gemilerde hem de kara birliklerinde Av Tüfeği, Shotgun isimli, 7 tane mermi alan tüfeğimiz var. 100 metreye kadar bir alanda saçmaları huni şeklinde geniş bir alana yaydığı için drone’a isabet ettirme şansı daha yüksek. Yine birçok, özellikle subay, astsubay ve makineli tüfek kullanan personelin kullandığı Canik yerli tabancamız var. SAR 9 makineli yerli tüfeğimiz, özellikle gemiyi zapt ve müsaderede kısa namlu olması ve seri atış yapabilmesi nedeniyle kapalı mahâlde, dar alanlarda çok kolay kullanılıyor.

“Amacımız öldürmek değil, düşmanı muharebe dışı bırakmak”

Amaçlarının öldürmek değil, düşmanı muharebe dışı bırakmak olduğunu belirten Özdoğan, “SAR 56, Sarsılmaz firmasının ürettiği piyade silâhı olarak kullandığımız ve yeni envanterimize giren bir silâh. 5.56 mermi atıyor ve NATO standartlarına uygun. Amacımız öldürmek değil, düşmanı muharebe dışı bırakmak. Bu nedenle küçük çaplı bir silâh kullanıyoruz” dedi.

Özdoğan, “Bu, otomatik bomba atarımız. 6 tane mühimmatı bir anda kullanılabiliyor. Tek tek atıyor. Muharebede bizim, yaklaşık 400 metreye el bombası atma imkânımızı sağlıyor. Çünkü içindeki mühimmatın içinde küçük bilyeler var, av tüfeği mantığıyla, düştüğü yerde o bilyeler de dağılıyor. Ve bölgesel bir atış imkânı sağlamış oluyor. Bunun teklisi de var” diyerek tanıtımına devam etti.

“Askerlerin taşıdığı mühimmatlar 35 kilo”

Özdoğan, bir personelin kendi ağırlığına ilâve olarak, yaklaşık 35 kilo kadar mühimmat silâh taşıdığını söyledi.

Askerlerin kendilerini korumak için kullandığı balistiğin tanıtımıyla devam etti:

Hemen hemen bütün harekâtlarda balistik kullanılıyor

Bu göstermiş olduğumuz şey, balistik. Sert, kurşun geçirmez, hem önde (ön gövde) hem de arkada (sırtta) ve yanlarda var. Bu şekilde askerler, yakın muharebe silâhı dediğimiz, piyade tüfeğine karşı kendisini koruyabiliyor. Ayrıca top mermisi ve havan mermisinin parça tesirine karşı da kendisini koruma, imkân kabiliyetini sağlamış oluyoruz. Hemen hemen bütün harekâtlarda da bu teçhizatı kullanıyoruz.

Özdoğan tura, RPG 7 roketatar silâhının tanıtımıyla devam etti:

Özellikle tanklara karşı kullandığımız veya koruganlarda kullandığımız bir silâh. 60 milimetrelik havan silâhı, yine piyade bölüklerinin 400-500 metre ilerisindeki toplu hedeflere karşı atış yapabilen bir silâhımız.

Deniz Kuvvetleri, yerli firmalara geri beslemeyi sağlıyor

Amfibi Deniz Piyade Tugayı’nın her an her göreve hazır olduğunu söyleyen Özdoğan, “Sis mermisi var, tahrip mermisi var, aydınlatma mermisi var. Bunlar da diğer ASELSAN’ın ürettiği tamamen yerli yapımı termal kameralar, gece görüş gözlükleri, PARS termal kamerası. Bizim, tamamı dediğimiz gibi yerli ve gittikçe de yerlilik oranımız artıyor. Biz, aynı zamanda yerli firmalara da bu şekilde geri beslemeyi de sağlamış oluyoruz. Biraz önce de dediğim gibi Amfibi Deniz Piyade Tugayı, Türk Silâhlı Kuvvetlerimizin, milletimizin vereceği her görevi yapmaya daima hazırdır” diyerek tura son verdi.

Tanıtım Tuğamiral Ercan Kireçtepe ile devam etti ve Kireçtepe MarineDeal News’un sorularını yanıtladı

Keskin nişancı tüfeklerinin çok çabuk değiştiğini ve gelişen bir sistem olduğunu kaydeden Kireçtepe, bu tüfeklerin iki yıl sonra eski model olmaya başladığını ifade ederken baret silâhı hakkında anti personel özellikleri olduğunu söyledi. Baret silâhlarının 800 metre civarında atar yaptığını ve iyi bir atıcının 1000’e kadar atar yaptığını sözlerine ekleyen Kireçtepe o gün tarihi dershane stantlarında bulunan baret silâhların 1500’e kadar atış yaptığını ifade etti. Kireçtepe aynı zamanda bu silâhın intihar arabaları ve hafif zırhlı araçları durdurmada da etkili olduğunu söyledi.

Silâhların 5000 adımda bir yenilenmesi lâzım

Silâhların yenilenmesi konusuna da değinen Kireçtepe, “5000 adımda namlunun değiştirilmesi lâzım. Bu beş bin adım da görevin yoğunluğuna bağlı olarak, üç- beş sene içinde gerçekleşiyor. Üç-beş sene içinde namlunun çeliği değişiyor, teknolojik gelişmeler oluyor. Dolayısıyla daha iyi bir silâh, daha iyi bir dürbün imkânı oluyor. Dürbün gelişince silâhının da biraz daha gelişmesi lâzım” dedi.

Yerli bomba imha robotu ACROB, oldukça dayanıklı bir sistem

Kireçtepe, yerli bomba imha robotu ACROB için, “Aslında ACROB keşif robotu. Bunu sapından tutup binanın ikinci katına atıyorsunuz mesela ve EYP var mı yok mu görüyorsunuz. Çok ağırdır ve darbeye dayanıklı bir sistemdir. Bu da yerli bir üretim. Özellikle el yapımı patlayıcıların olduğu yerlerde baya etkili” dedi.

Yarım kilo ağırlık bile askeriyede büyük önem taşıyor

Stantta yer alan mayın detektörünün en hafif detektörlerden biri olduğunu söyleyerek konuşmasına devam eden Kireçtepe, yarım kilo ağırlığın bile askeriyede büyük önem taşıdığını aktardı.

Uzaktan Ateşleme Sistemi, insan hayatını hiç tehlikeye atmadan gözlem yapma imkânı veriyor

Yerli yapım drone Uzaktan Ateşleme Sistemi (USAS)’nin özelliklerini aktaran Kireçtepe, “Özellikle el yapımı patlayıcılarda, açık alanda, tehlikeli bir bölge varsa kamerayla gözleyip, yakından bakıp, hayati riskleri minimize ederek daha doğrusu insan hayatını hiç tehlikeye atmadan gözlem yapmak ve çözüm üretmek üzerine tasarlanmış bir sistem. Tamamı ile yerli bir ürün. Sualtı Savunma Grup Komutanlığı (SAS)’ndaki arkadaşlarımızla Savunma Sanayi Başkanlığı’nın ortak bir çalışmasıydı. Biz ihtiyaçlarımızı söyledik. Onlar uygun şirketlerle irtibata geçtiler. Bir Ar-ge çalışması yaptık. Şu anda sualtında ve suüstünde kullanılan yerli ve çok popüler bir ürün hâline geldi. Uluslararası tatbikatlarda kullanıldığında diğer ülkeler “siz bunu nasıl yaptınız” “biz bunu nasıl temin ederiz” diye soruyorlar. Büyük ihtimâlle ihracatı da olacak. En son Karadeniz’deki bir tatbikatta ABD’liler, Romanyalılar “Hangi firma üretiyor” diye sordu” dedi.

En son teknoloji kullanılan bomba elbiselerine, ekstra parça takılabiliyor

Stantta yer alan bomba kalkanının özelliklerini “Bunlar sadece şarapnel karşılar. Mermi tutma özelliği yok” şeklinde açıklayan Kireçtepe bomba elbisesine ise ekstra parçalar takılabildiğini, ağır bir malzeme olduğunu ve en son teknoloji kullanıldığını aktardı.

Kireçtepe son olarak, ”SAS, Silâhlı Kuvvetler’deki tek Deniz Komanda Birliği. Dolayısıyla bizim eşit olduğumuz şeyler, dünyadaki özel kuvvetler ve malzemelerimizin de uluslararası standartta olması lâzım” dedi.

Amiral rütbesine yükselen ilk kadın subay Gökçen Fırat da törendeydi

Deniz Harp Okulu’nun 250’nci yılında, Cumhuriyet tarihinin ilk savaş gemisi Komutanı ve TSK’nın ilk kadın Amirali, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Savunma Planlama ve Proje Yönetim Başkanı Tuğamiral Gökçen Fırat da törene katılan isimler arasındaydı. Sinema Salonu’nda düzenlenen törende protokol oturma düzeninde MarineDeal News Genel Yayın Yönetmeni ile yan yana bir düzende olduklarından Yeşim Yeliz Egeli, Tuğamiral Fırat’ı bu yeni görevinde tebrik etti ve anı fotoğrafı çekildiler.

“Gelecekte de kadın amirallerimizin olacağına inanıyorum”

Fırat, “Genç kadın subaylarımıza, öğrencilerimize ve kariyer seçme aşamasında bulunan gençlerimize rol model olmanın sorumluluğunu hissediyorum. Deniz Kuvvetlerimiz’de pek çok önemli görevi icra eden kadın subaylarımız var. Gelecekte de kadın amirallerimizin olacağına inanıyorum” dedi.

Tören bahriyelilerin denizcilere özgü çimariva selamı ile bitti

Serbest zamanın bitmesiyle Deniz Harp Okulu’nun 250’nci yılını kutlamak için gelen konuklar, Heybeliada’ya geldikleri özel vapura binerek, çimariva selamı ile uğurlandı. Barış Manço vapurundaki konuklara denizden, MİLGEM’in ilk korveti TCG HEYBELİADA ile ilk milli tasarım Fırkateyn (TCG) İSTANBUL ile havadan Deniz Kuvvetlerine bağlı helikopterler eşlik etti.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın