Demir-çelik üretimine ithalat darbesi

MDN İstanbul

İthalat nedeniyle yılın ilk yarısında demir-çelik üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,9 gerileyerek 17.4 milyon tona düştü. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, yaptığı açıklamada, geçtiğimiz yıllarda demir-çelik sektörünün üretim performansının sanayinin genel üretim ortalamalarına göre daha iyi durumda olduğunu belirterek, yılın ilk 6 ayı itibarıyla tersine bir durumun söz konusu olduğunu söyledi. Haziran ayında çelik üretiminin 2 milyon 941 bin ton olarak gerçekleştiğini dile getiren Yayan, bunun bir önceki aya göre yüzde 3,6’lık bir düşüşü, 2012 Haziran ayına göre ise yüzde 0,5’lik bir artışı ifade ettiğini kaydetti. Yayan, ocak-haziran döneminde ham çelik üretiminin geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,9 azalarak 17,4 milyon tona gerilediğini bildirdi.

Artan tüketime rağmen
üretim düşüyor
Çelik tüketiminde artış olmasına rağmen üretimin düştüğüne dikkati çeken Yayan, “Bu durum, ithalattaki artıştan kaynaklandı. Yılın ilk beş ayında ithalat, miktar bazında yüzde 30,4, değer bazında da yüzde 15 arttı. Dolayısıyla üretimimiz ithalattaki olağanüstü artış yüzünden gerileme gösterdi” dedi. İthalattaki hızlı artışın nedenleri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Yayan, geçen yılın son çeyreğinden bu zamana kadar girdi maliyetleri konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını, bu durumun ithalatı daha cazip hale getirdiğini söyledi. Hurda fiyatlarının yılın ilk beş ayında çok yüksek seyrettiğini anlatan Yayan, “Dünyada 500 milyon ton civarında bir kapasite fazlalığı var. Bu kapasite fazlalığı nihai ürün fiyatlarını baskı altına alıyor. Hem nihai ürün fiyatları baskı altında olup hem de girdi fiyatları yüksek seyrettiğinde üretici, hurda üreticileri ile tüketiciler arasında sıkışıyor. Bu da kendileri açısından zarara neden oluyor” diye konuştu. Rekabet etmekte güçlük çektiklerini dile getiren Yayan, Türkiye’deki üreticiler açısından daha iyi rekabet edebilme şartlarının oluşturulması gerektiğini ifade etti. AB’nin rekabet konusundaki olumsuzluklar karşısında sessiz kalmadığını ve çelik eylem planı hazırladığını belirten Yayan, bu eylem planına göre şirketlerin rekabet edebilmesinin önündeki engellerin irdelendiğini ve çözüm arandığını kaydetti.

‘Üzerimizde devlet yükü var’
Yayan, her yıl çevre katkı payına 50 milyon, TRT payına da 25 milyon dolar civarında para ödediklerini, enerji maliyetlerinin de rakip ülkelerdeki maliyetlerin oldukça üzerinde seyrettiğini kaydetti. Sektörün bu zamana kadar elde ettiği başarıların AB ve Amerikalılar’da “Türk girişimcileri devlet yardımı alıyor” algısı yarattığını anlatan Yayan, “Biz de onlara diyoruz ki bizim üzerimizde devlet yardımı yok devlet yükü var” diye konuştu. Çevre katkı payı alıp bunları belediyelere aktaran kurumların içinde bulundukları geminin su aldığının farkında olmadıklarını belirten Yayan, “Oysa o gemi batarsa bulunduğu bölgeyle birlikte batacak” dedi. Yayan, TRT payının oranının düşürülmesi ya da tamamen kaldırılması gerektiğini vurguladı. Artık çalışanların ve müteşebbislerin özveri ve verimliliklerinin sınırına geldiklerine dikkati çeken Yayan, kamu yükünün kaldırılmasının önemini anlattı.

‘Büyüme pozitif

gerçekleşirse şükrederiz’
Bu yıl için yüzde 6-7 civarında büyüme beklerken, büyümenin pozitif çıkmasına şükreder hale geldiklerini dile getiren Yayan, bu durumun ciddi bir hedef sapması olarak kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Yayan, AB ekonomisindeki iyileşme beklentilerinin 2014’e kalması, ABD kaynaklı gelişmeler, Mısır’ın Türkiye’den ithal ettiği inşaat demirine vergi uygulaması, Ürdün’ün 2,5 yıl geçerli olacak şekilde koruma tedbirleri uygulamaya başlamasının sektördeki büyüme beklentilerini olumsuz etkileyen faktörler olduğunu dile getirdi.

Rakiplerle fark kapanıyor
Sektörün artık kendi haline bırakılamayacağına, sorunların ekonomi yönetimini ilgilendiren bir boyuta geldiğine işaret eden Yayan, bu duruma mutlaka müdahale edilmesi gerektiğini kaydetti. Demir-çelik üretiminde Türkiye’nin hala dünyadaki ilk 8 ülke arasında yer aldığını anlatan Yayan, Türkiye’nin kendinden sonra gelen ülkelerle arasındaki mesafenin kapanma noktasına geldiğine dikkati çekti. Ukrayna’nın Türkiye’ye yaptığı ihracat sayesinde üretimini artırdığını belirten Yayan, Latin Amerika ülkelerinin de ciddi koruma tedbirleri uyguladığını ifade etti. Haksız ithalata karşı koruma tedbiri alınması gerektiğini anlatan Yayan, “Rusya, Ukrayna ve Avrupa’nın en kalitesiz ürünleri Türkiye’ye geliyor ve gümrüklerde bunların kontrollerini yapacak bir insan kaynağı yok” dedi.

Bunu Paylaşın