23 Nisan’ın coşkusunu sevimli kedilerin gözünden, Atatürk’ün liderliğinden ilham alan bir hikâyeyle yaşamak ister misiniz? Dr. Selim Erdoğan, “Cesur Patiler: Müzenin Muhafızları” kitabında Harbiye Askerî Tarih Müzesi’nde yaşayan minik kahramanlar aracılığıyla, çocuklara cesaretin, dayanışmanın ve tarihten güç almanın önemini anlatıyor. Kedilerin mücadele azmiyle Kurtuluş Savaşı’nın ruhunu buluşturan bu özel söyleşide, hem 23 Nisan’ın anlamını hem de Atatürk’ün liderlik mirasının çocuklara nasıl aktarıldığını konuştuk
“Cesur Patiler: Müzenin Muhafızları” fikri nasıl ortaya çıktı? İlham kaynağınız nedir?
‘Cesur Patiler: Müzenin Muhafızları’ fikrinin ortaya çıkışı aslında bir süreç. Bundan iki sene önce İş Sanat için sevgili Yekta Kopan ve Kıymet Ergöçen’le birlikte “Tarih Dede Anlatıyor” adında bir çocuk kitabı yayınlamıştık. Yetişkinlere yönelik monografiler, akademik metinler yazmaya alışıktım ama çocuklara yönelik ilk deneyimimdi. Üstelik orada bir soru/cevap formatı vardı. Çocukların sorduğu sorulara benim verdiğim cevaplar Yekta Kopan tarafından pedagojik bir seyreltmeden geçirilerek çocuklara sunulmuştu. Kronik Kitap’tan sevgili Adem Koçal Millî Mücadele ve Atatürk temalı bir çocuk kitabı yazmam konusunu düşünmemi rica ettiğinde aslında aklımda bir konu oluşmaya başlamıştı.
Kitabınızda Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelesi önemli bir yer tutuyor. Bu tarihsel unsurları bir çocuk kitabına entegre etmek sizin için zor oldu mu?
Hayır hiç zor olmadı. Her şeyden önce iyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum ve 45 sene öncesinde kalmış olsa da ben de 8 yaşında olmuştum. O yaşta bir çocuğun dünyasında neler vardır, neler yoktur, öncelikleri nelerdir farkındayım. Örneğin, sekiz yaşında bir çocuğa ne kronolojik bir Millî Mücadele tarihi, ne de Atatürk biyografisi anlatamazsınız. Anlatsanız da havada kalır. O yaşta çocuk daha yeni yeni çevresini, çevresindeki hayvanları, bitkileri keşfetmektedir. Aklı oyundadır ve rastladığı her kişiyi ve objeyi oyununa katkı sunma derecesine göre bir yere koyar. Örneğin en sevdiği yetişkinler onların oyunlarına ayak uyduran, onlarla sevdikleri oyunları oynayan yetişkinlerdir. Bu açıdan bakınca, “Bu oyunların ya da o çocuk dünyasındaki imgelerin içine serpiştirilmiş, o oyunların bir parçası olmuş Atatürk anekdotları, Millî Mücadele hikâyeleri çocuklara ulaşabilir,” diye düşünerek planladım kitabı.
Kahramanlarınız olan Kekik, Oynaksu, Suna, Çılbır ve Dombili oldukça sevimli karakterler. Bu karakterleri oluştururken nelerden esinlendiniz ve neden kedileri tercih ettiniz?
Eminim kitabı okuyan çocuklar annelerinin, babalarının ellerinden tutup kendilerini Harbiye Askeri Tarih Müzesi’ne götürmelerini isteyecekler. O mekânları görmeyi arzulayacaklar. Ama en büyük merakları Kekik ve arkadaşları ile ilgili olacak. Ve çocuklar müzeye bunun için gittiklerinde hayal kırıklığı yaşamayacaklar çünkü müzenin bahçesinde tüm bu minik dostlarımızı görecekler. Ama isimler kendi yaşamımızdan. Mesela Kekik benim iki sene önce melek olan oğlumun adıydı. Bu kitapla yaşasın istedim. Oynaksu, Çılbır, Suna hep eşimle sokakta baktığımız, bazılarını sahiplendirdiğimiz kedilerin kendi verdiğimiz isimleri. Paspas çok sevdiğim bir arkadaşımın yakın zamanda kaybettiği kedisinin adı. Yani isimler hep kendi hayatımızdan.
Kitapta ‘akıl ve cesaret’ teması öne çıkıyor. Sizce günümüz çocukları için bu iki değer neden önemli?
Mustafa Kemal Atatürk’ü tarihteki diğer asker ve devlet adamlarından ayıran pek çok üstün niteliği var; okuma-öğrenme hevesi, hafızası, muhakeme yeteneği, zekâsı, dayanıklılığı, kararlılığı gibi. Ama tüm bunları kendi çıkarları için değil, kendisini feda edercesine bir milletin faydasına kullanmasını dağlayan başat nitelikleri akıl ve cesaret. Biri olmadan diğeri toplum için kanser kadar tehlikeli de olabilecek ikiz özellikler bunlar. Günümüzde ne çekiyorsak zeki ama korkak, cesur ama aptal karakterlerin etrafında kümelenen çıkar amaçlı örgütlü kötülükten çekmiyor muyuz millet olarak? İşte bununla mücadele edecek aydınlık savaşçılarının ta en baştan bu erdemlerle yoğrulması amacıyla üstünde durdum bu kavramların.
Harbiye Askerî Tarih Müzesi’ni hikâyenin mekânı olarak seçmenizin özel bir sebebi var mı?
Türk’ün tarihini, Atatürk’ü, Millî Mücadele’yi anlatabileceğiniz daha doğru bir yer var mı İstanbul’da? Hele ki bu kadar kediye de sahipken? Bu kitabı eğer bir seriye çevirecek olursak gelecek bölümlerini Ankara’da Anıtkabir’de de yapacağız. Projesi hazır.
Bu kitabı okuyan bir çocuk sizce en çok ne hisseder ne öğrenir?
Umutsuz durumlar olmadığını, umutsuz insanlar olabileceğini ve zafere ulaşanların ancak umudunu hiç yitirmeyenler olacağını öğrenecekler.
Bu haberin/makalenin/çevirinin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.