“Bu ülkenin bir deniz memleketi olduğunu öğrenmesi gerekiyor”

Yeşim Yeliz Egeli


İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Hatları yeni Genel Müdürü Güçlü Şeneler, göreve atanmasının ardından yaptıkları çalışmaları ve gelecek planlarını ilk MarineDeal News ile paylaştı

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1975 İzmit doğumluyum. Bir körfez çocuğuyum ve bunu söylemekten gurur duyuyorum. İzmitliler, Kocaelililer aidiyet duygusu çok gelişmiş bir coğrafyada yaşayan insanlar ve ben de çok sevdiğim için bunu sürekli vurgulamayı isterim. İlk, ortaokul ve liseyi orada okudum. Kocaeli Anadolu Lisesi’nden mezun oldum. Çok sevdiğim ve okumaktan gurur duyduğum bir okul. Ardından akademide Marmara Üniversitesi’nde İngilizce İktisat bölümünü kazandıktan sonra 1994 yılından bu yana o dönem taşındığım İstanbul’da yaşıyorum. Kadıköy Moda’da bir evimiz vardı ve bu süre zarfında ben de Modalı oldum. Babam Antalyalı olduğu için de yazları da her zaman denize yakın olduğum bir hayatım oldu. 1998 yılında da Koç Holding’de teftiş bölümünde işe başladım. Çeşitli endüstrilerin denetimini yapıyorduk. Otomotiv, dış ticaret ve tersanelerin de olduğu Holding bünyesindeki şirketlerin denetimlerini yaptık. 5 yıl kadar burada çalıştıktan sonra Koç Holding Opet’e ortak olunca beni Opet’te Denetim Direktörü konumuna getirdiler. 10 yılın sonunda da Divan’da Operasyon Genel Müdürlüğü görevine geçtim. Dolayısıyla sürekli olarak hizmet sektörüyle içli dışlı oldum. Yaklaşık 20 yıl Koç Holding’de çalıştıktan sonra İzmir’deki Özsüt’e 2016 yılında Genel Müdür olarak geçtim. 2019 yılında ise Başkanımız Ekrem İmamoğlu seçildikten sonra bana gelen beraber çalışma isteğini düşünmeden kabul ettim. Hiçbir koşul, makam ve sorgu olmadan bu büyük şansı kabul ettim.

CHP’nin bunda bir etkisi var mı?

Hayır hiç yok. Benim tamamen siyasetten uzak bir hayatım oldu.  Oy vermek dışında da siyasete herhangi bir ilgim yoktu. Sırasıyla; Beltur, İstanbul Halk Ekmek ve Hamidiye Suları’nda çalıştıktan sonra geçtiğimiz ağustos ayında da Şehir Hatları’na Genel Müdür olarak atandım. 

"Bu ülkenin bir deniz memleketi olduğunu öğrenmesi gerekiyor"

İBB’nin temel taşlarının hemen hepsinin yönetiminde bulunmuşsunuz. Sizde hangisi ağır bastı?

Oğluma da “hangisi daha iyiydi?” dediğinde “eğer bir kral tacı varsa ve bu tacın üstünde taşlar varsa, bu taşlar Hamidiye, Halk Ekmek ve Beltur ise en önündeki pırlanta Şehir Hatları” diyorum. En parlak, en göz alıcı, en ikonik yani en enleri bitmeyen muhteşem bir marka. 

Tarihi bir miras, sizi etkileyen bu özelliği mi?

Evet, Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulmuş bir tersaneden bahsediyorsunuz. Burada adım atarken dahi bu hissiyatın verdiği tatminin herhangi bir şeyle mukayesesi söz konusu değil. Bunun yanı sıra her zaman için stratejik önemi de haiz bir kurum olmuş. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde dahi “Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir,” cümlesinde geçirdiği bir tersane. Dolayısıyla ne kadar önem arz ettiğini buradan dahi anlayabilirsiniz. Dünyanın faal en eski tersanesi. Venedik’te de bir tersane var ancak aktif olan en eski tersane burası. 

Sizden önceki Genel Müdür Sinem Dedetaş çıtayı çok yüksekte bıraktı. Siz bayrağı nasıl devraldınız ve nereye taşıyacaksınız?

Evet Sinem Hanım çok büyük sorumluluk alarak çok büyük başarılara imza attı. Belki risk alarak da burayı tekrar hayata döndürmeyi başardı. Sinem Hanım’ın yanı sıra 1400’lerden bu yana binlerce kişinin çok büyük emek verdiği bir yer burası. Ben de dolayısıyla burada yüzyılların sorumluluğunu almaya çalışıyorum. Ben burada kişilerden ziyade, tüm Şehir Hatları’nın, tüm İBB çalışanlarının ve tüm İstanbulluların sorumluluğunu taşıyorum. Hatta tüm Türkiye’nin. Neden derseniz; Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethinin 2 yıl sonrasında burayı hayata geçirerek önemini ortaya koymuştur. Dolayısıyla burası tüm Türk vatandaşlarının sahip çıkması gereken bir tersane. 

“İyi bir ekibimiz var ve herkesi dinliyoruz”

Elbette benden önceki yöneticilerin yaptıklarının farkındayım ve daha ileriye taşımak zorunda oluğumu da biliyorum ancak bu bir ekip işi. Şanslıyım ki Sinem Hanım’ın da bize bıraktığı en büyük miraslardan birisi bize bıraktığı iyi bir ekip olması. İyi bir yapılanma söz konusu. Bizim yapmamız gereken şey burada bulunan herkesi oturup dinlemek, vatandaşımızı işitmek, beklentilerini anlamak ve stratejilerimizi ona göre belirlemek. Günün sonunda hepimiz aynı yöne koşuyoruz. Bu ülkenin daha iyi şartlarda olması ve ekonomik olarak kalkınması. Şehir Hatları da günlük hayatın bir parçası olduğu için getireceğimiz her iyileştirme her anlamda, ekonomik ve sosyal boyutta faydalı olacaktır. Bütün ekibimizin konsantrasyonu aslında bu yönde. Güzel şeyler yapacağız, paydaşlarımızla ortak projeler geliştireceğiz. Çalışmalarımız tam hızıyla devam ediyor. Evvela zemini sağlamlaştırıp binayı onun üzerine yerleştirme planımız var. 

"Bu ülkenin bir deniz memleketi olduğunu öğrenmesi gerekiyor"

Bizim yönettiğimiz bir bütçe var. Amacımız bu yönettiğimiz bütçeyi en verimli şekilde sevk ve idare etmek. Vatandaştan toplandığımız bir para var, destekleniyoruz. Bunu en verimli ve optimize edilmiş şekilde kullanmamız gerekiyor. Bu nasıl yapılır? Vatandaşların yoğun olduğu yerlerde ek seferler yapılır. Yarattığımız kaynağı vatandaşın daha rahat seyahat etmesi, sıfır emisyona geçilmesi gibi öncelikler için kullanacağız. Vatandaşımızın Şehir Hatları’yla yapacağı seyahatlerin bir festival havasında geçmesini hedefliyoruz. Vapurlarda çeşitli etkinlikler, dizaynlarındaki revizyonlar ve vatandaşların tercihine sunacağımız ürünler gibi revizyonları geliştirerek hizmetimizi geliştirmek istiyoruz. 

“Vatandaşlarımızın en büyük problemi merkezlerden iskelelere inmek”

İstanbul’da yerleşim iç kısımlara doğru yoğunlaştığı ve metro yatırımları arttığı için vatandaşlarımızın vapurlarımızı bir yerden bir yere giderken kullanacakları bir araçtan ziyade sosyal aktivite olarak da görmelerini istiyoruz.

Vatandaşlarımızın en büyük problemi şehir merkezlerinden iskelelere inmek. Ajandamızda en üst sıralarda yer alan bu konunun çözümü için ilçe belediye başkanlarıyla sık sık toplantılar gerçekleştiriyoruz. Ben bu konuda bir yol alacağımızı düşünüyorum. Doğru bir tanıtımdan sonra da vatandaşlarımızda vapurla seyahat de tercih edilebilir algısını oluşturmuş olacağımızı düşünüyorum.

Bu ülkenin bir deniz memleketi olduğunu öğrenmesi, İstanbul’un da en önemli özelliğinin Boğaz olduğunu ve vatandaş tarafından kullanılmasının teşvik edilmesi gerektiğinin öğrenilmesi gerekiyor.

Yeşil yakıtlar konusunda nasıl gelişmeler olacak?

Gerekli finansman sağlandıktan sonra çalışmalara başlayacağız. Ne kadar estetik olarak bir şaheser olsalar da Şehir Hatları vapurlarının sevk sistemlerinin ve yapısının değişmesi gerekiyor.

Yeni tip vapurlar mı katılacak?

Yeni vapurlar da katılacak, mevcut vapurların da geliştirilmesi sağlanacak. Yine de mevcut vapurlarımızı da kaybetmememiz lâzım. Türkiye denince nasıl akla peri bacaları, kız kulesi vs. geliyorsa İstanbul denince de akla gelen, en çok fotoğrafı çekilen simgelerden birisi de Şehir Hatları vapuru. Eğer biz bunları verimlilik kaygılarıyla sistemden çekersek bir değeri yok etmiş oluruz. Amacımız bu sanat eserlerini koruyup geliştirerek daha verimli, daha stabil daha sessiz olmalarını sağlamak.

İnşa etmek zor değil ancak iskeleye yandan yanaşan gemiler oldukları için verimlilikleri oldukça düşük gemiler. Estetik olarak çok güzel olsalar da İstanbul’un yoğun trafiğinde verimlilik açısından yeni gemiler çok daha iyiler. Klasik vapurlarımız 30-35 l/mil yakıt tüketiyorlar. Yeni vapurlarımızda ise 15 litre yakıt tüketiliyor. Eski vapurlar 1800-2000 kişilik kapasiteye sahipken yeni gemileri 500-600 gibi daha makul sayılarda tutabiliyoruz. Yoğun saatlerde vapurlar tamamen dolabilirken yoğunluğun olmadığı saatlerde koskoca vapurda 50-60 kişi olabiliyor. 

“Kaynaklarımızı kendi bünyemizde oluşturmalıyız”

Bizim kaynaklarımız vatandaşların verdiği vergilerden sağlanıyor. Dolayısıyla bizim burada israf ettiğimiz her bir kuruş belki de müşkül durumdaki bir çocuğun evine girecek yemeğin ikamesi oluyor. Aslında hepimizin bu mantalitede hareket etmemiz gerekiyor. Biz kıvrak zekâya sahip ve pratik çözüm üretebilen bir toplumuz. Ancak, doğru yönetilmemiz gerekiyor. Benim de bu işletmede bir yönetici olarak bu görüşü benimsetmem gerekiyor.

Biz çoğunlukla ithalat yapan bir ülke olduğumuz için de kaynaklarımızı ve çalışmalarımızı mümkün olduğunca kendi bünyemizde üretmemiz gerektiğini düşünüyorum.

"Bu ülkenin bir deniz memleketi olduğunu öğrenmesi gerekiyor"

Bu görüşünüzü desteklerken sektör temsilcilerine ve uzmanlarına danışıyor musunuz?

Tabii ki. Bu bölgede, Tuzla ve Yalova gibi yoğun tersanelerin bulunduğu bir coğrafyada uzman görüşlerine de sık sık danışıyoruz. Dünya ile rekabet edebilecek seviyede bilgi birikimine sahip çok gelişmiş kuruluşlar oldukları için onlarla durmadan temas hâlindeyiz. Göreve gelir gelmez de sektör temsilcileriyle bir araya gelip toplantılar düzenlemeye başladık.

Günün sonunda çalışanımızı da vatandaşımızı da paydaşımızı da dinlememiz gerekiyor. Benim ve arkadaşlarımın yaptığımız ilk şey dinlemek. 

İstanbul farklı kültürlerden kişileri çokça ağırlayan mega kent. Vapurlarda hijyen ve güvenlik konularında nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?

Hijyen ve güvenlik konusunda hiçbir şekilde kısıtlamaya gitmeden çalışmalar yürütüyoruz. Hijyen konusunda pandemi ne kadar büyük bir felaket olsa da toplumda bir bilinç oluşması sağlandı. Biz Şehir Hatları olarak vatandaşlarımızla buluştuğumuz noktalarda içeride bir hijyen ekibi kuruyoruz. Bu ekibin bütün görevi bu rota üzerinde dolaşıp müdahale edilmesi gereken bütün yerlere müdahale edip temizliği sağlaması.

Güvenlik konusunda ise elimizden geleni yapsak da 40 milyonun taşındığı bir organizasyonda problem çıkmaması imkânsıza yakın. Biz temizlik ve güvenlik personelimizi İBB’nin iştirakleri olan şirketlerden karşılıyoruz. Şu anda 183 güvenlik personelimiz var ve çeşitli noktalarda güvenlik noktasında bu arkadaşlarımızdan destek alıyoruz. Ekstra ihtiyaç olduğu durumlarda da kendileriyle iletişime geçip sayıyı artırma taleplerinde bulunuyoruz. 

Amacımız İstanbul’da vapura binmeyen kimsenin kalmaması. Hız kesmeden devam edeceğiz. Başkanımızın vizyonu da bu yönde. 

Deniz Dolmuşlar ve Deniz Taksiler nasıl işliyor, geri dönüşleri nasıl?

Deniz Dolmuşlar bu sene faaliyete geçti ve belirli hatlarda çok büyük gemiler yerine onları koyarak hem tasarruf hem de pratiklik sağlıyoruz. Sayılarını çoğaltacağız. Taksiler de faaliyetlerine devam ediyor. Deniz Dolmuşları biz seviyoruz, vatandaşlar da sevdi ve takdir etti. 

Personel refahı konusunda nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz?

Ajandamda kadın kaptan istihdamı başlığı ilklerde bulunuyor. İlaveten personelimizle daha fazla temas ediyoruz. Onlardan gelen geri bildirimler, bizim hiç aklımıza gelmemiş fikirler ve tasarımlar konusunda kendilerini dinliyoruz. Tüm personelimiz için bir anket yayınladık. Şimdilik 10 soru belirledik ve her hafta Şehir Hatları ailemize cevaplamaları için iletiyoruz. Onların eldivensiz fikirlerini merak ediyoruz. Şehir Hatları’nı nerede görüyorlar ve ekstra ne yapılmasını istiyorlar. Biz bir aileyiz. 

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın