Bir şeyler değişiyor mu acaba?

Şeyma İnal

Denizcilik herhalde dünyanın en meşakkatli işlerinden biridir, özellikle tersane ve gemi sahibi olmayı hep çok meşakkatli bulmuşumdur. Bu kriz ortamında hâlâ gemi alan, finansman bulan ve gemilerini Türk bayrağı altında çalıştırmak isteyen armatörlerimizin sebepsiz yere yaşadığı bürokratik güçlüklere çare bulmak bu kadar zor mu, anlayabilmiş değilim. Bu nedenle, birçok konunun yetkililer ile uygulamayı gerçekleştirenlerin bir araya gelmesi sonucunda çözülebileceğine her zaman inanan bir avukat olarak, İstanbul Liman Başkanlığı’nın deniz hukuku alanında faaliyet gösteren avukatlık bürolarını davet ettiği bir toplantı düzenlediğini duyunca çok memnun oldum.
24 Aralık sabahı İstanbul Liman Başkanlığı’nda birçok hukuk bürosunun katıldığı bir toplantı yapıldı. Açıkçası önce  toplantının  ne amaçla düzenlendiğini bilmiyorduk. Toplantının bir tanışma toplantısı olduğunu ancak sadece bizim değil sayın liman başkanının da birtakım sıkıntıları olduğunu ve bunları bizlerle paylaşmak istediğini, ayrıca bizim yaşadığımız zorlukların bir kısmından haberdar olduğunu duymak memnuniyet vericiydi.
Gündeme gelen bazı konular kısaca şöyleydi: Liman Başkanlığı’nın en önemli sıkıntısı boğazlardan geçerken haczedilen gemilerle ilgili. Bunlara emniyetli bir şekilde barındıracak yer bulmak, içindeki personelin durumu ve masrafları doğal olarak problem yaratıyor. Ancak Türkiye’nin jeopolitik konumu ile İstanbul ve Çanakkale Boğazı’nın önemini göz önüne aldığımızda sırf bu problemler sebebiyle, haklı tarafların alacağını tahsil etmekten imtina etmesi de beklenemez.
Gemi kazalarından sonra kaza geçiren gemilerin personelinin ifadelerinin doğru bir şekilde alınmasında sürat sağlanması, bunun için de hem eğitimli personel hem de yeterli teknik destek gerektiği gündeme getirildi. Bizim de büro olarak bir ifade alınma sürecinde ortaya çıkan teknik problemler sebebiyle üç defa bilgisayar değiştirmek zorunda kaldığımızı da belirtmek isterim.
Ayrıca bu tür olaylarda olayın psikolojik boyutunu da değerlendirebilecek bir ortam yaratmak da çok önemli. Zaten yabancı bir ülkede kaza yapmış olduğu için bunun sıkıntısını ve utancını yaşayan bu insanları, Türk misafirperverliğine uygun bir şekilde ağırlayıp ifadelerini alacak bir ortam yaratılması gerektiği de konuşulan konular arasındaydı. Aynı şekilde Liman Başkanlığı ve Gemi Sicili’ndeki yer ve ortam sıkıntısı; gemi alımı ve satımına ilişkin closing’lerde de çok büyük önem arz ediyor. Zira bu tür çok taraflı işlemlerde alıcı, alıcının bankası, satıcı, satıcının bankası gibi birçok tarafın aynı anda hareket etmesi ve işlem yapması gerekebiliyor. Eşzamanlı olarak ipotek fekki, geminin sicil kaydının terkini ve/veya geminin tescili, ipotek tescili yapılması zorunlu olduğunda, bu eşzamanlılığın en iyi sağlanacağı yer gemi sicilidir.
Ancak Liman Başkanlığı binasında bu tür bir closing yapacak mekân bulmak bir yana, cep telefonu dahi çekmediği için eşzamanlı işlem yapmakta güçlük çekildiği de toplantıda iletilen konular arasındaydı. Ancak daha da vahimi, örneğin bir gemi sicilden terkin edildiğinde ve terkin belgesinin derhal başka bir ülkenin siciline ya da bankaya fakslanması gerektiğinde, Liman Başkanlığı binasından uluslararası faks çekmek dahi mümkün olmuyor.Türkiye maalesef açılan alışveriş merkezleri ve lüks restoranlarla aydınlık ve modern bir ülke görüntüsüne kavuşsa dahi, yabancı bir müvekkili Gemi Sicili ve Bölge Müdürlüğü binasında ağırlamak durumunda kalırsanız, bütün o yaratılan Türkiye imajı hafızalardan siliniyor. Liman Başkanlığı’nın bu problemimizden haberdar olduğunu duymak bizi çok sevindirdi. Bu nedenle umuyoruz ki bu problemlere çözüm getirecek adımlar da atılacaktır.
Bu toplantıdan hemen sonra, Hırvatistan’ın Rijeka Limanı’na kayıtlı bir gemi almak isteyen bir müvekkilimiz için Hırvatistan’da bir avukatla temasa geçtim ve satın almak istediğimiz geminin üzerinde ipotek olduğunu ve Rijeka Liman Başkanlığı’nda eşzamanlı closing yapılacak tüm imkânların mevcut olduğunu ve önceden ayırtabileceğimiz bir closing odasının bulunduğunu bildirdiğinde açıkçası kendi adıma çok üzüldüm. Gerçekten de closing günü Rijeka Liman Başkanlığı’nda bize bir closing odası tahsis ettiler.
Ancak saat 15.00 civarında satıcıya ödenmesi gereken para satıcının bankasına henüz gelmişti ki ipotek fekki ve geminin terkini işlemini yapacak olan gemi sicil memuru, işlemin tam ortasında mesai saatinin dolduğunu, ipoteği ertesi gün fekkedebileceğini ve gemiyi de ertesi gün terkin edebileceğini söyleyerek Liman Başkanlığı’nı terk etti! İstanbul Liman Başkanlığı’ndaki gemi sicil memurlarımızın böyle bir durumda işin sonuçlanması için gösterdiği ve göstereceği fedakârlıkları bu sektörde çalışan hiç kimseye herhalde söylememize dahi gerek yok. Umarız ki en kısa zamanda Liman Başkanlığımız hak ettiği fiziksel şartlara kavuşacaktır.

Bunu Paylaşın